Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/123 E. 2023/238 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/123 Esas
KARAR NO : 2023/238

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/01/2016
KARAR TARİHİ : 20/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davanın etkinliğinin sağlanması ve Davacı şirketin zararının artmasının önlenmesi amacıyla,…, …, …,… isimli internet sitesine erişimin tedbiren engellenmesine ilişkin … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 19.01.2016 tarih ve …D.İS sayılı İhtiyat-i Tedbir kararının devamına ,Davalıların eylemlerinin ayrı ayrı davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine,davalı eylemlerinin durdurulmasına, önlenmesine, Marka hakkının ihlali nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile, hükmün ilanına,yargılama giderlerine davacının 4.FSHHM’nin… diş sayılı dosyasında yapmış olduğu masraflarında eklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;Değişik iş dosyasına sundukları beyanlarda da belirtildiği gibi müvekkilinin sadece kargo taşımacılığı yapmakta olduğunu, Müvekkiline taşınacak mal kapalı kutu halinde geldiğini,Müvekkilinin içinde ne olduğunu bilmediğini, Taşımasının yapıldığını ve ödemesi alındığında paranın ilgilisine aktarıldığını, Müvekkilinin ürünün satış ve pazarlama işini yapmadığını, Bu sebeple davacının mallarını taklit etmesi ve satışa sürmesi nin de mümkün olmadığından öncelikle davanın husumet yönünden reddini ayrıca esas yönünden de sorumlulukları bulunmadığından davanın reddi gerekitğini beyin etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin Kargo taşımacılığı işi yaptığını, Müvekkili ile … Ltd. Şirketi arasında 05.11.2015 tarihli “Kargo Gönderi Taşıma – Teslim Sözleşmesi” imzalandığını,sözleşmenin 2. maddesinde Sözleşmenin Konusunun …, adresinde hazırlanacak gönderilerin ve her türlü emtianın sözleşme şartları ile ilgilisine teslimi” olarak belirlendiğini, davalının kargo paketlerine konan ürünleri görmediğini, davalının iş hacmi düşünüldüğünde, taşınan her bir kargonun yasal durumu hakkında araştırma yapmasının mümkün bulunmadığını, sorumlu tutulamayacağını, Öncelikle davanın husumet yönünden reddini ayrıca esas yönünden de sorumlulukları bulunmadığından davanın reddi gerekitğini beyin etmiştir.
Diğer davalılara usulen teligat yapılmış, davalı …’a ise ilanen tabligat yapılmış ancak açılan davaya karşı beyanda bulunmadıkları delil bildirmedikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişiler 22/02/2023 tarihli bilirkişi raporlarında; 1- Davalı … firmasının sunduğu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, taşıma sözleşmesini içerip içermediği, söz konusu faturaların ilgili Vergi dairesine bildirilip bildirilmediği yönünden, mahallinde yapılması gereken inceleme için, tasfiye halinde olduğu ve faaliyette bulunmadığı anlaşılan davalı … firması yetkilisi… tarafından, ilgili yıllara ait ticari defterlerin bulunamadığının bildirildiği, e-mail yoluyla 2015 ve 2016 yıllarına ait BA-BS formlarının iletildiği, 2015 ve 2016 yıllarına ait BS Formlarında görülen Mal ve Hizmet Satışlarına ilişkin faturalardan, davalı … Şti. ile ilgili | adet KDV hariç 9.350,00 TL tutarındaki faturanın vergi dairesine bildiriminin yapılmış olduğu görülmüş, ancak, ticari defterler ibraz edilememiş olduğundan, tasfiye halinde olduğu ve faaliyette bulunmadığı anlaşılan davalı … firmasının ticari defterlerinde kayıtlı olup, olmadığının tespitinin yapılamadığı, Mahkemenin 26.10.2022 tarihli verilen görevle ilgili ara kararında görevlendirme yapılmamış olmasına rağmen, BAM kararında belirtilmiş olması nedeniyle, davalı … yönünden de ticari defter ve belge incelemesine karar verilecek olması halinde, davalı …’ın dosyaya ibraz etmesi gereken ticari defter ve belgeler hakkında Sayın Mahkemeye 24.01.2023 tarihli dilekçe ile bilgi verildiği, Davalılardan …LTD. ŞTİ., …ve …’un tespit edilen eylemlerinin davacı yana ait tescilli markalara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu, zira gerek incelenen değişik iş dosyalarında yer alan “kargo ile gönderilen ürünlerin” orijinal ürünlerden ciddi manada farklı olması, gerekse de bizatihi davacı yana ait markaların “ihtilaf konusu alan adlarının asli unsuru olarak kullanılması” davalı yanların ilgili eylemlerinin davacı yana ait tescilli markalara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunu ortaya koyduğu, Davalılardan … LTD. ŞTİ.’nin kullanımlardan sorumlu olmadıkları yönündeki beyanlarını davalılardan … ŞTİ ile imzalamış olduğunu iddia ettiği ve konusu “… işbu sözleşme taraflar arasında gönderi taşıma — teslim hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için aşağıdaki tanımlı unsurların yerine getirilmesi için akdedilmiştir. Adresinde hazırlanacak gönderilerin ve her türlü emtianın sözleşme şartları ile ilgilisine teslimi. Taşıtıcı firma …Tic. LTD. ŞTİ. Tarafından belirlenecek olan her türlü ticari ürün ve evrakların taşınması ve ilgilisine teslimi.” konulu sözleşmeye dayandırdığı, ilgili sözleşmenin imzalanıp imzalanmadığı ve davalı … LTD. ŞTİ. ilgili beyanlarını davalılardan … LTD. ŞTİ. arasında bu minvalde bir ticari ilişkinin var olup olmadığının teyidi gayesi ile Davalı… ŞTİ. Ticari verilerin yerinde inceleme yapılacak şekilde hazır edilmesi istenmiş ancak firmanın tasfiye halinde olduğu bildirimi ile ilgili verilerin hazırlanamayacağı bildirilerek e-mail yoluyla tarafımıza yukarıda detayları bildirilen BA-BS formlarının iletildiği, ilgili formlar içerisinde Mal ve Hizmet Satışlarına ilişkin faturalardan, davalı … Şti. ile ilgili 1 adet KDV hariç 9.350,00 TL tutarındaki faturanın vergi dairesine bildiriminin yapılmış olduğu görülmüş ancak, ticari defterler ibraz edilememiş olduğundan, ilgili faturanın tasfiye halinde olduğu ve faaliyette bulunmadığı anlaşılan davalı … firmasının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, detayları bildirilen sözleşmenin davalılardan …ŞTİ. ile davalılardan … ŞTİ. arasında imza edildiği ve davalılardan … LTD. ŞTİ. tarafından yalnızca gönderi taşıma hizmetinin verildiğinin Sayın Mahkeme tarafından kabulü halinde davalılardan … LTD. ŞTİ.’nin davacı yana ait herhangi bir markaya tecavüzünden bahsedilemeyeceği, aksinin tespit ve kabulü halinde ise davalılardan … LTD. ŞTİ.’nin de davacı yana ait tescilli markaya tecavüzün var olduğunun kabulünün gerekeceği, Davalılardan… — … ise Değişik İş dosyasına sunduğu ve tarafının …isimli dava dışı bir şahıs olduğunu iddia ettiği sözleşme gereği ilgili ürünleri taşıdığını beyan etmiş ise de arz edilen sözleşmeyi tevsik edebilecek herhangi bir veri dosyada olmadığı gibi ilgili şahsın ticari defter ve kayıtları heyetimizce incelenemediğinden konu hakkında değerlendirme yapılamadığı, dosyada var olan veriler çerçevesinde gönderici olarak ilgili davalının isminin kargolarda yer alması nedeni ile eylemlerinin davacı yana ait tescilli markalara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunun değerlendirilebileceği sonuç ve kanaatine ulaşıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi Nabi Ilıca 05/06/2023 tarihli ek raporda; Davalı … Firması yönünden ; Davalı … firmasının mali müşaviri ve aynı zamanda tasfiye memuru olan … tarafından, eski yıllara ait olmasından kaynaklanan arşiv karışıklığı nedeniyle, 2017 yılına ait Yevmiye Defterinin … tarih, … yevmiye numaralı açılış tasdik kapağı altındaki … yevmiye numaralı boş sayfalarına kaydedilmiş olan ve takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, sahibi lehine delil niteliği taşımadığı tespit edilen 2015 ve 2016 yıllarına ait Yevmiye Defteri kayıtlarının ibraz edildiği, Davalı … firması ile ürünleri satan kişi olduğu iddia edilen davalı …Şti. arasında dava konusu ve tespite konu ürünlerin dağıtımına ilişkin olarak gerçek bir sözleşme olup olmadığının takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, söz konusu sözleşmeye dayalı olarak davalı … firması tarafından, davalı … Ltd. Şti.’ne hizmet satışından düzenlenmiş olan 9 adet KDV dahil toplam 59.202,10 TL tutarındaki faturaların, davalı … firmasının 2017 yılına ait Yevmiye Defterine ilişkin yevmiye numaralı boş sayfalarına yazdırılmış olan ve sahibi lehine delil niteliği taşımadığı tespit edilen 2015 ve 2016 yıllarına ait yevmiye maddelerinde kayıtlı olduğu, söz konusu faturalardan, … tarih, … no’lu ve KDV hariç 9.350,00 TL bedelli olanının ilgili vergi dairesine bildirildiği, ilgili vergi dairesine bildirilmesi gereken KDV hariç 5.000,00 TL üzeri bedelli 4 adet faturanın, ilgili vergi dairesine bildirildiğine dair BS formlarının ibraz edilememesi nedeniyle görülemediği,
Davalı …Yönünden; Davalı …’ın ibraz edilen 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin kapanış tasdiki yapılmamış olması nedeniyle, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, İşi veya mesleği kurye faaliyetleri olan davalı …’ın, 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterleri ile satış faturalarının tetkikinde; dava dışı … ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığı ve adı geçen şahıs adına herhangi bir satış faturası düzenlenmediği, 2016 yılı Şubat ayından itibaren, şahıs firması olarak gayri faal durumda bulunduğu ve kurye faaliyetlerine şirket unvanı ile devam etmekte olduğu, Dava dışı …isimli şahıs ile dava konusu ürünler bakımından bir ticari alım-satım olmadığı, bu hususta düzenlenmiş fatura vs. bir ticari kayıt bulunmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen, davalı … değişik iş dosyasına sunmuş olduğu 04.02.2016 tarihli beyanında, ürünleri satan kişinin … olduğunu, adresinin …olduğunu beyan ederek taşıma sözleşmesini sunmuş olduğu halde, mahallinde yapılan incelemede davalı … tarafından, aradan uzun zaman geçmiş olması nedeniyle, dava dışı … isimli şahıs tanınmıyormuş, bilinmiyormuş ve aralarında herhangi bir ticari alışveriş olmamış gibi davranıldığını bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; Davalıların eylemlerinin davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, davalı eylemlerinin durdurulması, önlenmesi, Marka hakkının ihlali nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın tahsili ve ilan taleplerine dayalı olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen 05/06/2018 tarih ve 2017/321 Esas 2018/253 sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2022 tarih ve 2020/1077 Esas, 2022/679 Karar sayılı ilamıyla kaldırılmış olup, Bam kaldırma ilamında; “Davacı, adı geçen internet siteleri üzerinden kendi markası olan ”chanel” ibaresi kullanılarak taklit ürün satılıp dağıtımının yapıldığını, internet siteleri davacıya aitmiş gibi bir izlenim yaratıldığını beyan ederek taleplerini ileri sürmüştür.
… 4. Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik numaralı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, internet üzerinden iki adet kozmetik ürün siparişi üzerine göndericilerin davalı … firması ve davalı … olduğunun anlaşıldığı, adı geçen davalıların sorumluluklarının bulunduğu belirtilmiş, Mahkemece de kararın gerekçesi bu değerlendirme üzerine kurulmuştur.
Oysa istinaf yoluna başvuran davalılar aşamalardaki savunmalarında, ürünlerin taşıyıcısı olduklarını beyan ederek buna ilişkin delillerini sunmuşlardır.
Her ne kadar ürünlerin gönderimine ilişkin kargo fişleri üzerinde davalılar gönderici olarak yer almış iseler de; davalı … değişik iş dosyasına sunmuş olduğu 04.02.2016 tarihli beyanında, ürünleri satan kişinin … olduğunu, adresinin … olduğunu beyan ederek taşıma sözleşmesini sunmuş, diğer davalı … firması; davalı …Ltd. Şti. İle aralarında hizmet sözleşmesi bulunduğunu, yalnızca taşıyıcı olduğunu, ürünlerin hazır pakette kendilerine geldiğini beyan ederek, bu firma adına düzenlemiş olduğu faturaları ve taşıma sözleşmesini sunmuş, Mahkemece bu hususlar üzerinde değerlendirme yapılmamıştır.
… tarih … sayılı HGK kararında da açıklandığı üzere, marka hakkına tecavüz eylemi esasen bir haksız fiil olduğundan haksız fiilden dolayı tazminata hükmedilmesi mütecavizin kusurlu davranması şartına bağlı olmasına karşın, tecavüzün durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için kusurun varlığı şart değildir. Buna karşın, tecavüz fiillerine iştirak veya yardım etmek ya da bu fiilleri teşvik etmek veya yapılmasını kolaylaştırma eylemini gerçekleştirenlerin sorumlu tutulabilmeleri için ise, asıl mütecavizin fiilinin tecavüz oluşturduğunu bilmeleri veya bilebilecek durumda bulunmaları gereklidir. Bu sebeple istinaf yoluna gelen davalıların adı geçen sitelerinde üçüncü kişilere satılan ürünlerin taklit olduğunu bildiği yada bilebilecek durumda olup buna rağmen dağıtımını yaptıklarının kabulü için tüm iddia ve savunmaların karşılanması, sunulan delillerin tek tek değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple davalı … firması ile ürünleri satan kişi olduğu iddia edilen davalı …Ltd. Şti. arasında dava konusu ve tespite konu ürünlerin dağıtımına ilişkin olarak gerçek bir sözleşme olup olmadığı yönünden tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davalı … firmasının sunduğu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, taşıma sözleşmesini içerip içermediği, söz konusu faturaların ilgili Vergi dairesine bildirilip bildirilmediği, davalı … yönünden ise, dava dışı … isimli şahıs ile dava konusu ürünler bakımından bir ticari alım-satım olup olmadığı, bu hususta düzenlenmiş fatura vs. bir ticari kayıt bulunup bulunmadığı, var ise bu kayıtların gerçek bir alım-satıma dayanıp dayanmadığı hususları araştırıldıktan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi hatalı görülmüştür.
Kabule göre de; davalı …Ltd. Şti. Yönünden kararın gerekçeyi içermediği, Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması, bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanılarak, kararın sebeplerinin açıklanması gerektiği dikkate alındığında kararın bu yönüyle de hatalı olduğu görülmüştür.”
Mahkememizce Bam kaldırma ilamında değinilen hususlar yönünden gerekli inceleme ve araştırma yapılmış olup, tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde;
Mahkememizce kaldırma ilamı öncesi yapılan tespitlerde de ifade edildiği üzere;
4.FSHHM’nin …diş sayılı dosyasında Bilirkişi …. ve Bilirkişi … tarafından hazırlanan 18.01.2016 tarihli bilirkişi raporu kapsamında: … internet sitesinin yayında olduğu; alan adı, site başlığı ve sayfa içeriğinde davacının tescilli markası olan … markasının kullanıldığı, ilgili sitede … markalı 8 adet parfümün tanıtıldığını,ürünlerin Orijinal olduğunun belirtildiğini, Söz konusu internet sitesinin özellikle “hakkımızda” başlıklı bölümü de incelendiğinde söz konusu sitenin adeta … markasının resmi internet sitesi olduğu izlenimini verdiğini, sitenin “iletişim” kısmına girildiğinde Fransa adres ve haritasının ver aldığı ve 3. Kişiler nezdinde bilhassa … markasına ait internet sitesi izlenimi yaratmanın amaçlandığı,… internet sitesinin yayında olduğu; alan adı, site başlığı ve sayfa içeriğinde, … markasının kullanıldığı ve sitede satışa sunulan ürünlerin orijinal olduğununbelirtildiği,…://… /(…) alan adlarının aktif olduğu, internet sitesinin ise yakında yayında olacağının belirtildiği, Bilirkişilerce … internet sitesinden sipariş formuyla sipariş verildiği, sipariş verildikten sonra belirtilen adrese …ile 1 adet … marka parfüm ile 1 adet … ürünlerinin sipariş edildiği, faturanın üzerinde de bu ürünün adı yazmasına rağmen kargonurı içinden yine davacı Sirket’in markasını taşıyan … isimli ürün çıktığını, marka parfümün bilirkişilere teslim edildiği bilirkişilerin incelemelerinde alan adının kayıtlı olduğu şirketler ile ürünü gönderen kargo şirketinin tespit edildiği, ayrıca ürünün incelenmesinde ürünün taklit olduğunu ve davacının markasının üün üzerinde kulanıldığını, ürünün kalitesiz ve merdiven altı olduğunu ayrıca sağlık için zararlı dolduğunu ,tüketicinin ayır etmesinin güç olduğunu aldatıcı nitelikte olduğunu tespit ettikleri anlaşılmıştır.
HMK 266. madde gereğince mahkememizce de bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişiler …,… ve … tarafından düzenlenen raporların denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiştir.
Bilirkişiler raporlarında netice olarak; Davalılar …, … Şirketi ve … Ltd. Şti.’nin, eylemlerinin yalnızca ürünleri taşımak olmadığı,Davalılar … ve…’in davacı Şirket’e ait markayı internet alan adı olarak kullanıp bu adreste davacıya ait markaya yer verdiği, davalıların eylemlerinin tamamının marka hakkını ihlal eden fiiler kapsamında olduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tespitler ve Bam ilamı nazara alındığında; marka hakkını ihlal eder mahiyette eylemlerin varlığı noktasında tereddüt bulunmamakta, kaldırma ilamı bam ilamında bahsi geçen uyuşmazlık bahsi geçen davalıların sorumlu olup olmayacağı yönünde olup, mahkememizce bu minvalde de inceleme yapılmıştır.
Her ne kadar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 2020/1077 Esas, 2022/679 K. Sayılı ve 21.04.2022 tarihli kararı; “… Davalı … yönünden ise, dava dışı … isimli sahıs ile dava konusu ürünler bakımından bir ticari alım-satım olup olmadıgı, bu hususta düzenlenmis fatura vs. bir ticari kayıt bulunup bulunmadıgı, var ise bu kayıtların gerçek bir alım satıma dayanıp dayanmadıgı hususları arastırıldıktan sonra ….” şeklinde hüküm kurmuşsa da fiilin gerçekleştiği dönem yürürlükte olan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki KHK’nın 61. Maddesinde markaya tecavüz sayılan fiiller arasında “Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak.” fiilleri sayılmıştır.
Davalı … dava konusu ürünlerle şirketlerinin bir ilgisinin olmadığını, sadece kargo hizmeti verdiklerini, ürünlerin ticari özelliklerini bilme imkânları olmadığını ve bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirtmiş ise de, … 4. FSHH Mahkemesi’nin …D.İş sayılı delil tespiti dosyası için satın alınan ve görselleri 21.03.2016 tarihli cevaba cevap dilekçesi ekinde sunulan dava konusu ürünlerin teslimine ilişkin kargo bilgilendirme etiketinde belirtildiği üzere; uyuşmazlık konusu ürünleri alıcıya teslim eden kargo şirketi … firması olup Davalı Şirket … ise kargo şirketi değil bizatihi ürünlerin göndericisi ve satıcısı konumundadır.
Bu bakımdan, ilgili ürünlerin taşıyıcısı … olup, davalı yan ürünlerin göndericisi konumundadır ve bu ürünlerin sorumluluğunu taşımaktadır. Nitekim çevrimiçi alışverişler ve teslimatlar bakımından günümüz koşulları incelendiğinde hiçbir kargo şirketinin adının gönderici olarak yer almadığı görülecektir; gönderici olarak yer alan şirket bizatihi ürünü satan/pazarlayan şirkettir.
Bu konuda huzurdaki dosya kapsamında hazırlanan 14.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere bu durum … 4. FSHH Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyasında verilen bilirkişi raporunda aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir:
“Dosya kapsamı incelendiğinde tespit talep edenin sipariş verdiği ve bu yöntemle tarafına kargo vasıtasıyla ürün gönderildiği anlaşılmaktadır. (…) Kargo fişi incelendiğinde sipariş tel adı altında verilen telefon numarasının eksik verildiği, satıcıya ait herhangi bir bilgi bulunmadığı fişte ‘DİKKAT: Kurumumuz, bu gönderiye sadece dağıtım hizmeti vermektedir. İade, bilgi ve şikayet için etiketteki sipariş telefonunu arayınız.’ İbaresi bulunmakta ve kargocu bilgisinin … olarak vermiştir. Websitelerinin whois bilgilerinde de yine … adresinin olduğu da dikkat çekici olup, websitesi sahip ve yöneticilerine ulaşmak için …’a sorulması gerekmektedir. Çünkü satıcıyla aralarında taşıma ve ödeme ilişkisinin kurulduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim dosya kapsamında yer alan 29.06.2015 tarihli ve … no’lu gönderide de “Gönderici” olarak davalılardan …’ın adının bulunduğu görülmektedir. Dolayısı ile davalı … yalnızca aracı bir kargo firması olduğu yönündeki beyanlarının bir geçerliliği bulunmamaktadır. Bu kapsamda, bahsedilen ticari işlemleri yapan ve TTK kapsamında basiretli bir tacir olması beklenen davalının yasal olarak uyuşmazlık konusu taklit ürünlerin göndericisi konumunda bulunduğu da göz önüne alındığında, dava konusu eylemlerden satıcı, dağıtıcı ve taklit ürünleri ticari amaçla elde bulunduran olarak hukuken sorumlu olduğu hususunda şüphe bulunmamaktadır.
Davalı …Şti. ile diğer davalı …’nın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen 05.06.2023 tarihli Bilirkişi Ek Raporu ile; Davalı … firmasının ilgili tarihlerde ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiki bulunmadığı, bu nedenle sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, Davalı … firması ile davalı … Ltd. Şti. Arasında imzalandığı iddia edilen 05.11.2015 tarihli sözleşmenin damga vergisinin vergi dairesine ödendiğine dair defter kaydına rastlanılmadığı, 5.000 TL üzerinde satış tutarı olan … fatura numaralı satış dışında …, …, …, … fatura numaralı satışların vergi dairesine bildirildiğine dahil BS formalarının mevcut olmadığı, Davalı …’ın ilgili tarihlerde ticari defterlerinin açılış noter tasdikinin yapıldığı fakat kapanış noter tasdiki yapılmadığı, bu nedenle sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, Davalı …’ın ilgili tarihlerdeki ticari defter ve kayıtlarında dava dışı … adına herhangi bir kayıt veya satış faturası bulunmadığı tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK md. 222/4 uyarınca usulüne uygun tutulmayan ticari defter ve kayıtları sahibi davalılar lehine delil teşkil etmemekte olup davalı … ile davalı …arasında ve davalı … ile dava dışı …arasında gerçek bir ticari ilişki ve sözleşme olmadığı alınan rapor ile sabit hale gelmiştir.
HMK md. 222/2 “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” hükmü mevcut olup ne davalı … ne de diğer davalı …’ın ticari defter ve kayıtları bu hükme uygun olarak tutulmamıştır.
HMK md. 222/4 “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” hükmü uyarınca davalı … ve davalı …’ın ticari defter ve kayıtları kendileri aleyhine delil teşkil edeceğinden davalı … ile davalı … ve davalı … ile dava dışı …arasında gerçek bir ticari ilişki ve sözleşme olmadığı Bilirkişi Ek Raporu ile ortaya konmuştur.
Yukarıda açıkladığı üzere davalıların usulüne uygun tutulmamış ticari defter ve kayıtları davalılar aleyhine delil teşkil edeceğinden bu kayıtların esasına dair yapılan tespitlerin somut uyuşmazlığın çözümünde etkisi bulunmamaktadır. Ancak bir an için ticari defter ve kayıtların HMK’nın aradığı şekil şartlarını taşıdığı kabul edilse dahi Bilirkişi Ek Raporu’nda davalı … firması ile davalı … arasında imzalandığı iddia edilen 05.11.2015 tarihli sözleşmenin damga vergisinin vergi dairesine ödendiğine dair defter kaydına rastlanılmadığı, ayrıca … firması ile … arasında gerçekleştiği iddia edilen 5.000 TL üzerinde satış tutarı olan … fatura numaralı satış dışında …, …, …, … fatura numaralı satışların vergi dairesine bildirildiğine dair BS formalarının mevcut olmadığı mütalaa edilmiş olup tüm hususlar davalı … ile davalı … arasında dava konusu ürünlerin dağıtımına ilişkin olarak gerçek bir sözleşme ve ticari ilişki olmadığını ortaya koymaktadır.
Yine ticari defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmamış olan davalı …’ın bir an için bu defter ve kayıtları şekle uygun tuttuğu kabul edilse dahi, …’ın ilgili tarihlerdeki ticari defter ve kayıtlarında dava dışı … adına herhangi bir kayıt veya satış faturası bulunmadığı Bilirkişi Ek Raporu’nda tespit edilmiş olduğundan aralarında gerçek bir ticari ilişki olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda …’ın ve … Firmasının dava konusu ürünlere ilişkin yalnızca kargo hizmeti verdiklerine ve ürünlerin ticari özelliklerini bilemeyeceklerine ilişkin iddialarının kabul edilemeyeceği, …’ın ve … söz konusu ürünlerin satış ve pazarlamasını yaptıkları ve dava konusu eylemlerden satıcı, dağıtıcı, taklit ürünleri ticari amaçla elde bulunduran olarak hukuken sorumlu oldukları aşikardır.
Sonuç itibariyle, Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararının gerekçesinde belirtildiği şekilde davalı … firması ile ürünleri satan kişi olduğu iddia edilen davalı … Ltd. Şti. arasında dava konusu ve tespite konu ürünlerin dağıtımına ilişkin gerçek bir sözleşme olup olmadığı yönünden tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalı … firmasının sunduğu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, taşıma sözleşmesini içerip içermediği, söz konusu faturaların ilgili vergi dairesine bildirilip bildirilmediği; davalı … yönünden ise dava dışı …isimli şahıs ile dava konusu ürünler bakımından bir ticari alım satım olup olmadığı, bu hususta düzenlenmiş fatura ve bir ticari kayıt bulunup bulunmadığı, var ise bu kayıtların gerçek bir alım satıma dayanıp dayanmadığı hususlarında 22.02.2023 tarihli Bilirkişi Kök Raporu ve 05.06.2023 tarihli Bilirkişi Ek Raporu’nda gerekli incelemeler yapılmış, mezkur raporlar ile davacının davasının sübut bulduğu değerlendirilmiştir.
KHK m. 62/1-b’de, marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin manevi tazminat talep edebileceği belirtilmiştir. Gönderilen ürünlerin taklit olması nedeniyle davacının gerek markası gerekse işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması sonucunu doğuran davalı eylemleri nedeniyle marka sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması amacıyla manevi tazminat ödenmesine karar verilmiş ve talep edilen 10.000 TL hakkaniyet ilkelerine göre makul bir bedel olarak kabul edilmiştir.
Yukarıda yapılan tespitler mahkememizce kaldırma ilamı öncesi yapılan tespitler ile Bam kaldırma ilamı sonrası yapılan araştırmalar ve alınan raporlar ışığında; davanın kabulü ile; -Davalıların eylemlerinin ayrı ayrı davacıya ait marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, Marka hakkı kapsamında … 4.fsh’nin… diş sayılı dosyası kapsamında verilen tedbirin devamına, karar kenleştiğinde sitelere erişimin kalıcı olarak engellenmesine, Marka hakkının ihlali nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faiziyle birlekte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak karar kesinleştiğinde Türkiye çapında yayın yapan bir gazetede bir kez ilanına dair aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalıların eylemlerinin ayrı ayrı davacıya ait marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2- Marka hakkı kapsamında … 4.fsh’nin … diş sayılı dosyası kapsamında verilen tedbirin devamına, karar kenleştiğinde sitelere erişimin kalıcı olarak engellenmesine,
3- Marka hakkının ihlali nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faiziyle birlekte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
4- Hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak karar kesinleştiğinde Türkiye çapında yayın yapan bir gazetede bir kez ilanına,
3- Marka hakkının ihlali nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faiziyle birlekte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
4- Hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak karar kesinleştiğinde Türkiye çapında yayın yapan bir gazetede bir keZ ilanına,
5-Yargılama giderlerine davacının. 4.fsh’nin … D.İŞ sayılı dosyasında yapmış olduğu masraflarında eklenmesine,
6-Alınması gereken 683,10 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 486,70 TL karar ve ilam harcının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebinin kabulü yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 25.500 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan mahkememizce bir önceki kararda da değinilen kaldırma ilamı öncesine ait 196,40 TL başvuru harcı 196,40 peşin harç 690 TL gazete ilanı, 574 TL gazete ilanı ve tebligat gideri, 2.250 TL bilirkişi ücreti ile …4.FSHH Mahkemesinin …d.iş sayılı dosyasında yapılan 27,70 TL başvuru harcı 45,60 TL peşin harç, 800 TL bilirkişi ücreti, 42 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 4.654,60 TL ile kaldırma sonrası yapılan posta, ilan masrafı ve bilirkişi ücretlerinden oluşan 7.700,25 TL olmak üzere toplam 12.354,85 TL yargılama giderinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/12/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır