Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/105 E. 2023/254 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/105 Esas
KARAR NO : 2023/254

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 20/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …’, …’ye ait çok uluslu bir İngiliz televizyon programı yapımı ve dağıtımı şirketidir. …, … kişi yayıncılar aracılığıyla yayınlanan birçok televizyon programının prodüksiyonunu ve dağıtımını yürütmekte ve İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, Avustralya, Almanya, Hollanda, italya, İsrail, Fransa, İspanya ve İskandinavya gibi birçok ülkede yapım ofislerine sahip olduğunu, Müvekkilinin birçok farklı televizyon programı formatının sahibi olup; Müvekkilinin çok tanınmış program formatlarından bir tanesi de dünyanın birçok ülkesinde “…” adı altında ülkemizde ise “…” adı altında yayınlanmış olan çok tanınmış kelime yarışması formatı olduğunu, Müvekkilinin …, “…” yarışma formatının sahibi olup; bu formatın Türkiye’de kullanılması için …’ne (“…”) izin vermiş olduğunu, müvekkili tarafından yalnızca yarışma formatının kullanılması için izin verilmiş olup; “…” nın marka başvurularına konu edilmesi/tescil ettirilmesi için hiçbir izin verilmemiş olduğunu, müvekkilinin … tarafından yetki kapsamının sınırları aşılarak Müvekkilinden izinsiz bir şekilde “…” ibaresi için Türk Patent ve Marka Kurumu (“TÜRKPATENT”) nezdinde marka başvurusunda bulunulmuş ve … tescil sayısı altında tescil ettirilmiş olduğundan haberdar olmuş olduğunu, diğer yandan, müvekkilinin ‘…, … sınıflarda yer alan mallar ve hizmetler üzerinde tescil etirmek amacıyla TÜRKPATENT nezdinde … başvuru numaralı …” marka başvurusunda bulunmuş olduğunu, ancak TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı, re’sen yapmış olduğu benzerlik incelemesinin sonrasında verdiği … tarihli ve … sayılı kararı ile Müvekkilinin … sayılı “…” marka başvurusunu 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“SMK”) S/1 (ç) maddesini gerekçe göstererek … sınıfta yer alan hizmetlerin tümü bakımından kısmen re’sen reddetmiştir. Kısmi ret kararına gerekçe olarak … adına tescilli; … Sınıflarda yer alan malları ve hizmetleri kapsayan 04.05.2004 tescil tarihli ve … tescil sayılı “…” markasının gösterilmiş olduğunu, Müvekkili tarafından anılan kısmen ret kararına TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (“YIDK”) nezdinde itiraz edilmiş olup; …tarihli ve … sayılı karara itiraz dilekçesi ile Müvekkili marka başvurusunun kısmen re’sen reddine gerekçe gösterilen … tescil sayılı…” markasının sahibi … ile sulh görüşmelerinin yapılması/muvafakatname alınması/markanın devredilmesi/dava açılması için karara itirazın incelenmesinin beklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin marka tescil tarihi 2003’ yılı olduğunu, anılan süreçte söz konusu formatın lisanslanması işlerini de gerçekleştiren Davacı şirketin, anılan tarihten bu yana anılan davaya konu markanın varlığından haberdar olmadığını iddia etmesi zaten olası bulunmamakta olduğunu, dolayısıyla, davacının zaten esas yönünden hiçbir dayanağı bulunmayan talebinin süre yönünden de geçerli bulunmadığı izahtan uzak olduğunu, davacının bir diğer iddiası ise davaya konu “…” markasının kullanılmadığı olduğunu, ancak bu iddia, aslen davacı yanın da bildiği üzere gerçek dışı olduğunu, biilindiği üzere, SMK’nun “Markanın kullanılması” başlıklı 9’uncu maddesinin ilgili bölümü şöyle olduğunu,
(1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
(3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.
Aslen davacı yanca da bilindiği üzere, Müvekkilinin de anılan markanın kullanımı için, SMK.m.9/3 kapsamında Tüm Türkiye’nin tanıdığı dava dışı … ile anlaşmış olup, anılan marka taraflar arasında yapılan lisans sözleşmesi kapsamında … tarafından senelerdir kullanılmakta olduğunu, Anılan kullanımlara ilişkin bazı örneklerin mahkememize sunulacağını, bunun yanı sıra mahkememizce gerekli görülür ise anılan kullanımlara ilişkin tüm bilgiler …’ya yazılacak tezkere ile de talep edilebilecek olduğunu, dosyaya sunacakları örneklerde de görülebileceği üzere; anılan markanın çok uzun yıllardır kullanılmakta olduğunu, kullanımlar 2021 yılının sonuna kadar uzanmakta olduğunu, yani markanın kullanmama nedeniyle iptali için gereken şartlar somut olayımızda mevcut değildir belirtilen sebeplerle, davacı yanın, kullanmama sebebiyle hükümsüzlük iddiası da diğer iddiaları gibi gerçek dışı ve hukuka aykırı bir iddia olup, reddini talep etmekte olduklarını, son olarak şu hususu da belirtmek isteriz: Davacı yan, davaya konu markanın 01.01.2021 tarihinden etkin olacak şekilde iptalini talep etmiş olduğunu, sanırız ki, SMK’ya açıkça aykırı, hiçbir hukuki gerekçesi bulunmayan anılan taleple ilgili olarak açıklamaya dahi gerek bulunmamakta olduğunu, dolayısıyla, haksız ve mesnetsiz bu talebin de reddini talep etmekte olduğunu, haksız ve kötüniyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; Davalı adına … tescil nolu ” …” ibareleri markanın kullanmama nedeniyle tüm sınıflar yönünden iptali, ( 01/01/2021 tarihinden itibaren etkili olacak şekilde iptali ile sicilden terkini) ayrıca SMK 25/1 ve 6/9 maddeleri kapsamında kötü niyetli tescil gözetilerek hükümsüzlüğü iddiasına ilişkin olarak açıldığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dosya konusu davacı firmanın yaratıcısı olduğu televizyon program formatlarından “…”i dosyadaki çeşitli belgelerde belirtildiği, dünyanın çeşitli ülkelerine pazarladığı, çeşitli firmalara kullanım lisansı verdiği, bu programın her ülkenin dil, kültür, sosyolojik, vs. yapıları gereği değişik isimlerde yayınlandığı, dosya konusu TV program formatının “…” ismi ile 11.01.1999- 27.01.2008 tarihleri arasında İtalya’da yayınlanan TV programında kullanıldığı, yani “…” isminin dosya konusu TV programında ilk kullanımının 11.01.1999 yılında İtalya’da olduğunun görüldüğü, dosya konusu TV program formatının başka ülkelerde “…”ya yakın veya benzer isimlerle yayınlandığı, programın bu isim benzeri isimlerle isimlendirildiğinin görüldüğü, dosyadaki çeşitli belgelerde belirtildiği görüldüğü üzere, davalı firmanın dosya konusu TV programı formatını davacı firma ile yaptığı anlaşma çerçevesinde kullanarak ve “…” ismi ile yaparak 14.10.2002 – 30.01.2011 tarihleri arasında bazı televizyon kanallarında yayınlandığı, dosya konusu “…” isminin davalı firmanın 14.10.2002 tarihinde Türkiye’de kullanmaya başlamasından çok daha önce, aynı TV programı için 11.01.1999 tarihinde İtalya’da kullanmaya başlandığı ve 27.01.2008 tarihine kadar kullanıldığı, yukarıda açıklanan nedenlerle “…” isminin bu TV programı için ilk kez davalı firma tarafından bulunmuş ve kullanılmış bir isim olmadığı, bu ismin bu TV programı için ilk kez İtalya’da bulunmuş ve kullanılmış olması nedeniyle davalı firmanın “…” ismi üzerinde bir öncelik hakkının olamayacağı, dünyamızda son yıllarda iletişim ve ulaşım konularında yaşanan büyük gelişmeler nedeniyle dünyanın artık çok küçüldüğü, marka ve isim algılarının ülke sınırları içinde kalmadığı, globalleştiği, dava konusu TV programının, birçok ülkede yayınlandığı ve yerel değil, uluslararası bir program olduğu, bunlar dışında, dava konusu TV programı için davacı ve davalı firmalar arasında yapılan anlaşmada yer alan beyanlar ve şartlar nedenleriyle bu programa eklenebilecek her türlü eklentinin (isim dahil), bu programın bir parçası haline geldiği, geleceği, yukarıda tüm açıklanan nedenlerle “…” isminin her türlü hakkının uluslararası düzeyde kullanımı olan bu televizyon programının bir parçası olarak düşünülebileceği, davacı firma tarafından önce İtalya, sonra Türkiye, daha sonra da başka ülkelerde dosya konusu TV programı için kullanılabilecek bir markası ait olabileceği kanaatine varılmış olduğu, iş bu sebeple … tescil no.lu “…” markasının SMK m. 6/9’a dayalı hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporu ile de yerinde tespit ve değerlendirmeler ile aynı tespitin yapıldığı anlaşılmakla; anılı sebeplerle marka hükümsüzlüğü istemli davanın kabulü ile; davalı adına kayıtlı … tescil numaralı tescil sayılı “…” ibareli markanın SMK 25/1 ve 6/9 maddesi uyarınca tümüyle hükümsüzlüğüne, kararın kesinleşmesi ile birlikte hüküm özetinin sicilden terkin işlemi için Türk Patent ve Marka Kurumu’na gönderilmesine dair aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
Davacı vekili; marka hükümsüzlüğü istemi yanında marka iptali isteminde bulunmuş olup, davacı vekili terditli dava ikame etmemiş, yani bir talebin kabul edilmemesi halinde diğerinin kabulünü talep etmeyip her iki talebi aynı anda istemiş olup, marka hükümsüzlüğü istemi sonuç itibari ile marka iptalinin sağlayacağı hukuki korumadan daha geniş bir etkiye sahip olacağı mahkememizce değerlendirilmiş, anılı sebeple kabul ile sonuçlanan marka hükümsüzlüğü davası yanında aynı zamanda marka iptali davası açma noktasında davacı tarafın hukuki bir faydası söz konusu olmayacağından marka iptali istemli davanın REDDİNE dair aşağıdaki hali ile karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Marka hükümsüzlüğü istemli davanın kabulü ile; davalı adına kayıtlı … tescil numaralı tescil sayılı “…” ibareli markanın SMK 25/1 ve 6/9 maddesi uyarınca tümüyle hükümsüzlüğüne, kararın kesinleşmesi ile birlikte hüküm özetinin sicilden terkin işlemi için Türk Patent Kurumu’na gönderilmesine,
2-Marka iptali istemli davanın REDDİNE,
3-Dava konusu markanın 3. Kişilere devrinin engellenmesine ilişkin tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına,
4-Davanın kabulü kararı üzerinden davalı yandan alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 189,15 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davacı taraftan alınan peşin harç tutarı olan 80,70 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince belirlenen 25.500 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince belirlenen 25.500 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı, posta ve bilirkişi masraflarından oluşan 6.278,70 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranları nazara alınarak 3.139,35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır