Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/76 E. 2021/412 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/76 Esas
KARAR NO : 2021/412

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı…vekili dava dilekçesinde; … adresli web sitesi üzerinden davacı adına tescilli markaları ihtiva eden taklit ürünlerin teşhir edilerek satışa sunulması, satışının yapılması nedeniyle, söz konusu eylemin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile, vekil edenin marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve durdurulması, haksız rekabetin men-i ve ortadan kaldırılması, davalının web sitesinin yer aldığı linke erişimin engellenmesi, tecavüze konu ürünlerin ilgili web sitesinde teşhir edilmesinin ve satışının yasaklanması ve ayrıca ihtiyati tedbir olarak davalının web sitesinin yer aldığı linke erişimin engellenmesinin talep ve dava edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlığın; davacının marka hakkının ihlal edildiğinin tespiti, haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, ihlal teşkil eden sitenin erişime kapatılmasına, tedbir istemli olarak açılmış bir davadır.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce alınan 24/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; … alan adının sahibi tespit edilemediği, https://… web sitesinin yönlendirildiği https://www. … web sitesinin … alan adının sahibi de tespit edilemediği, https://… — web sitesi https://www. … web sitesine tüm adresleri için yönlendirildiğinden Tespit Talep Edene ait tescilli markaların kullanımı tespiti bu web sitesinde yapıldığı, e-ticaret sitesinde 139 başlık, ana /alt kategori altında 2213 ürün olduğu (mükerrerlik kontrolü yapılmamıştır) tespit edildiği, bu nedenle web sitesi üstbilgisinde de bulunan 3 başlık Bayan, Erkek ve Çoçuk altındaki her ana kategori için 1 sayfa ve 1 ürün detay sayfasının ekran görüntüsü alınarak marka kullanımı tespit edilmiştir. İncelenen her ürün listeleme sayfasındaki ürünlerin Tespit Talep eden adına tescilli … markaları ihtiva eden taklit ürünler olduğu tespit edildiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 07/07/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile, 24/06/2021 tarihli bilirkişi raporu kapsamına göre https://…/ ve https://… isimli internet sitesinde “…” markasına ait ürünlerin tanıtım ve satışının yapıldığı tespit edilmiş olduğundan, HMK 389 vd maddeleri ve 6769 sayılı SMK’nın 7/3-d maddeleri gözetilerek …alan adına Türkiye’de erişimin tedbiren engellenmesine karar verilmiştir.
Davalı…sitenin url uzantısının yurtdışı kaynaklı olması, yer, içerik ve erişim sağlayıcılarının yurt dışında bulunması, gerecek yada tüzel kişinin tespitinin yapılamadığı, taraf teşkili sağlanamadığından ve davalı…gerçek yada tüzel kişi tespit edilemediğinden, Dacacı yanca sunulu görsellerden ve TPE belgelerinden de markanın davacı…adına tescilli olduğu alan adında izinsiz olarak davacı…markasının kullanıldığı ve ürün satışı da yapıldığı, internet üzerindeki ihlallerde muhatap bulunamadığından taraf teşkilinin sağlanmasının da mümkün bulunmadığından sözlü yargılamanın 01/12/2021 tarihli celsede yapılmasına karar verilmiştir.
Marka Hakkına Tecavüz ve İlkeler
Bir markanın sahibinin izni olmadan, başkası tarafından 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesinin 2. fıkrasının a, b ve c bentlerinde ve 3. Madde öngörülen şekilde kullanılması marka hakkına tecavüzdür. Zira SMK’nın 29. Maddesinde maddesin de tecavüz, 7. maddenin ihlâli olarak ifade edilmiştir. 6769 sayılı SMK’nın 7/3. maddesinde : tescilli markanın mal veya ambalajı üzerine konulması; markayı taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi; işareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi; işaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması; işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması; işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması; işaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir.
Hükmün marka sahibine sağladığı yasaklama yetkisi sadece 7/3 hükmünde sayılan hallere münhasır değildir. 6769 sayılı SMK tarafından, tescilli bir markanın ticaret hayatında kullanımı genel olarak hukuka aykırı kabul edilmiş bulunduğundan, tescilli bir markanın aynısı veya benzerinin başka bir kişi tarafından izinsiz olarak ticari yaşamda kullanılması genel olarak yasaklanmıştır.
Hakkın mutlak karakterli olması sebebiyle marka sahibinin yapılmasının önlenmesini talep edebileceği 6769 sayılı SMK’nm 7. maddesinde yazılı eylemleri gerçekleştirenin gerçek veya tüzel kişi olması yahut özel hukuk veya kamu tüzel kişisi olması arasında fark bulunmamaktadır. Diğer taraftan önceden tescil edilmiş bir markaya dayalı olarak açılmış bir ihlal davasında, sonraki tarihte başvurusu yapılmış veya tescil edilmiş bir markanın, alan adının varlığı hukuka uygunluk nedeni alarak ileri sürülemez ,aynı husus sonradan devir alınan markalar içinde geçerlidir. 6769 sayılı SMK m.155. madde düzenlemesinde de açıkça bu hususa işaret edilmiştir.
6769 sayılı SMK’nın 7/2,b hükmü uyarınca, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüzdür. Hüküm kapsamında ihlal eyleminin oluşabilmesi için markaların aynı veya benzer olması; ürün ve hizmetlerin aynı veya benzer olması ve tescilli markanın ayırt edicilik seviyesinin, markaların ortalama tüketicilerde bıraktığı genel izlenim itibariyle ilişkilendirme dahil karıştırılma ihtimalini doğuracak düzeyde bulunması gerekir. Somut olayda ise davacı…yanca sunulu deliller kapsamına göre https://…/ ve https://… isimli internet sitesinde “…” markasına ait ürünlerin tanıtım ve satışının yapıldığı davacının dava dilekçesi ve bilirkişi raporu kapsamında anlaşılmıştır.
Davacının … ibareli tescilli markası alan adında ve web içerisinde esas unsur olarak kullanılmış olup ayrıca web sayfası içinde de bu marka ibaresi altında ürün tanıtımları ve satışları yapıldığı anlaşılmıştır.
Haksız rekabet eyleminin varlığı için üç unsurun kümülatif olarak bulunması gerekmektedir: İktisadî rekabet, iyi niyet kurallarına aykırılık ve kötüye kullanım. Haksız rekabetin varlığı için ilk şart, iktisadi hayatta gerçeklesen bir rekabet ortamının varlığıdır. Haksız rekabetin varlığına ilişkin ikinci şart objektif iyi niyet (dürüstlük) kurallarına aykırı bir davranıştır ki, bu kriter, haksız rekabet hukukunun özünü oluşturmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır. Davalı…ise davacıya ait tescilli markayı gerek alan adında gerekse web içinde izinsiz kullanarak yetkili bayii izlenimi vermemektedir. Dolmayışıyla ” Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunduğu ve eylemin iyiniyet kurallarına aykırı bir hareket tarzı olması nedeniyle haksız rekabete neden olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar dava dilekçesinde davalının açık kimliğinin belirtilmediği, HMK 119/1-b maddesi gereği davalının ad ve adresinin dava dilekçesinde belirtilmesinin bir usuli zorunluluk olduğu ve eğer dava dilekçesinde bu bilgiler yer almıyor ise HMK 119/son maddesi gereğince davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesi ve eğer bu kesin süreye riayet edilmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, bununla birlikte internet ortamında gerçekleşen hak ihlalleri yönünden taraf teşkilinin bazı hallerde mümkün olmadığı, değişken IP kullanımı ve ihlalin gerçekleşmesinden itibaren aradan geçen süre nedeniyle IP numarası üzerinden site sahibine ulaşılmasının imkânsız hale geldiği, bu tür sitelerin genellikle sahte isim ve adres bilgileri kullanılarak oluşturulduğu, bu nedenle de davalının ad ve adres bilgilerinin tespitinin imkânsız olduğu, bu durumda HMK 119/son maddesinin uygulanmasının adil olmayacağı ve ihlallerin durdurulmasını engelleyeceği, buna karşılık internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesinin icap ettiği, taraf teşkili sağlanmasının neredeyse imkansız olduğu, bu gibi hallerde site sahibinin araştırılmasının, dava dosyalarının çok uzun yıllar boyunca derdest kalmasına ve gereksiz zaman ve emek kaybına yol açacağı, bunun usul ekonomisi ilkesine de aykırı olacağı, dolayısıyla bu gibi ihlâl halleri de çekişmesiz yargı benzeri bir usul düzenlemesinin yapılmasının icap edeceği, böyle bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar yargılamanın çekişmesiz yargı biçiminde yapılmasının amaca uygun olacağı, site sahibinin mahkememize müracaatı durumunda ise durumun yeniden gözden geçirilebileceği ve eğer ihlal sona ermiş ise bir karar ile tedbir kararının yeniden değerlendirilebileceği gözetilerek HMK 388. maddesi gereği maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek üzere aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanağı üzere;
1-Davalının kullanımının markasal kullanım olması nedeniyle davacının tescilli marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine,durdurulmasına, önlenmesine,
2-HMK 389 vd maddeleri gereğince 7.7.2021 tarihli tedbir kararının devamına,
3-Taraf teşkili sağlanamadığından ve davalı…gerçek yada tüzel kişi tespit edilemediğinden şimdilik davacı…taraf lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin şimdilik davacı…taraf üzerinde bırakılmasına,
4-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile tekrar alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı…tarafın yapmış oluduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı…vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.01/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır