Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/356 E. 2022/8 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/356 Esas
KARAR NO : 2022/8

DAVA : Eserleri Sahipliğinin tespiti, tecavüzün ref’i
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Eserleri Sahipliğinin tespiti, tecavüzün ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Her gün tatil olsa, …, …, …, …, …, …, …, … isimli eserler üzerinde hak sahibi olduğunun tespitine, davalı yanca gerçekleştirilen tecavüzün ref ‘ine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı açılan davaya süresi içinde cevap vermemiştir. Yargılama esnasında ise davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık, davacının alenileşmemiş 9 adet eserini davacının rızası olmadan çoğaltıp yayınladığı, eser üzerinde birtakım değişiklikler yaparak bazı eserlerin adlarını da kısmen değiştirdiği, bu eserlerin …, …, …, …, …, …, …, …, … isimli eserler olduğu ve bu eserler üzerinde davacının hak sahibi olduğunun tespitine, davalı tecavüzün ref ‘ine, hükmün ilanına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2019/194 esas-2021/401 karar ve 10.11.2021 tarihli dosyasında verilen 10/11/2021 tarihli karar gereğince, Mahkememizin birleşen 2020/377 Esas, 2021/81 Karar sayılı dosyasının bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına, birleşen dosyadaki taleplerin yeni verilecek esas dosyası üzerinden değerlendirilmesine karar verilmiş olup, mahkememizin 2019/194 esas sayılı dosyasında davacının tazminat istemleri hakkında karar verilmiştir.
Huzurdaki tefrik edilen dava ise 9 adet eser üzerinde davacının hak sahibi olduğunun tespiti ve tecavüzün ref’i istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2019/194 esas sayılı dosyasında HMK 266 madde kapsamında bilirkişi raporu alınmış olup; Bilirkişiler …, …ve …’ün 07/03/2021 tarihli mahkememizin 2019/194 esas nolu dosyasına sundukları bilirkişi raporlarında özetle : dava konusu uyuşmazlıktaki davacının e-mail vasıtasıyla gönderdiği eklerin çıktıları incelendiğinde …, …, …, …, …, …, …, …, … isimli metinlerin kısa hikaye tarzında çocuklara yönelik yazılan kurgusu olan kahramanlar yer olay örgüsü ve verdiği mesajlar ile hususiyet taşıyan FSEK m.2 anlamında “herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan” ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacı 9 adet hikayenin eser sahibi olduğu hususuna ilişkin olarak daha önce kendi mail hesabından [email protected] isimli mail adresine gönderdiği eklere dayandığını, içeriklerinin dosyada sunulan içerikler olduğunun tespit edilmesi koşuluyla davacının davaya konu 9 hikayenin hak sahibi sayılabileceği, dava konusu olayda da davacının eser sahipliğini ispat etmesi şartıyla davacının yazdığı hikayelerin kendisine mal edilerek kullanıldığı dikkate alındığında vaki durumun FSEK 22 anlamında çoğaltma, FSEK 23’te düzenlenen yayma hakları ihlal edilebileceği, davacının talep edebileceği telif bedelinin bu 14.088,85 TL olabileceği, bu bedelin FSEK 68 çerçevesinde 3 katı talebinin takdiri mahkemeye ait olacağı, intihal halinde eser sahibinin manevi haklarından olan “eser sahibi olarak tanıtılma hakkı” (FSEK m.15) ihlal edilmiş olacağından FSEK 70 gereğince manevi tazminat talebinin takdirinin de mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirilmiştir.
Davacı 9.11.2021 tarihli beyan dilekçesiyle ..Dosyada 9 eser için Davacının bu eserlerin sahibi olduğunun TESPİTİNE, Tecavüzün ref’ine; dolaşımda bulunan çoğaltılmış nüshalar üzerinde davacı eser sahibinin adının “…” olarak gösterilmesine; masrafı davalıya ait olmak üzere, hükmün 3 gazetede ilanına ilişkin olduğunu keza, Esas davadaki tazminat istemli “kararın ilanı talebinin dayanağının ” (FSEK m. 78), birleşen davadaki “hükmün ilanı” talebinin ise (FSEK m. 67/2) maddesine yani farklı yasa maddelerine dayanmakta olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizin 2020/377 esas- 2021/81 karar nolu birleştirme kararı incelendiğinde uyuşmazlık tespitinin 18.2.2021 tarihli oturumda tecavüzün ref ile birlikte , 1 TL maddi tazminat, 10.000 TL manevi tazminat olarak belirlendiği keza Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019-3611 esas- 2020/4734 karar ve 4.11.2020 tarihli bozma ilamı kapsamına göre; “…(aynı yönde bkz. Dairenin 10.02.2020 tarih ve 2019/3048 – 2020/1093; 17.02.2020 T. ve 2020/197-2020/1578) Somut olayda davacı taraf, bir nispi ticari dava olarak, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında, maddi ve manevi tazminat talepleri yanında, eser sahipliğinin tespiti, tecavüzün ortadan kaldırılması (ref’i) taleplerini bir arada ileri sürdüğünden, bu nitelikteki davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği halde, İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine, bölge adliye mahkemesince de aynı gerekçeyle davacı tarafın istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindeki bozma ilamı üzerine bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı kapsamına göre tazminat istemleri yönünden dosya bozma sonrasında mahkememizin 2020/377 esas nolu dosyasına kayıtlanmış, mahkememiz tek numaralı dosyaları ½ yetki ile bakıldığından 18.2.2021 tarihli celsede tek numaraları dosyadan sorumlu hakim tarafından bozmaya uyulmuş ancak uyuşmazlık tespiti zaten tefrik edilen bir dosya olduğundan ayrıca esere tecavüzün tespiti, ref ve tazminat ile ilan olduğu yönünde tespit yapılmış ancak dosya tazminat yönünden tefrik edilip arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle usulden ret kararı verilip kararımız bozulduğundan dolayısıyla 2020/377 esas sayılı dosyanın konusunun tazminat olduğu hususu tartışmasız olup, keza 2020/377 esas nolu dosyanın ½ yetkili hakimce mahkememizin 2019/194 esas nolu dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, dolayısıyla dava konusunun yanlış tespit edilmemesi, bozmaya konu dava konusunun tazminat istemine ilişkin olması gözetilerek birleşen 2020/337 esas sayılı dava dosyası tefrik edilmiş ve mahkememizin 2021/356 esas sayılı dosyası üzerinden davacının tazminat istemi dışındaki taleplerin değerlendirilmesi için tefrik kararı verilmiş, tazminat istemleri ise 2019/194 esas nolu dosyada karara bağlanmıştır.
Toplanan deliller, Mahkememizin 2019/194 esas- 2021/401 karar ve 10.11.2021 tarihli ilamı, HMK 266 madde kapsamımda denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu nazara alındığında;
Huzurdaki davada davacı ; …, …, …, …, …, …, …, …, … isimli eserler üzerinde hak sahibi olduğunun tespitini ve tecavüzün ref ‘ini talep etmiştir.
FSEK m.15/11 hükmüne göre; “Bir eserin kimin tarafından vücuda getirildiği ihtilaflı ise, yani herhangi bir kimse eserin sahibi olduğunu iddia etmekle ise, hakiki sahibi, hakkının tespitini mahkemeden isteyebilir”. Bu çerçevede davacının dava konusu eserlerinin alıntı oranı bilirkişilerce belirlenmiş ve mail yazışmalarının davacı tarafından gönderildiği, davacının davaya konu eserler üzerinde hak sahibi olduğu, bunun aksini ispat eden delillerin davalı yanca sunulmadığı, keza 5856 sayılı yasada eser sahipliğinin tespitinde bazı karinelere yer verildiği ve FSEK m.11 hükmüne göre, “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin asiında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır; meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın; Bu çerçevede dava konusu eserlerin davacı tarafından oluşturulduğunun sunulu deliller ile ispat edildiği ve davalının intihal suretiyle eserleri kitap haline getirdiği dolayısıyla FSEK m. 11 hükmü çerçevesinde dosyadaki bilgi ve belgeler ve bilirkişi raporu kapsamına göre davacının ; …, …, …, …, …, …, …, …, … isimli eserler üzerinde hak sahibi olduğunun tespitine ayrıca davalı tecavüzün ref ‘ine , davacının hükmün ilanında hukuki yararı bulunduğundan ilan isteminin de kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının …, …, …, …, …, …, …, …, … isimli eserlerüzerinde hak sahibi olduğunun tespitine, davalı tecavüzün ref ‘ine
2-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin ülke çapında günlük yayın yapan bir gazetede bir kez ilanına , masrafın davalıdan tahsiline,
3-80,70 TL ilam harcının davalıdan tahsiline,
4-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 22 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kabulü nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 11/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır