Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/344 E. 2022/145 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/344 Esas
KARAR NO : 2022/145

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ : 03/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) ve Haksız İhtiyati tedbirden kaynaklanan, davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin 2006 yılından beri faaliyette bulunan bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin … Sırufta “…” esas unsurlu markalarının 2006 yılına dayandığını, müvekkilinin ilk tescilli markasının … nolu “…” markası olduğunu, … Sınıfta “Kaza, hayat, yarıgın, sağlık deniz sigortası hizmetleri, sigorta araştırma hizmetleri, hayat sigortası istatistikleri hizmetleri, sigortalama konusunda bilgilendirme hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler: Bankacılık hizmetleri, finansal yönetim hizmetleri, finansal analiz hizmetleri, finansal sponsorluk hizmetleri, finansal konularda bilgilendirme hizmetleri, factoring hizmetleri, leasing hizmetleri, taksitle alışveriş kartları düzenleme hizmetleri, para değişim hizmetleri, gayrimenkul işleri: emlak komisyonculuğu hizmetleri, — apartman yöneticiliği hizmetleri… menkuller için değer biçme hizmetleri: Antika paraların değerini belirleme hizmetleri, antikaların değerini belirleme hizmetleri, sanat eserlerinin değerini belirleme hizmetleri…; Gümrük Müşavirliği Hizmetleri.” – için tescil edildiğini ve kullanıldığını, bu markanın 06.03.2006 başvuru, … tescil tarihli olduğunu, ayrıca aynı unsurlu … nolu 22.2.2016 başvuru, 06.12.2017 tescil tarihli … sırıfta aynı emtiaya kayıtlı markaya sahip olduklarını, müvekkilinin aynı esas unsur ve logoyu içeren ve esas unsuürü “exen” olan ve ek olarak “… yatırımlarınızın exeni” sloganırı içeren başvurusunun ise … nolu, 17.6.2021 Tarihli marka başvurusunun da bulunduğunu, davalı şirketin de ticaret sicili kayıtlarına ve web sitesinden açıkladıkları bilgiye göre, finans, parasal hizmetler alanında faal bulunduklarını, davalı şirketin kuruluş tarihinin ana sözleşme onayı ile 27.4.2018 olduğunu, müvekkilinin kuruluş ve marka tescilinden yıllar sonra kurulan davalı şirketin müvekkilinin marka hakkını ve önceliğini hiçe saydığını, müvekkilinin yıllardır … sırufta kullanarak tanıttığını, itibar elde ettiğini ve kimlik oluşturduğunu, markasının mevcut ününden yararlandığını, davalı şirketin önce, müvekkilinin ticaret unvan sözcüğü ile müvekkilinin 2006’dan beri tescilli olan ve kullanılan markasına yanaştığını, davalının iltibas yaratan … Şekil markasının şirketleri adına TÜRKPATENT’te SMK m. … kapsamında … , 27.12.2017’den beri …no ile tescili bulunduğunu, müvekkilinin, davalının reklam ve tanıtım faaliyetlerinden marka tecavüzü oluşturan eylemlerinin farkına vararak önce tedbir kararı aldığını, …A.Ş.’nin markasında ilk hecede yer alan BİT ibaresinin ayırt etme gücü zayıf, niteleyici, vasıf ve miktar bildirici anlam taşıdığından, karıştırmayı önlemede yetersiz kaldığırı, ortalama tüketicinin esas unsura odaklı davrandığını, davalı tarafın … sözcük markasını 03.12.2020’de başvurararak … no ile .., …, … ve …’de 15.6.2021’de tescillendiğini, davalının bu markayı tescil etmiş ve kullaruyor olmasırın SMK m. 155 hükmü gereği tecavüzü ortadan kaldırmadığını,… nolu “…” ibaresinin esas unsurunu barındıran bir marka başvurusunu ise 19.06.2020’de “…” ibaresi için …, … ve … sınıflarda yaptığını, tedbir yargılamasında verdikleri beyanlarında futbol klüpleri için markayı ihla! ederek finansal hizmet vereceklerini duyurduklarını davalının marka başvurusu yapma ve tescilleme hakkı bulunmakla birlikte kendisinden önce tescil edilmiş bir markayı aynen benimsemesinin basiretsizlik ve kötüniyet olarak kabul göreceğini, davalırın eylemlerinden müvekkilinin zarar gördüğünü, markasının itibarırı sömürdüğünü, tüketicilerin ve müşterilerin işletme kökeni konusunda kafa karıştırdığını, davalı şirketle ilgili olarak gerek CİMER üzerinden gerekse sosyal medyada “şikayetvar.com” ve benzeri bir çok platformda sayısız şikayet ve ihbar bulunduğunu, tüketicilerin şirket aleyhine sosyal medya hesaplarına yapmış oldukları örnek Twitter ve Instragram şikayetlerinin silindiğinden yakındıklarını beyanla, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin, fiilin tecavüz olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün önlenmesini, refini, tecavüzün sonuçlarının giderîlmesinî, tazminat hakları saklı kalmak üzere,hükmün ulusal gazetelerde, TV yayınlarında ve davalırın ileride kullanacağı kendi web sitesinde ilan edilmesini, hükmün en yüksek tiraja sahip en az üç gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalılar Vekilinin Cevap Dilekçesinde; Davalılar 3.12.2021 tarihli cevap dilekçesi ile, … 2. FSHHM’nin …E. Sayılı dosyaya ilişkin cevap hakları saklı kalmak üzere, …A.Ş., … ve …, davacı yanın koruma talep ettiği mal/hizmete ilişkin olarak kullanmama definde bulunduklarını, böylece ispat yükünün yer değiştirdiğini, davacının davaya konu ettiği mal veya hizmetleri Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğunu ya da kullanmamaya ilişkin haklı sebepleri olduğuna dair delil ileri sürmesinin gerektiğini, davacı yan adına tescilli … markası … Sınıfta yer alan sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler, gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri, gümrük müşavirliği hizmetleri alt gruplarını kapsadığını, davacı tarafın esasen gayrimenkul alanında faaliyette bulunmakla müvekkili şirketin iştigal ettiği finansal ve parasal hizmetlere ilişkin faaliyetler kapsamında … markasının yalnızca biçimsel olarak varlığını sürdürdüğünü, davacı, yanca tedbir talepli dilekçede ve keşide edilen ihtarnamede finans sektörüne atılıp yapmayı planladıklarından bahsedilmiş olmakla bu noktada kullanrım için hazırlık fiillerinde bulunulmasının ciddi kullanım oluşturmayacağını, yalnızca sicilde yer alan ve finans sektöründe kullanılmayan markanın marka hukuku açısından koruma aları bulmayacağını, davacının bu yöndeki taleplerinin iyiniyetten uzak olduğunu, markayı kullanmaya yönelik hazırlık çalışmalarının doğrudan markanın ciddi kullanımı anlamına gelmeyeceğini, davalı şirketin, … sınıfa dahil mal ve hizmetler ve burada sayılanlardan birisi olan özellikle finansal ve parasal hizmetler yönünden, markasını dava tarihinden geriye dönük beş yıllık sürede hiç kullanmadığını, bu vesile ile yasada anılan şekilde ciddi biçimde kullanmadığının evleviyetle ortada olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen ihtarnamede davacı şirketin markasını finansal alanda kullanmadığının ihtar edildiğini, davacı tarafın ihlal iddiasında bulumarak koruma talep ettiği hizmetlere ilişkin herhangi bir delil ibraz etmediğini, davacı şirketin, müvekkillerinden …A.Ş. Dışında başkaca şahıslara husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığıru, diğer davalıların … şirketinin ortağı olduğunu, taraf markaları arasında karıştırma ihtimali doğuran temel etkenler bulunmadığından, somut olayda marka hakkına tecavüzün söz konusu olmadığını, her iki marka bir bütün olarak değerlendirildiğinde, “…” markasındaki şeklin, formu ve renginin göze çarpanı esaslı unsur olarak markaya ayırt edicilik kazandırdığını, bu kapsamda taraf markaları arasında görsel benzerlik bulunmadığının kabulünün gerektiğini, davacı yanın dava konusu markasının … olarak okunurken, müvekkili şirkete ait markanın … diye telaffuz edilmekle markaların işitsel açıdan benzerliğinin söz konusu olmadığını, işitsel benzerlik bulunsa da, işitsel benzerliğe rağmen görsel ve kavramsal benzerlik mevcut değilse ve sınıflar veya alt gruplar da ayru değilse, ya da kısmen benzer ise somut olayın özelliklerine göre işitsel benzerliğin göz ardı edilmesinin mümkün olduğunu, davacı yan adına tescilli … ibareli markanın … şeklinde telaffuz edilmesine karşın müvekkili adına tescilli … ibareli markanın, “… şeklinde telaffuz edildiğinden işitsel farklılığın bariz olduğunu, markalarda ortak ibare bulunmasının tek başına markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer kılmaya yetmediğini, müvekkili şirket adına tescilli … markasının ek sözcük unsuru ile bütünsel bir anlama sahip olduğundan, davacı markası ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, taraf markalarının benzerlik ve karıştırma yönünden genel olarak değerlendirildiğinde, markalar arasında karıştırma ve benzerlik bulunmadığını, mal ve hizmet sınıf ve alt gruplarında benzerlik araştırmasında göz Öönüne alındığında, benzer alıcı çevresine hitap etmediklerini, benzer ihtiyaçları gidermediklerini, birbiri yerine ikame edilebilme ve rekabet etme olanaklarının olmadığını, mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olmadığını, kullarım yöntemleri-amaçlarının aynı olmadığını, bu nedenle SMK hükümleri anlamında iltibas ihtimalinin ilk şartı olan emtianın benzerliği kriterinin somut uyuşmazlık açısından oluşmadığını, davacırın … markası ile müvekkilinin … markasının, aynı satış noktalarında, aynı raflarda ve reyonlarda, yan yana ve özellikle aynı, berizer ve çok yakından ilişkili türden mallar üzerinde kullanılması durumunun olamayacağını, taraf markaları her ne kadar … sınıfta tescil edilmiş olsalar da, müvekkili firmarın finans sektöründe kripto varlıklar alanında hizmet vermiş olduğunu, davacı tarafın ise gayrimenkul sektöründe faaliyet göstermekte olduğunun sabit olduğunu, taraf markaları her ne kadar … sınıfta tescil edilmiş ise de SMK m. 11.4 uyarınca mal veya hizmetlerin aynı sınıflarda yer almalarının benzer olduklarına karine teşkil etmeyeceğini, TPMK tarafından sınıflandırmaya ilişkin çıkarılan ve zaman zaman güncellenen ilgili Tebliğ’e göre, iki marka aynı sınıfta yer almasına rağmen, benzer olmadığının ya da farklı sıruflarda olmasına rağmen benzer olduğunun kabul – edilmesinin mümkün — olduğunu, müvekkili şirketin www.bitexen.com alan adı ile finansal alanda faaliyetini sürdürmekle davacı yan markası 36. Sınıfta tescil edilmiş olsa da, davanın finans sektöründe faal olmadığının dosya kapsamında kendi beyanları ile dahi sabit olduğunu, marka hukukunda tescil edilmiş bir markanın farklı iş kolunda faaliyet gösteren bir kimse tarafından alan adı olarak alınması halinde kural olarak korunmasının mümkün olmadığırı, EUIPO uygulamasında da finansal hizmetlerle gayrimenkul danışmanlığı ve aracılığı hizmetlerinin farklı olduğunun kabul edildiğini, tarafların faaliyet alanları nazara alındığında, davaya konu markalara ilişkin ortak alıcı grubunun mevcut olmadığını, farklı kitlelere hitap etmeleri nedeniyle tüketici nezdinde taraf markalarının karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, markaların hitap ettiği ortak tüketici kitlesinin bulunmadığını, orta seviyedeki tüketicinin dahi … markasını davacı … markasının devamı/serisi bir ürünü olarak algılama ihtimalinin bulunmadığını, yüksek değerli mallarda günlük ihtiyacı karşılayan düşük değerli mallara kıyasla karıştırma tehlikesinin daha az olacağını, müyekkili şirket markasının tescilli bulunduğu 36. sınıftaki parasal ve finansal hizmetlerin genel olarak yetişkinlere ve özellikle profesyonellere hitap ettiğini, davacınrın her ne kadar davaya konu malların ilgili tüketicilerinin hemen her kesimden tüketiciler olabileceklerini, eğitim, gelir, meslek ve yaş grubu itibariyle geniş bir skalayı temsil eden bu grup açısından tüketici kitlesinin niteliğinin değişiklik gösterebileceği belirtilmişse de, 36. sınıfta yer alan emtiaların günlük hayatta rutin bir şekilde tüketilen ürünlere nazaranı göreceli pahalı mallar olmaları nedeniyle, tüketicinin öncesinde genel bir piyasa araştırması yapmak suretiyle tercihini somutlaştırdığı ve bu nedenle ilgili 36. sıruf mallar bakımından küketici dikkat ve özen seviyesinin diğer sınıflarda tescilli markalara nazaran daha yüksek olacağının kabul edilmesinin gerektiğini, çağrıştırma ihtimalinin, karıştırma ihtimalinin bir alternatifi olmadığını, onun kapsamının belitlenmesine yaradığını, salt çağrıştırma ihtimalinin varlığının, tek başına karıştırma ihtimali için yeterli olmadığını, markalar arasındaki çağrıştırmarın işletmesel bağlantı ihtimalini doğurup doğurmayacağının, potansiyel alıcıların bu iki markanın farklı işletmelere ait olduğunu düşünüp düşünmeyeceklerinin ve somut olayın tüm özelliklerinin dikkate alınmasının gerektiğini, önceki markada ayırt edicilik gücü zayıf bir ibarenin ortak unsur olarak yer alması durumunda, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı sonucuna varıldığırnı, günümüzde exen ibareli pek çok marka bulunduğunu, tek başına exen ibaresinin kullanımının marka hakkının – ihlali olarak değerlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafça her ne kadar müvekkili şirket adına tescilli davaya konu “…” markası ile kendi markaları olan … markasırın haklı bilinirliğinden faydalanıldığı iddia edilse de … markasının tanınmışlığından söz etmenin mümkün olmadığını, …. ibaresinin yüzlerce markanın tesciline/başvurusuna — korul edildiğini, bunun davacının markasının zayıf marka olduğunu gösterdiğini, zayıf markaya ayırt edici işaretler eklenmek suretiyle değişik bir marka oluşturulabileceğini, … ibaresine eklenen … ibaresinin, … ibaresinin farklı yazımı, markarın logodan – oluşması, renk farklılığının müvekkili şirketin markasında açıkça görüldüğünü, farklı kelimelerin ve şekillerin kombinasyonunun söz konusu olmasının karıştırma tehlikesini ortadan kaldırdığını, karıştırma ihtimalinin incelenmesinde temel ilkenin, markayı parçalarına ayırmadan karıştırma ihtimaline konu marka veya işaretlerin ortalama tüketiciler üzerinde bıraktığı genel intibaya göre, bir bütün olarak tüm faktörlerle birlikte gözetilerek inceleme yapılması olduğunu, davacının tescil ettirdiği … ibaresine tek başına ayırt edicilik kazandırmadığını, tek başına marka olarak tescili mümkün olmayan bir işaretin logo veya başka ilavelerle ayırt edici hale getirilebileceğini, davacının markasının bu yönden ayırt edici hale gelmediğini, buna karşı davalı müvekkili şirkete ait dava konusu markada exen ibaresi gibi jenerik sayılabilecek bir ibareden öte, başka sözcük ve şekillerle, kombinasyonlarla ayırt edicilik özelliğini kazandığını, müvekkili şirketin ticaret unvanını alan adında kullandığını, karşı taraf davacı açısından bu durumun söz konusu olmadığını, aksinin kabul halinde dahi, tarafların markalarının piyasada uzun süredir barış içinde birbirleriyle karışmadan var olduğunu, bu kapsamda iltibas tehlikesinin söz konusu olmadığının kabulünün gerektiğini, davacıya ait .. markası tescil edilmişken, müvekkili şirketçe … ibareli markanın aynı sınıfta ve alt gruplarda tescil edilmiş olması ve 2017 yılından beri piyasada etkin şekilde kullanılmasına rağmen herhangi bir karışıklığa meydan vermemesinin de tarafların piyasada uzun süredir barışçıl şekilde Kullanılmak suretiyle birlikte var olduklarını göstermek için gerekli ve yeterli olduğunu, bunun için beş yıllık sürenin geçmesi gibi bir şartın bulunmadığını, markaların birbirinden bağımsızlaşarak ayırt edicilik kazandığını, müvekkiline ait markanın internet web sitesinde, alan adında, yoğun biçimde reklam, tanıtım, sponsorluk faaliyetlerinde kullanılmakla, bu kullanım sayesinde davacının faaliyette bulunmadığı parasal ve finansal alarıda bağımsızlaşıp ayırt edicilik kazandığını, müvekkili şirketin, her türlü bilişim, erişim ve iletişim araçları üzerinden bilişim teknolojileri, telekomünikasyon ve elektronik pazarlamanın bir parçası olarak proje uygulamaları ve organizasyonu yapmak, elektronik ticaret ve finansman konularında yazılımlar yapmak, yeni teknolojiler geliştirmek, internet üzerinden elektronik pazar yerleri geliştirmek ve çalıştırmak, her türlü yazılım ve donanım geliştirmek, destek kurulum ve danışmanlık hizmetlerini sağlamak, E-Ticaret Danışmanlığı, pazarlama ve yönetim danışmanlığı, elektronik ticaret donanım, yazılım ve hizmetlerinin satışını, ihracat ve ithalatını yapmak, internet üzerinden her türlü mal alım satımı yapmak, dağıtmak, tanıtmak, pazarlamak ve bu amaçla ana sözleşmesinde yazılı işleri yapmak şeklindeki alanlarda faaliyette bulunmak olduğunu, davalı şirketin … Ticaret Sicili Müdürlüğü nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, müvekkili ile iştigal konusunun tamamen farklı olduğu Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen sicil kayıtlarına göre davacı şirketin 10 Şubat 2006 tarihli ve 6490 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan faaliyet konuları emlak, inşaat taahhüt, turizm ve reklamcılık olduğunu, ilan edilen sözleşmesi ile de teyit edildiği üzere davalı şirketin finansal ve parasal hizmete dair bir faaliyetinin olmadığını, — sadece gayrimenkul, emlak danışmanlığı işi ile iştigal ettiği tüm sicil kayıtları ile de sabit olan davalı şirketin bu aşamada olsa — olsa sektörde bilinen ve tanınmış marka haline gelmiş olan müvekkilinin … markasından haksız bir şekilde istifa etmesinin söz konusu olacağını, Bitexen markasının kullanımının yoğunluğu, yaygınlığı ve ulaştığı çevre dikkate alındığında, bilinen ve tanınmış bir marka haline geldiğiri, .. 2. FSHHM … E. sayılı dosyasına ilişkin cevap sunma hakları saklı kalmak kaydıyla ikame edilen … FSHHM’nin … esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması ile asıl davanın … A.Ş. dışındaki diğer müvekkilleri yönünden reddi ile asıl davanın … A.Ş. Dışındaki diğer müvekkilleri yönünden hüusumet yönünden reddi ile asıl davarun ve birleşen hükümsüzlük davasının reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davacı vekili 22/07/2022 havale tarihli dilekçesi ile asıl davadan ve birleşen davalardan feragat ettiklerini bildirmiş olup, davalılar vekili 18/08/2022 havale tarihli dilekçesi ile davacının davadan feragat etmesi nedeniyle yatırmış oldukları 2.000.000 TL tutarlı teminat mektubunun iadesini talep etmiş, davacı yana dilekçe tebliğe çıkartılmış, davacı vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacı vekili 22/07/2022 havale tarihli dilekçesi ile asıl davadan ve birleşen davalardan feragat etmiş olmakla HMK 307.maddesi gözetilerek ASIL DAVANIN ve BİRLEŞEN DAVALARIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Asıl davada 80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Birleşen ….1.FSHHM … esas sayılı dosyasında 80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsiline,
4-Birleşen ….2.FSHHM … esas sayılı dosyasında 80,70 TL başvuru harcı ile 80,70 TL ilam harcının ödenmemiş olduğu anlaşıldığından, bu harçların davacı vekilinden tahsiline,
5-Davalıların yapmış olduğu toplam 1.468,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesinin 6.maddesi kapsamına göre, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davadan feragat edildiğinden;
a-Asıl davada Avukatlık asgari ücret tarifesinin 6.maddesi uyarınca, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
b-Birleşen …1.FSHHM …esas sayılı dosyada, Avukatlık asgari ücret tarifesinin 6.maddesi uyarınca, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c-Birleşen ….2.FSHHM … esas sayılı dosyada, Avukatlık asgari ücret tarifesinin 6.maddesi uyarınca, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Mahkememizin 09/11/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının feragat nedeniyle kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde, Davalılar tarafından yatırılan 2.000.000 TL teminatın iadesine,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE karar verildi. 03/10/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır