Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/228 E. 2022/57 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/228 Esas
KARAR NO : 2022/57

DAVA : Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi
DAVA TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma Türkiye’de ve dünyada birçok farklı ülkede ulusal ve uluslararası tescilli sahibi olduğu “…” markaları ile global ölçekte yıllardan beri yoğun ve kapsamlı bir biçimde faaliyet göstermekte olup, sektöründe pazarın önemli bir payına sahip olduğu, bu kapsamda, “…” markalarını taşıyan ürün ve hizmetleri de yıllardır dünya çapında tüketicilere sunulmakta, yaygın/yoğun kullanımla tüketiciler nezdinde anılan markaların taşıyan ürün ve hizmetlere yüksek ayırt edicilik tanınmışlık kazandırılmış, yine, müvekkil markasının sarı rengi de Almanya’da tescille de korunmakta olup, müvekkil dünya çapında sarı renk ile de tanınmakta olduğu, tüketiciler nezdinde markasını taşıyan sarı araçları “…” olarak anılmakta olduğu, “…” markasının ulusal ve uluslararası pek çok tescilinin de sahibi olduğu, Türk patent nezdinde marka tescillerinin sahibi olduğu, müvekkiline ait markaları taşıyan ürün ve hizmetler, geniş kitleler nezdinde sahip oldukları güçlü imaj ve kaliteyi garanti fonksiyonu sayesinde tüketici hafızasında oluşturdukları sağlam yer nedeniyle daha fazla tecavüz ve iltibas tehdidi altında olduğunu, davalı tarafından, müvekkile ait “…” markasının iltibas yaratacak derecede benzerinin gerek müvekkili tarafından sunulan, müvekkil ve markalarının tanınmış olduğu hizmetler ve araçlar ile aynı hizmetler ve araçlar üzerinde gerek web sitesi ve sosyal medya hesapları aracılığıyla internet üzerinde izinsiz kullanıldığı, ihlal yaratan ürün ve hizmetlerin pazarlama ve satışının yapıldığının tespit edildiğini, davalının gerek tüketicilere hizmet olarak sunduğu araçlarında gerek internet sitesinde ve sosyal medya hesaplarında “…” markasını yine müvekkili ve markalarının/ürün ve hizmetlerinin tanınmış olduğu, müvekkili adına … olarak da tescilli olan, aynı sarı renk ile kullanmakta olduğunu, davalı twitter ve instagram hesapları üzerinde de “…” ismini kullanmakta ve böylelikle; tüketiciler nezdinde müvekkilin Türkiye partneri izlenimi yaratmaya, tüketicileri aldatmaya çalışmakta olduğunu, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …D. İş nolu dosyasında verilen 21.06.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının ve 06.07.2021 tarihli ek ihtiyati tedbir kararının, mahkemece verilecek nihai kararın kesinleşmesine kadar devamına, davalının markaya tecavüz ve bu suretle haksız rekabetinin tespitine, markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin durdurulmasına, önlenmesine ve yasaklanmasına, davalının dava konusu işaretler ile benzer işaretleri kullanmasının önlenmesine ve yasaklanmasına, dava konusu ürün ve hizmetlerin, etiket, ambalaj, katalog, ilan, reklam vd. tanıtma araç ve gereçleri ile bunların imalinde kullanılan tüm malzemelerin 6769 sayılı Kanun md. 149 ve TTK md. 56 uyarınca, nerede bulunursa bulunsun, davalıya ait yerler veya ticari amaçla elinde bulunduran 3. şahıslar yeddinde el konularak tüm masrafları davalıdan alınmak suretiyle imhasına, mahkeme hüküm özetinin, tüm yayın masraf ve ücretleri davalıdan alınmak suretiyle, Türkiye çapında yayınlanan en yüksek tirajlı üç gazeteden birinde ilanına ,tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı cevap dilekçesinde; Söz konusu … firması 2008 yılında İstanbul’da … A.Ş olarak kurulmuş ve çalışmalarına başlamış, bir süre faaliyetterine devam ettikten 4 yıl sonra 22.,03.2012 tarihinde … 1. İflas müdürlüğünce şirketin iflas edip kapandığı bilgisi kamuoyu ile paylaşılmış olduğunu, ilgili firmanın neden belirtilen 2012 yılından beri ….com.tr adlı domaini elinde tutmamış ve almamış olduğunu açıklaması gerektiğini, 28.08.2020 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na “… hizmetleri www…com.tr” başvuru yapılarak … Sınıftan marka başvuru talebi yapılmış … başvuru numarası ile başvuru oluşturulduğunu, Marka onay sürecinde 16.12.2020 tarihinde yayımlanmasına karar verildiğini ancak 26.02.2021 tarihinde … firmasının itiraz ettiğini, … veya benzeri bir ibare ile ilgili bir tabela kullanımının bulunmadığını, sosyal medya hesaplarına yapılan erişim yasağının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti durdurulması önlenmesi tedbir kararı verilmesi ve hükmün ilanı taleplerine ilişkin bir davadır.
… 1.FSHHM’nin … D. İş numaralı dosyasında bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davalıya ait kullanımların davacı markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzeri olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait Marka tescil belgeleri ile davalının başvuruya mesnet marka başvurusuna ilişkin kayıtlar Türk Patent ve marka kurumundan celp edilmiştir.
Davacı … adına … esas unsurlu…,…..,… .sınıflarda tescilli …,…,…,…, markalara ilişkin belgeler celp edilmiştir.
Davalı adına başvuru kaydı bulanan… nolu markanın 39.sınıf için … esas unsuru büyük olacak şekilde altında ada oto çekici hizmetleri, www…com.tr ibaresi ile oluşturulduğu , markanın henüz tescile bağlanmadığı bildirilmiştir.
www…com.tr alan adına ait who’s kaydı alınmış olup, 31.8.2020 tarihinde alındığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca delil olarak gösterilen … d.iş sayılı dosyası celp edilmiştir. HMK 266. madde gereğince mahkememizce başkaca bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığı, somut uyuşmazlığın değişik iş dosyasındaki denetime uygun rapor kapsamı ve hakimin hukuki bilgisi ile çözümlenecek nitelikte bulunduğu, değişik iş dosyasına sunulan raporun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu anlaşılmıştır. Rapor kapsamına göre davalının sosyal medya hesaplarını da 2020 yılında oluşturduğu, oluşturduğu hesaplar içinde … markasını markasal ve Ticari etki yaratacak şekilde kullandığı ve marka hakkını ihlal ve haksız rekabete neden olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili müvekkilinin marka hakkının ihlal edildiğini ve davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğunu iddia etmiştir.
Davalı eylemi bir bütün olarak incelendiğinde; değişik iş dosyasında yapılan tespitten de anlaşılacağı üzere 6769 Sayılı SMK mm 6/1 maddesi uyannca “markanın tescil haklarına giren aynı mal ve hizmetlerle İlgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere davacı markasına iltibas teşkil edecek şekilde gözde ve kulakta tüketicileri yanıltmasına” neden olacak ve bu durum 6769 Sayılı SMKnun 7/2 (a) ve (b) maddeleri uyannca marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil edecektir.
6769 Sayılı SMK’nın 7. maddesinde öngörülen marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları şu şekilde düzenlenmiştir.
(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmıştık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
6769 Sayılı SMK’nın 29. maddesinde öngörülen marka hakkına tecavüz sayılan fiiller şu şekilde düzenlenmiştir.
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak. Marka hakkırı ihlal olarak kabul edilmektedir.
Davalı yan her ne kadar bu marka yönünden başvuru yaptığını, alan adı oluşturduğunu ileri sürmüşse de davacıdan aldığı bir izin yada lisans sunmadığı , davacı yanca sunulu delillere göre marka üzerinde gerçek hak sahibinin davacı olduğu, davalıdan çok uzun yıllar önce markasını tescil ettirdiği, aynı zamanda ticaret unvanını da esas unsunu olarak kullandığı, davalının izin ve lisans almadan haksız olarak markayı kullandığı, davalı eyleminin marka hakkını ihlal teşkil ettiği sabittir. Öte yandan SMK 155. Maddesi dikkate alındığında marka üzerinde gerçek hak sahibi olan davacıya karşı davalının alan adı oluşturduğu ve marka başvurusu yaptığından bahisle ihlal olmadığı yönündeki savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Zira ; 6769 Sayılı SMK m. 29/l-(b) hükmü uyarınca markanın hak sahibinin izni olmaksızın aynı veya ayırt edilemeyecek şekilde benzerinin kullanılması yoluyla taklit edilmesi doğrudan marka tecavüzü olarak öngörülmüştür.
TTK MADDE 54- (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Bilindiği üzere TTKm.54 uyarınca ‘“haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır”. Kanun koyucunun ETKm.56’da yer alan “Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir” şeklindeki tarifinden çok daha geniş ve çok daha kapsamlı bir haksız rekabet hükmüne yer verdiği açıktır. Bir eylemin haksız rekabet olarak nitelendirilmesi için taraflar arasında dar anlamda rekabet ilişkisinin olmasına, yani tarafların aynı sektörde olmalarına ve birbirlerine rakip konumda olmalarına gerek yoktur (POROY R/ YASAMAN H, Ticari işletme Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2015, s. 334; NOMER ERTAN, F, Haksız Rekabet Hukuku, İstanbul 2016, s. 115).
Yasal mevzuatta da işaret edildiği üzere TTK m. 54 hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralı”nı temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır [AYHAN, R, Ticari İş – Ticari İşletme – Tacir – Ticaret Sicili – Ticaret Unvanı – Haksız Rekabet, Sempozyum – Yürürlüğünün Birinci Yılında 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (12-13 Nisan 2013), Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: XVI (2012), S: 3-4, s. 47].
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK m. 55’te sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK m. 54/2’de belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır. Ayrıca TTKm.55 özel olarak bazı haksız rekabet eylemleri sayılmıştır. Bunlardan TTK m.55/4’de yer alan “Başkasının malları, işi ürünlerini, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki eylem açısından davalı tarafın eyleminin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, bir kimsenin bir başkasının iş ürünlerini, mallarını, faaliyet veya eylemlerini veyahut haklı olarak kullandığı işaretlerini haksız yere vere karıştırılmaya sebep olacak şekilde kullanması gerekli ve yeterlidir. Bu kapsamda davalının eylemlerinin hem marka hakkını ihlal hemde haksız rekabete neden olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, … 1.FSHHM’nin … diş sayılı dosyasında 21.6.2021 tarih ve 6.7.2021 tarihli ek tedbir kararlarının karar kesinleşene karar devamına, karar kesinleştiğinde davacı yanca yatırılan teminatın iadesine,hükmün ilanında davacının hukuki menfaati bulunduğundan Mahkeme Kararının Kesinleşmesinden sonra, masrafı Davalıdan alınarak karar özetinin Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı yüksek bir gazeteden birinde bir kez İLANINA, karar vermek gerektiğinden yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının davacıya ait marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
3-… 1.FSHHM’nin …diş sayılı dosyasında 21.6.2021 tarih ve 6.7.2021 tarihli ek tedbir kararlarının karar kesinleşene karar devamına, karar kesinleştiğinde davacı yanca yatırılan teminatın iadesine,
4-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 21,4 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 59,30 TL başvuru harcı 59,30 TL peşin harç 202,80 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 321,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 29/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır