Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/216 E. 2023/88 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/216 Esas
KARAR NO : 2023/88

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2015
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

İstanbul BAM 16.HD’nin 2018/3116 esas, 2021/1152 karar ve 3.6.2021 tarihli kaldırma kararı sonrasında dava dosyası mahkememizin 2021/216 esas numarasına kayıtlanmış ve kaldırma kararı kapsamında yapılan açık yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … isimli sinema filminin yapımcısı ve telif hakları sahibi olduğunu, filmde başrol oyuncusu …’ın yer aldığı sahne ve senaryo gereği söylediği “…” cümlesinin filmde yer alan ve hatırlanan önemli bir replik olduğunu, öyle ki filmin fragmanlarında dahi bu ibarenin kullanıldığını, davalının ise oyuncu … görüntüsüyle “…” repliğini kullanarak ticari amaçlı tişört ve … baskıları yaparak piyasada sattığını, konuyla ilgili olarak müvekkili tarafından … 3.FSHHM’nin… D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, buna göre davalının kargaşop ve gittigidiyor isimli internet sitesinde ürünü pazarladığını ve yine yapılan keşifte tişört ve kupaların satıldığının keşfen tespit edildiğini, müvekkilinden herhangi bir izin alınmadığını belirterek davalının haksız eyleminin tespitine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla FSEK’in 68.maddesi gereğince sözleşme yapılması halinde istenebilecek veya kanun uyarınca mahkemece tespit edilecek rayiç bedelin 3 katı fazlası oranında hesaplanmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın tespit tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin eylemlerinin 554 Sayılı KHK’nun 48.maddesinde belirtilen tasarım haklarına tecavüz sayılan fiillerden olmadığını, müvekkilinin dava konusu tasarımı kendi adına tescil ettirdiğini, filmin isminin ve filmden bir görselin kullanılmadığını, tasarımın müvekkili şirket yetkilisi tarafından ücret karşılığı bir karikatüriste özel olarak çizdirildiğini, davacının bu konuda tekel hakkı sahibi olamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacının “…” isimli sinema filminin yapımcısı ve mali haklarının sahibi olduğunu, söz konusu filmin başrol oyuncusu …’ın filmde söylediği “…” cümlesinin filmde önemli bir replik olarak yer aldığını, oyuncu …’ın görüntüsü ile “…” repliğini davalının ticari amaçlı olarak …, … vb. eşyalar üzerinde izinsiz kullandığı ve bu hususun FSEK’nm 68. Maddesine aykırı olduğu iddiasıyla sözleşme yapılmış olması halinde istenebilecek ve mahkemece tespit edilecek rayiç bedelin üç katı fazlası oranında hesaplanmak üzere şimdilik 1000 TL nin tahsili ve davalı eyleminin haksız olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İSTANBUL BAM 16.HD’NİN 2018/3116 ESAS, 2021/1152 KARAR VE 3.6.2021 TARİHLİ KALDIRMA KARARINDA; “… Dava, davalının haksız eyleminin tespiti ve tazminat talebine ilişkindir. Davacı taraf, gemide isimli filmin yapımcısıdır. Davacı taraf, söz konusu filmde başrol oyuncusu …’ın görüntüsüyle “…” repliğinin davalı tarafından izinsiz olarak kullanıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise kendisinin tasarım sahibi olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Dosya içeriğinden alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere … isimli filmde yer alan oyuncu …’ın resmi ile … ibaresinin davalı tarafından … ve … üzerine uygulandığı, davalının bu konuda tasarımının bulunduğu, ancak tasarımda kullanılan … görüntüsünün bakış açısı ve kazağının filmdekiyle aynı olduğu anlaşılmaktadır.
Bir eser içerisinde kullanılan canlı veya cansız nesneler için kullanılan karakterler/kişilikler yerine göre 5846 Sayılı FSEK’in 4/1-8 uyarınca güzel sanat eserleri, yerine göre de FSEK’in 83.maddesi uyarınca eserin alametleri kapsamında korunacaktır. Bir tiplemenin FSEK 4/1-8 maddesi uyarınca güzel sanat eseri olarak korunabilmesi için başkalarınca tiplemenin özellikle iki veya üç boyutlu görüntüsünün izinsiz olarak kullanılması gerekir. Buna karşılık FSEK’in 83.maddesi uyarınca bir tiplemenin “eserin alameti” olarak korunabilmesi için henüz bir görüntü olarak karşımıza çıkmamış ve sadece orjinal bir edebi ad olarak tipleme adlarının ya da görüntü olarak karşımıza çıkmış olsa bile eserin görüntüsü değil de salt orjinal edebi tipleme adlarının başkalarınca haksız rekabet oluşturacak şekilde izinsiz olarak kullanılması gerekir. (Bakınız. Yargıtay 11.HD’nin 22/10/1991 günlü, 1996/6769-7173 Sayılı Kararı)
Bir tipleme eserden doğan mali hakların ihlali söz konusu eserin başkalarınca korsan şekilde çoğaltılması ve/veya yaymaya konu edilmesi şeklinde olabileceği gibi eser tiplemesinin izinsiz olarak işlenmesi suretiyle oluşturulan yeni eserin çoğaltma ve yaymaya konu edilmesi şeklinde de ortaya çıkabilir.
Konuyla ilgili ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda davalının eyleminin bir eserin alametinin kullanılması eylemi olup vaki eylemin FSEK’in 83.maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği ve davaya konu replik ve görüntünün eserin alameti ve ayrıca TTK’nun 54/1-a-4 anlamında iş ürünü olması sebebiyle bunun haksız kullanımının söz konusu olması nedeniyle iltibas sayılacağı ve TTK’nun 62/1-a çerçevesinde cezai yaptırım gerektireceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Somut olayda davalının eyleminin FSEK’in 83.maddesi kapsamında bir eserin alametinin kullanılması şeklinde değerlendirilmesi gerekir. Her ne kadar davacı tarafça FSEK’in 68.maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunulmuş ise de, anlatım taraflara niteleme ise hakime aittir. Öte yandan davalının tasarım sahibi olduğu ve tasarımla ilgili olarak hükümsüzlük davasının bulunduğu, dosyanın karara çıktığı ve davalı vekilince 25/09/2018 tarihinde verilen dilekçe içeriğinde tarafların temyiz taleplerinin reddi ile tasarımın hükümsüzlüğü ile sair taleplerin reddine dair … 3.FSHHM’nin kararının onandığı, ancak kararın henüz kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılmadığından bu davanın sonucunun beklenmesi gerekir. Bütün bu hususlar gözetildiğinde mahkemece hükümsüzlük davasının sonucunun beklenerek ve davalının eyleminin FSEK’in 83.maddesi kapsamında değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş “ şeklindeki gerekçesine göre mahkememizce kaldırma kararı gerekçesine göre yargılamaya devam olunmuştur.
Bekleteci mesele yapılan İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar HukukMahkemesi’nce verilen 09/02/2016 tarih ve 2015/176-2016/20 sayılı kararı kapsamına göre; davalının tasarımına konu ettiği “…” isimli sinema filminin görsel ve repliğinde davacının FSEK’ten kaynaklanan mali hak sahibi olduğu ve davacının tasarım tescili iradesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle tasarım hakkı gasp edilmeyip bir anlamda eserle ilgili mali hak gaspı söz konusu olduğundan KHK’nın 19. ve 20. maddeleri gereğince ve yine tasarım belgesinin birden çok tasarım içermesi sebebiyle de kısmen devrinin mümkün olmadığı, davalının kullanımının davacının hak sahibi olduğu sinema eseri niteliğinde ki filmdeki replik ve görsellere tecavüz niteliğinde ise de, davalının bu kullanımının adına tescil ettirdiği tasarım belgesi çerçevesinde olduğu, davalının kullanımının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı için tecavüz ve haksız rekabete ilişkin taleplerin reddi gerektiği, ancak dava konusu tasarımın üzerinde davalının hak sahipliğinin bulunmadığı, bu halde de tasarıma konu görsel ve repliğin üzerinde davacının hak sahibi olması nedeniyle tasarımın hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davalı adına tescilli … sayılı endüstriyel tasarım belgesinin 1 numaralı tasarımının hükümsüzlüğüne ve diğer talepleri reddine karar verildiği, Yargıtay 11.HD’nin 2016/7785 esas, 2018/953 karar ve 12.2.2018 tarihli ilamı ile mahkeme kararının onandığı ve 2018/2829 esas, 2019/7407 karar ve 21.11.2019 tarihli ilam ile davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek ilamın kesinleştiği , celp edilip bekletici mesele yapılan dava dosyası kapsamından anlaşılmıştır.
Kaldırma kararı sonrasında HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, …, … ve …’ün 28/02/2022 tarihli bilirkişi raporlarında; Dava konusu fotoğraf karesi incelendiğinde hem filmdeki hem de tişörtler ve kupalar üzerinde kullanılan görüntüdeki oyuncunun kostümünün, duruşunun,bakışının ve yüz ifadesinin aynı olduğu, Dolayısıyla kullanılan görsel ve repliğin aynı sahneye ait olduğunun anlaşıldığı, Kullanılan görüntünün …’a ve …’ın filmde canlandırdığı karaktere ait olduğu, sanatçının giydiği kıyafetlerin, oyuncunun jest-mimik ve vücut hareketlerinin bire bir karikatürize edilmiş olduğu, diğer taraftan dava dışı sanatçının, Mali haklarını devrettiği sözleşmede; “…. promosyon nesne/ürün haklarını yapımcıya verdiği’ yazdığının görüldüğü, Davalının … Tescil No’lu Tasarım tescil belgesini ibraz ettiği, TPE Endüstriyel Tasarım Tescil Dairesi Başkanlığından bu belgenin mahkememize 17.08.2015 tarihinde sunulduğu, işbu belge ile bir tanesi dava konusu görsel, bir tanesi ise …’in … karakterinin karikatürize edildiği tekstil ürünleri için kullanılacak desenin tescil altına alındığı, tescil başvurusunun 18.04.2014 tarihinde yapılmış, tescilin 01.07.2014 tarihli bültende yayınlanmış ve kesinlik kazanmış olduğu, dolayısıyla tasarımın davalı tarafından tescil ettirilmiş olduğu, Bir çizimin tasarım olarak kabul edilebilmesi için daha önce görülmemiş, duyulmamış, özgün bir tasarım olması gerektiğinin bilindiği, Rapor içeriğinde incelenen filmin çok daha önce aleniyet kazanmış olması, görsellerdeki ayniyet ve görsel ile aynı karede kullanılmış repliği bir arada değerlendirildiğinde; görsel malzemelerin (resim ve replik) yapımcısı davacı olan sinema filmini çağrıştırdığı, davacı yapımcının filmin kayıt tescilini 1998 yılında Kültür Bakanlığı’ndan almış olduğu belge ile yaptırmış olduğu, Davalının kullandığı görselleri 2014 yılında TPE’den tescil ettirmiş olduğu, ancak bu tescilin … 3. Fikri ve Sınat Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası kararı ile hükümsüz kılındığı, kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından onandığının da dosyada mevcut belgelerde görüldüğü, Sinema eserlerinin, filmin yapımcısı, yönetmeni, senaristi ve özgün müzik bestecisinin emekleri sonucunda büyük bütçeler harcanarak yazılmış, yönetilmiş, çekilmiş, kurgulanmış, vücuda getirilmiş ve yayınlanmış olduğu, Dava konusu filmin de bunlardan bir tanesi olduğu, sinema filminin çekilmiş ve kurgulanmış her bir karesinin, bütünün (Sinema Filminin) parçasını oluşturan parçalar olarak değerlendirilmesi gerektiği, Bir başka ifade ile dava konusu edilen görüntünün yer aldığı sahne/karenin de dâhil olduğu milyonlarca görüntünün peş peşe kayıt edilmesi sonucunda bir sinema filminin meydana geldiği, zira bir saniyelik bir videonun, 24 adet karenin ardı ardına kayıt edilmesiyle ortaya çıktığı, bununla birlikte bir sinema filminin meydana gelmesinde önemli rol oynayan temel taşlardan bir tanesinin senaryosu olduğu, bir senaryonun ise sayısız replikten meydana gelmekte olduğu, repliklerin bir araya gelmesiyle senaryonun oluştuğu, Filmlerin repliklerinin, onları öne çıkaran, diğer filmlerden ayıran önemli unsurlar olduğu, “…” repliğinin, filmin görseli ile birlikte değerlendirildiğinde filmle bağdaştığının anlaşıldığı, Sektörde bir film ne kadar meşhur ise, o film ile ilgili tüketim ürünlerine izleyiciler tarafından o denli rağbet arttığı, Filmin, hem izleyiciler nezdinde hem de Türk Sinema tarihinde ayrı bir yere sahip olduğu, bu durumun arama motorlarında yer alan bilgilerden, video izleme sitelerindeki izlenme sayılarından, izleyici ve editör yorumlarından anlaşıldığı, Film yapımcısının … ve reklam amacıyla filmin promosyon ürünlerini üretme ve/veya ürettirme hakkı olduğu, bu ürünler üzerinden de kazanç elde edebileceği, sektörde promosyon ürünleri ve/veya hediyelik eşya, tüketim ürünleri üreten firmaların, filmin yapımcısı ve/veya mali hak sahipleri ile anlaşmalar yapmakta, yapım şirketlerinin de piyasaya sürülen bahse konu ürünler üzerinden gelir elde etmekte oldukları, dava konusu olayda davada adı geçen filmdeki bir sahnenin görüntüsünün ve aynı karenin repliğinin kullanıldığı, dolayısıyla dosya kapsamından davacıya ait film olmasaydı, davalıya ait tasarımın da olmayabileceği, davacının ve ekibinin harcadıkları zaman, para ve emekler neticesinde filmin ortaya çıkmış olduğu, diğer taraftan bir film için üretilmiş olan promosyon ürünlerinin bedellerinin filmden filme göre değişkenlik gösterebileceği, filme ait kaç farklı karakterin ve/veya repliğin kullanıldığı kaç farklı ürün ürettirilmiş olduğu, hangi mecralarda kullanıldığının tespitinin bir bedel belirlerken önemli bir unsur olduğu, dava konusu olayda filmin sadece bir karesinin t-shirtler ve kupalar üzerinde kullanıldığı, bu t-shirtlerin ve kupaların, tespit yapıldığı dönemde, davalıya ait farklı şehirlerdeki dükkânlarda ve davalıya ait internet sitelerinde (… ve …) ayrıca … alışveriş sitesinde satışının yapıldığı, 15.12.2014 tarihli Tekstil Mühendisi Bilirkişi Sayın … tarafından düzenlenmiş olan “Tespit Raporunun” 3. Sayfasının en alt sağ bölümünde yer alan fotoğrafta ise 2014 yılında bahse konu T-shirt için 20-TL, … için 15-TL ödendiğinin görüldüğü, … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne ilişkin kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmesi ile birlikte tasarım tescili ve bu tescile dayalı haklar hiç doğmamış sayılacağı, bu nedenle, davalının gerçekleştirdiği eylemlerin, davacının haklarına tecavüz olarak nitelendirilebileceği, davacının hak sahibi olduğu sinema filminde yer alan oyuncunun görüntüsünün ve filmde yer alan “…” repliğinin eser niteliğini haiz olmadığı, Davacının hak sahibi olduğu sinema filminde yer alan oyuncunun görüntüsünün mahkememiz takdirine göre FSEK m. 83 veya FSEK m.84’e göre korunabileceği, Davalının eylemleri FSEK m. 83 veya m. 84’ün ihlali olarak değerlendirilse dahi, bu ihlal nedeniyle ileri sürülecek talepler yönünden FSEK m.68 hükmünün değil; TTK m.54 ve devamındaki haksız rekabet hükümlerinin uygulanması gerektiği, Tüm bunlarla birlikte, 15.12.2014 tarihli Tekstil Mühendisi Bilirkişi Sayın … tarafından düzenlenmiş olan “Tespit Raporunun” 3. Sayfasının en alt sağ bölümünde yer alan fotoğrafta, 2014 yılında bahse konu T-shirt için 20-TL, … için 15-TL ödendiğinin belirtilmiş olmasına rağmen, muhtemel satış adetlerine yer verilmemiş olması, 25.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda “günde en az bir tane tişört ve baskılı diğer eşyalarda satış yapma imkânı bulunduğunu, bir tişörtün 29,90-TL’den satıldığı, buna göre en az 10,00 TL kar elde edilebileceğini, 25.03.2016 tarihi itibariyle tespit tarihinden itibaren her gün bir tişört satıldığı ve net 10,00 TL kar elde edildiği hesabıyla davalının 4.850,00 TL asgari haksız kazanç elde edebileceği” şeklindeki görüşün davacı yan vekilince kabul edilmemesi karşısında, davacı yanın talep edebileceği tazminat miktarı yönünden herhangi bir hesaplamanın yapılmasının mümkün olmadığını, raporda yapılan değerlendirmenin uzmanlık alanımız çerçevesinde teknik bir inceleme olduğunu, meselenin her türlü hukuki takdiri ve tavsifinin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaate vardıklarını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … ve …’ün 01/12/2022 tarihli EK bilirkişi raporlarında; Rapor içerisinde detaylarına yer verilen nedenlerle davalı yan ticari defterlerinin incelenemediği, Dava dosyasına celp edilen gittigidiyor firmasının cevap yazısına göre, internet siteleri üzerinden davaya konu ürünler ile ilgili sadece 1 adet t-shirt ve 1 adet zippo çakmak satışının bulunduğunun beyan edildiği, Tarafların vergi dairelerinden celp edilen cevap yazılarına göre yıllar itibarıyla kar/zarar durumlarına rapor içerisinde yer verildiği, Davacı yanın 15.12.2014 tarihli Tekstil Mühendisi Bilirkişi … tarafından düzenlenmiş olan “Tespit Raporunun” 3. Sayfasının en alt sağ bölümünde yer alan fotoğrafta, 2014 yılında bahse konu T-shirt için 20-TL, … için 15-TL ödendiğinin belirtilmiş olmasına rağmen, muhtemel satış adetlerine yer verilmemiş olması, 25.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda “günde en az bir tane tişört ve baskılı diğer eşyalarda satış yapma imkanı bulunduğunu, bir tişörtün 29,90- TL’den satıldığı, buna göre en az 10,00 TL kar elde edilebileceğini, 25.03.2016 tarihi itibariyle tespit tarihinden itibaren her gün bir tişört satıldığı ve net 10,00 TL kar elde edildiği hesabıyla davalının 4.850,00 TL asgari haksız kazanç elde edebileceği” şeklindeki tespite yönelik itirazın, mali tespitlerin dışında sektörel tespitlere dayalı olarak hesaplandığını, Dolayısıyla rapor içerisinde yer verilen nedenlerle bu aşamada da mali yönden bir hesaplama yapılmasının olanaklı olmadığını bildirmişlerdir.
Toplanan deliller, kesinleşen Bekleteci mesele yapılan İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 09/02/2016 tarih ve …. karar sayılı ilamı, Yargıtay 11.HD’nin 2016/7785 esas, 2018/953 karar ve 12.2.2018 tarihli onama ilamı, 2018/2829 esas, 2019/7407 karar ve 21.11.2019 tarihli karar düzeltme isteminin reddine dair karar,HMK 266 madde kapsamında hükme dayanak yapılan dosyadaki deliller ile uyumlu Bilirkişiler …, …,… ve …’ün kök ve ek raporları, gelir idaresinden celp edilen mali kayıtlar bir bütün olarak incelendiğinde;
Dava konusu fotoğraf karesi bilirkişilerce incelenmiş ve hem filmdeki hem de tişörtler ve kupalar üzerinde kullanılan görüntüdeki oyuncunun kostümünün, duruşunun,bakışının ve yüz ifadesinin aynı olduğu, Dolayısıyla kullanılan görsel ve repliğin aynı sahneye ait olduğunun anlaşıldığı, Kullanılan görüntünün oyuncu …’a ve …’ın filmde canlandırdığı karaktere ait olduğu, sanatçının giydiği kıyafetlerin, oyuncunun jest-mimik ve vücut hareketlerinin bire bir karikatürize edilmiş olduğu, diğer taraftan dava dışı sanatçının, Mali haklarını devrettiği sözleşmede; “…. promosyon nesne/ürün haklarını yapımcıya verdiği’ yazdığının görüldüğü, Davalının …Tescil No’lu Tasarım tescil belgesini ibraz ettiği, TPE Endüstriyel Tasarım Tescil Dairesi Başkanlığından bu belgenin mahkememize 17.08.2015 tarihinde sunulduğu, işbu belge ile bir tanesi dava konusu görsel, bir tanesi ise …’in … karakterinin karikatürize edildiği tekstil ürünleri için kullanılacak desenin tescil altına alındığı, tescil başvurusunun 18.04.2014 tarihinde yapılmış, tescilin 01.07.2014 tarihli bültende yayınlanmış ve kesinlik kazanmış olduğu, dolayısıyla tasarımın davalı tarafından tescil ettirilmiş olduğu, Bir çizimin tasarım olarak kabul edilebilmesi için daha önce görülmemiş, duyulmamış, özgün bir tasarım olması gerektiğinin bilindiği, Rapor içeriğinde incelenen filmin çok daha önce aleniyet kazanmış olması, görsellerdeki ayniyet ve görsel ile aynı karede kullanılmış repliği bir arada değerlendirildiğinde; görsel malzemelerin (resim ve replik) yapımcısı davacı olan sinema filmini çağrıştırdığı, davacı yapımcının filmin kayıt tescilini 1998 yılında Kültür Bakanlığı’ndan almış olduğu belge ile yaptırmış olduğu, Davalının kullandığı görselleri 2014 yılında TPE’den tescil ettirmiş olduğu, ancak bu tescilin … 3. Fikri ve Sınat Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası kararı ile hükümsüz kılındığı, Yargıtay 11.HD’nin 2016/7785 esas, 2018/953 karar ve 12.2.2018 tarihli ilamı ile mahkeme kararının onandığı ve 2018/2829 esas, 2019/7407 karar ve 21.11.2019 tarihli ilam ile davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek ilamın kesinleştiği, hükümsüzlük kararı ile birlikte esasen mevcut hakkın hiç doğmamış sayılmasının gerektiğinin bilindiği, öte yandan sinema eserlerinin, filmin yapımcısı, yönetmeni, senaristi ve özgün müzik bestecisinin emekleri sonucunda büyük bütçeler harcanarak yazılmış, yönetilmiş, çekilmiş, kurgulanmış, vücuda getirilmiş ve yayınlanmış olduğu, Dava konusu filmin de bunlardan bir tanesi olduğu, sinema filminin çekilmiş ve kurgulanmış her bir karesinin, bütünün (Sinema Filminin) parçasını oluşturan parçalar olarak değerlendirilmesi gerektiği, Bir başka ifade ile dava konusu edilen görüntünün yer aldığı sahne/karenin de dâhil olduğu milyonlarca görüntünün peş peşe kayıt edilmesi sonucunda bir sinema filminin meydana geldiği, zira bir saniyelik bir videonun, 24 adet karenin ardı ardına kayıt edilmesiyle ortaya çıktığı, bununla birlikte bir sinema filminin meydana gelmesinde önemli rol oynayan temel taşlardan bir tanesinin senaryosu olduğu, bir senaryonun ise sayısız replikten meydana gelmekte olduğu, repliklerin bir araya gelmesiyle senaryonun oluştuğu, Filmlerin repliklerinin, onları öne çıkaran, diğer filmlerden ayıran önemli unsurlar olduğu, “…” repliğinin, filmin görseli ile birlikte değerlendirildiğinde filmle bağdaştığının anlaşıldığı, Sektörde bir film ne kadar meşhur ise, o film ile ilgili tüketim ürünlerine izleyiciler tarafından o denli rağbet arttığı, Filmin, hem izleyiciler nezdinde hem de Türk Sinema tarihinde ayrı bir yere sahip olduğu, bu durumun arama motorlarında yer alan bilgilerden, video izleme sitelerindeki izlenme sayılarından, izleyici ve editör yorumlarından anlaşıldığı, Film yapımcısının PR ve reklam amacıyla filmin promosyon ürünlerini üretme ve/veya ürettirme hakkı olduğu, bu ürünler üzerinden de kazanç elde edebileceği, sektörde promosyon ürünleri ve/veya hediyelik eşya, tüketim ürünleri üreten firmaların, filmin yapımcısı ve/veya mali hak sahipleri ile anlaşmalar yapmakta, yapım şirketlerinin de piyasaya sürülen bahse konu ürünler üzerinden gelir elde etmekte oldukları, dava konusu olayda davada adı geçen filmdeki bir sahnenin görüntüsünün ve aynı karenin repliğinin kullanıldığı, dolayısıyla dosya kapsamından davacıya ait film olmasaydı, davalıya ait tasarımın da olmayabileceği, davacının ve ekibinin harcadıkları zaman, para ve emekler neticesinde filmin ortaya çıkmış olduğu, diğer taraftan bir film için üretilmiş olan promosyon ürünlerinin bedellerinin filmden filme göre değişkenlik gösterebileceği, filme ait kaç farklı karakterin ve/veya repliğin kullanıldığı kaç farklı ürün ürettirilmiş olduğu, hangi mecralarda kullanıldığının tespitinin bir bedel belirlerken önemli bir unsur olduğu, dava konusu olayda filmin sadece bir karesinin t-shirtler ve kupalar üzerinde kullanıldığı, bu t-shirtlerin ve kupaların, tespit yapıldığı dönemde, davalıya ait farklı şehirlerdeki dükkânlarda ve davalıya ait internet sitelerinde (… ve …) ayrıca … alışveriş sitesinde satışının yapıldığı, 15.12.2014 tarihli Tekstil Mühendisi Bilirkişi … tarafından düzenlenmiş olan “Tespit Raporunun” 3. Sayfasının en alt sağ bölümünde yer alan fotoğrafta ise 2014 yılında bahse konu …. için 20-TL, … için 15-TL ödendiğinin görüldüğü, … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne ilişkin kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmesi ile birlikte tasarım tescili ve bu tescile dayalı hakların hiç doğmamış sayılacağı, bu nedenle, davalının gerçekleştirdiği eylemlerin, davacının haklarına tecavüz olarak nitelendirilebileceği, davacının hak sahibi olduğu sinema filminde yer alan oyuncunun görüntüsünün ve filmde yer alan “…” repliğinin eser niteliğini haiz olmadığı,dolayısıyla esere tecevüzün söz konusu olmadığı ancak Davacının hak sahibi olduğu sinema filminde yer alan oyuncunun görüntüsünün FSEK m. 83 veya FSEK m.84’e göre korunabileceği hususunun bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olması, Davalının eylemleri FSEK m. 83 veya m. 84’ün ihlali olarak değerlendirilse dahi, bu ihlal nedeniyle ileri sürülecek talepler yönünden FSEK m.68 hükmünün değil; TTK m.54 ve devamındaki haksız rekabet hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacının bu nedenle haksız rekabete dayalı olarak eylemin haksızlığının tespitini talep edebileceği gibi haksız rekabete dayalı olarak talepde bulunabileceği, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda mali yönden ne kadar satış yapıldığı, davalının ne kadar kar elde ettiği, ürünlere ilişkin maliyet gideri varsa ne kadar olduğu hususu tespit edilemediği ancak sektör bilirkişinin “Tespit Raporunun” 3. Sayfasının en alt sağ bölümünde yer alan fotoğrafta, 2014 yılında bahse konu T-shirt için 20-TL, … için 15-TL ödendiğinin belirtildiği, 25.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda “günde en az bir tane tişört ve baskılı diğer eşyalarda satış yapma imkânı bulunduğunu, bir tişörtün 29,90-TL’den satıldığı, buna göre en az 10,00 TL kar elde edilebileceğini, 25.03.2016 tarihi itibariyle tespit tarihinden itibaren her gün bir tişört satıldığı ve net 10,00 TL kar elde edildiği hesabıyla davalının 4.850,00 TL asgari haksız kazanç elde edebileceği” şeklindeki görüş bildirdiği ancak bu görüşün ise farazi ihtimale dayalı olduğu, mali kayıtlar ile desteklenmediği dolayısıyla tazminatın ancak BK hükümlerine göre takdir edilmesi gerekmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin içtihatlarında Fotoğrafın ve repliğin eser niteliğine haiz olabilmesi için özgünlüğünün bulunması gereklidir. Davalının gerçekleştirdiği eylemlerin, davacının haklarına tecavüz olarak nitelendirilebileceği,davacının eylemin haksız olduğunun tespitini de talep ettiği gözetilerek bu talebi yerinde görülmüş, davacının hak sahibi olduğu sinema filminde yer alan oyuncunun görüntüsünün ve filmde yer alan “…” repliğinin eser niteliğini haiz olmadığı, ancak Davacının hak sahibi olduğu sinema filminde yer alan oyuncunun görüntüsünün FSEK m. 83 veya FSEK m.84’e göre korunabileceği ve TTK m.54 ve devamındaki haksız rekabet hükümlerinin uygulanması gerektiğinden hareket ile BK 50. Maddesi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmakla, sektör bilirkişi tarafından 2014 yılında bahse konu T-shirt için 20-TL, … için 15-TL ödendiğinin belirtildiği, 10 TL kar ile satıldığı varsayımından hareket ile paranın alım gücü , ihlalin nitelik ve boyutu ve maddi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak ancak ihlal edeni mükafatlandırmayacak şekilde hakkaniyete göre takdir edilmesi gerektiği hususu gözetilerek BK 50. Maddesi gereği takdiren 1.000 TL maddi tazminatın, 26.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, Davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine,
2-BK hükümlerine göre 1.000 TL maddi tazminatın, 26.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline,
3-179,90TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 152,20TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Haksız rekabetin tespiti isteminin kabulü yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın bozma öncesi ve sonrası yargılama giderlerinden olan 27,70 TL başvuru harcı 27,70 TL peşin harç 529,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 6.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.084,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, DAVALI vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 30/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸