Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/174 E. 2023/106 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/174 Esas
KARAR NO : 2023/106
DAVA : Endüstriyel Tasarım (Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2021/… D. İş dosyasından alınan bilirkişi raporunda müvekkilin tasarım hakkına tecavüz edildiğinin sabit olduğunu, davacının 2020/… nolu … nin 13.1 ve 13.2 nulo tasarımlarına davalı yanca gerçekleştirilen tasarım tecavüzün, tespiti, durdurulması, önlenmesi, SMK 151/2-a kapsamında şimdilik 1000 TL maddi, 100 TL itibar, 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili, hükmün ilanı ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.
SAVUNMA:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; 2021/… D. İş dosyasında da yer aldığı üzere davalının adresinde dava konusu olan 2020/… numaralı Endüstriyel Tescilli ürünlerin 13.1 ve 13.2 numaralı ürünlere rastlanmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacının 2020/… nolu … nin 13.1 ve 13.2 nulo tasarımlarına davalı yanca gerçekleştirildiği iddia edilen tasarım tecavüzün, tespiti, durdurulması, önlenmesi, SMK 151/2-a kapsamında şimdilik 1000 TL maddi, 100 TL itibar, 20000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili, hükmün ilanı ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır
Davacı yanca dayanak olarak gösterilen delil tespit dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde;
… FSHHM’nin 2021/… diş sayılı dosyasında bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; Davacı tarafın whatsap üzerinden attığı görsel tasarım ilç davalı tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılık bulunmadığı, bu sebep ile henzer olarak ulgılandığı, Mağaza içi ürünler ile tescilli ürünler arasında benzerlik taraması yapılmış ise de mağaza içinde benzer ürün bulunamadığı,Davacıdaki kesilen faturanın sarı alt kopyası, üzerindeki ürünün alındığı iddia edilen 24 adet 50 lira dan toplam 1.296 liralık fatura ile aynı olduğu, ürün kodu bulunamadığı için sunulan faturanın davacının iddia ettiği ürüne mi yoksa farklı ürüne mi ait olduğu ispatlanamadığını bildirmiştir.
Mahkemece değişik iş dosyası kapsamında sunulu delillere göre ihlal tespit edilmediğinden davacı yanın tedbir isteminin 23.2.2021 tarihinde reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Öte yandan davalı vekili değişik iş dosyasına sunduğu beyan dilekçesinde; 23.02.2021 tarihinde 2021/… D.iş sayılı dosya için müvekkili şirketin … Mah. … Sok. … İş hanı No:… /İst adresine gelinmiş ve ineleme yapıldığını ve dava konusu olan 2020/… numaralı … 13/1 ve 13/2 numaralı ürüne rastlanmadığının tespit edildiğini, davacıya ait ürünleri hiçbir şekilde satmadığı gibi tespitte anlaşılacağı üzere işyerinde de tescilli bir ürün bulundurulmadığını bildirmiştir.
Bilindiği üzere, ispat yükü kural olarak davacıya düşer; yani, davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir.Yine, kural olarak herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, kendisine ispat yükü düşmeyen diğer tarafın onun iddiasının aksini ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş sayılır.
Fakat kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, ispat yükü kendisinde olan diğer tarafın iddiasını ispat etmesini beklemeden, onun iddiasının aksini ispat için delil gösterebilir. İşte bu delile, karşı (mukabil) delil denir. Taraflarca getirilme (hazırlama) ilkesinin uygulandığı davalarda, deliller kural olarak taraflarca gösterilir; Bu kapsamda mahkemece bilirkişi ve yerinde tespit dahil mahkemece gerekli incelemeler yaptırılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31.maddesine göre, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” bu düzenleme ile doğru hüküm verebilmesi ve maddi gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır.
Somut olayda ise davacı davanın başından beri tasarıma konu ürünün davalı işyerinde satıldığını ve işyerinden ürün aldığını beyan ederek fatura ibraz etmiş, ancak davalı ise davacı tasarımına ilişkin ürün satmadığını savunmuştur. Somut olayda davacı yanca üzerinde her hangi bir kod ve tasarım kaydı bulunmayan fatura tasarımın davalı işyerinde satıldığına dair delil olarak kabul edilemez. Zira bu hususu destekleyen başkaca hiçbir delil davacı yanca sunulmamıştır.Öte yandan işyerinde davalıya haber verilmeden yapılan tespitte de dava konusu ürünün satışına dair bir delil bulunmadığı sabittir.
Davacı yanca fatura sunulmuşsa da ürün kodlarının fatura üzerinde olmadığı sabittir. Dolayısıyla ispat yükü davacı üzerindedir ve davacı faturaya konu ürünün tasarımına konu ürün olduğunu ispat edememiştir.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denilmektedir.Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır (1086 sayılı HUMK m. 238/1; 6100 sayılı HMK m.187/1). Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Hâkimin kendisine ispat yükü düştüğünü bildirdiği taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse usul hükümleni gereği davasını kaybedecektir.
Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda da davalı baştan beri davacının davaya dayanak olarak sunduğu faturanın tasarıma konu ürün olmadığına savunmuş. Bu iddiası da yapılan ilk bilirkişi tespit ve raporu ile de teyit edilmiştir.Hakimin bir üst basamağa geçip tazminat yönünden araştırma yapabilmesi için ürünün davalının işyerinden alındığına ikna olması bunun içinde ispat hukuku vasıtalarına göre muarazanın aydınlanmış olması gereklidir. Oysa dosya münderecatından davacı tasarımına konu ürünün davalı işyerinden alındığı ispat edilememiştir.
Somut olayda ise davalı şirketin iş yerinde davacıya ait endüstriyel tasarıma tecavüz ürünü bulunmadığı ve bu ürünlerin üretilmediği ve satışının yapılmadığı tespit edilmiştir. Keza mali kayıtlarda da ürünün satış kodu vb belirleme bulunmadığından keza değişik iş dosyasında ise ihlal teşkil eden ürün bulunmadığından toplanan delillere göre ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-179,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 180,44 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Reddedilen itibar tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6- Reddedilen tecavüzün önlenmesi talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davalı …’in yapmış olduğu 1.550 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır