Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/168 E. 2021/287 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/168 Esas
KARAR NO : 2021/287

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … 17. Noterliğinin … tarih … Yevmiye Numaralı İhtarnamesi ile kendileri adına tescilli … Nolu faydalı modele vaki tecavüzün son verilmesini, tecavüz konusu ürünün üretim ve satışının sonlandırılmasını, buna ilişkin her türlü reklam, katalog vb. çalışmalara son verilmesini, ürün kataloğundan ürün tanıtımının çıkarılarak, tanıtım olduğu iddia edilen 2012 Nisan kataloglarının toplanmasını talep ettiğini, sonrasında davalı tarafın 02.10.2012 tarihinde … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile müvekkil şirkete ihtiyati tedbir talepli maddi ve manevi tazminat davası açarak, davalı adına tescilli olduğu iddia edilen ancak hükümsüzlüğüne karar verilen …Nolu faydalı modele vaki tecavüzün tespiti ve durdurulmasını talep ettiğini, dosyada toplatma ve el koyma talep edilmiş ise de hangi ürünlere yönelik talepte bulundukları açıkça belirtilmediğinden ve de Mahkemece bu hususa ilişkin ek açıklama yapılması davalı şirketten talep edilmediğinden genel bir ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle tüm ürünleri kapsar şekilde ara karar oluşturulduğunu, tedbir kararına yaptıkları itiraz neticesinde 29.12.2015 tarihli duruşmada 50.000 TL nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulması karşılığında 23.10.2015 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğini ve teminatın ibraz edilmesinin akabinde 16.02.2016 tarihinde tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğini ancak ihtiyati tedbir kararının haksız olduğunu, haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.01.2016 tarihinden işbu dava tarihine kadar teminat mektubuna konu 50.000 TL’nin işlemesi gereken ancak müvekkilin mahrum kaldığı mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, teminat Mektubu verilmesi sebebiyle … Bankasına ödenen toplam 4.620,01 TL kesinti bedelinin de bu kesinti bedellerinin kesinti tarihlerinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, bilirkişi marifeti ile hesaplanacak müvekkilin elde edemediği yoksun kaldığı karın ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini, 50.000 TL manevi tazminatın ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini, davanın kazanılması durumunda tazminat bedelinin tahsili, davalının hiç sunmadığı bir teminattan mahsup edilemeyeceğine göre davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malları üzerine dava sonuçlanıncaya kadar tedbir konulmasını, hükmün ülkedeki en çok tiraj yapan 3 büyük gazeteden birisinde kamuoyuna duyurulmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava ikame edilmeden önce zorunlu arabuluculuğa başvuru şartı yerine getirilmediğinden, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ve ayrıca davanın yetkili mahkemede açılmadığını, Müvekkili şirketin adresinin … olduğundan yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu mahkemeleri olduğunu beyan ederek yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, esas yönünden de davacının işlerindeki kötüleşme, ciro kaybının teminat yatırılan 50.000-TL ile ilgisi olamayacağını, davacının söz konusu faydalı modeli kesintisiz biçimde kullandığını, bu noktada davacının asılsız biçimde müvekkilinin davacı … kötülediği yönünde “duyumlar”dan bahsettiğini, ancak ihtiyati tedbir konusu ile bağlantısız söz konusu taleplerin bu davada ileri sürülemeyeceğini, davacının ticari itibarı zedeleme kapsamındaki taleplerini ayrıca ileri sürebileceğini, bu talebin ihtiyati tedbirle ilişkilendirilemeyeceğini, davacının dayanaksız kötüleme iddiasının soyut isnattan ibaret olduğunu, ihtiyati tedbirden doğan tazminat davasında ihtiyati tedbir koyduran tarafın sorumluluğunun doğabilmesi için aleyhine tedbir kararı verilen tarafın veya üçüncü kişinin bir zararının doğmuş olması, meydana gelen zarar ile haksız ihtiyati tedbir kararı arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini, yani zararın haksız ihtiyati tedbir kararının uygulanması nedeniyle doğmuş olması gerektiğini beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın usulden, aksi halde esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin…E. sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararına istinaden dosyaya davacı tarafından sunulmuş olan teminat mektubunun iadesine ilişkin kurulan ara karar ile ihtiyati tedbir kararının haksız olduğu anlaşıldığından, haksız ihtiyati tedbir sebebiyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; 15.01.2016 tarihinden işbu dava tarihine kadar teminat mektubuna konu 50.000 TL’nin işlemesi gereken ancak davacının mahrum kaldığı mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili, teminat Mektubu verilmesi sebebiyle … Bankasına ödenen toplam 4.620,01 TL kesinti bedelinin de bu kesinti bedellerinin kesinti tarihlerinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili, bilirkişi marifeti ile hesaplanacak davacının elde edemediği, yoksun kaldığı karın ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsili, 50.000 TL manevi tazminatın ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsili, davanın kazanılması durumunda tazminat bedelinin tahsili, davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malları üzerine dava sonuçlanıncaya kadar tedbir konulması, hükmün ülkedeki en çok tiraj yapan 3 büyük gazeteden birisinde kamuoyuna duyurulması talebine ilişkindir.
18.12.2018 tarih ve 7155 sayılı kanunun Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olarak Arabuluculuk hakkındaki yasal düzenlemeleri dikkate alındığında; madde 20. düzenlemesinde; 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1)Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 26- (1)Bu Kanunun; a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;…. d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükümlerine amirdir. Düzenlemesi geretirilmiştir.
Davacının dava dilekçesi kapsamı ve uyuşmazlık konusu incelenidğinde; 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle mahkemece uygulamasının res’en gözetilmesinin zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemesinin zorunlu olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise bu tarihten sonra açıldığı, ve dava dileçesi incelendiğinde arabulucuk faaliyetinin olumsuz sonuçlandığına dair bir beyan geçmediği gibi dilekçe ekinde de bu yönde belge bulunmadığı, yani arabulucuk başvurunun olumsuz sonuçlandığına dair belge sunulmadan dava açıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği anlaşıldığından davacı tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşıldığından tensiben davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Dava konusunun niteliği gereği huzurdaki uyuşmazlıkta zorunlu olarak Arabulucuya başvurması dava şartı olduğundan ve bu şart yerine gelmeden dava açıldığı anlaşıldığından; 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanunun 18/A, HMK 115/2 maddeleri gözetilerek DAVA DİLEKÇESİNİN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca 59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 1.727,35 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi 7.madde gereğince; 2.950 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan tensip incelemesi sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren esas hükümle birlikte 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 23/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır