Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/91 E. 2020/408 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/91
KARAR NO : 2020/408

DAVA : MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİ, DURDURULMASI, ÖNLENMESİ VE ŞİRKET ÜNVANININ TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 25/09/2017
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/830 E. – 1098 K. ve 09/10/2017 tarihli görevsizlik kararı üzerine davanın Mahkememize tevzi edildiği, Mahkememizin 2018/189 E. 2019/422 K. ve 01/11/2019 tarihli kararı ile davanın açılmamış sayılmamasına karar verildiği, İstanbul Bam 16.H.D’nin 2020/315 E. -305 K ve 07/02/2020 tarihli ilamı ile davanın, kaldığı yerden devam edilmek üzere Mahkememize gönderilmesi ile taraflar arasındaki Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi ve Şirket Ünvanının Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirketin bir çalışanın 18/07/2017 günü hatalı biçimde müvekkiline gönderdiği “geciktirilmiş bulunan SGK çıkış işlemi” ile ilgili bir yakınmayı içeren e-posta bildirisi üzerine, … Ticaret Sicili nezdinde yapılan bir araştırma sonucunda, davalının 04/11/2016 tarihinden bu yana … Ltd. Şti ünvanı ile faaliyette bulunduğunun öğrenildiğini, 1995 yılından bu yana insan kaynakları faaliyette bulunan müvekkili şirketin, 13/02/2008 tarihinden bu yana tescil ettirdiği … markasının da mülkiyet hakkını sahip olduğunu, davalının … Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınan adresine gönderdiği marka ve ünvana vaki tecavüzün durdurulması talebinin bila tebliğ iade edildiğini, internette … şeklinde yapılan aramalarda, arayıcıları müvekkili şirket sitesine yönlendirildiğini, davalının ünvanı içinde kullandığı … ibaresinin, müvekkili şirket ünvanında yer alan … ibaresinin kısaltılmış şekilde esinlenerek oluşturulan 2008 yılından bu yana mülkiyetine sahip olduğu … markası ile aynı olduğunu, davalının müvekkili şirketin tescilli markasından kaynaklı haklarına tecavüz oluşturduğunun tespiti, durdurulması, önlenmesi ve davalı şirketin ünvanın terkini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usule uygun tebligat yapılmış davaya cevap verilmemiştir.
Davalı şirket yetkilisi ön inceleme duruşmasında: Davayı kabul etmediğini, markaya tecavüzün söz konusu olmadığını, şirketlerinin 2016 yılında resmi olarak ticaret siciline başvuruyla kurulduğunu, faaliyet alanlarının organizasyon, garson, komi tedarik faaliyetlerine yönelik olduğunu beyan etmiştir.
TPMK kayıtları, ticaret sicil kayıtları, … 20. İcra Müdürlüğünün … ve … 23. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyaları istenmiştir.
Mahkememizin 2018/189 E.-2019/422 K. ve 01/11/2019 tarihli kararı ile HMK 150/6 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili İstinaf yasa yoluna müracaat etmiştir.
İstanbul BAM 16. H.D’nin 2020/315 E. – 305 K. ve 07/02/2020 tarihli ilamı ile: “…1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-… 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/10/2019 tarihli …Esas-…Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-5 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin, davacının tescilli markasından kaynaklı haklara tecavüz oluşturduğunun tespiti, durdurulması, önlenmesi ve davalı şirketin ticaret ünvanının terkinine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
TPMK kayıtları incelendiğinde: … tescil numaralı “…” ibareli markanın 35.sınıfta davacı şirket adına tescilli olduğu görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/11-696 E. 2016/778 K. ve 08.06.2016 tarihli ilamında belirtildiği üzere; İltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenebileceği ve davalı şirket ünvanındaki EPS ibaresinin kullanımının, davacının tescilli markası ile iltibas yarattığından marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesine karar vermek gerekmiştir.
UNVAN TERKİNİ TALEBİNİN İNCELENMESİ:
6102 sayılı TTK’nın 52/1. madde hükmüne göre ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteyebilir. Yine TTK’nın 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır hükmü düzenlenmiştir.
Davalı şirket niteliği itibariyle bir limited şirkettir. Dolayısıyla tacirdir. 6102 sayılı TTK’nda tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Davalı şirketin tacir olması sebebiyle, TTKm.18/2 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre, faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
Ticari hayatta, müşteri ve tedarikçiler arasında şirketlerin genellikte kısaca asıl ve baştaki unsuru ile anıldığı bilenen bir gerçektir. Davalının ticaret unvanı, davacının tescilli markası ile (…) başlamakta olup … ŞİRKETİ ibaresi, unvana bir farklılık katmamaktadır.
Ticaret sicil kayıtları incelendiğinde: Davacı … A.Ş.’nin 23/01/1995 tarihinde, davalı …’nin ise bu tarihten sonra 08/11/2017 tarihinde tescil edildiği ve … ibaresinin, ticari ünvandaki esas unsur olduğundan davalının kullanımı markasal kullanım niteliğinde olmakla ünvan terkininin yasal şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığından, davalının ticaret ünvanından … ibaresinin terkinine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının kullanımının markasal kullanım olması nedeniyle davacının tescilli marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine,durdurulmasına, önlenmesine,
2-Davalının ticaret unvanınından … ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine,
3-Davalının ticari etki yaratacak şekilde kullanımının HMK 389 vd maddelerine göre karar kesenleşene kadar ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine,
4-54,40 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23,00 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacının yapmış olduğu 31,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı ve 227,20-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 290,00-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır