Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/9 E. 2020/389 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/9
KARAR NO : 2020/389

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
DAVA TARİHİ : 04/05/2015
KARAR TARİHİ : 10/12/2020

HSK’nun 02/08/2017 tarih ve 1071 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden (Kapatılan) İstanbul 3. FSHHM’nin 2015/97 E. 2016/24 K. ve 09/02/2016 tarihli kararı, Yargıtay 11. H.D.’nin 2016/7668 E. 2018/1680 K. Ve 05/03/2018 tarihli ilamı ile bozulmakla dava dosyası Mahkememize tevzii edilip 2020/9 E. sayısına kayıt edilmiştir. Taraflar arasında yapılan açık yargılama sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin uzun yıllardan bu yana endüstriyel mutfak makineleri üretimi ve satışı yapan bir firma olduğunu, müvekkilinin son olarak yaptığı başvuru neticesinde … numara ile 04/06/2009 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 22/04/2010 tarihinde markayı tescil ettirdiğini, müvekkilinin kurucu üyelerinden olup da sonradan hisselerini devretmekle şirketin ortaklığından ayrılan ve ayrıldıktan sonra müvekkili ile hiçbir ilişkisi kalmayan davalının, müvekkili ile aynı alanda faaliyet göstermek ve aynı ürünleri üretmek amacıyla … Tic.Ltd.Şti isimli firmayı kurduğunu ancak davalının 03/10/2013 tarihinde … tescil numarası ile “…” ve 01/08/2014 tarihinde de … tescil numarası ile “…” ibareli markaların tescilini sağladığını, halbuki 22/04/2010 tescil tarihli müvekkili adına … tescil numaralı ile “…” ibareli markasının bulunduğunu, davalının müvekkilinin markasını tüketici tarafından ayırt edilemeyecek derecede taklit ederek benzer şekilde tescil ettirdiğini, … tescil numarası ile davalı adına tescilli bulunan “…” ve … “…” ibareli markaların, müvekkiline ait … tescil numaralı “…” ibareli markası ile benzer olduğunun tespitini, davalıya ait … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” ibareli markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkini ile verilecek hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin markasının davacı markasından, hem görünüş, hem okunuş, hem de anlamsal olarak farklılık taşıdığını, markaların bütün olarak incelenmesi ilkesi ile davaya konu markaların farklı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, “…” ibaresinin tek başına ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, bu nedenle aynen davacının yaptığı gibi bu ibarenin marka olarak kullanılabilmesi için ibareyi farklılaştırmak gerektiğini, müvekkilinin de aynı şekilde yeni ve farklı bir marka oluşturduğunu, taleplerin yersiz olduğunu, davanın reddinine karar verilmesini beyan etmiştir.
(Kapatılan) İstanbul 3.FSHHM’nin 2015/97 E. 2016/24 K. ve 09/02/2016 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Anılan karar, Yargıtay 11. H.D.’nin 2016/7668 E. 2018/1680 K. ve 05/03/2018 tarihli ilamı ile: “…Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesine göre, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescilli marka sahibinin itirazı halinde sonraki tarihli başvuru reddedilir. Bu husus aynı KHK’nin 42/1-b uyarınca marka hükümsüzlük nedenidir. Davacı markası ”… + Şekil” ibaresinden oluşmasına karşın davalı markalarının ”…” ibarelerinden oluşmaktadır. Davacı markasının tescil kapsamındaki mallar ile davalı marklarının tescil kapsamındaki malların aynı olduğu gibi markaların ayırt edici unsurlarınında benzer oldukları, bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun kabulü ile 556 sayılı KHK’nin 8/1-b anlamda karışıklığa yol açacağı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Davalı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 11.H.D.’nin 2018/3066 E. 2019/7899 K. ve 05/12/2019 tarihli ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay 11. H.D.’nin 2016/7668 E. 2018/1680 K. ve 05/03/2018 tarihli bozma ilamına uyulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalı adına tescilli… sayılı “…” ve … sayılı “…” ibareli markaların davacının aynı ibareleri içeren markaları ile iltibas oluşturduğu, kötü niyetli tescil edildiği iddiası ile hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine ve kararın ilanına ilişkindir.
TPMK kayıtlarından; … numaralı “… +şekil” ibareli markanın 7. sınıfta 04/06/2009 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı adına, …numaralı “…” ibareli markanın ise 7. Sınıfta 03/08/2013 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 18/09/2014 tarihinden itibaren davalı adına tescil edildiği, davalının ayrıca …, …, …, …+Şekil, … + Şekil ibareli tescilli birçok markasının bulunduğu, ayrıca benzer ibarelerle marka başvurularının da mevcut olduğu anlaşılmıştır.
556 Sayılı KHK 42. Maddesinin 1/a-b bentlerinde 7. Maddede sayılan haller, ve 8 maddede sayılan haller mevcut olduğunda, yetkili mahkeme tarafından markanın hükümsüz sayılmasına karar verilebileceği belirtilmiştir. KHK 7/1 ile 8/1-a-b bentlerinde mutlak ve nisbi red nedenleri arasında karıştırılma ihtimali de tescile mani hal olarak sayılmış olup, KHK 9. maddesi hükmü ve bu maddeye atıf yapan 61. maddesi ile 42. maddesi hükümleri marka hakkına tecavüz eylemi olarak belirlenmiş ve hükümsüzlük sebebi olarak da gösterilmiştir. 7. ve 8. maddelerde aynı, benzer, ayırt edilemeyecek kadar aynı ya da benzer olan emtialar ve yine aynı nitelikte olan hizmetlerle ilgili de tescile engel ve tescilli ise hükümsüzlüğe sebep olarak gösterilmiştir.
Yargıtay 11. H.D.’nin 2016/7668 E. 2018/1680 K. ve 05/03/2018 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere: 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesine göre tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa, bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescilli marka sahibinin itirazı halinde sonraki tarihli başvuru reddedilir. Bu husus 556 sayılı KHK’nın 42/1-b uyarınca marka hükümsüzlük nedenidir.
Davacı markası ”… + şekil” ibaresinden oluşmasına karşın davalı markalarının ”…” ve “…” ibarelerinden oluşmaktadır. Davacı markasının tescil kapsamındaki mallar ile davalı markalarının tescil kapsamındaki malların aynı olduğu gibi markaların ayırt edici unsurlarının da benzer oldukları, bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu anlaşılmakla 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamda karışıklığa yol açacağı gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalı adına tescilli … numaralı “…” ve … numaralı “…” ibareli markaların HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-Hükmün ilanına ilişkin talebinin reddine,
3-54,40-TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 27,20-TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.900-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 27,70-Tl peşin harç, 27,70-TL başvuru harcı, 223,00 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 278,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinletiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde YARGITAY YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 10/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır