Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/44 E. 2022/192 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/44 Esas
KARAR NO : 2022/192

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2020
KARAR TARİHİ : 06/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan … şirketinin aşındırıcı ürünler üretmek amacıyla 1953 yılında İtalya’da kurulduğu, Şirketin, metal endüstrisinde yaygın olarak kullanılan en kaliteli ürün yelpazesini sürekli olarak geliştirdiği, Metal endüstrisine ek olarak, … ürünlerinin cam, ahşap, plastik, mermer ve deri endüstrisinde yaygın olarak kullanıldığı, Müvekkili olan şirketin dünyanın birçok ülkesi ile birlikte Türkiye’de de uzun yıllardır faaliyette bulunduğu, ürünlerini Türkiye’de satmakta olduğunu ve ilgili tüketici nezdinde … markası ile Türkiye’de tanındığı, Müvekkiline ait “…” ibareli markanın, … Sınıflar da dahil olmak üzere 1969 yılında Madrid Protokolü kapsamında birçok ülkede tescil ile koruma sağladığı, hırdavat, tarım aletleri ve yedek parça alanında faaliyet gösteren davalı şirketin, dava konusu marka başvurusunun tescilli amacıyla, 20.11.2012 tarihinde Türk Patent nezdinde başvuru yaptığı, davalı şirket ile müvekkili olan şirketin 2002 ve öncesinde, ticari faaliyet yürüten şirketler olduğu, Davalı şirketin, marka başvurusu yaptığı tarihte, müvekkili olan şirketten ve müvekkili olan şirketin 1953 yılından bu yana kullandığı “…” markasından haberdar olduğu, Dava konusu markanın renklerine, görsellerine ve yazı stiline kadar müvekkili olan şirket markası ile aynı olduğu, Davalı şirketin başvuru yaptığı tarihlerde, müvekkili olan şirketin Türkiye’de faaliyetlerini yürüten distribütörlüğünü yapan firma olup, davalı şirketin kötü niyetli olarak, müvekkilinin markasını kendi adına tescil ettirdiği, Müvekkili olan şirketin, 26.08.2019 tarihinde Madrid Protokolü çerçevesinde WİPO aracılığıyla … markasını Türkiye’de tescil ettirmek istediğini fakat davalı yanın … kod numaralı markası nedeniyle marka başvurusunun re’sen reddedildiğini, müvekkili olan şirketin, gerçek hak sahibi olduğu markasını tescil ettirme çabası sonrasında davalı şirketin kötü niyetli olarak tescil ettirdiği markadan haberdar olduğu, Davalı şirket ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin sabit olduğu, söz konusu ilişkinin davalı yanın marka başvurusu tarihinden önceye dayandığı, Davalı şirketin SMK madde 6/2 fıkrasına aykırı davrandığı gibi, SMK madde 6/9 anlamında da kötüniyetli olduğu, müvekkili olan şirketin … ibareli tanınmış markanın gerçek hak sahibi olduğu, bu durumda dahi, davalı yana ait marka tescilinin SMK madde 6/3 ve 6/4 gereğince reddi gerektiği, …, … adresli internet sitelerinin, 1999 yılından bu yana müvekkili olan şirket adına tescilli olduğunu, SMK 6/6 maddesi uyarınca da, davalıya ait markanın hükümsüzlüğünün gerektiğini, … tescil numarası ile kayıtlı markanın tescilli olduğu tüm emtialar yönünden hükümsüzlüğü ile Resmi Marka Sicilinden terkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı acılan davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalı adına tescilli … sayılı “…” markasının tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğü, SMK 6/2, SMK 10 hükümleri çerçevesinde öncelikli olarak markanın davacıya devri, devri mümkün değilse hükümsüzlüğüne yöneliktir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalıya tebliğ olunmuş, davalı açılan davaya cevap vermemiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, her ne kadar yargılama sırasında … 1.ATM’nin … esas sayılı dosyasında davalı şirketin iflasına karar verilmiş ise de ; İstanbul BAM 45.HD’nin 2020/1524 esas-2020/327 karar ve 28.11.2019 tarihli ilamı ile ilk derece mahkemesinin karanın kaldırıldığı ve kaldırma kararı sonrasında dosyanın 1.ATM’nin … esas numarasına kayıtlandığı, davanın derdest olduğu, davalının uyap sisteminden alınan son ticari sicil kaydında ise şirketin faal olduğu anlaşılmış; tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Bilirkişiler …, …, … 19/01/2022 havale tarihli bilirkişi raporlarında özetle; … Sayılı … İbareli düz yazı markasının davacı adına … tarihinden bu yana keza … sayılı … ibareli markanın 26.03.1969 tarihinde davacı adına tescilli uluslararası tescilinin olduğu, https://… uzantılı alan adının davacı yana ait olduğu ve sitenin 1999 tarihinde oluşturulduğu site kaydının … adına olduğu, bu minvalde davacı yanın düz yazı şeklinde … ibaresi üzerindeki hak sahipliğinin … sayılı … tarihli …ibareli marka, … İbareli düz yazı ibareli marka ve https://… uzantılı alan adı bakımından gerçek hak sahipliği iddialarının incelenebileceğini, davacının gerçek hak sahibi olduğunun değerlendirilmesi halinde davalı adına tescilli … sayılı markanın SMK’nın 6/3 hükmü uyarınca hükümsüzlük şartlarının Oluştuğunu, Dosyaya sunulu bilgi ve belgelerin davalı yanın davacının ticari vekili veya temsilcisi olduğu, tek satıcı olduğu, acentesi olduğunu ortaya koymaya elverişli olmadığı değerlendirilmekte olup davalı adına tescilli … sayılı markanın SMK’nın 6/2 maddesi gereğince hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin davacı taraf markasının tanınmış marka olduğunu ortaya koymaya elverişli olmadığı değerlendirilmekte olup davalı adına tescilli … sayılı markanın SMK’nın 6/4 maddesi gereğince hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, Mahkemece davaya konu… sayılı markanın başvuru tarihinden evvel davalı ile davacı arasında ticari bir ilişki olduğunun değerlendirilmesi halinde nihai takdir mahkemeye ait olmakla birlikte davalı yan adına tescilli … sayılı markanın SMK6/9 Hükmü kapsamında hükümsüzlük şartlarının oluştuğunun değerlendirilebileceğini, davalı adına tescilli … sayılı markanın SMK’nın 6/6 maddesi gereğince hükümsüzlük şartlarının oluşmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davalı adına … tescil nolu markanın … maddeler kapsamında 20.11.2002 tarihinde … ibaresi ile tescil edildiği ve … ibaresinin beyaz renkle, çerçevesinin mavi renkle oluştuğu ve yazı üzerinde ise geometrik bir şekil ile bir logo oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, taraf iddiası, marka tescil belgeleri, HMK 266 madde kapsamında marka hukuku ilkelerine göre hazırlanmış, dosyadaki deliller ile uyumlu bilirkişi raporu, ticari sicil belgesi, davacı delilleri incelendiğinde SMK 6/3 kapsamında davacının gerçek hak sahibi olduğu ve davalının tescilde kötüniyetli olduğu gözetilerek 2002/29840 nolu TAF ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekmiştir.
Türk Marka Hukukunda “tescilde öncelik ve teklik ilkesi” geçerlidir. Yasa koyucu bu yolla piyasada aynı veya benzer mal ve hizmetler için mükerrer markanın varlığını önleyerek; bir yandan, önceki markaya yapılan yatırımı korurken diğer yandan da nihai alıcı olan tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır. Öte yandan Türk Marka Hukukunda “gerçek hak sahipliği ilkesi” de benimsenmiştir. Buna göre, bir markayı, ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişi, marka üzerinde gerçek hak sahibidir. Dolayısıyla bir işaret üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahibi olanların itirazı üzerine, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla, bu işaretin aynı veya benzeri olan işaretin başkası adına marka olarak tescil edilmesine karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır. Bununla birlikte önceye dayalı gerçek hak sahipliği, tescil edilmiş bir markayı hükümsüz kıldırmadan, hak sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkı vermeyecektir. Huzurdaki davada davacı Müvekkili olan şirketin, 26.08.2019 tarihinde Madrid Protokolü çerçevesinde WİPO aracılığıyla … markasını Türkiye’de tescil ettirmek istediğini fakat davalı yanın 2002/29840 kod numaralı markası nedeniyle marka başvurusunun re’sen reddedildiğini, müvekkili olan şirketin, gerçek hak sahibi olduğu markasını tescil ettirme çabası sonrasında davalı şirketin kötü niyetli olarak tescil ettirdiği markadan haberdar olduğunu, Davalı şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin sabit olduğunu, söz konusu ilişkinin davalı yanın marka başvurusu tarihinden önceye dayandığını, davacı şirketin … ibareli tanınmış marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürmüştür.
Davacı yanca sunulu belgeler, alan adı sahiplik kayıtları , 2002 tarihli e-mail,davacı yanca sunulu … Bankasına ait dekont, davacı şirketin 2002 yılında yabancı müşterilere düzenlediği faturaların listesi, 08.02.1999 tarihinde oluşturulan …, .. alan adlarına ait Who’s kayıtları, davalı kullanımına esas kayıtlar bir bütün olarak incelendiğinde; sunulu delillere göre Davalı şirket ile davacı şirketin 2002 ve öncesinde, ticari faaliyet yürüttüğü, davalı şirketin marka başvurusunu yaptığı tarihte, davacı şirketten ve davacı şirketin 1953 yılından bu yana kullandığı “…” markasından haberdar olduğu, davalı kullanımındaki dava konusu markanın, renklerine, görsellerine ve yazı stiline kadar, davacı şirket markası ile aynı şekilde kullanıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi 2. fıkrası; “Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi 3. fıkrası; “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi 4. fıkrası; “Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi 6. fıkrası; Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesi 9. fıkrası; “Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükmünü haizdir.
Davacı yan SMK 6.maddesi kapsamında tüm hükümsüzlük taleplerine göre inceleme yapılmasını talep etmiştir.
… ibaresinin davacının “…” şeklindeki ticaret unvanının esaslı unsuru olduğu da anlaşılmaktadır. Davalı ise açılan davaya cevap vermemiş olup, marka üzerinde gerçek hak sahibini olduğunu, davacının rızası yada onayı ile markayı tescil ettirdiğini ispat edememiştir.
Marka Hukuku’nda genel olarak kabul gören anlayışa göre, tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı şekilde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız yarar elde etmek, markayı gerçekte kullanmayıp yedeklemek, marka ticareti yapmak, gerçek hak sahibinin piyasaya girişini engellemek, gerçek hak sahibine maddi veya manevi zarar vermek amaçlarına ya da şantaja yönelik başvuru ve tesciller kötü niyetli olarak kabul edilmektedir. Gerçek hak sahibi ile arasında sözleşme yahut iş ilişkisi bulunan başvuru sahibinin, tescil yolu ile ve dürüstlük ilkelerine aykırı biçimde marka üzerinde hak temin etme girişimi mahkememizce kötü niyetli olarak kabul edilmiş, sunulu delillere göre … ibaresi üzerinde davacının gerçek hak sahibi olduğu, davalının tescilde kötüniyetli olduğu anlaşıldığından 6769 sayılı SMK’nun 6-6, ve 6/9 maddeleri gözetilerek hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-… nolu … ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
3-Karar kesinleştiğinde TPMK’na bildirilmesine,
4-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 26,30 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 54,40 TL başvuru harcı 54,40 TL peşin harç 341,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.450,30TL yargılama giderinin taktiren davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ NEZDİNDE İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır