Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/416 E. 2021/429 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/416 Esas
KARAR NO : 2021/429

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının eylemlerinin Müvekkili Şirket’in Marka Hakkına Tecavüz Fiilini Oluşturduğunu, davacı Şirket … tescil numarası ile “…” markasının da tescilli sahibi olduğunu Davalının, Müvekkil Şirket’in toplum tarafından tanınmış ve tüketici nezdinde ayırt edicilik kazanmış ürün tasarımını, iltibasa neden olacak şekilde, ayniyet derecesinde benzeten satıcının reklam filmini yayınlayarak tüketiciye sunulmasına sebep olduğunu,davacı Şirket’e ait olmayan, ürün kategorisinde yer almayan tamamen gerçek dış “..”, “…” “…” “…” adı altında hukuka aykırı olarak satışa sunulan ürünlerin reklamlarının yayınlanması yoluyla hem marka hakkına tecavüz fiilini oluşturduğunu hem de tüketiciyi istismar ettiğini, yayının ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olduğunu ve tüketicinin yanıltılmasına sebebiyet verdiğini, davalının yayın yaparak satışa aracılık etmesi sebebiyle, tüketiciler bahsi geçen taklit ürünlere erişebilmekte; “…” şirketlerine ve “…” markasına duyulan güvene bağlı olarak fark etmeden satın almakta, taklit ürünün taşıması gereken özellikleri taşımaması sebebiyle cinsel yolla bulaşan hastalıklar veya istem dışı gebelikle ilgili toplum sağlığı riske atılmakta olduğunu, … 1. Fikri Sınai Mahkemesi’nin …D.İş dosyası nezdinde ilgili yayınların durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talepli dava açıldığını ve tedbir verilerek söz konusu reklam yayınlarının durdurulmasının sağlandığını, bu kapsamda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na müzekkere yazıldığını ve daha önce de “…””…” ve “…” adlı televizyon kanallarında da yayınlanmış olduğunu, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından … D. İş sayılı ve …. Fikri Sınai Mahkemesi’nin … D.İş Sayılı dosyası üzerinden ihtiyati tedbir kararları verildiğini, yayınların durdurulması üzerine yayın başka kanallar üzerinden ihlali gerçekleştirilmeye başlandığını, Bu bağlamda, davalının Müvekkili Şirket’in markasını hukuka aykırı kullanarak ürün satışı yaptığı, tüketiciyi istismar ettiği, yanılttığı ve toplum sağlığını riske attığı açık olup, yayına erişim engellenmediği müddetçe zarar ve tehlike artmaya devam edeceğini, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararının devamına, marka hakkına tecevüz ve haksız rekebetin tespitine, durdurulmasına önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacı tarafından, … logolu medya hizmet sağlayıcı tarafından yapılan yayının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ifade edildiğini, ancak televizyon kanalının müvekkili şirkete ait olmadığını, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca esas yönünden de Davacıya ait marka ile söz konusu yayında yer alan ürünlere ait markalar birbirinden farklı olduğundan esas yönünden de reddi gerektiğini, davacının marka hakkına tecavüzden söz edilmesi de mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacı yana ait marka hakkına davalı yanca tecavüz ve haksız rekabet eylemi gerçekleştirildiğinden, tespiti, durdurulması, önlenmesi ve ihtiyati tedbir taleplerine ilişkindir.
Mahkememizin … D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda; yapılan inceleme sonucunda, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 29 hükmü uyarınca tespit isteyen tarafa ait tescilli markalara tecavüz eyleminin oluştuğu kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir
MARKA HAKKINA TECAVÜZ ve HAKSIZ REKABET İDDİASI YÖNÜNDEN İNCELEME
6769 Sayılı SMK m. 29/l-(b) hükmü uyarınca markanın hak sahibinin izni olmaksızın aynı veya ayırt edilemeyecek şekilde benzerinin kullanılması yoluyla taklit edilmesi doğrudan marka tecavüzü olarak öngörülmüştür.
Bununla birlikte tescilli marka ile aynı olan işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması da marka tecavüzü olarak öngörülmüştür (SMK m, 7/2-(a)), Öte yandan tescilli marka ile aynı veya benzer olan ibarenin tescilli markanın kapsadığı aynı veya benzer mal ve hizmetlerde kullanılması durumunda halk nezdinde karıştırılma ihtimalinin söz konusu olması halinde ilgili kullanım marka hakkına tecavüz teşkil edecektir (SMK m. 7/2-(b)).
TTK MADDE 54- (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Bilindiği üzere TTKm.54 uyarınca ‘“haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır”. Kanun koyucunun ETKm.56’da yer alan “Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir” şeklindeki tarifinden çok daha geniş ve çok daha kapsamlı bir haksız rekabet hükmüne yer verdiği açıktır. Bir eylemin haksız rekabet olarak nitelendirilmesi için taraflar arasında dar anlamda rekabet ilişkisinin olmasına, yani tarafların aynı sektörde olmalarına ve birbirlerine rakip konumda olmalarına gerek yoktur (POROY R/ YASAMAN H, Ticari işletme Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2015, s. 334; NOMER ERTAN, F, Haksız Rekabet Hukuku, İstanbul 2016, s. 115).
Yasal mevzuatta da işaret edildiği üzere TTK m. 54 hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralı”nı temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır [AYHAN, R, Ticari İş – Ticari İşletme – Tacir – Ticaret Sicili – Ticaret Unvanı – Haksız Rekabet, Sempozyum – Yürürlüğünün Birinci Yılında 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (12-13 Nisan 2013), Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: XVI (2012), S: 3-4, s. 47].
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK m. 55’te sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK m. 54/2’de belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır. Ayrıca TTKm.55 özel olarak bazı haksız rekabet eylemleri sayılmıştır. Bunlardan TTK m.55/4’de yer alan “Başkasının malları, işi ürünlerini, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki eylem açısından davalı tarafın eyleminin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, bir kimsenin bir başkasının iş ürünlerini, mallarını, faaliyet veya eylemlerini veyahut haklı olarak kullandığı işaretlerini haksız yere vere karıştırılmaya sebep olacak şekilde kullanması gerekli ve yeterlidir.
Toplanan tüm deliller, RTÜK tarafından gönderilen yazı ekinde davalı … ŞİRKETİ’nin TV ve logo adının … olduğu, … formu kapsamına göre yayıncı olduğu ancak yayın izninin iptal edildiği , mahkememizin … diş sayılı dosyasına sunular rapor incelendiğinde, yapılan incelemede, tespit talebinde karşı taraf olarak görülen …A.Ş.’ye ait televizyon kanalının … olduğu, ihlal iddiasına konu yayına ait beş adet ekran görüntüsü incelendiği, … adlı internet sitesinde …’nin canlı yayının durdurulduğuna veya kanalın yayın hayatına son verdiğine ilişkin uyarıya rastlandığı, Bunun üzerine bilirkişi tarafından RTÜK’e ait internet sayfasında … A.Ş. yönünden 07.10.2020 tarihinde verilmiş çok sayıda idari para cezası ve 10 gün süre ile yayın durdurma kararı verildiğinin tespit edildiği en son 21.10.2020 tarihinde ilgili kuruluşa yayın durdurma ile ilgili olarak yazı yazıldığını ve Kasım ayının İlk haftası itibariyle bu kararın uygulanmaya başlandığını, ancak ilgili kuruluş hakkında çok sayıda yayın durdurma kararı olduğu için 10 günlük yayın durdurmalar bittikçe yenilerinin uygulandığı, ancak bu yayın durdurma kararlarının geçici nitelikte olduğu ve 10 günlük süreler dolduktan sonra ilgili kuruluşun yayınlarına devam ettiği, Somut olayda, tescilli marka ile tanıtımı yapılan ürünler karşılaştırıldığında, görsel,işitsel ve kavramsal anlamda yüksek derecede bir benzerlik olması; karşılaştırılması yapılan ürünlerin aynı hizmet alanı olan cinsel yaşama yönelik ürünler olması nedeni ile tüketicilerin tanıtımı yapılan söz konusu ürünlerin ..’nın tescilli Markalarına ait ürünler olduğunu düşünmesinin oldukça yüksek olduğu , bilirkişi tarafından yayına ilişkin renkli görsel de incelendiğinde davacının tescilli markasına davalı yanca tecavüz edildiği ve eylemin haksız rekabete neden olduğu, topluman büyük bir kesimine yayın yolu ile yapılan tanıtım nedeniyle davacı markasının zarar gördüğü sübut bulmuş olup,Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, Mahkememizin … .diş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, davalı yanca her türlü yayın kapsamında davacıya ait dava konusu … ibareli markayı izinsiz olarak kullanmasının önlenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Mahkememizin …diş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, davalı yanca her türlü yayın kapsamında davacıya ait dava konusu … ibareli markayı izinsiz olarak kullanmasının önlenmesine,
3-2-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan4,9 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 171,10 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 279,90 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 15/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır