Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/393 E. 2021/79 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/393
KARAR NO : 2021/79

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 11/07/2013
KARAR TARİHİ : 18/02/2021

İstanbul ( Kapatılan ) 3. FSHHM’nin 2013/156 E. 2016/153 K. ve 30/06/2016 tarihli kararı, Yargıtay 11.HD nin 2016/14642 E. 2018/6811 K. ve 06/11/2018 tarihli ilamı ile bozulmakla yeniden yapılan açık yargılama sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” ürünü için Sağlık Bakanlığı nezdinde ruhsat başvurusunda bulunduğunu, bu aşamada tespit edilen …, …, …, … ve … sayılı patentlerin davalılar adına tescilli olduğu ve 551 Sayılı KHK hükümlerine göre Türkiye’de koruma altında bulunduğunun saptandığını ve hukuken korunma ihtiyacı nedeniyle müvekkilinin ürününün ve fiillerinin, davalılara ait patent belgelerine tecavüz etmediğinin tespiti için işbu davayı ikame ettiklerini iddia ederek, müvekkiline ait “… ” isimli ürününün ve fiillerinin, davalılar adına koruma altına alınmış olan …, …, …, … ve … sayılı patentlerine tecavüz etmediğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın mevsimsiz açılan bir dava olmasının yanı sıra, dava tarihinde davacı şirketin işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, bu nedenle öncelikle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davada hükümsüzlüğü talep edilen müvekkiline ait … sayılı patentin, işbu davanın açılmasından çok önce geçersiz kalmış olması nedeniyle bu patent yönünden davanın konusuz kaldığını, tecavüz olmadığının tespiti davasının da, aynen tecavüzün tespiti davasının hizmet ettiği amaca hizmet ettiğini ve her iki dava sonucunda verilen kararın da tecavüzün olup olmadığı yönünde aynı hukuki nitelikte olduğunu, buna göre ruhsat başvurusu yapılan ilaca karşı tecavüz ve haksız rekabet davası açılamayacağı kabul edildiğine göre, tecavüzün tespiti davasıyla aynı amaca ve hukuki sonuca hizmet eden işbu tecavüzün olmadığının tespiti davasının da bu aşamada hukuki yarar yokluğundan açılmaması ve kabul edilmemesi gerektiğini, davanın reddini istemiştir.
İstanbul (Kapatılan) 3. FSHHM’nin 2013/156 E. 2016/153 K. ve 30/06/2016 tarihli kararı ile Davacının “…” isimli iken “…” olarak adı değiştirilen ürününün davalının …, …, … ve … sayılı patentlerine tecavüz etmediğinin tespitine, davaya konu … sayılı patentin geçersiz kılındığı anlaşıldığından bu patent ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalılar vekili kararı temyiz etmiştir.
Anılan karar, Yargıtay 11.HD nin 2016/14642 E. 2018/6811 K. ve 06/11/2018 tarihli ilamı ile “…Dava, ilaç ruhsat başvurusuna konu ilaçların, davalı taraf adına tescilli patentlere tecavüz etmediğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mülga 551 sayılı Patent KHK’nın 149. maddesi (6769 s. SMK 154 m.) uyarınca, menfaati olan herkes, patent sahibine karşı dava açarak, fiillerinin patentten doğan haklara tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesini talep edebilecektir. Öte yandan KHK’nın 75/1-f bendi uyarınca, ilaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dahil olmak üzere, ruhsat konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller patent korumasının istisnaları arasında sayılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 141.maddesi uyarınca, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tarafların iddia ve savunmalarını değiştirmeleri yasaktır. Tahkikatın mutlaka ön inceleme duruşmasında tespit edilen ihtilaflı hususlarla sınırlı olarak yürütülmesi zorunludur. Öte yandan, Yargıtay İBK’nın 28.11.1956 tarih ve 1956/15-15 ve HGK’nın 08.04.2015 tarih ve 2015/46-1158 sayılı içtihatlarında da açıkça ifade olunduğu üzere, her davanın açıldığı tarihteki maddi vakılar ve duruma göre karara bağlanması gerekir.
HMK 114/1-h maddesi uyarınca davada hukuki yarar dava şartı olup, dava şartlarının her zaman için mahkemelerce re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, yargılama sırasında Sağlık Bakanlığı’ndan alınan 24.05.2015 tarihli ruhsatnamenin dosyaya sunulması karşısında, 11.07.2013 olan dava tarihi itibariyle ruhsat başvurusunun henüz sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır.
Dairemizin yerleşik uygulamalarında (11.15.2015 T. ve 4941-11860) da bahsedildiği üzere, her ne kadar davacı tarafın ilaç ruhsat başvurusunda bulunması KHK’nın 75/1-f bendi uyarınca hukuka uygun ise de, dava ve ön inceleme tarihi itibariyle henüz sonuçlanmayan ruhsat başvurusuna dayalı olarak KHK’nın 149.maddesi uyarınca, ruhsat başvurusuna konu ürünün davalı taraf patentlerine tecavüz olmadığının tespiti istemi hukuki yarardan yoksun olduğundan, mahkemece bu husus gözetilmeksizin, yargılama sırasında dosyaya sunulan ilaç ruhsatı yönünden inceleme yapılması ve karar verilmesi de mümkün görülmediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle davalı taraf yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava: Davacının “…” isimli ürününün, davalılar adına tescilli …, …, …, … ve … sayılı patentlere tecavüz etmediğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mülga 551 sayılı Patent KHK’nın 149. maddesi (6769 Sayılı SMK 154 m.) uyarınca, menfaati olan herkes, patent sahibine karşı dava açarak, fiillerinin patentten doğan haklara tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesini talep edebilecektir. Öte yandan KHK’nın 75/1-f bendi uyarınca, ilaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dahil olmak üzere, ruhsat konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller patent korumasının istisnaları arasında sayılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 141.maddesi uyarınca, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tarafların iddia ve savunmalarını değiştirmeleri yasaktır. Tahkikatın mutlaka ön inceleme duruşmasında tespit edilen ihtilaflı hususlarla sınırlı olarak yürütülmesi zorunludur. Yargıtay İBK’nın 28.11.1956 tarih ve 1956/15-15, HGK’nın 08.04.2015 tarih ve 2015/46-1158 sayılı içtihatlarında da açıkça belirtildiği üzere, her davanın açıldığı tarihteki maddi vakılar ve duruma göre karara bağlanması gerekir.
HMK 114/1-h maddesi uyarınca davada hukuki yarar dava şartı olup, dava şartlarının her zaman için mahkemelerce re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Davada; Yargılama sırasında Sağlık Bakanlığı’ndan alınan 24.05.2015 tarihli ruhsatnamenin dosyaya sunulduğu, 11.07.2013 olan dava tarihi itibariyle ruhsat başvurusunun henüz sonuçlanmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtayın yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere; Her ne kadar davacı tarafın ilaç ruhsat başvurusunda bulunması KHK’nın 75/1-f bendi uyarınca hukuka uygun ise de, dava ve ön inceleme tarihi itibariyle henüz sonuçlanmayan ruhsat başvurusuna dayalı olarak KHK’nın 149.maddesi uyarınca, ruhsat başvurusuna konu ürünün davalılara ait patentlere tecavüz olmadığının tespiti isteminin hukuki yarardan yoksun olduğu, yargılama sırasında sunulan ilaç ruhsatı yönünden inceleme yapılması ve karar verilmesi de mümkün görülmediğinden, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-59,30 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 35,00 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 117,50 TL tebligat posta giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan fazla gider avansının, karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 18/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır