Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/384 Esas
KARAR NO : 2021/260
DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 04/12/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı vekili dava dilekçesinde, https;//… internet sitesi üzerinde müvekkili adına tescilli “…”markalarını ihtiva eden taklit ürünlerin teşhir edilerek satışa sunulduğunu, söz konusu eylemin marka hakkına tecavüzünün tespitini, tecavüzün önlenmesini, durdurulmasını, tecavüze konu ürünlerin satışının yasaklanmasını, https;//… internet sitesine erişimin engellenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVURMA:Davalının mernis adresine çıkarılan tebligatın usulen tesliğ edildiği ancak açılan davaya cevap vermediği delil bildirmediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı eyleminin davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti , durdurulması, önlenmesi, davalı web sitesine erişimin engellenmesi, ihtiyati tedbir istemine ilişkin bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalıya tebliğ olunmuş, davalı açılan davaya cevap vermemiş, delil bildirmemiştir, mahkememizce ön inceleme oturumunda duruşmada hazır olan davacı vekili sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden aynı oturumda davacının talebi ile tahkikat duruşmasına devam olunmuş, araştırılacak başka husus kalmadığından HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, tahkikata son verilmiştir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi, isim tescilden alan adı sahibinin adresini gösteren kayıtlar celp edilmiştir.
Türk Patent ve marka kurumu nezdinde … ibareli markanın davacı adına tescilli olduğuna dair marka tescil belgesi ile celp edilmiştir.
Somut olayda davacı davalının alan adı oluşturduğunu ve davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yaratan eyleminin gerçekleştiğini, eylemlerin durdurulmasını, alan adına erişimin engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce alınan 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; … alan adı sahibi/yetkilisi bilgileri kontrol edildiğinde alan adının alınma/kayıt tarihinin 24.01.2020 olduğu, Alan Adı Kayıt Sorumlusu/Şirketinin … olduğu, … kısmında … – … yazdığı, … WHOIS Server: … – … URL: http://… yazdığı görülmüş olup Dosya içerisinde Sayın Mahkemenin Belge Celbi konulu dilekçenin … A.Ş. firmasına gönderildiği ve https://…/ alan adı sahibi/yetkilisi bilgilerinin talep edildiği görülmüş olup cevap geldiği taktirde alan adı sahibi/yetkilisi bilgilerine ulaşılabileceği,https://…/ alan adı içerisinde web sitesi olup olmadığı kontrol edildiğinde “Bu siteye ulaşılamıyor.” ibaresinin olduğu, https://…/içerisinde bulunan web sitesi geçmişi … üzerinden kontrol edildiğinde 28 Ekim 2020 ve 27 Kasım 2020 tarihli web site yedeğinin alındığı haliyle kontrol edilmiş olup web sitesi içerisinde … ibaresinin olduğu,İletişim Kısmında …A.Ş- … – … bilgilerinin olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizin 02/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile https://… isimli internet sitesinde “…” markasına ait ürünlerin tanıtım ve satışının yapıldığı tespit edilmiş olduğundan,HMK 389 vd maddeleri ve 6769 sayılı SMK’nın 7/3-d maddeleri gözetilerek https://… alan adına Türkiye’de erişimin tedbiren engellenmesine karar verilmiştir.
… AŞ’nin 8.1.2021 tarihli yazılarında alan adı sahiplik bilgilerinin … adına olduğu ve tescilinin 24.1.2020 tarihinde yapıldığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Marka Hakkına Tecavüz ve İlkeler
Bir markanın sahibinin izni olmadan, başkası tarafından 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesinin 2. fıkrasının a, b ve c bentlerinde ve 3. Madde öngörülen şekilde kullanılması marka hakkına tecavüzdür. Zira SMK’nın 29. Maddesinde maddesin de tecavüz, 7. maddenin ihlâli olarak ifade edilmiştir. 6769 sayılı SMK’nın 7/3. maddesinde : tescilli markanın mal veya ambalajı üzerine konulması; markayı taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi; işareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi; işaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması; işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması; işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması; işaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir.
Hükmün marka sahibine sağladığı yasaklama yetkisi sadece 7/3 hükmünde sayılan hallere münhasır değildir. 6769 sayılı SMK tarafından, tescilli bir markanın ticaret hayatında kullanımı genel olarak hukuka aykırı kabul edilmiş bulunduğundan, tescilli bir markanın aynısı veya benzerinin başka bir kişi tarafından izinsiz olarak ticari yaşamda kullanılması genel olarak yasaklanmıştır.
Hakkın mutlak karakterli olması sebebiyle marka sahibinin yapılmasının önlenmesini talep edebileceği 6769 sayılı SMK’nm 7. maddesinde yazılı eylemleri gerçekleştirenin gerçek veya tüzel kişi olması yahut özel hukuk veya kamu tüzel kişisi olması arasında fark bulunmamaktadır. Diğer taraftan önceden tescil edilmiş bir markaya dayalı olarak açılmış bir ihlal davasında, sonraki tarihte başvurusu yapılmış veya tescil edilmiş bir markanın, alan adının varlığı hukuka uygunluk nedeni alarak ileri sürülemez ,aynı husus sonradan devir alınan markalar içinde geçerlidir. 6769 sayılı SMK m.155. madde düzenlemesinde de açıkça bu hususa işaret edilmiştir.
6769 sayılı SMK’nın 7/2,b hükmü uyarınca, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüzdür. Hüküm kapsamında ihlal eyleminin oluşabilmesi için markaların aynı veya benzer olması; ürün ve hizmetlerin aynı veya benzer olması ve tescilli markanın ayırt edicilik seviyesinin, markaların ortalama tüketicilerde bıraktığı genel izlenim itibariyle ilişkilendirme dahil karıştırılma ihtimalini doğuracak düzeyde bulunması gerekir. Somut olayda ise davacı yanca sunulu deliller kapsamına göre https://… isimli internet sitesinde “…” markasına ait ürünlerin tanıtım ve satışının yapıldığı davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ekran görüntüleri kapsamından anlaşılmıştır.
Davacının … ibareli tescilli markası alan adında ve web içerisinde esas unsur olarak kullanılmış olup ayrıca web sayfası içinde de bu marka ibaresi altında ürün tanıtımları ve satışları yapıldığı anlaşılmıştır.
Haksız rekabet eyleminin varlığı için üç unsurun kümülatif olarak bulunması gerekmektedir: İktisadî rekabet, iyi niyet kurallarına aykırılık ve kötüye kullanım. Haksız rekabetin varlığı için ilk şart, iktisadi hayatta gerçeklesen bir rekabet ortamının varlığıdır. Haksız rekabetin varlığına ilişkin ikinci şart objektif iyi niyet (dürüstlük) kurallarına aykırı bir davranıştır ki, bu kriter, haksız rekabet hukukunun özünü oluşturmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır. Davalı ise davacıya ait tescilli markayı gerek alan adında gerekse web içinde izinsiz kullanarak yetkili bayii izlenimi vermemektedir. Dolmayışıyla ” Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunduğu ve eylemin iyiniyet kurallarına aykırı bir hareket tarzı olması nedeniyle haksız rekabete neden olduğu anlaşılmıştır.
Türk patent ve marka kurumundan celp edilen marka tescil belgesi, isim tescilden alan adı sahibinin adresini gösteren kayıtlar , bilirkişi raporu, davacı yanca dava dilekçesi ekine eklenen web sayfası içerikleri ve incelendiğinde davacının tescilli markasına davacı yanca gerçekleştirilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesi, Davalı alan adını ticari etki yaratacak şekilde markasal olarak kullandığından SMK 7/3-d maddesi gözetilerek Mahkememizce 02/03/2021 tarihinde https://… isimli internet sitesinde “…” markasına ait ürünlerin tanıtım ve satışının yapıldığı tespit edilmiş olduğundan, HMK 389 vd maddeleri ve 6769 sayılı SMK’nın 7/3-d maddeleri gözetilerek https://… alan adına Türkiye’de erişimin tedbiren engellenmesine karar verildiği , davalının her hangi bir itirazda bulunmadığı, alan adı üzerinde üstün hak sahibi olduğuna yada davacıdan aldığı yasal lisans ile alan adı oluşturduğuna dair dair delil sunmadığı gözetildiğinde; Davalı eyleminin davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine , durdurulmasına, önlenmesine, ahkememizce verilen 02/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde kalıcı olarak sitenin erişime kapatılması için Erişim Sağlayıcılar Birliğine müzekkere yazılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davanın kabulüne,
2- Davalı eyleminin davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine , durdurulmasına, önlenmesine
3-Mahkememizce verilen 02/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde kalıcı olarak kapatılması için ESB’ye müzekkere yazılmasına,
4-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 4,9 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yargılama giderlerin olan 54,40 TL ilam harcı, 54,40 TL peşin harç,1.000 TL bilirkişi ücreti , 101 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.209,8 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.08/06/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır