Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/377 E. 2021/81 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/377
KARAR NO:2021/81

DAVA:ESER SAHİPLİĞİNİN TESPİTİ, TECAVÜZÜN REF’İ, MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT (FSEK Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:18/02/2019
KARAR TARİHİ:18/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Eser Sahipliğinin Tespiti, Tecavüzün Ref’i, Maddi-Manevi Tazminat (FSEK Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirketin kendi adına tescilli… markasıyla, davacı müvekkilinin alenileşmemiş 9 adet eserini davacının rızası olmaksızın çoğalttığını, yayımlattığını, davalının çoğalttığı nüshaları satmaya devam ettiğini, davalı şirketin bu 9 adet eserin (…, …, …, …, …, …, …, …, …) hiçbirinde herhangi bir yazar adı göstermediğini, davalının müvekili rızası olmaksızın davacının eserleri üzerinde birtakım değişiklikler yaparak bazı eserlerin adlarını da kısmen değiştirirerek satışların devam ettiğini ve bu durumun hak ihlaline neden olması sebebiyle, dava konusu eserlerin davacı … … adına kayıtlı olduğunun tespiti, hükmün ilanı, ileride arttırılmak üzere 1 TL’nin 19/02/2014 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunda öngörüldüğü şekilde işleyecek avans faizi ve 10.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsilinin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin … E. – … K. ve 20/02/2019 tarihli kararında; Dava konusunun niteliği gereği huzurdaki uyuşmazlıkta Arabulucuya başvurması dava şartı olduğundan ve bu şart yerine gelmeden dava açıldığı anlaşıldığından; 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A, HMK 115/2 maddeleri gözetilerek DAVA DİLEKÇESİNİN USULDEN REDDİNE karar verilmiştir.
Anılan karara karşı, davacı vekili İSTİNAF yasa yoluna başvurmuştur.
İstanbul BAM 16. H.D’nin 2019/1244 E. – 1234 K. ve 30/05/2019 tarihli ilamı ile İSTİNAF talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Anılan kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Anılan karar Yargıtay 11. H.D’nin 2019/3611 E. 2020/4734 K. ve 04/11/2020 tarihli ilamı ile “…Anayasamızın 9. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, ülkemizde yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılacağı ve 36. maddesinde de, herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, mahkemelerin, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacakları esası benimsenmiştir. Bununla birlikte, 07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile; bazı hukuk uyuşmazlıkları yönünden, bir yandan tarafların kendi iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla, yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da, 06.12.2018 tarih ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’ya 5/A maddesi ile, getirilen düzenleme ile, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davanın konusunun birden fazla olması ve bunlardan bir kısmının bir miktar para alacağına, bir kısmının ise miktara tabi olmaması halinde, yani HMK 110. maddesi anlamında bir dava yığılması ve talepler arasında da HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunması halinde, uyuşmazlığın ne şekilde çözümleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta ise de, Anayasamız uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde asıl olanın mahkeme yargısı olduğu dikkate alındığında, aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların ticari arabuluculuğa tabi olmaksızın mahkemece çözüme kavuşturulması gerekir (aynı yönde bkz. Dairemizin 10.02.2020 tarih ve 2019/3048 – 2020/1093; 17.02.2020 T. ve 2020/197-2020/1578).
Somut olayda davacı taraf, bir nispi ticari dava olarak, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında, maddi ve manevi tazminat talepleri yanında, eser sahipliğinin tespiti, tecavüzün ortadan kaldırılması (ref’i) taleplerini bir arada ileri sürdüğünden, bu nitelikteki davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği halde, İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine, bölge adliye mahkemesince de aynı gerekçeyle davacı tarafın istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: Davaya konu 9 adet eserin (…, …, …, …, …, …, …, …, …) sahibinin davacı olduğunun tespiti, tecavüzün ref’i, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1-TL maddi ve 10000-TL manevi tazminat ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davacı vekili; Davanın Mahkememizin … E. sayılı davası ile birleştirilmesini zira iki dava arasında bağlantı bulunduğunu, davanın taraflarının ve sebeplerinin aynı olduğunu, … E. sayılı davada aynı eserlere ilişkin “Rayiç bedelin 3 kat fazlası, manevi tazminat ve FSEK 78. maddesi uyarınca kararın ilanı” taleplerinin bulunduğunu beyan etmiştir.
UYAP tan yapılan kontrolde: Mahkememizin … E sayılı davasında; Davacının …, davalının … ŞTi, davanın FSEK’ten kaynaklı rayiç bedelin 3 kat fazlasının HMK 107.maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak ileride artırılmak üzere 1-TL maddi, 10.000-TL manevi tazminat ile hükmün ilanı istemine ilişkin olup derdest olduğu, duruşmasının 23/06/2021 tarihine bırakıldığı görülmüştür.
Bu dava ile Mahkememizin … E. sayılı davasının; Taraflarının ve dava konusu uyuşmazlığın aynı olduğu, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, biri hakkında verilecek kararın diğer davayı etkileyecek olması nedeniyle HMK 166/1 maddesi gereğince her iki davanın birleştirilmesine, bu davanın esasının kapatılarak, yargılamanın Mahkememizin … E. sayılı davası üzerinden yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Bu dava ile Mahkememizin … E.sayılı davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması, biri hakkında verilecek kararın diğer davayı etkileyecek olması nedeniyle HMK 166/1 maddesi gereğince her iki davanın BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Bu davanın esasının kapatılarak, yargılamanın birleşme kararı verilen Mahkememizin … E. sayılı davası üzerinden yürütülmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin birleşen dava üzerinden değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda ESAS HAKKINDAKİ HÜKÜM İLE BİRLİKTE İSTİNAF YASA olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 18/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır