Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/36 E. 2021/28 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/36 Esas
KARAR NO:2021/28

DAVA:Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/01/2020
KARAR TARİHİ:26/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait https://….com.tr ve … web siteleri ile bunlara bağlantılı sekmelerde kullanılan “…” ibaresinin, müvekkili adına tescilli bir marka olduğunu, bu markanın tanıtımı için müvekkili şirketçe masraf ve emek verildiğini, davalının anılan markayı izinsiz kullandığını, bu kapsamda davalıya izinsiz kullanımlarının durdurulması talepli olarak ihtarname gönderildiğini ancak davalı şirketin ihtarnameye cevap vermediğini, davalı şirkete adına tescil edilmiş https://….com.tr ve … alan adları ve bağlantılı tüm adreslerin kullanımının durdurulmasını, erişimin ve devrin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … tarafından sürdürülmekte olan haksız kullanımın 6739 Sayılı SMK ya ve özellikle de SMK md. 7/3-d ye aykırılık oluşturulması sebebiyle, tecavüzün durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin blok zincir teknolojisi kullanarak çalışan dijital para birimleri olan … ve alt-coinlerin nakit karşılığı yahut kredi kartı ile alımını ve satımını sağlayan bir teknoloji firması olduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetlerini https://….com.tr internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, davacı yana ait markaya ilişkin herhangi bir görsel, yazı, ibare kullanılmadığını, davacının iddia ettiği gibi … şeklinde bir web sayfalarının bulunmadığını, müvekkilinin herhangi bir şekilde fiziksel ve online satış ortamlarında “…” ibareli herhangi bir logo, marka, yazı, evrak, tabela, ilan vs. kullanmadığını, ayrıca ….com’a ait herhangi bir kaynak kodu da kullanmadığını, “…” markasını da herhangi bir şekilde sayfasında kullanmadığını, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde araştırma yapıldığında”…” ibareli bir markanın da bulunmadığını, “… …” olarak bulunduğunu, nakit ve … kelimeleri jenerik/cins isimler olup herhangi bir hususiyet arz etmediğini, davacının keşide etmiş olduğu …. Noterliği’nin 18 Aralık 2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin akabinde, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu göstermek adına, davacının markası ‘… …” olsa da ve davacının markasına web sayfasının herhangi bir yerinde yer vermese de, ihtarnameyi aldığı 19.12.2019 tarihinde , … sayfasını https:/….com.tr/…” haline getirdiğini ayrıca davacının markasını tescil ettiği sınıf ile müvekkilinin tescilli markasının bulunduğu sınıfların farklı olduğunu haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacı adına tescilli “…” ibareli markanın davalıya ait web sitesinde ve bağlı sekmelerinde izinsiz olarak kullanıldığı iddiasıyla https://….com.tr ve … alan adları ve bağlantılı tüm adreslerin kullanımının durdurulması, erişimin ve devrin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, marka hakkına tecavüzün tespiti ve durdurulması taleplerine ilişkindir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
… / … markasının davacı adına 5.1.2018 tarihinden itibaren 35.sınıf için tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi … 13/03/2020 tarihli raporunda; … numaralı “… …” ibareli markanın davacı yan tarafından 05.01.2018 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiğini, anılan markanın 05.06.2018 tarihinde 35. Sınıf kapsamında kalan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. iş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithaiat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi İş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri” hizmetleri bakımından tescil edildiği ve markanın güncel koruma süresi içerisinde bulunduğunu, https://….com.tr alan adlı internet sitesi whois kayıt bilgileri sorgulandığında, alan adının, davalı yan … adına 27.03.2018 tarihinde oluşturulduğunu, sitenin bitiş tarihinin 25.03.2023 olduğunu, Davalı tarafından sunulan hizmetlerin, “Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri.” hizmetlerini kapsadığı, davalının alan adı içeriğinde ve websitesi içeriğindeki markasal kullanımlarının “…” şeklinde olduğu ve anılan markanın davalı yan adına TPMK nezdinde … numaralı marka kapsamında 36. Sınıfta yer alan ” “sigorta hizmetleri, Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği” bakımından tescilli olduğunu, web sitesi üzerinde inceleme gerçekleştirilen 12.03.2020 tarihinde, https://….com.tr ve … ve https:/….com.tr/… alan adları üzerinden gerçekleştirilen incelemelerde, https://….com.tr alan adı ve site içeriğinde davacı yanın 2016/01016 numaralı “… nakit com’ ibareli markasının kullanımına rastlanılmadığını, web sitesi üzerinde inceleme gerçekleştirilen 12.03.2020 tarihinde, … ve https:/….com.tr/… linklerine ise ulaşılamamış olup, sayfanın erişime kapatıldığını, davalıya tebliğ edilen ihtarname tarihi olan 19.12.2019 tarihi öncesindeki, davalı yan kullanımları yönünden takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, gerekli görülmesi halinde, bilgisayar uzmanı bilirkişi vasıtasıyla https://….com.tr ve … ve https:/….com.tr/nakitcoinadlı siteler üzerinden arşiv kaydı sorgulaması ile araştırılabileceğini bildirmiştir.
….Başsavcılığının … sor. Nolu dosyası celp edilmiş, site erişime kapatılmadan önce yapılan incelemede bilirkişi … tarafından sunulan raporda web sayfaları incelenmiş, markasal kullanım bulunduğu belirlenmiş, ve davalı eyleminin 6769 sayılı SMK’nun 29 ve 30.maddelerine göre marka hakkına tecavüz fiilinin işlendiğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davalı ise savunmasında (… = …) anahtar kelimelerinin genel geçer terim olarak yüzlerce internet sitesi tarafından kullanıldığını, Dilekçeleri ekinde bu terimin menşei Amerika, İngiltere, Çin gibi birçok farklı ülkede bulunan web sayfalarında hem isim hem de anahtar kelime olarak kullanılmakta olduğunu, … teriminin aslında müvekkili şirketin halihazırda yürüttüğü iş modelini de nitelemekte olduğunu, tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini ve davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere …=…, … olarak kullanılmaktadır. Davacı ise marka oluştururken hem Türkçe hemde İngilizce olarak bir marka seçimi yapmış ve … ve … ibareleri ile bir şekil markası oluşturmuştur.
Bilindiği üzere markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa bu hal, hem nispi red, hem de hükümsüzlük hemde tecavüz nedeniyle marka sahibine herkese karşı ileri sürme hakkı sağlamaktadır.
Hem markaların, hem de mal ve/veya hizmetlerin aynı olması durumunda marka hakkının ihlali otomatik olarak kabul edilmektedir (Maniatis, Dilution in Europe, s.1). Markalar aynı, mal veya hizmetler benzer, ya da mal veya hizmetler aynı, markalar benzer ise ihlalin mevcut olup olmadığı, somut olayın özelliklerine göre karıştırma ihtimalinin varlığına bağlıdır. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu ya da tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal veya hizmetler aynı ya da benzer ise, bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir (Çolak, Uğur; a.g.e. s.192)
Karıştırma ihtimali hem markalar bakımından, hem de sınıflar bakımından benzerliği gerektirdiğinden, davacı ve davalı kullanımlarının markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve/veya hizmet sınıfları ne kadar birbirine benzer ise, karıştırma ihtimalinin ortaya çıkmaması için, markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Karıştırma ihtimali, birkaç halde söz konusu olmaktadır. Bunlar, “aynı mal ve/veya hizmet – benzer markalar”, “aynı marka, benzer mal ve/veya hizmet”, “benzer marka- benzer mal ve/veya hizmet” halleridir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken, her bir unsura göre değil, bir bütün olarak her iki markanın bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınacaktır (Holyoak/Torremans; s. 436, Cornish / Llewelyn / Aplın s. 754 vd, Bently Sherman s. 822 vd, Baınbrıdge s. 634) . Markalarda eğer, jenerik unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Aynı şekilde tanımlayıcı veya jenerik şekiller de değerlendirme dışı bırakılacaktır (Çolak, Uğur; a.g.e. s.193).
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde “markanın ayırd edicilik gücü” de dikkate alınmalıdır. Buna göre ayırd ediciliği zayıf olan markalar bakımından karıştırma ihtimalinin mevcudiyeti daha az olacaktır. Buna karşılık ayırd edicilik gücü yüksek olan markalarda karıştırma ihtimali daha kolay bir şekilde ortaya çıkabilecektir. İki markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olup olmadığının tespitinde, iki marka arasında karıştırılma ihtimalini aşan, herhangi bir tetkikat ve yoruma ihtiyaç duyulmayacak bir benzerlik bulunup bulunmadığına bakılır. Markalar arasındaki benzerliğin iltibasa yol açıp açmayacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu hallerde markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik var demektir.
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın, ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaya göre,” tüm faktörler” bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması gereğine ilişkindir (Cornısh / Llevvelyn / Aplın, s. 755, Trıtton S. 241, Holyoak / Torremans s. 436, Baınbrıdge s. 634, CJEU C-251/95 Puma-Sabel paragraf 22). Zira ortalama dikkat ve algılama yeteneğine sahip bir tüketici, detaylarına girmeyip, markayı bir bütün olarak algılar (C-254/09, Calvin Klein Trademark Trust vs. Zafra Marroquineros SL, paragraf 44). Ayrıca ortalama dikkat ve algılama düzeyine sahip bir tüketici, çoğunlukla markaları yan yana koyarak kıyaslama imkanına sahip değildir. Bu kişi, markaları aklında kaldığı ve çağrışım yaptığı kadarıyla kıyaslar (Çolak, Uüğr; a.g.e. S.199). Global değerlendirme, görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı da dahil olmak üzere, tüm faktörler dikkate alınarak, ilgili toplum kesiminde markaların bıraktıkları “genel izlenim”e göre yapılır. Bu açıklamalar dikkate alındığında …=…, … olarak kullanılmaktadır. Davacı ise marka oluştururken hem Türkçe hemde İngilizce olarak bir marka seçimi yapmış ve … ve … ibareleri ile bir şekil markası oluşturmuştur. Nakit ibaresi … ibaresi ile birlikte yeterli ayırt ediciliğe haiz olup, arama motorunda … yazılması hali farklı, … yazılması ile farklı sonuçlara ulaştırır. Nitekim savcılık dosyasında alının bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere … diye arama yapıldığında davalı ekranda 2. Sırada çıkmakta olup, alan adında ve alan içeriğinde da açıkça davacının tescilli markasını kullanarak ihlale ve karışlığa neden olmuştur.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10.01.2017 yürürlük);
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.” Şeklinde yasal düzenleme yer almaktadır.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden ;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” talep edilebilir şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Davacı da huzurdaki davada marka hakkına tecavüzün tespitine , durdurulmasına, önlenmesine, ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik olarak dava açmıştır.
….Başsavcılığının … sor. Nolu dosyası celp edilmiş, bilirkişi … tarafından sunulan raporda web sayfaları incelenmiş, markasal kullanım bulunduğu belirlenmiş, ve davalı eyleminin 6769 sayılı SMK’nu 29 ve 30. Maddelerini ihlal ettiğini ve marka hakkına tecavüz fiilinin işlendiğini bildirdiği anlaşılmıştır. Bu rapor kapsamında davalı internet sitesi henüz aktif durumdayken bilirkişi incelemesi yapıldığından mevcut rapor hükme esas alınmıştır. Davacının 35. Sınıf kapsamında kalan tescilli hizmetleri arasında alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri mevcut olup, davalının https://….com.tr alan içinde müşteki adına tescilli … ibaresinin davalı yanca site içinde … İLE … SATIN AL şeklinde kullandığı, öte yandan arama motoruna … şeklinde yazıldığında davacının altında davalının adının 2.sırada çıktığı, davacının alan adının whos kaydının 28.11.2017 tarihi olup, davalının ise 28.2.2018 tarihi olduğu, öte yandan davacının … ve … markasının davacı adına 5.1.2018 tarihinden itibaren 35.sınıf için tescilli olduğu davalının izinsiz olarak ve markasal kullanımda bulunduğu, davalının kullanımının dürüst kullanım niteliğinde de bulunmadığı, tüketici nezdinde karışıklığa neden olacağı ,davacı markasının para alanında kullanılan, yaygınlaşmış bir kelime olduğunun ispat edilemediği, …, ibarelerinin yeterli ayırt ediciliğe sahip bir marka niteliğinde olduğu, davalının dava tarihinden sonraki kullanımlarının kaldırmasının marka ihlalini ortadan kaldırmadığı, Davalının tescilli markasının 36.sınıf için … olarak 24.7.2019 tarihinde tescilli olduğu, dolayısıyla davalının alan adının devamında da ticari etki yaratacak şekilde yani 6769 sayılı SMK’nun 7/3-d maddesine aykını olacak şekilde dava tarihinden öncesinde … ibaresini alan adı ıçınde ticari etki yaratacak şekilde kullandığı, yani dürüst ticari tacirden beklenenin alan adının devamında ancak … olarak kullanması gerekirken ticari etki yaratacak şekilde … olarak kullandığı dolayısıyla toplanan tüm deliller ve hükme dayanak alınan ….Başsavcılığının … sor. Nolu dosyasında bilirkişi … tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak davacının marka hakkının ihlal edildiği (6769 sayılı SMK’nu 7/3-d ve 29 .maddelerini ihlal ettiği anlaşıldığından) Davalı eyleminin davacının marka hakkına tecavüzün tespitine , durdurulmasına, önlenmesine, Mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin devamına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalı eyleminin davacının marka hakkına tecavüzün tespitine , durdurulmasına, önlenmesine, Mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin devamına,
2-İhtiyati tedbire itirazın reddine karar kesinleştiğinde kalıcı olarak erişime kapatılması için ESB’ne yazı yazılmasına,
3-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 4,90 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 54,40 TL ilam harcı, 54,40 TL peşin harç, 1.000 TL bilirkişi ücreti ve 160,50 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.269,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararıntebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulenanlatıldı. 26/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır