Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/343 E. 2020/352 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/343 Esas
KARAR NO : 2020/352

DAVA : FİKİR VE SANAT ESERİ SAHİPLİĞİNDEN KAYNAKLANAN HAKLARA TECAVÜZÜN REF’İ, ÖNLENMESİ, MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 02/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2020

Mahkememize tevzi edilen Fikir Ve Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Maddi-Manevi Tazminat davası incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından … adı altında yayınlanan ve 2018 yılında basılıp satışa sunulan, halen satışta olan ISBN numarası … olan, davalı … tarafından yazıldığı iddia edilen “…” adlı kitabın, müvekkilinin arasında olduğu başka yazarlara (fikri eser mülkiyeti sahiplerine) ait eserlerden ciddi manada intihal ile basılmış bir kitap olduğunu, bu kitabın tamamının intihal ile yani başkalarına ait yazılı eserlerin izinsiz şekilde neredeyse aynen kopyalanarak hazırlanmış bir kitap olduğunu, bu hususta … Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma sayılı dosyasından 25.01.2018 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi ile bahsedilen intihale yönelik tespit yapıldığını, yayınevi tarafından 2018 yılında yayınlanan …’ın “…” adlı kitabı incelendiğinde, kitabın 44-49. sayfaları arasındaki bölümün ciddi bir intihal yapılarak 2015 yılında … Yayınları tarafından çıkan müvekkilinin ISBN numarası … olan “…” adlı kitabından izinsiz ve kaynak göstermeden yayınlandığını, yazar …’ın kitabının 44-49. sayfalar arasındaki bölümü, müvekkilinin yukarıda bilgileri verilen 2015 Eylül ayında … Yayınları tarafından çıkan, “…” adlı kitabının 110-112-113-133-134 ve 212’inci sayfalarının değişik bölümlerinden birebir alıntılarla intihal yapıldığını, herhangi bir kaynak göstermediğinin tespit edildiğini, müvekkili tarafından 4 yıl önce yayınlanan kitabın, kaynak gösterilmediğinden ve izinsiz olarak davalılar tarafından kopyalanılıp 2018 yılında basıldığını, adı geçen eserde müvekkili haricinde çok sayıda akademisyenlerin eserinden de ciddi manada intihal gerçekleştirildiğinin öğrenildiğini, davalılarca intihal edilen ve basılan eserin neredeyse tamamen çalıntı bir eser olduğunu, 5846 Sayılı FSEK in 77.maddesi uyarınca öncelikli olarak dava konusu eserin muhafazası ve satışının önlenmesi hususlarında teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ISBN numarası … olan, davalı … tarafından yazıldığı iddia edilen “…” adlı eserin toplatılması ve imhasını, 5846 Sayılı FSEK 68. maddesi uyarınca rayiç bedel tespiti ile 3 kat tutarında maddi tazminata hükmedilmesini ve şimdilik 1.000.-TL maddi tazminat talep edildiğini, davalıların haksız eylemlerinin ağırlığı ve ihlali devam ettirme konusundaki ısrarları da dikkate alınarak 40.000.-TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava: ISBN numarası … olan, davalı … tarafından yazıldığı iddia edilen “…” adlı eserin toplatılması, imhası, intihal nedeniyle tecavüzün reddi, meni, 5846 Sayılı FSEK 68.maddesi uyarınca rayiç bedel tespiti ile 3 kat tutarında maddi tazminata hükmedilmesi ve şimdilik 1.000.-TL maddi tazminat ile 40.000.-TL manevi tazminata hükmedilmesine ilişkindir.
18.12.2018 tarih ve 7155 sayılı kanunun ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk hakkındaki yasal düzenlemeleri dikkate alındığında 20. madde düzenlemesinde; 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1)Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 26- (1)Bu Kanunun; a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;…. d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükümlerine amirdir. Düzenlemesi geretirilmiştir.
Davacının dava dilekçesi kapsamı ve uyuşmazlık konusu incelendiğinde; 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4.Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle mahkemece uygulamasının res’en gözetilmesinin zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemesinin zorunlu olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise bu tarihten sonra açıldığı, ve dava dileçesi incelendiğinde arabulucuk faaliyetinin olumsuz sonuçlandığına dair bir beyan geçmediği gibi dilekçe ekinde de bu yönde belge bulunmadığı, yani arabulucuk başvurunun olumsuz sonuçlandığına dair belge sunulmadan dava açıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği anlaşılıdğından ve davacı tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Dava konusunun niteliği gereği zorunlu olarak arabulucuya başvurulması dava şartı olduğundan ve bu şart yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A, HMK 115/2 maddeleri gözetilerek DAVA DİLEKÇESİNİN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca 54,40-TL ilam harcı ve 54,40-TL peşin harç yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır