Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/328 E. 2022/12 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/96 Esas
KARAR NO : 2021/424

DAVA : Tecavüzün Tesbiti ve Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/03/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan tecavüzün tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Ajansa bağlı yabancı yazar … tarafından kaleme alınan … tarafından Türkçeye tercüme edilen … adlı tiyatro eserinin davalı tiyatro tarafından izinsiz olarak sergilenmesi sebebiyle tecavüzün tespiti ve refi ile FSEK 68 çerçevesinde 20.000 TL maddi, FSEK 70 çerçevesinde 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA;Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; tecavüzün tespiti, refi, 20. 000 TL maddi tazminatın FSEK 68.maddesine göre 3 katı olarak ilerde ıslah edilme hakkı saklı kalmak üzere ayrıca davalının tiyatro eserinin sergilenmesinden dolayı davacının uğradığı manevi zararın giderilmesi yönünden FSEK 70.madde kapsamında 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalıya yana tebliğ olunmuş, davalı açılan davaya cevap vermemiştir, Mahkememizce dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi … ve …’nın 29/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda: Dosyada …’nun “… “ işimli oyununa ilişkin metin ibraz edilmediğinden eser vasfı hususunun ve dosyaya CD içerisinde ibraz edilen … tarafından yapılan tercüme metninin FSEK 6/1 anlamında işlenme eser vasfını haiz olup olmadığının incelenemediğini, Eser sahipliği ve hak sahipliğinin tespiti için; dosyaya davacı ile asıl eser sahibi … adına … isimli ajans arasında 18 ekin 2017 tarihinde sözleşmenin tercümesinin, …’nin … adına sözleşme imzalama yetkisinin olup olmadığına ilişkin sözleşme veya izin belgesinin ve ..’ın mirasçılarına ilişkin mirasçılık belgesi belgesinin ibraz edilmesinin gerektiğini, Mali hak ihlalinin söz konusu olup olmadığının, davalı tarafça sahnelenen oyunun …’nun eseri oları ve … tarafından yapılan çevirisinin icrasına ilişkin olup olmadığının değertendirilebilmesi için Oyunun davalı tarafça sahnelenmesine ilişkin kayıtlarının sunulmasının gerektiğini, Dosyada davaya konu eser vasfındaki oyunun sahnelenmesi halinde emsal telif bedellerine ilişkin herhangi bir emsal sözleşme, teklif bulunmadığından izinsiz kullanımı miktarı, ihlalin mecrası, türü ve sektörel uygulama da dikkate alındığında 3.000-TL olabileceği davacının haklı çıkması ve ihlalin gerçekleştiğinin tespiti halinde bu bedelin 3 katının FSEK 68 çerçevesinde talep edilebileceğini, davacının manevi tazminat talep etme yetkisinin bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmişlerdir.
Bilirkişi …ve …’nın 29/06/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda: kök rapordaki görüş ve kanaatinin aynısının muhafaza edildiğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Tiyatrolara yazılan müzekkerelere olumsuz cevap verildiği , davacı yanca oyunun sergilendiğine ilişkin kayıtlı bir fiziki materyal sunulmadığı anlaşılmıştır.
Sözlü yargılamaya geçilmesine ilişkin ara karar sonrasında davacı vekilinin 1.10.2021 tarihli beyan dilekçesi ile, davalının Müvekkili Ajans’a bağlı yabancı yazar … tarafından kaleme alınan, … tarafından Türkçe’ye tercüme edilen “…” adlı tiyatro eserini izinsiz olarak sergilediğini kabul ettiğini, bundan doğan zararını tazmin edeceğini şifahi olarak bildirdiğini, Şifahi olarak varılan anlaşma sonucunda davalının ilk olarak 25.03.2019 tarihinde müvekkiline ödenmek üzere 4.000 TL gönderdiğini, ancak sonrasında farklı gerekçelerle davacıyı oyaladığını, herhangi bir ödeme yapmadığını, şubat 2021 itibariyle müvekkilli ile tekrar iletişime geçen davalının , sulh olmak istediğini bildirdiğini, taraflar arasında 12.02.2021 tarihinde imza altına alınan bir Sulh Protokolünün tanzim edildiğini, Ancak davalının imzaladığı Sulh Protokolüne uymayarak herhangi bir ödeme yapmadığını, re’sen gözetilecek nedenler ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı yanca tek taraflı beyana istinaden sunulan Sulh Protokolü başlıklı belge incelendiğinde; Telif Hakları Onk Ajans Limited Şirketi adına Av. … ile … arasında-12 .2.2021 tarihinde imzalandığı belirtilen ve … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası derdest İken tarafların müzakere görüşmeleri üzerine dosyanın sulhen çözülmesi yönünde anlaşmaya vardıklarını, toplam borcunun 25.600,00-TL’nin olduğunu, 25.03.2019 tarihinde Davalı tarafından Davacı’ya ödenen 4.000,00-TL’nin mahsubu ile toplamda 21.600-TL nin Davalı tarafından Davacı’ya 4 taksit halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, 31.03.2021 tarihinde , 30.04.2021 tarihinde ,28.05.2021 tarihinde ve 30.06.2021 tarihinde 5.400,00 TL nin ödenecek olduğunu, Son ödemeyle birlikte taraflar … İ. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından karşılıklı olarak feragat edecek ve vekalet ücreti veya “başkaca bir hak veya taleplerinin olmadığını beyan edeceklerini, Ödemelerin belirlenen tarihlerde yapılmaması halinde sulh protokolünün hükümsüz hale geleceğini, mahkeme dosyasındaki işlemlere devam edileceğini öngören 12.2.20121 tarihli fotokopi şeklindeki belgenin davacı yanca sunulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere Sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının karşılıklı anlaşma ile dava konusu uyuşmazlığa son vermeleridir.
Sulh mahkeme önünde yapılabildiği gibi mahkeme dışında da yapılabilir. Mahkeme dışı sulh diğer sözleşmeler gibi, tamamen maddi hukuk hükümlerine tabidir.
Sulh 6100 sayılı HMK’nun 313 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
Sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının, karşılıklı anlaşması ile (yani bir sözleşme ile), dava konusu uyuşmazlığa son vermeleridir. Mahkeme önünde sulh şekle tabidir.(md. 154, 3/ç).Kanunun öngördüğü bu şekil, sulh için geçerlilik şartıdır. Buna göre; Taraflar, duruşmada sulh olmak istediklerini hakime bildirince, tarafların mahkeme önünde yaptıkları sulh anlaşması duruşma tutanağına yazılır (md.154,1). Tutanağın sulhe ilişkin bölümü, tarafların önünde okunarak kendilerine imza ettirilir (md.154,3/ç).Tutanağa yazılan sulh anlaşmasının taraflara okunduğunun ve ondan sonra imza ettirildiğinin de tutanağa yazılması zorunludur. Bu şartlara uygun olmayan sulh anlaşması geçersizdir.
Taraflar mahkeme dışında yapmış oldukları yazılı bir sulh sözleşmesini mahkemeye verirler ve buna (yazılı sulh sözleşmesine) göre davada sulh olduklarını bildirirlerse, bu yazılı sulh sözleşmesinin mahkemeye verildiği duruşma tutanağına yazılır (md.154,3/f). Bu halde, mahkemeye verilen yazılı sulh sözleşmesinin ayrıca tutanağa geçirilmesine (yazılmasına) gerek yoktur. Çünkü, duruşma tutanağında eklendiği yazılı olan belgelerin içeriği de tutanak metni hükmündedir (md.154,4). Ancak, bu halde, mahkemeye verilen yazılı sulh sözleşmesinin duruşmada tarafların önünde okunması, okunduğunun da duruşma tutanağına yazılması ve ondan sonra tutanağın (md.154,3/ç’ye göre) taraflara (veya sulh için vekillerine) imza ettirilmesi gerekir. Böylece, mahkeme dışı sulh,mahkeme içi sulhe dönüşür.(Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Prof.Dr. Baki Kuru-Prof.Dr.Ramazan Arslan-Prof.Dr. Ejder Yılmaz, bknz. sf.534-535)
Sulh, davadan feragat ve davayı kabulden farklı olarak şarta bağlanabilen bir taraf usul işlemidir. Bununla birlikte sulhun şarta bağlanması mahkemenin de şarta bağlı hüküm verebileceği anlamına gelmez. Çünkü mahkeme kararlarının açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde kaleme alınması zorunludur.
Somut olayda; davacı vekili, yargılama sırasında tarafların sulh olduklarını ve sulh protokolü düzenlediklerini beyanla taraflar arasında düzenlenen 12.2.2021 tarihli sözleşmeyi ibraz etmiştir.
Mahkememizce davacı tarafça sunulan sözleşmenin, mahkeme dışı sulh sözleşmesi niteliğinde olup olmadığının ve uyuşmazlığın taraflarca Sulhen çözümlenmesi amacıyla düzenlendiğinin takdir edilmesi ve değerlendirilmesi gereklidir.
Medenî Kanunda yer alan dürüstlük ilkesi (TMK m. 2) genel bir hukuk ilkesi olup usûl hukukunda da geçerlidir. Devletin bir kurumu olan mahkemenin haksız, hileli ve kanuna aykırı şekilde bir yargılama ile uyuşmazlığı çözümlemesi düşünülemez. Ayrıca dürüstlük kuralı, kamu yararı açısından da dikkate alınmayı gerektirir. Çünkü, davanın usûl ekonomisine uygun şekilde sonuçlanması, ancak dürüstlük kuralının medenî usûl hukukunda da geçerli olması ve hâkim tarafından kendiliğinden nazara alınmasıyla mümkün olur. Dürüstlük kuralı, işlemlerin yorumlanması, tamamlanması, yeniden gözden geçirilmesi ve değiştirilmesinde göz önünde tutulur. Dürüstlük kuralına uymak, taraflar açısında bir yükümlülüktür. Usulü yetkiler kullanılırken de bu, dürüstlük kuralına uygun olmalıdır.
Somut olayda davalı huzurdaki davaya cevap vermemiştir. Davacı ise bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere; …’nun “… “ işimli oyununa ilişkin metni ve davalı yanca sergilendiği iddia olunan oyuna ilişkin fiziki bir materyal ibraz etmemiştir,, eser sahipliği mahkemece res’en araştırılması gerekli hususlardandır, huzurdaki davada … tarafından yapılan tercüme metninin FSEK 6/1 anlamında işlenme eser vasfını haiz olup olmadığı incelenememiştir, zira Eser sahipliği ve hak sahipliğinin tespiti için; dosyaya davacı ile asıl eser sahibi … adına … isimli ajans arasında 18 ekim 2017 tarihinde sözleşmenin tercümesinin, …’nin… adına sözleşme imzalama yetkisinin olup olmadığına ilişkin sözleşme veya izin belgesinin ve …’ın mirasçılarına ilişkin mirasçılık belgesinin ibraz edilmediği anlaşılmaktadır.
Mali hak ihlalinin söz konusu olup olmadığının tespiti için davalı tarafça sahnelenen oyunun …’nun eseri olan ve … tarafından yapılan çevirisinin icrasına ilişkin olup olmadığı hususu davacı yanca ispat edilememiştir. Oyunun davalı tarafça sahnelenmesine ilişkin kayıtlarının sunulmasına ilişkin kesin süre içinde de kayıtların davacı yanca sunulmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar dava dışı Sulh Protokolü davacı yanca sözlü yargılama öncesinde dosyaya sunulmuş ise de, protokolün 2. sayfasında e bendinde ; “Ödemelerin belirlenen tarihlerde yapılmaması halinde sulh protokolünün hükümsüz hale geleceğini, mahkeme dosyasındaki işlemlere devam edileceği” hususu kararlaştırılmış olup, davalı yanca ödeme yapılmadığından , vadelere uyulmadığından ve protokolde de açıkça ödeme yapılmadığında protokolün hükümsüz hale geleceği, yargılamaya devam olunacağı belirlendiğinden , davalı yanca ödeme yapılmadığından sunulu protokolün de hükümsüz hale geldiği anlaşıldığından, mevcut dosya kapsamındaki delillere göre davanın sonuçlandırılması gereklidir.
Davacı iddiası, HMK 266. madde kapsamına göre FSEK uygulamasına ve dosyadaki delillere uygun olarak hazırlanan denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyetinin kök ve ek raporları incelendiğinde, davacı yanca oyunun sergilendiğine ilişkin delil sunulmadığı, öte yandan huzurdaki davada … tarafından yapılan tercüme metninin FSEK 6/1 anlamında işlenme eser vasfını haiz olup olmadığının incelenemediği, zira eser sahipliği ve hak sahipliğinin tespiti için; dosyaya davacı ile asıl eser sahibi …adına … isimli ajans arasında 18 ekim 2017 tarihinde sözleşmenin tercümesinin, …’nin … adına sözleşme imzalama yetkisinin olup olmadığına ilişkin sözleşme veya izin belgesinin ve …’ın mirasçılarına ilişkin mirasçılık belgesinin dosya içinde bulunmadığı, dolayısıyla sunulu deliller kapsamına göre davacının sübut vasıtası olacak hiçbir delil sunmadığı gözetildiğinde davacının davasını ispat edemediği gözetilerek davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davanın Reddine,
2-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır