Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/280 E. 2023/117 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/280 Esas
KARAR NO : 2023/117
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin akaryakıt alanında faaliyet gösteren uluslar arası tanınmış bir şirket olduğunu, müvekkilinin 35. Ve 37. Sınıflarda tescilli 2016/… numaralı ve 3., 12., 14., 25., 28. Mal gruplarında tescilli 2012/… numaralı “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, markalarının dünyaca tanınmış bir marka olduğunu, grup şirletlerinden ve alt lisans verme hakkı olan … … … şirketin davalı ile 09.01.2004 tarihinde, 15 yıl süreli “… Marka ve İşaretlerinin Kullanımına İlişkin Lisans Sözleşmesini” imzalamış olduğunu, davalı yanın bu sözleşme ile “… “ ibareli marka ve işaretin Türkiye sınırları içerisindeki “akaryakıt istasyonlarında” kullanım lisansını 15 yıl süre ile elinde bulundurmuş olduğunu, bu kapsamda akaryakıt dağıtım faaliyetlerinde bulunmuş ve akaryakıt bayileri ile alt lisans sözleşmeleri akdetmiş olduğunu, taraflar arasında ki lisans sözleşmesi 09.01.2019 tarihinde sonlanmış olmasına rağmen davalının “…” markasını kullanmaya devam ettiğini, davalıya gönderilmiş olan 12.12.2018 tarihli ihtarname ve sair yazışmalara rağmen kullanıma son verilmediği, davalının kullanımına dayanak yapmış olduğu Ticari Marka Kullanım sözleşmesinin yalnızca EPDK’ya sunulmak üzere verilmiş bir sözleşme olduğunu ve bu sözleşme süresinin de 09.01.2019 tarihinde sona ermiş olduğunu ve davalıya da 03.09.2020 tarihinde ihtar edilmiş olduğunu, 2016/… başvuru numaralı markadan davalı yana verilmiş olan lisansın sicilden terkinini teminen ve hem de müvekkili şirketin marka hakkına tecavüzün tespiti ve durdurulması için iş bu davanın açılması gerektiğini, davalının ticari marka kullanım sözleşmesini dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanmaya devam ettiğini, marka lisans hakkının bedelsiz / ivazsız olamayacağını beyanla 25.10.2017 tarihli Ticari Marka kullanım sözleşmesi başlıklı belgenin sona erdiğinin / fesih olduğunun tespiti ile 2016/… başvuru numaralı markadan davalı yana verilmiş olan lisansın sicilden terkinine, markaya tecavüzün tespitine ve durdurulmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf, taraflar arasında 25.10.2017 tarihinde imzalanmış olan ikinci sözleşme “ticari marka kullanım sözleşmesi”nin halen yürürlükte olduğunu, bu sözleşmenin bedelsiz olmasının sebebinin ilk sözleşme bedelinin fahiş olarak belirlenmiş olması olduğunu, 2004 ile 2017 yılları arasındaki dolar artışı, EPDK’nın petrol piyasasına müdahalesi, dağıtım şirketleri karlarını sınırlaması sebepleri ile bedelsiz ikinci sözleşme yapılması gereğinin doğduğunu, müvekkili şirketin 26.11.2020 tarihi itibari ile dağıtıcı lisansının iptal edilmiş ve marka kullanımına bu tarih itibari ile son verilmiş olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; 2016/57486 nolu marka yönünden davalıya verilen lisansın sicilden terkini, marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, 25/10/2017 tarihli ticari marka kullanım sözleşmesinin sona erdiğinin feshedildiğinin tespitine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … 07/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki 25.10.2017 tarihinde yapılmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi”nin devam edip etmediği konusunda ki hukuki değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere yukarıda yer verilmiş olduğu üzere taraflar arasında 25.10.2017 tarihli imzalanmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi” içeriğinde davalı şirket ile …arasında yapılmış olan 09.01.2004 tarihli lisans sözleşmesine atıfta bulunulmamış ve bu sözleşmenin eki olduğuna dair bir belirleme yapılmamıştır. Sözleşmede “2016/… numaralı … Şekil markasına ait kullanım hakkını ücretsiz olarak … Tic. Aş. adını taşıyan şirkete 10 yıl kullanım hakkını verir” içeriğine yer verilmiştir. İşbu durumda taraflar arasındaki 25.10.2017 tarihli imzalanmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi”nin sona erdiğinin ve fesih olduğunun tespiti genel hükümler çerçevesinde yapılacağından, işbu tespit yapılana kadar davalı şirketin marka kullanımları TPE nezdinde kayıtlı olan 2016/57486 başvuru numaralı marka için davalı adına verilmiş olan lisansa dayandığından iş bu lisansa dayalı kullanımların marka tecavüzü oluşturmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller kapsamına göre;
Davalının ticari sicil kaydı celp edilmiş, İFLAS NEDENİYLE) TASFİYE HALİNDE … TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ‘NİN ticari sicile 17.7.1998 tarihinde kayıt olduğu, … ATM’nin 2019/… esas , 2021/… karar sayılı dosyasında 30.11.2021 tarihinde şirketin iflasına karar verildiği, kararın 14.2.2022 tarihinde kesinleştiği, … iflas dairesinin 2021/20 iflas sayılı yazıları kapsamına göre 2.alacaklılar toplantısının yapılmayacağının bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere tüzel kişinin, tüzel kişiliğinin sona ermesi halinde, o tüzel kişinin taraf ( husumet ) ehliyeti de sona erer. Ancak, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin yeniden ihyası ile sicile kaydedilmesi halinde o tüzel kişi hakkında dava görülebilir. Huzurdaki davada ise şirketin iflasına karar verilmiş ancak sicile işlenmemiştir.
İflas halinde olan davalı şirketin vekili ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Toplanan deliller, marka tescil belgesi, ticari marka kullanım sözleşmesi, Ticari sicil kayıtları bir arada incelendiğinde;
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 148. Maddesinde “Hukuki işlemlerin, yazılı şekle tabi olduğu” hükmüne yer verilmiştir. Marka lisans sözleşmesi, taraflar sözleşmede bir süre belirlemiş ise öncelikle bu sürenin dolmasıyla sona erecek olup bunun yanı sıra haklı sebeplerin varlığı halinde sözleşme genel hükümler çerçevesinde fesihle sona erebilecektir.
Davacı tarafça, davalı şirket ile … arasında yapılmış olan 09.01.2004 tarihli lisans sözleşmesi sunulmuş olup, ayrıca Tararlar arasında 25.10.2017 tarihli imzalanmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi” bulunmaktadır. Sözleşme içeriğinde davalı şirket ile … arasında yapılmış olan 09.01.2004 tarihli lisans sözleşmesine atıfta bulunulmamış ve bu sözleşmenin eki olduğuna dair bir belirleme yapılmamıştır. Sözleşme içeriğinde “2016/… numaralı … Şekil markasına ait kullanım hakkını ücretsiz olarak … Aş. adını taşıyan şirkete 10 yıl kullanım hakkını verir” bilgisine yer verilmiştir.
Marka lisans sözleşmeleri ivazlı yapılabileceği gibi ivazsız yapılması da Mümkün olup taraflar arasında 25.10.2017 tarihinde yapılmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi” içeriğinde de marka kullanım hakkının ücretsiz olarak davalı şirkete verildiği bilgisine yer verilmiştir. Bunun yanı sıra taraflar arasında geçen mail yazışmalarına yukarıda yer verilmiş olup bu mail yazışmalarından 25.10.2017 tarihli “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi”nin EPDK tarafından … AŞ.’ye gönderilmiş olan “güncel ve geçerli Marka Tescil Belgenizin, lisans tadili kapsamında” kuruma ibrazı istemi ile gönderilmiş olan 08.06.2016 tarihli yazıdan sonra düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki mail yazışmalarından 08.06.2016 tarihli EPDK yazısının davalı tarafça, … isimli yetkiliye 29.06.2016 tarihinde mail yolu ile iletildiği, taraflar arasında ki yazışmaların 04.10.2017 tarihine kadar devam ettiği , 04.10.2017 tarihli davalıya gönderilmiş olan mailde “talep ettiğiniz üzere sözleşmeyi ekli şekilde imzalattım” bilgisi yer almaktadır.
Davacı tarafça, davalıya 03 Eylül 2019 tarihinde marka kullanıma son verilmesi için taahhütlü posta ile ihtarname gönderilmiştir. İş bu ihtarname içeriğinde ”25.10.2017 tarihinde, yalnızca Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna sunulabilmesi ve …’nın 35. ve 37. Sınıflarda … Markalarını kullanma hakkının kanıtı niteliğinde olması amacıyla … ile … arasında “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi” imzalanmıştır. Bu basit, tek sayfalık belge, …’nın talep etmesi üzerine, … tarafından o tarihte geçerli ve yürürlükte olan lisans anlaşmasına ek ve destek olmak üzere düzenlenmiştir.
…’nın … markalarını …’da düzenlediği şekilde kullanma yetkisi ve lisansı 9 Ocak 2019 tarihinde sona erdiği için, Ticari Marka Kullanım Sözleşmesinin süresinin de yine 9 Ocak 2019 tarihinde …’nın sona ermesiyle eş zamanlı olarak sona erdiğini ihtar ederiz ibaresi yer almaktadır. Sonuç olarak Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi, 9 Ocak 2019 tarihinden bu yana geçerli ve yürürlükte değildir.” beyanıyer almaktadır. İşbu ihtarname düzenleme tarihi 03.09.2019 olarak yer almakta olup davalıya hangi tarihte tebliğ edilmiş olduğuna dair ise bilgi bulunmamaktadır.
Davalı taraf ise davaya cevaplarında taraflar arasında ki 09.01.2004 tarihinde yapılmış olan lisans sözleşmesi sona ermiş ise de taraflar arasında 25.10.2017 tarihinde yapılmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi”nin halen devam etmesi sebebi ile marka kullanımlarının devam ettiği cevabı verilmiştir.
Sunulu delillere ve bilirkişi raporu kapsamına göre; taraflar arasındaki 25.10.2017 tarihinde yapılmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi”nin devam edip etmediği konusundaki hukuki değerlendirme mahkememize aittir. 25.10.2017 tarihli imzalanmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi” içeriğinde davalı şirket ile … … Arasında yapılmış olan 09.01.2004 tarihli lisans sözleşmesine atıfta bulunulmamış ve bu sözleşmenin eki olduğuna dair bir belirleme yapılmamıştır. Sözleşmede “2016/… numaralı … Şekil markasına ait kullanım hakkını ücretsiz olarak … Tic. Aş. adını taşıyan şirkete 10 yıl kullanım hakkını verir” içeriğine yer verilmiştir. İşbu durumda taraflar arasındaki 25.10.2017 tarihli imzalanmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi”nin sona erdiğinin ve fesih olduğunun tespiti genel hükümler çerçevesinde yapılacağından, işbu tespit yapılana kadar davalı şirketin marka kullanımları … nezdinde kayıtlı olan 2016/57486 başvuru numaralı marka için davalı adına verilmiş olan lisansa dayandığından iş bu lisansa dayalı kullanımların marka tecavüzü oluşturmadığı anlaşılmıştır.
Zira taraflar arasındaki ticari marka kullanım sözleşmesi noterde yapılmış olup, yazılı ve resmi şekilde ve davalıya 10 yıllık kullanım hakkı verildiği noterlik evrakı kapsamından anlaşılmakta olup, tacirler arasında imzalanan sözleşmede feshin hangi şekilde yapılacağına dair bir düzenleme bulunmadığı, tacirler arasında sözlü uyarılma yada posta yada mail ile fesih konusunda sözleşmelerde bir açıklık bulunmadığı, sunulu delillere göre ise 25.10.2017 tarihli imzalanmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi” içeriğinde davalı şirket ile … Arasında yapılmış olan 09.01.2004 tarihli lisans sözleşmesine atıfta bulunulmamış ve bu sözleşmenin eki olduğuna dair bir belirleme yapılmamıştır. Sözleşmede “2016/57486 numaralı … Şekil markasına ait kullanım hakkını ücretsiz olarak … Tic. Aş. adını taşıyan şirkete 10 yıl kullanım hakkını verir” içeriğine yer verilmiştir. İşbu durumda taraflar arasındaki 25.10.2017 tarihli imzalanmış olan “Ticari Marka Kullanım Sözleşmesi”nin sona erdiğinin ve fesih olduğunu hususu davacı yanca ispatlanmamış olup, davalı şirketin marka kullanımları … ne zdinde kayıtlı olan 2016/… başvuru numaralı marka için davalı adına verilmiş olan lisansa dayandığından iş bu lisansa dayalı kullanımların markaya tecavüz kapsamında bulunmadığı , feshin yasal şekilde yapıldığına dair delil sunulmadığı gözetilerek dosyadaki deliller ile uyumlu HMK 266 madde kapsamında denetime uygun bilirkişi rapora kapsamına göre sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-179,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 125,50 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 04/05/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır