Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/26 E. 2020/328 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/26 Esas
KARAR NO : 2020/328

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2014
KARAR TARİHİ : 01/10/2015

Yargıtay 11.HD’nin 2016/1693 esas, 2017/5872 karar ve 30.10.2017 tarihli BOZMA ilamı üzerine dava dosyası mahkememize tevzii edilmekle, taraflara bozma ilamı tebliğ edilmiş usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özette; Asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin ticari unvanının ve tanınmış markalarının ayırt edici unsurunu oluşturan “…” ibaresiyle ayırt edilmeyecek derecede benzer “…” ibaresinin davalı tarafından marka ve ticari unvan olarak tescil edildiğini, alan adı olarak da kullanıldığını iddia ederek markaların hükümsüzlüğünü, davalının ticaret unvanındaki anılan ibarenin çıkarılmasını, alan adlarının iptalini, talep ve dava etmiş; birleşen davanın ise, reddini istemiştir.
SAVUNMA; Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili, müvekkili markalarının değişik sınıflarda olduğunu, müvekkilinin yoğun yatırımlar yaptığını, kötü niyetli olmadığını, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, davacı yanın uzun süre müvekkilin marka ve unvan kullanımına sessiz kaldığını savunarak davanın reddini istemiş; birleşen davada ise, müvekkilinin öncelik hakkı olan tescilli “…” markalarıyla iltibas oluşturan … no’lu “…” markasının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Asıl davada tanınmış marka, kötü niyetli tescil ve ibare üzerinde öncelik hakkına dayanılarak davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğü, ticari ünvanın ve alan adının iptali, birleşen dava ise; tescilli markalara dayanılarak davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Yargıtay 11.HD’nin 2016/1693 esas, 2017/5872 karar ve 30.10.2017 tarihli BOZMA ilamı üzerine dava dosyası mahkememize tevzii edilmekle, taraflara bozma ilamı tebliğ edilmiş usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma öncesinde ; … 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2015 tarih ve …-… sayılı ilamına göre; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davalının ticari unvanının 13/09/2007 tarihinde kimyasal maddeler için tescil edildiği, 2008 yılında şuanki unvanını kullanmaya başladığı, eski unvanının geçerli olduğu dönemde “…” markasını 03, 05, 37, 44. sınıflar için 27/09/2005 tarihinde, “…” markasını ise 01, 05, 37. sınıflar için 07/03/2005 tarihli başvuruyla tescil ettirdiği, daha sonra hükümsüzlüğü istenilen seri markalarının tescil edildiği, asıl davada davacının en eski markasının 01. sınıf için 20 Ekim 1995 tarihinde tescilli olup diğer iki markasının başvuru tarihinin davalının marka başvuru tarihlerinden sonra olduğu, 01. sınıf için öncelik hakkının davacıya, diğer sınıflar için davalıya ait olduğu, davacının tescilli olmayan diğer sınıflar için tanınmış marka iddiasıyla davalının içinde 01. sınıf ürün bulunan markası dışındaki markaların hükümsüzlüğünü isteyemeyeceği, markasının tanınmış olduğunu kanıtlayamadığı, aksi düşünülse bile farklı sınıflar için tescilsiz marka haklarına dayanarak hükümsüzlük istenmesinin mümkün olmadığı, markalar arasında benzerlik var ise de, davalının “…” markası 01. sınıf ürün için 2005 yılında tescil edilmiş olup, bu tarihten dava tarihine kadar 9 yıl geçtiği, hükümsüzlüğünün istenemeyeceği, davalının ticari unvanı ve alan adının tescil tarihinden dava tarihine kadarki 7 yılı aşkın sürede hak düşürücü sürenin geçtiği; birleşen davada ise, hükümsüzlüğü istenilen … no’lu markanın 01. sınıftaki ürünler için 12/06/2007 tarihli başvuruyla 09/10/2009 tarihinde tescil edildiği, ancak hükümsüzlüğü istenilen marka dışında davacının aynı ibareden oluşan “…” markasının ilk kez 20/02/1995 tarihinde 01. sınıf ürün için tescil edilmiş olup, öncelik haklarının asıl davada davacıya ait olduğu, davalının 1995’ten önce 01 için tescilli markası bulunmadığı, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiştir.
Yargıtay 11.HD’nin 2016/1693 esas, 2017/5872 karar ve 30.10.2017 tarihli BOZMA ilamı gerekçesinde “… 1-Dava dosyasındaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davacı/birleşen davada davalı … vekilinin tüm, asıl davada davalı/birleşen davada davacı … Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, asıl davada davalı şirketin ticaret unvanının terkini ve alan adına erişimin engellenmesi de talep edilmiştir. Anılan taleplerin 6102 sayılı TTK hükümleri kapsamında ve haksız rekabete ilişkin ilkelere göre çözümü mümkün olduğundan, bu sebeplere dayalı terkin ve alan adının kullanımının önlenmesine ilişkin davanın hükümsüzlük davasından bağımsız dava olma niteliği ve bu durumda da her iki dava bakımından objektif dava birleşmesinin söz konusu olduğu göz önüne alınarak, ticaret unvanı terkini ile alan adı erişimine yönelik talep bakımından ileri sürülen talebin ayrı bir dava olduğu dikkate alınarak reddedilen bu talepler için kendisini bir vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerektiği halde vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiş kararın asıl davada davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı/birleşen davada davalı … vekilinin tüm, asıl davada davalı/birleşen davada davacı …Tic. Ltd. Şti. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA 30/10/2017 tarihinde karar verildiği “ ilam gerekçesinden anlaşılmıştır.
Bozma ilamı asıl dava yönünden vekalet ücretine ilişkindir. Birleşen dava kesinleşmiş olup, asıl dava vekalet ücreti yönünden bozulmuş olmakla esas yönünden asıl davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
I-ASIL DAVANIN REDDİNE,
1-Unvan terkini, erişimin engellenmesi, haksız rekabet kapsamındaki taleplerin reddi nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi gereğince 4910 – TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Markanın hükümsüzlüğü talebinin reddi nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi gereğince 4910 – TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Asıl davada ilam harcının peşin harçtan tahsili ile eksik kalan 29,20 TL harcın davacıdan tahsiline,
4-Asıl davada davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
5-Asıl davada davalı tarafın yapmış olduğu 183 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
II-BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE( Yargıtay 11.Hd nin 2019/4591 esas- 2019/8263 karar sayılı ilamları ile birleşen davada vedrilen hüküm kesinleşmiştir)
Dair verilen karar davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 04/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır