Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/250 Esas
KARAR NO : 2023/247
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/08/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen internet sayfalarında, müvekkil şirketin markası ve ticari itibarı kullanılarak müvekkil şirket tarafından satışı yapılmayan ürünlerin satışı yapılarak haksız ticari kazanç elde edildiğini, müvekkilinin ticari itibarının zedelenmekte ve marka hakkına tecavüz edilmekte olduğunu, bu yolla tüketiciler nezdinde de yanlış algı yaratıldığını ve hukuka aykırı sağlık beyanları ve müvekkil şirketin marka garantisine güven ile tüketicilerin sözleşme yapmaya sevk edilmekte olduğunu, müvekkil şirketin, sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden ve haksız rekabete yol açan fiillerin önlenmesi ve durdurulması amacıyla; … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 23.07.2020 tarihli … D.İş ve…K. sayılı ihtiyati tedbir kararlarının devamına, müvekkil şirketin marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespit edilmesine ve durdurulmasına, müvekkil şirket lehine fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere şimdilik 5.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kargo işi yaptığını, doğrudan satış yapan firmaların mallarının lojistik işlerini yaptığını, eğer ilgili firmadan sipariş veren müşteri … içinde yaşıyorsa malı kendi elamanları ile teslim etmekte ve ücretini tahsil etmekte eğer müşteri … dışında ise anlaşmalı olduğu yurt çapında hizmet veren kargo firmaları aracılığı ile malı teslim etmekte ve malın bedelini tahsil etmekte olduğunu, müvekkilinin büyük kargo firmaları ile yüksek miktarda taşıma yaptığından indirimli ücret alma hakkı bulunmakta ve bu hakkını kendi müşterilerine aracılığı ile kullandırdığını, nasıl ki ilgili malları taşıyan …, … gibi firmalar satılan malın taklit olmasından sorumlu değilse müvekkilinin de sorumlu olmadığını, taklit malları satanın diğer davalı olduğunu ileri sürerek davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişiler …, …, … 19/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporlarında; huzurdaki dava dosyasında mübrez deliller (tüketici yorumları, davalıların işyerinin yakınlığı) uyarınca, davalılardan basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunan … Ltd. Şti.’nin diğer davalı tarafından tanıtımı yapılan, satışa arz edilen ürünlerin taklit ürün olduğunu bildiği ve bu suretle davaya konu eylemlerinin SMK’nın 29/1-c. maddeleri uyarınca marka hakkına tecavüz koşullarına haiz olduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişilerden ek rapor istenilmesi üzerine bilirkişiler ek raporunda; dava tarihi olan 06/08/2020 tarihinden geriye 2 yıl olmak üzere “cirolar-satış tutarları” ve bu tutarlara ait “%15 tutarları” ile ilgili olarak
1) … Tic. Ltd. Şti.
2018 Yılı
Net Satışlar Toplamı 0,00 (Sıfır) TL.
Hesaplanan (%15) Tutarları 0,00 (Sıfır) TL.
2019 Yılı
Net Satışlar Toplamı 768.313,27 TL.
Hesaplanan (%15) Tutarları: : 115.246,99 TL.
2020 – (01.01.2020-30.09.2020):
Net Satışlar Toplamı : 1.328.317,25 TL.
Hesaplanan (%15) Tutarları: : 199.247,58 TL. Şeklinde olduğunu,
2) … Ltd. Şti.
2018 Yılı
Net Satışlar Toplamı 6.416.122,54 TL.
Hesaplanan (%15) Tutarları 962.418,38 TL.
2019 Yılı
Net Satışlar Toplamı 9.089.473,50 TL.
Hesaplanan (%15) Tutarlar 1.363.421,02 TL.
2020-(01.01.2020-30.09.2020):
Net Satışlar Toplamı 20.824.585,52 TL.
Hesaplanan (%15) Tutarları 3.123.687,82 TL şeklinde olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkememizce 06/04/2023 tarihli duruşmada verilen ara karar gereğince “1-Davacı yan lisans kapsamında tazminat talep ettiğinden mali bilirkişiden davalı cirolarının %15 inin ne kadar edeceği hususunda dosyaya sunulu Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtları gözetilmek suretiyle BK hükümlerine yardımcı olmak maksadıyla ticari kapasitesi de dikkate alınarak emsal lisansın ne kadar olabileceği yönünde ek rapor alınmasına,” ilişkin karar verilmiş ve bilirkişiler raporlarında mevcut belge ve bilgiler dahilinde yapılan yeniden inceleme ve değerlendirmeler sonucunda 07/09/2022 ve 21/03/2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporlarında da belirtildiği üzere davalı taraflarca ticari defter, fatura, belge, satış sözleşmesi, taşıma sözleşmesi v.b. hiçbir belge ve evrak ibraz edilmediğinden satış cirolarının tespitinin, Gelir İdaresi Başkanlığınca dosyaya intikal ettirilen Kurumlar Vergisi Beyannameleri ve Kurum Geçici Vergi Beyannameleri içeriğindeki genel bilgiler dahilinde yapıldığı, ancak tüm satışların tek bir hesap altında toplanarak beyanı yapılmış olduğundan, ne kadarının markası tecavüze uğrayan ürünlere ait olduğunun tespit edilemediği, dolayısıyla tam ve hakkaniyetli bir lisans hesaplaması yapılamadığı, Davacı “…” firmasının TBK m.50 kapsamında “marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin sabit olduğunu işbu dosya kapsamında maddi tazminatın hakkaniyete uygun mahkemece hesaplanması gerektiğini, Tarafların ciroları kıyaslaması bilgilerinin şu şekilde olduğunu,
2018 Yılı Ciroları:
Davalı “…” 0,00 (Sıfır)
Davalı “… 6.416.122,54 TL.
Davacı “…” cirosu 321.509.605,25TL
2019 Yılı Ciroları
Davalı “…» 768.313,27TL
Davalı “…” cirosu : 9.089.473,50 TL.
Davacı “…” cirosu : 417.450.569,40 TL.
2020 Yılı (01.01.2020-30.09.2020) Ciroları
Davalı “…” cirosu : 1.328.317,25 TL
Davalı “…” cirosu : 20.824.585,52 TL.
Davacı “…” cirosu : 360.859.325.61TL.
İTO Standartı %15 uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamaların tekraren yapılması yanında, taraf ciroları ve ticari ekonomik durumlarının göz önüne alınması olasılığı hesaplamaların aşağıdaki şekilde oluştuğunu,
(%15) İTO Standartı uygulanarak yapılan Lisans Bedeli Hesaplamaları:
1- Davalı “…” için:
2018 Yılı:
Net Satışlar Toplamı ile Hesaplanan (%15) Tutarların 0,00 TL olduğunu,
2019 Yılı:
Net Satışlar Toplamı 768.313,27 TL
Hesaplanan (%15) Tutarları (768.313,27 x 0,15) 115.246,99 TL
2020 Yılı
Net Satışlar Toplamı 1.328.317,25 TL
Hesaplanan (%15) Tutarları (1.328.317,25 x 0,15) 199.247,58 TL
2- Davalı “…” için:
2018 Yılı
Net Satışlar Toplamı 6.416.122,54 TL
Hesaplanan (%15) Tutarları (6.416.122,54 x 0,15) 962.418,38 TL
2019 Yılı
Net Satışlar Toplamı 9.089.473,50 TL
Hesaplanan (%15) Tutarlar (9.089.473,50 x 0,15) 1.363,421,02
2020 Yılı (01.01.2020 – 30.09.2020) :
Net Satışlar Toplamı 20.824.585,52 TL
Hesaplanan (%15) Tutarları (20.824.585,52 x 0,15) 3.123.687,82 TL olduğunu,
%5 uygulanarak yapılan lisans bedeli hesaplamalarının ise
1- Davalı “…” için:
2018 Yılı
Net Satışlar Toplamı 0,00 (Sıfir) TL.
Hesaplanan (%5) Tutarları 0,00 (Sıfır) TL
2019 Yılı
Net Satışlar Toplamı 768.313,27 TL.
Hesaplanan (%5) Tutarları (768.313,27 x 0,05) 38.415,66 TL
2020 Yılı:
Net Satışlar Toplamı 1.328.317,25 TL.
Hesaplanan (%5) Tutarları (1.328.317,25 x 0,05) : 66.415,86 TL
2- Davalı “…” için:
2018 Yılı:
Net Satışlar Toplamı 6.416.122,54 TL
Hesaplanan (%5) Tutarları (6.416.122,54 X 0,05) —: 320.806,12’TL
2019 Yılı
Net Satışlar Toplamı 9.089.473,50 TL.
Hesaplanan (%5) Tutarları (9.089.473,50 x 0,05) : 454.473,67 TL.
2020 Yılı
Net Satışlar Toplamı : 20.824.585,52TL.
Hesaplanan (%5) Tutarları (20.824.585,52 x 0,05) : 1.041.229,27 TL olduğunu bildirmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlığın; davacının markasına davalılara ait site ve sosyal medya hesapları aracılığıyla marka hakkını ihlal ve haksız rekabet eyleminin gerçekleştirildiği bu kapsamda 2.FSHH Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasıyla tespit yapıldığı, marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespiti, durdurulması, önlenmesi, şimdilik 5.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebiyle açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan 01.01.2013 tarihli lisans sözleşmesi … ile … Tic. A.Ş. arasında akdedilmiş olup, mezkur sözleşmenin 2. maddesinde sözleşmenin konusu “…, … ‘ ye ürünleri ve ambalajlarını bölgede ruhsatlı ticari markalarla işaretlemek ve bunları ülkeye dolaşıma sokmak ve aynı zamanda Pazarlama ve Yönetim Teknik bilgisinden faydalanmak ve söz konusu ürünlerin reklamını yapmak için özel bir lisans verecektedir.” şeklinde düzenlenmiş iken, aynı sözleşmenin 6. maddesi “…, ticari markaların unvanlarını ihlal eden ürünleri Bölge’ de dolaşıma sokulursa veya bu ürünlerin ambalajlarında ticari markalarla karıştırılabilecek yüzey kaplamaları kullanılmışsa BDP’yi bilgilendirmeyi taahhüt eder.
Davacı tarafından dava dosyasına sunulan bila tarihli muvafakatname ile 01.01.2013 tarihli sözleşme kapsamında … (Lisans Veren) ile …Tic. A.Ş.’ye marka ihlalinin önlenmesine ilişkin dava ikame edilmesine izin verildiği görülmüştür.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 148. Maddesi uyarınca sınai mülkiyet hakları lisans, devir, haciz vb. işlemlere konu olmaktadır. Bu kapsamda aynı Kanun’un 24/1. maddesi uyarınca “Marka hakkı, tescil edildiği mal veya hizmetlerin bir kısmı ya da tamamı için lisans sözleşmesine konu olabilir.”
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 148/4-5. maddelerinde’ lisans sözleşmesinin sair hukuki işlemler gibi yazılı olarak yapılması geçerlilik şartı olarak düzenlenmekte iken, lisans sözleşmesinin sicile kaydı açıklayıcı işlem niteliğindedir. Bu kapsamda lisans sözleşmesinin sicile kayıt edilmemesi geçerliliğini etkilememektedir. Ancak, lisans sözleşmesinin sicile kayıt işleminin gerçekleştirilmemesi halinde sicile güven ilkesi uyarınca lisans sözleşmesinden kaynaklı hakların iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi mümkün olmayacaktır. Hal böyle iken, somut olayda davalıların iyiniyetli olup olmadığı ve huzurdaki davanın ikame edildiği tarihi itibariyle davalıların davacı şirket ile dava dışı … arasında akdedilen lisans sözleşmesinden haberdar olup olmadığı önem arz etmektedir.
TPMK nezdinde 01.01.2013 tarihli lisans sözleşmesine konu markalardan … ibareli markanın TPMK nezdinde … no ile tanınmış marka kabul edilmesi, dava dosyasında mübrez tüketici kayıtları karşısında TTK’nın 18/2. Maddesi uyarınca basiretli tacir gibi hareket etmesi yükümlülüğü bulunan davalıların … markasının tanınmışlığımdan haksız suretle yararlanma kasdıyla kötü niyetli olarak hareket ettikleri noktasında mahkememizce kanaat hasıl olmuştur.
6769 SMK.nun 7. Maddesinde “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve şekilde sayılmıştır;
(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi
c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
6769 Sayılı SMK.nun 29. Maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller aşağıdaki şekilde sayılmıştır;
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markavı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırl edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.
Karşılaştırması yapılan işaretlerin aynı/benzer olup olmadığı değerlendirmesinde; markaların esas unsurların ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, sözcük markalarında sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir.
Somut olay yukarıda belirtili mevzuat hükümleri dairesinde tetkik edildiğinde; dosya kapsamına alınan 19/11/2021 tarihli Bilirkişi raporunun 8. sayfasında yapılan değerlendirmede; Dosyada incelemeleri, davacı yanın iddialarına mesnet göster internet siteleri üzerinden gerekli inceleme yapılmış, yapılan inceme çerçevesinde; Davacının … no ile … sınıfa dahil emtia ve hizmetlerde tescilli markasının şekil ve kelime kombinasyonundan oluşan marka olduğu, koyu lacivert renkten oluşan dairenin içerisinde beyaz renkte büyük, kalın yazı karakteri ile … ibaresinin yazılı olduğu, bütünsel yaklaşımda kelime unsurunun markanın esas unsuru olduğu tespit edilmiştir.
Karşı tarafın kullanımlarında ise … ibaresinin markasal olarak ön planda kullanıldığı tespit edilmiştir. Sözkonusu kullanımlarda … ibaresinin … ibaresinden sonra kullanılması davacının markasından uzaklaştırmaya yetmeyeceği, fonetik, görsel ve kavramsal açıdan davalının kullanımlarının davacının … no ile tescilli markası ile benzer olduğu tespit edilmiştir.
Davalının kullanımlarının “…” olarak … Sınıfa dahil olduğu veya mezkur kullanımlarım “zayıflama maddeleri içeren giysiler” olarak kabul edilmesi halinde dahi… sınıfa dahil olduğu, davacının markalarının …Sınıfa dahil emtia ve hizmetlerde olduğu tespit edilimiştir. Ancak, davacının markalarının tanınmış marka olması nedeniyle SMK’nın 7/2-c ve 29. maddeleri uyarınca davalının kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz koşullarını haiz olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan tespit ve değerlendirmeler ışığında davalı yanca yapılan kullanımların ve eylemlerin marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği sabittir.
Davalı … şirketi her ne kadar husumet itirazında bulunmuş ise de; TTK 18.madde; tacire, işlerini görürken basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümü getiren ve yaptığı işlemlerin onu bağlaması ve daha sonra hata gibi iradeyi sakatlayan halleri ileri sürebilmesini engelleyen bir hükümdür.
Ayrıca, 6769 sayılı SMK’nın “Marka Hakkına Tecavüz Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlığı altında düzenlenen 29. Maddesinin 1. Fıkrasının c bendinde Markayı veya ayırt edilemeyecek kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.” şeklinde düzenlenmektedir.
Somut olayda mübrez deliller (tüketici yorumları, davalıların işyerinin yakınlığı) uyarınca, davalılardan basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunan … Tic. Ltd. Şti.’nin diğer davalı tarafından tanıtımı yapılan, satışa arz edilen ürünlerin taklit ürün olduğunu bildiği ve bu suretle davaya konu eylemlerinin SMK’nın 29/1-c. maddeleri uyarınca marka hakkına tecavüz koşullarını haiz olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda da açıkça davalı kargo şirketinin sorumlu olduğu, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetten diğer davalı ile birlikte sorumlu olması gerektiği açıkça tespit edilmiş, davalılar rapora itiraz etmemiş olup, bu durumda her iki davalının da iş bu dava özelinde sorumlu olacağı noktasında davacı lehine kazanılmış hak durumu da oluşmuştur.
Yukarıda tespiti yapılan hususlar, alınan bilirkişi raporu ve kazanılmış hak durumu da nazara alınmak suretiyle; muvacehesinde; Açılan davanın KABULÜ ile; … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 23.07.2020 tarihli…D. İş ve …sayılı İHTİYATİ TEDBİR KARARLARI ile mahkememizce verilen 18/09/2020 tarihli tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar DEVAMINA, davacı şirketin marka hakkına yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile durdurulmasına davalı şirketin husumet itirazının reddine dair karar verilmiştir.
Davacı yanın bir diğer talebi manevi tazminat istemine ilişkin olup; Davalıların eylemi haksız olduğundan , tecavüzü sonucu, davacı yanın piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve zararlar ile uzun süren çabalarla yaratılan imajının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat isteminin yerinde olduğu, davalı tarafın basiretli tacir gibi davranmayarak, e davacı şirket’in adını ve logosunu sahte tayt ürünlerini satmak için kullanmış ve tüketicilerin yanıltılmasına neden olmuştur. Bu çerçevede yapılan eylemlerin manevi tazminatı da gerektirdiği sonucuna ulaşılmış bu nedenle tarafların mali verilerinden dosyaya yansıyan ekonomik durumları,. Manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olamayacağı ancak ihlal edeni de mükafatlandırır özendirir nitelikte bulunmaması özellikleri de gözetilerek talep edilen manevi tazminat günün ekonomik koşullarına göre makul olarak kabul edilmiş ve 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı yan maddi tazminat isteminde bulunmuş olup, davacı yanın maddi tazminat talebi SMK 151/2-c bendinde ifade edilen sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli olduğu, bu minvalde gerekli mali incelemelerin yapıldığı mahkememizce verilen kesin süreler ile davalılardan taşıma sözleşmesi ve mali hesaplamaların yapılması için ticari defterlerin ibrazı istenmiş ancak davalı şirketler aralarında var olduğunu iddia ettikleri taşıma sözleşmesini ibraz etmemiş ve buna ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
TTK 64. maddesi uyarınca “Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
Ancak dosya kapsamında dört farklı bilirkişi raporu alınmış olmasına karşın Davalı Anda İhtiyaç tarafından dava dosyasına hiçbir bilgi, belge ve ticari defter sunulmamış; Davalı … tarafından ise ibraz edileceği beyan edilen hiçbir satış belgesi veya ticari defter ibrazı olmamıştır.
TBK 50. maddesi uyarınca ise zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/3033 E. 2019/2424 K. sayılı ve 8.11.2019 tarihli kararı uyarınca “internet sitesi alan adında davacı adına tescilli … ibareli markanın aynen yer aldığı, anahtar sözcük metatag olarak kullanıldığı gibi, içeriğinde de web sayfaları başlık(header) kısmında markanın aynen kullanıldığı, davacı adına tescilli marka ve tasarımların aynen /iktibas suretiyle site içeriğinde ürün satış ve tanıtımında kullanıldığı, sitede orijinal ürün satışı yapılmasının izinsiz olarak marka ve tasarım kullanım hakkı vermediği, esasen davalı vekilinin tazminat miktarları dışında hükmün diğer kısımlarına yönelik istinaf başvurusunun da bulunmadığı, davalı tarafın kesin süre verilmesine rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, ek raporda incelenen faturaların da sağlıklı sonuca uluşmak için yeterli olmadığı, mahkemenin TBK 50 ve 57. maddeleri gereğince maddi tazminat miktarını belirlediği, internet sitesinin oluşturulma tarihi olan 16/10/2011 tarihinden 30/04/2014 dava tarihine kadar, davacı tarafın yoksun kaldığı karın 5.000 TL olarak tespitinde ve 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya, dosya kapsamına aykırılık bulunmadığı kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ve emsal mahkeme kararları göz önüne alındığında, davalılar tarafından maddi tazminat hesaplanması için gerekli belgelerin sunulmaması nedeniyle marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin sabit olduğu işbu dosya kapsamında maddi tazminatın TBK 50. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hakkaniyete uygun olarak mahkememizce tayin edilmesi gerekeceği, talep edilen 15.000 TL manevi tazminatın makul olduğu ve yukarıda bu yönde tespitin de yapıldığı, maddi tazminat talebinin ise 5.000 TL olarak gösterildiği, her ne kadar tecavüze konu ürünler üzerinde satış rakamları tespit edilmemiş ise de; somut olayın özelliklerine, tarafların mali kapasitesine mali kayıtlara , karlılık oranlarına , vergi kayıtlarına ve marka tecavüzüne konu kullanım tarihlerine göre keza BK hükümlerine 50.000 TL maddi tazminatın somut olay yönünden makul olacağı mahkememizce değerlendirilmiş, taleple bağlılık ilkesi gereğince 5..000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Açılan davanın KABULÜ ile; … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 23.07.2020 tarihli …D. İş ve …K. sayılı İHTİYATİ TEDBİR KARARLARI ile mahkememizce verilen 18/09/2020 tarihli tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar DEVAMINA, davacı şirketin marka hakkına yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile durdurulmasına davacı şirket lehine taleple bağlılık ilkesi gereğince 5..000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davalı şirketin husumet itirazının REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 970,25 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı, peşin harç, posta ve bilirkişi ücretlerinden oluşan 6.254,90 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihideki tarifeye göre hesaplanan, “davacı şirketin marka hakkına yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile durdurulması” davası yönünden 25.500 TL, maddi tazminat davası yönünden 5.000 TL, manevi tazminat davası yönünden 15.000 TL olmak üzere toplam 45.500 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/12/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır