Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/246 E. 2023/108 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/246 Esas
KARAR NO : 2023/108
DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/07/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Eser sahibi olduğu “Dünyanın Uyanışı” isimli edebiyat eserinin işlenmesi suretiyle müvekkili tarafından ilgili hakları devralınarak meydana getirilen “…” isimli dizi film şeklindeki sinematografik eser içerisinde davacının ismine yer verilmediğini dolayısıyla manevi haklarının haleldar edildiğini, İnternet kaynaklarından edindiği bilgiler uyarınca dizi filmin 2. ve 3. sezonunda hikâyenin değişeceğini, bu değişikliklere muvafakatinin bulunmadığını ve bu duyumların, manevi haklarına muhtemel bir tecavüz durumunu oluşturabileceği iddiasıyla oluşuyorsa tecavüzün önlenmesini, Oluşturmuyorsa dizi filmin 2. ve 3. Sezon afişlerinde, fragmanında, trailer’ında, reklam çalışmalarında eserinin ve kendisinin adına yer verilmesi ve tv programlarına, talk show’lara, radyo programlarına davet edilmesi bakımdan tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkili ajans aracılığıyla müvekkili ile temasa geçmiş olduğunu, Roman’ın Dizi’ye uyarlanması amacıyla işlenmesi konusunda sektörde uzman ajans ve hukuk ekibi ile müzakereleri yürütmüş ve Sözleşme’yi mahkememize sunduğu hali ile imzalamış olduğunu, davacı ve ajansı sözleşme’de kararlaştırılan ve hak kazandığı ödemeleri müvekkilinden tahsil etmiş olduğunu, sözleşme’nin 5.11. maddesinin; “Yapımcı, meydana getirilecek olan sinematografik eser(ler)de Yazar’ın adına yer verecektir. Kuruluşu’nun ve/veya …’in yayın politikaları ve Yayın Kuruluşu ‘nun tabi olduğu mevzuata kendisi için kullanılacak kredinin, Yayın göre belirleneceğini kabul, beyan ve taahhüt eder. Yazar’ın ismi, Dizi’nin jeneriğinde … ‘ın … isimli romanında uyarlanmıştır” veya “… ‘ın … isimli romanından esinlenilmiştir” veya Yazar’ın adı ve kitabın adı yer alacak şekilde benzer anlama gelecek şekilde yer verilecektir.” gereği, Sözleşme ve mevzuata uygun olarak davacı ve Roman’ın ismine, izleyicilerin rahatça takip edebilecekleri süre ve büyüklükte …’in yayın politikaları çerçevesinde Dizi’nin arka jeneriğinde yer verildiğini, Sözleşme’de de açıkça kararlaştırıldığı üzere ismin Dizi’nin ön jeneriğinde yer alacağına ilişkin bir taahhüt bulunmadığını, Davacı da bu uygulamaların yayıncı platformun politikalarına göre şekilleneceğini kabul ettiğini, Tecavüzün önlenmesi davasının şartları oluşmadığını, Davacı Sözleşme uyarınca müvekkilin, Dizi’nin İSMİNİ VE ÇEKİM ZAMANINI, MEKANINI, Roman’da, devam romanlarda veya … larda yer alan KARAKTERLER DAHİL ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere Roman’da, devam romanlarda veya Spin-off’larda yer alan UNSURLARIN TAMAMINI DİLEDİĞİ ŞEKİLDE DEĞİŞTİRME, KISALTMA, EK YAPMA HAKKINA SAHİP OLDUĞUNU ve meydana getirilen sinematografik eserin kamera önü ve arkasında görev alacak kişileri seçmeye/değiştirmeye münhasıran yetkili olduğunu ve bu hususta müvekkile herhangi bir sekilde itirazda bulunmayacağını kabul ettiğini, işbu rıza ile birlikte, dizi şeklinde işlemeler için işin niteliğinden gelen birtakım farklılıkların olağan olması karşısında, davacı iddialarının yerinde olmadığını, usul ve esas bakımından davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacının eserinin sinema eseri olarak işlenmesi bakımından hakları devralan davalının asıl eserin mahiyet ve hususiyetini ihlal ederek değişiklikler yapıp yapmadığının tespit edilmesi , varsa esere yönelik mali ve manevi haklara yönelik tecavüzün önlenmesi ve menine yönelik açılmış bir dava olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, uzman görüşü sunulmuş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …’nun 18/05/2022 tarihli bilirkişi raporlarında özetle ; Dava konusu … isimli dizide, davacının “ … ” isimli romanından esinlenme söz konusu olduğunu ancak davacının mali ve manevi haklarına yönelik tecavüz bulunmadığını bildirmişlerdir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine aynı heyetten ek rapor alınmasına karar verilmiş , bilirkişi … işlerinin yoğunluğu nedeniyle çekilme dilekçesi sunmuş önceki heyete ek olarak heyete … Üniversitesi Radyo Sinema ABD öğretim üyesi … eklenerek yeniden rapor alınmıştır.
Bilirkişiler … 17/01/2023 tarihli bilirkişi raporlarında; tarafların kök rapora yönelik itirazları değerlendirildiğini, davacının eserinin sinema eseri olarak işlenmesi bakımından hakları devralan davalının, davacıya romanın mahiyet ve hususiyetini ihlal edecek şekilde değişiklikler yapmadığını davacının ve eserinin adının filmin son jeneriğinde yazılmış olduğunu fragman, trail, afiş vs tanıtım mecralarında yer verilmemiş olmasının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olmadığını davacının mali ve manevi haklarına yönelik tecavüz bulunmadığını bildirmişlerdir.
Davalı tarafından … öğretim üyesi Doç Dr. … tarafından başka bir dava dosyası için hazırlanan 16.10.2020 tarihli uzman görüşü sunulmuş olup uzman görüşünde özetle; …’ televizyon dizisinin “…’ın … ‘ adlı romanla intihal oluşturmadığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller, sunulu … isimli kitap, sözleşme hükümleri, sunulu senaryo, bilirkişi raporları, sunulu deliller ile birlikte bir arada incelendiğinde;
Bir sinema/televizyon eseri gerçekleştirilirken özgün bir senaryo yazılabildiği gibi başka bir sanat dalında yaratılmış bir yapıttan da faydalanılmaktadır. Uyarlama, bir sanat dalında yaratılmış bir yapıtın başka bir sanat dalına aktarılmasıdır. Bir roman, öykü, tiyatro oyunu, radyo tiyatrosu, opera, bale, şiir, resim hatta bir fotoğraf karesi filme dönüştürebilir, senaryo yazılırken başka bir eserden esinlenebilir veya uyarlanma yapılabilmektedir. Bilirkişi raporunda da isabetle belirtildiği üzere; Bazı uyarlamalar özgün materyale çok sadık kalabilirler; (… adlı tiyatro yapıtında olduğu gibi.) Diğerleri ise daha az benzerlik gösterirler ve “serbest uyarlama” ya da özgün eserin “üzerine kurulmuş” (“based on”) olarak nitelendirilebilirler ( …) Serbest uyarlamaya bir örnek: …” adlı kısa öyküsünden yola çıkılarak yapılmıştır. Kısa öykü Paris’te geçer ve fotoğraflar bir meydanda çekilir. Film Londra’da geçer, fotoğraflar bir parkta çekilir. Öykü jazz müziğinden söz ederken, filmde rock müzik kullanılır. Öyküde cinayet, filmlerin ele geçirilmesi için stüdyoya girmek, filmleri çalmak vb. heyecanlı eylemler yoktur. Ayrıca öyküdeki fotoğrafçı, aynı zamanda yazardır da. Öyküde fotoğrafı çekilen çift genç bir erkekle yaşlı bir kadındır; filmde ise tam tersidir. Öyküde fotoğraflar çekildikten sonra genç adam gider; kadın ve fotoğrafçı tartışmaya başlar; kısa bir süre sonra da kadının suç ortağı (yakın bir yerde park etmiş bir arabada oturan adam) onların yanına gelir. Öyküde kadın, arabada bekleyen bu yaşlı eşcinsel adama genç bir erkek bulmak için oradadır. Fotoğrafçı genç adamın fotoğraflarını çekmekle onu bu durumdan kurtarmış olur. Her ikisinin ortak yanı ise olayın ortaya çıkarılma anına doğru gelişen yapılanmadır. İki yapıtta da fotoğrafçılar büyülttükleri resimlerdeki gerçeği yavaş yavaş anlarlar; biz de onlarla birlikte bu gelişimi paylaşırız. Kısa öyküde tek bir fotoğraf büyütülünce olay anlaşılırken; filmde gerçeğin ortaya çıkarılışı, filmik bir düzenlemeyle birbirini izleyen bir dizi büyütme işlemi sonucunda gerçekleşir. (https:// … ankara.edu tr) Gerek esinleme olsun gerekse uyarlanma olsun, bir romanın senaryolaştırılması ve birebir filme alınması sinema tekniği açısından mümkün değildir. Bazen sayfalarca yapılmış bir betimlemenin ekranda görünme süresi birkaç saniye olabilmektedir. Yazının filme aktarılması farklı tekniklerden dolayı zaten aynı olması mümkün değildir. Uyarlama veya esinleme ile bir sanat eseri yaratılırken, o alanın zorunlulukları göz önünde bulundurulur. Görsel açıdan ilgi çekmeyen veya hedef kitle açısından bir çok nokta görsel olarak farklı olarak anlatılabilir. Romandan uyarlanan bir filmde romana dair bir çok esinti görülür. Ancak romanı senaryoya çevirmek kolay olmadığından asıl amaç romandaki genel ruhu yansıtmaktır. Roman okuyucusu için birçok uyarlama hayal kırıklığı yaratabilir. Çünkü okunan kitaptaki kahramanla mekanlarla ilgili özgürce hayal kurulabilirken, izlenilen bir filmde, oluşturduğu kahramanlarla veya mekanlarla karşılaşmamak insan da hayal kırıklığı da yaratabilmektedir.
Bilirkişilerce Kök raporda davacıya ait … eser ile dava konusu televizyon dizisi … tüm yönleriyle incelenmiş, karakterler ve hikayeler karşılaştırılmış, benzer ve farklı yönler denetime uygun şekilde incelenmiştir. Raporda açıklanan teknik sebeplerle davacıya ait romanın televizyon dizi senaryosuna uyarlanırken işin hem teknik, hem de zamanın satış ve pazarlama yöntemine uygun olması açısından bazı kısımların değiştirilmiş olmasının sektörel teammüllere uygun olduğu hususu bilirkişi raporunda denetime uygun bir şekilde incelenmiştir. Burada bir senaristin yazmış olduğu bir senaryonun değiştirilmesi de söz konusu değildir. Kaldı ki, yazılmış olan bir senaryo bile çekim anında dahi değiştirilmesinin sektörel olarak mümkün olduğu da bilinmektedir.
Öte yandan sunulu sözleşme hükümleri de bilirkişilerce incelenmiş ve Davacı … ve ajansı … Tic.Ltd.Şti ve davalı … Anonim Şirketi arasında imzalanan “…” adlı romanın
sinematografik eser olarak işlenmesi ve buna ilişkin hakların devri sözleşmesinin 4.3 maddesinde; “yazar yapımcının meydana getireceği sinematografik eserin ismini ve çekim zamanını, mekanını ve romanda yer alan karakterler de dahil ancak bununla sınırlı olmamak üzere romanda yer alan unsurların tamamını karakterler de dahil olmak üzere dilediği şekilde değiştirme, kısaltma, ek yapma hakkına sahip olduğunu ve meydana getireceği sinematografik eserin kamera önü ve arkasında görev alacak kişileri seçmeye/değiştirmeye münhasıran yetkili olduğunu ve bu hususlarda yapımcıya herhangi bir şekilde itirazda bulunmayacaklarını kabul eder, Şüpheye mahal vermemek adına, yazar roman ve/veya romanın ön bölümlerinin ve/veya devam romanlarının ve/veya romandaki hikaye ve/veya karakterler vb. unsurlarla ilgili olarak yazılan yan hikaye ve romanların (spin-offs)uyarınca meydana getirilecek olan sinematografik eser ile ilgili tüm unsurların belirlenmesi ve değiştirilmesi yetkisinin münhasıran ve tek taraflı takdir hakkına dayalı olarak yapımcıya ait olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder. Yazar, yapımcı tarafından yaratılan karakter, tasvir ve bunlarla sınırlı olmamak üzere yaratılacak her türlü unsur üzerindeki hakların münhasıran yapımcıya ait olduğunu ve yapımcının izni olmaksızın bu unsurları hiçbir şekilde kullanamayacağını kabul, beyan ve taahhüt eder.” Denilerek yapımcının kitabı senaryolaştırırken ve çekim esnasında her türlü değişikliği yapabileceğine dair davacı yazarın kabul beyanı ve taahütü bulunduğu da anlaşılmaktadır. Öte yandan davacı iddiasının aksine Yazarın ismine dizinin arka jeneriğinde yer verilmiştir. Fakat davacı yazar isminin dizinin ön jeneriğinde yer alması gerektiğini zira kendisine bunun vaad edildiğini iddia etmektedir.. Sözleşme maddesinde ise yazarın adının özellikle ön veya arka jenerikte yer alması belirtilmemiş, jenerikte yer verilecektir denilmiştir. Bu halde de davacının isminin jenerikte yer aldığı hususu da bilirkişilerce tespit edilmiş olup, davacı iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Zira Taraflar arasında yapılan sözleşmede davacının isminin jenerikte yer alacağı, ama ön veya arka jenerik olduğu hususu ayrıca ve özellikle belirtilmemiştir. Davacının ve eserinin dizinin arka jeneriğinde yer aldığı hususu taraflarca zaten ihtilaf konusu değildir. (Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 5.11 maddesine göre, yapımcı meydana getirilecek olan sinematografik eserde yazarın adına yer verileceği belirtilmiş, davacının isminin dizinin jeneriğinde “… ‘ın … isimli romanından uyarlanmıştır.” veya yazarın adı ve kitabın adı yer alacak şekilde benzer anlama gelecek şekilde yer verilecektir” denilmiş ) davacı yazarın isminin de dizinin arka jeneriğinde yer aldığı anlaşılmıştır.
Öte yandan bilirkişi raporunda isabet ile belirtildiği üzere, davacı ve eserinin adının fragman, trailer, afiş gibi tanıtım araçlarında kullanılacağına dair taraflar arasında yapılan sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığı , öte yandan Fragman, trail, afiş gibi tanıtım araçları, bir eserin tanıtımı, satış ve pazarlaması için taşıdığı önemin yanı sıra, kısıtlı alan ve zamana rağmen yüksek maliyetli faaliyetlerden olduğu, bir afişin ölçüsünün belli olduğunu, hedef kitleyi etkilemek açısından filme dair her şeyi yazmak yerine akılda kalacak, bilinen, popüler isimlerin veya sadece bir sloganın kullanılmasınin tercih edilir olduğu, popüler olan ve hedef kitleyi yakalayacak ismin en başa ve daha büyük olarak yazıldığı, Bazen başrol oyuncu, bazen yönetmenin (… gibi) , bazen uyarlama eserse yazarın , hatta bazen yapımcının (… ve … filminin yapımıcısından gibi) ismi ile tanıtım yapıldığı, aynı şekilde fragman veya traillerde de ilgi çekici, popüler ve hedef kitleye hitap edecek görsellik bakımından ilgi çekici kısımların kullanıldığını, yapımcı kısıtlı alan ve zamana rağmen büyük bütçe gerektiren tanıtım işlerini belirlediği strateji çerçevesinde – belirlediği şekilde yapacağı, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 5.11 maddesine göre, yapımcı meydana getirilecek olan sinematografik eserde yazarın adına yer verileceğini belirtilmiş, davacının da kabul,beyan ve taahhüt ettiği üzere, isminin dizinin jeneriğinde “… ‘ın … isimli romanından uyarlanmış olduğunu veya yazarın adı ve kitabın adı yer alacak şekilde benzer anlama gelecek şekilde yer verilecektir” denilmiş olduğu ve davacı yazarın isminin dizinin arka jeneriğinde yer almış olduğunu, davacının eserinin sinema eseri olarak işlenmesi bakımından hakları devralan davalının, davacıya romanın ahiyet ve hususiyetini ihlal edecek şekilde değişiklikler yapmadığı, davacının ve eserinin adının filmin son jeneriğinde yazılmış olduğunu fragman, trail, afiş vs tanıtım mecralarında yer verilmemiş olmasının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller HMK 266 madde kapsamında dosyadaki deliller ile uyumlu bilirkişilerin kök ve ek raporları , sözleşme hükümleri bir bütün olarak incelendiğinde; davacının eserinin sinema eseri olarak işlenmesi bakımından hakları devralan davalının, davacıya romanın mahiyet ve hususiyetini ihlal edecek şekilde değişiklikler yapmadığı, davacının ve eserinin adının filmin son jeneriğinde yazılmış olduğu, fragman, trail, afiş vs tanıtım mecralarında yer verilmemiş olmasının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırılık oluşturmadığı, davacının FSEK kapsamında ihlal edilen mali yada manevi haklarına yönelik bir tecavüz bulunmadığı gözetilerek sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
1-Davanın reddine,
2-179,90TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 125,50TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/04/2023

Katip …

Hakim …