Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/244 E. 2021/384 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/244 Esas
KARAR NO : 2021/384

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı “… Şti” ticaret unvanında vekil edenin ticaret unvanının ve tescilli markalarının esaslı ve ayırt edici unsur olan “…” ibaresinin hukuka aykırı olarak kullanılması ile vekil edenin T.C. Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı’nın imtiyaz tanıdığı hususlar bakımından bu faaliyeti yürütmeye yetkili tek şirket olmasına karşın bu faaliyetlerin davalı tarafından da yürütülüyormuş izlenimi verilerek tüketicilerin yanıltılması ve haksız menfaat sağlanması nedenleriyle 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29 uncu maddesi anlamında vekil edenin marka tescillerinden doğan haklarına vaki tecavüzün 149 uncu madde hükmü uyarınca durdurulmasına, Türk Ticaret Kanunu’nun 54 ve devamı maddeleri uyarınca, davanın eylemleriyle oluşan haksız rekabetin varlığının hükmen tespiti’ne, (m.56/1a) saptanan haksız rekabetin önlenip yasaklanması’na (m.56/1b) Haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılması’na, (m.56/1c) Davalının ticaret unvanında “…” ve “….” ibarelerini kullanmasının yasaklanmasına, davalının tescilli ticaret unvanının terkinine, tescilli markalarından doğan hakları ve ticaret unvanından doğan hakları tecavüz edilen ve aleyhine haksız rekabet oluşturulan vekil edenin; manevi zararının tazminine bu kapsamda vekil edenin iş hacmi, itibarı, değeri dikkate alınarak manevi tazminat olarak 50.000.-(ellibin)tl’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, TTK md. 59 ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun md. 149/1-g ve 149/3 uyarınca hükmün kesinleşmesini takiben karar özetinin; masrafı davalılardan alınmak üzere Türkiye çapında yayın yapan ve hükmün kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesi vekaleten talep edilmiştir.
SAVUNMA; Davalı açılan davaya süresi içinde cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacının “…” ibareli markasına, ticaret ünvanına, davalı yanca marka hakkını ihlal kapsamında ve haksız rekabet kapsamında tecavüz edildiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, davalının ticaret ünvanının terkini, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili, hükmün ilanı kapsamında açılmış bir davadır.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ olunmuş, davalı açılan davaya cevap vermemiştir. Mahkememizce dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …ve …’ın 17/05/2021 tarihli bilirkişi raporlarında: Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde …numaralı … markası, … numaralı “… araç muayene” markasının davacı adına tescilli olduğu, “…”, “…”, “…”, “…, “…” ibarelerinin kullanımının, www. … alan adı internet sitesi kullanımının ve Davalının … şeklindeki ticaret unvanında yer alan … ibaresini markasal olarak kullanımının Davacının tescilli “…”, “…” markaları ile ayırt edilemeyecek denli benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirilmiştir.
Bilirkişiler …ve …’ın 27/08/2021 tarihli ek bilirkişi raporlarında: 11.05.2021 tarihli Bilirkişi Raporunun Sonuç kısmında yer alan düzeltilmiş, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ibarelerinin kullanımının, … alan adı internet sitesi kullanımının ve Davalının … şeklindeki ticaret unvanında yer alan … ibaresini markasal olarak kullanımının davacının tescilli “…”, “….” markaları ile ayırt edilemeyecek denli benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin” görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir. Davacının “…” ibareli markasının 37.sınıf için( kara araçlarının tamir ve bakım hizmetleri sınıfı dahil olmak üzere) 7.6.2007 tarihinden itibaren davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. (07/31461 tescil nolu)
Davacının … ibareli ticari unvanının 14.6.2005 tarihinde ticaret odasına kayıt olduğu ve iş konusunun karayolları muayene istasyonlarına ilişkin projelerin yatırımı, yönetim ve organisozyonunu yapmak olarak kayıt edildiği anlaşılmıştır.
Davalının … ibareli şirketinin ise 16.11.2018 tarihli ticari sicil gazetesine göre şirket amacının araç muayane hizmetlerine yönelik olarak oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından alınan raporlar, davacı markasının 37.sınıfta tescilli olması ve davacı ve davalının aynı ticari sahada faaliyet göstermesi, davalının kullanımı dikkate alındığında marka hakkının ihlal edildiği, haksız rekabete neden olduğu anlaşılmıştır.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10.01.2017 yürürlük);
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” Olarak düzenlenmiştir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 52 ” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” hükmü yer almaktadır. Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmü,
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; ” hükmü,
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.
TTK’nun 20 ve 40 ncı maddeleri uyarınca her tacir, bütün ticari işlemlerini bir ticaret unvanı altında yapmaya, imzaladığı evrakı bu unvanı kullanarak imzalamaya mecburdur. Tacirin ticaret unvanı kullanma ve tescil ettirme zorunluluğu bulunmaktadır. İşletme adı,işletmeyi benzeri işletmelerden ayırmaya yarayan ve işletmeyi tanıtma amacı güden bir isimdir. İşletme adının kullanılma zorunluluğu yoktur. Ancak,işletme adı kullanılıyor ise,tescil ettirme zorunluluğu bulunmaktadır. Hizmet markası ise,bir işletmenin hizmetini diğer bir işletmenin hizmetlerinden ayıran işarettir.
Ticaret unvanı, işletme adı ile hizmet markası, tacirin maddi olmayan mal varlıklarıdır. Seçilmeleri, tescilleri, korunmaları, kullanılmaları ve kullanım amaçları farklıdır. Birbirleri ile karışıklığa neden olacak şekilde kullanılmaları halinde sahibinin bu durumu önleme hakkı bulunmaktadır. Karışıklığa neden olan kullanım şayet tescile dayalı bir kullanım ise, bu halde unvanın, işletme adının veya markanın sicilden terkini veya hükümsüzlüğü talep edilebilmektedir.
Davalı ticaret unvanının ana unsuru olarak birebir davacı ticaret unvanının da ana unsuru olan Tüv ibaresini ticaret unvanı olarak seçmiş ve 2018 yılında tescil ettirmiştir. Davacının ilk unvan tescili 2005 yılı olup, marka tescili ise 2007 yılıdır. Yani davacı davalıdan yaklaşık 13 yıl önce unvanını tescil ettirilmiş olup, tescil önceliği ve ticaret unvanı ve marka üzerindeki hak davacıya aittir.
TTK m.52 vd. maddelerinde “Ticaret unvanı’ ve “İşletme adı’nın korunması sistemi getirilmiştir. Davacı, davalı şirket ticaret unvanında yer alan ibarenin terkinini talep etmiştir.Haksız kullanılan bir ticaret unvanı tescil edilmişse, ilgili kişi tarafından, haksız kullanıma son verilmesi talep edilebilir.
Ticaret hukukunda tacirin ve şirket ortağının ad/soyadı kullanımı, sınırsız sorumlu gerçek kişi tacirler ve ikinci dereceden sınırsız sorumlu şahıs şirketleri için getirilmiş bir zorunluluktur ve ad/soyadın birlikte kullanılması gerekir (TTK m41, 42). Şahıs şirketlerinde unvan ve ortakların (en azından birinin) ad/soyadı ile birlikte kullanılır. İsimlerde herhangi bir kısaltma yapılmaz.
Davalı Şirket niteliği itibariyle bir LİMİTED şirkettir. Dolayısıyla tüzel kişi tacirdir. 6102 sayılı TTK’nda tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Davalı şirket bir tüzel kişi tacir olması sebebiyle, TTKm.18/2 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre, faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
Ticari hayatta, müşteri ve tedarikçiler arasında şirketler genellikte kısaca asıl ve baştaki unsuru ile anıldığı da bilenen bir gerçektir. Davalının ticaret unvanı davacının tescilli markası ile başladığı gibi aynı ticaret unvanını kullanmaktadır. Davalı şirketin unvanında yer alan RANDEVU VE DANIŞMA ibarelerinin bulunması ticaret unvanını davalının ticaret unvana ayırt edicilik katmamaktadır. Zira bu ibareler yapılan işleri nitelendirmek için kullanılan sıradan ibarelerdir. Ortalama bir insanın iki unvanı birbirine karıştırması esas unsurun … ibareleri olması nedeniyle çok yüksek bir ihtimaldir. Tescilde öncelik ilkesi gereğince davacının, davalı unvanının terkini talebi yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı aynı zamanda alan adını da davacı ile ticari etki yaratacak şekilde oluşturmuştur. bilindiği üzere İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması yasaktır. Davalı ise … alan adı internet sitesi oluşturmuş olup, öte yandan Davalının … şeklindeki ticaret unvanında yer alan … ibaresini markasal olarak kullandığı dolayısıyla davacının tescilli “…”, “…” markaları ile ayırt edilemeyecek denli benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller HMK 266 madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişilerin kök ve ek raporları, marka tescil belgeleri, ticari sicil kayıtları hükme dayanak alınan bilirkişi raporu ile birlikte mütalaa edildiğinde; davacı markasının davalı tarafından dürüstlük kuralarına aykırı olacak şekilde ve marka hakkı ihlali yaratacak şekilde ve haksız rekabete neden olacak şekilde kullanıldığı anlaşıldığından ; 6769 sayılı SMK’nun 7,29 ve TTK’nun 55/1-c, 56/1/b maddeleri gözetilerek marka hakkını ihlal, haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesine, Davalının ticaret unvanının TERKİNİNE, Karar kesinleştiğinde ilamın bir örneğinin sicile işlenmek üzere ticari sicil müdürlüğüne gönderilmesine, davalının eyleminin niteliği, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olamayacağı, ekonomik koşullara göre davalı eyleminin niteliğine göre Marka hakkını ihlal nedeniyle 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi hakkaniyete uygun bulunmuş, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş, hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye de trajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkınatecavüzün ve haksiz rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2- Davalının ticaret unvanının TERKİNİNE, Karar kesinleştiğinde ilamın bir örneğinin sicile işlenmek üzere ticari sicil müdürlüğüne gönderilmesine,
3- Marka hakkını ihlal nedeniyle 20.000 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine
4–Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdantahsiline,
5-Davalının alan adı içinde ve sair mecrada davacının tescilli markası ile iltibas yaratacak kullanımların önlenmesine,
6-1.366,2 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 512,32 TL harcındavalıdan tahsiline,
7-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti talebinin kabulü yönünden, 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-unvan terkini talebinin kabulü yönünden 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 853,88 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 2.193,85 TL bilirkişi ücreti ile tebligat gideri olmak üzere toplam 3.102,13 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11- Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yoluaçık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 13/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır