Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/242 E. 2022/150 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/242 Esas
KARAR NO : 2022/150

DAVA : TASARIM İHLALİNE DAYALI TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan TASARIM İHLALİNE DAYALI TAZMİNAT davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tasarımı kendisine ait olan gelinliği (… Model) tescili için 21.01.2019 tarihinde Türk Patent Enstitüsüne müracaat ederek … Tasarım Tescil Numarası ile tescil belgesini aldığını, müvekkilinin yanında daha önce terzi olarak çalışan …’un işten ayrılarak davalı …’in iş yerinde çalışmaya başladığını ve …’un ilgili modelin kalıplarını bildiği böylece tescili müvekkiline ait olan gelinliğin …’e ait iş yerinde birebir aynısının üretilmeye başladığını, müvekkilinin ihtarname ile söz konusu tasarımın kaldırılmasını karşı taraftan talep ettiği bunun üzerine davalının “…” isimli instagram hesabında kısaca “…” şeklinde açıklamada bulunduğunu, dosyaya sunulan fotoğraflar incelendiğinde “…” davalının vitrininde sergilediğinin görülebileceğini,tasarım hakkına tecavüz oluşturan eylem nedeniyle şimdilik 1000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 27.6.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 2100 TL olarak talep etmiştir.
SAVUNMA;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının hukuki korumadan yararlandığı bir tasarımının mevcut olmadığını, davanın öncelikle görev yönünden reddini, müvekkilinin dava dışı bir müşterisinden sipariş üzerine çalışanı … vasıtasıyla nişanlık dikerek müşterisine 05.01.2019 tarihinde teslim ettiğini, ekte ilgili faturayı sunduklarını, modelin müşterisi tarafından tarif edildiğini, modelin sadece yaka kısmının davacının modeli ile benzerlik gösterdiğini, davacının tek bir ürünün benzerliğinden yola çıkarak toplu bir üretim var gibi fahiş miktarlar talep ettiğini, birebir taklit iddiası varsa davacının katalog benzeri bir yayın ile ispat etmesi gerektiği,şu an için böyle bir ispatının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalı tasarımcının davacıya ait gelinlik tasarımını (… model olarak bilinen) izinsiz olarak satışa sunduğundan şimdilik 1.000 TL maddi ( Davacı vekili 27.6.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 2100 TL olarak talep etmiştir) 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, her ne kadar GÖREV itirazında bulunulmuş ise de 6769 Sayılı SMK hükümleri açık olduğundan görev itirazı yerinde görülmemiş, davacının aktif dava ehliyetine, davalının husumete ehil oldukları gözetildiğnide bu yöndeki itirazlarda yerinde görülmemiş, HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Bilirkişiler …, …, … 21/03/2021 tarihli bilirkişi raporlarında; Dosyaya sunulan Flash bellek içerisinde bulunan video ve resimlerde herhangi bir tarih bulunmadığı, Davalı “…” instagram hesabınında şu anda ilgili … Modeli paylaşımın bulunmadığı, davacının instagram hesabı olan “…” hesabının ise şu anda kapalı olduğu, Davaya konu gelinlik modelinin davalı taraf “…” hesabında şu anda bulunmaması nedeniyle ve geçmişe yönelik instagram hesabına yüklenmiş kullanıcı tarafından silinmiş, kaldırılmış fotoğraflara ulaşılamayacağının da bilinmesi nedeniyle bu hesabın etiketlendiği fotoğraflar incelenmiş, “…” etiketiyle paylaşılmış ilgili elbise modelinin bulunduğu görülmüş, ekran görüntüleri rapora eklenmiş, Davacı tarafa ait … numaralı tasarım tescili Davalı tarafa ait olduğu iddia edilen ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, Davacı tarafın, 2019 yılında işletme defterine tabi olduğu ve ticari kayıtlarının Gelir idaresi Başkanlığı’ nın defter beyan sistemine kayıt edildiği, Davalı taraf vekili tarafından, müvekkilinin sigortalı çalışan olduğu ve vergi kaydının olmadığı, bu nedenle incelenmek üzere sunulacak ticari kayıtlarının bulunmadığının beyan edildiği, Davacı tarafından sunulan satış faturaları üzerinde yapılan inceleme de, dava konusu tasarıma yönelik ayırt edici bir kod ve/veya ibare kullanılmadığından, satış tutarları, maliyetler ve elde edilen net kazancın tespit edilemediği, Davacı tarafın, satış faturaları üzerinde tespit edilen en yüksek gelinlik satış fiyatı ve ortalama piyasa şartlarına göre tespit edilen karlılık oranı üzerinden yapılan hesaba göre, dava konusu tasarıma yönelik bir adet ürün satışından, davacı tarafın elde edebileceği muhtemel en yüksek kazancın 700,00 TL.’ sı olarak hesap edildiği, Davalı tarafın, ticari kayıtlarının bulunmaması nedeniyle, dava konusu tasarımdan kaç adet satış yaptığının tespit edilemediği, bu nedenle davacı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun Mahkemenizin takdirinde olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … 03/03/2022 tarihli EK bilirkişi raporlarında; Kök raporda yapılan maddi tazminat hesabını değiştirecek yeni bir belge sunulmadığı, bu nedenle kök raporda yapılan tespit ve hesaplamalar doğrultusunda, davacı tarafın 1 adet dava konusu tasarıma ait ürün için 700,00 TL.’ sı maddi tazminat talep edebileceği, Mahkeme tarafından, davalı tarafın 3 adet ürün yönünden tecavüzüne karar verilmesi halinde, davacı taraf, 3 adet ürün için 2.100,00 TL.’ sı ( 700,00 TL X 3 = 2.100,00 TL.) maddi tazminat talep edebileceği, Davalı tarafın, ticari kayıtlarının bulunmaması nedeniyle, dava konusu tasarımdan kaç adet satış yaptığının tespit edilemediği, bu nedenle davacı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenebileceğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, değişik iş dosyası, tasarım tescil belgeleri , bilirkişilerin kök ve ek raporları, mali kayıtlar bir bütün olarak incelendiğinde, davacının 2019-00432 nolu tasarımının 21.1.2019 tarihinde başvurusunun yapıldığı, bültende ise 11.2.2019 tarihinde yayınlandığı ve tescilinin de 21.1.2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK’nun 56/(4). maddesi Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 58. maddesi göre; “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 59.maddesi göre “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
6769 sayılı SMK’nun 81/(4) maddesine göre Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 149.maddesi; “(1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması.
e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması.
f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda, söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak sahibince karşı tarafa ödenir.
(3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer.
(4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Gerek değişik iş dosyasında alınmış bilirkişi raporları gerekse mahkememizce HMK 266. madde kapsamında alınmış teknik raporlar kapsamına göre; Davacı tarafa ait … numaralı tasarım tescili Davalı tarafın ürünü ile karşılaştırıldığında ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları anlaşıldığından davacının tasarımına tecavüzün gerçekleştiği anlaşılmış olup, davacının tazminat talep etme şartlarının bulunduğu sabittir.
Davalı yan davalıya husumet düşmediğini beyan etmişse de; … 2.FSHHM’nin …diş sayılı dosyasında yapılan tespit ve düzenlenen rapor incelendiğinde; 19.04.2019 Tarihinde tespite konu “…” adresinde aleyhine tespit istenenlerden …’in olduğu tespit edilmiş, işyerinin alt katının imalathane, giriş katının referans salonu, üst katının kuaför ve giyinme odası olduğu ,Tespit Tutanağı çerçevesinde beyanı alınan …’in tespite konu ürünün satışını yaptıklarını, ancak kendilerine tespit talep eden tarafından gönderilen ihtarname neticesinde ürünü kaldırıp satışını durdurduklarını beyan ettiği, çekilen fotoğraflardan da salon Tuğba ibaresinin işyeri tabelasında bulunduğu dolayısıyla davalının sorumlu olduğu, tasarımın tescilinin kurucu etki sağladığı, bu nedenle tasarımın tescilli olup almasının huzurdaki davanın ihtisas mahkemesinde görülmesine engel olmadığı, dolayısıyla davalı yarca ileri sürülen görev ve husumet itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır
SMK’nun 150. maddesi uyarınca, sınai mülkiyet hakkına tecavüz sağlayan fiilleri işleyen kişilerin, hak sahibinin zararını tazmin etmeleri gerektiği, 6769 sayılı SMK’nun 151. maddesinde ise hak sahibinin uğradığı zararın, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsadığı hüküm altına alındığı, davacının SMK Kanun’un 151/2-a maddesi uyarınca hesaplama yapılmasını talep ettiği, davalının tecavüze konu ürünlerden kaç adet sattıklarının ve bu ürünlerin satışından ne miktarda kar elde edildiğinin tespitinin de dosya kapsamı ile tespitinin yapılamadığı, Davacının tespit talep talep tarihi 12.4.2019 olup, tasarımın bültende ilan tarihi ise 11.2.2019 tarihidir. Davacı ayrıca davalıya 231.2019 tarihinde … noterliği aracılığıyla ihtar göndermiş olup, ekindeki … ibareli sosyal medya hesabında davalının bu modeli diktiğini ikrar ettiği d.iş dosyasındaki fotograflarda da iş yeri vitrininde sergilendiği sabit olup, bilindiği üzere tasarım 6769 sayılı SMK’nun 55/4. Maddesi gereği ilan edilmemiş olsa dahi tasarım başvurularının tescilsiz tasarım olarak da korunacağı yasanın amir hükmüdür.
Zararın tam olarak tespit edilemediği durumlarda Yerleşik Yargıtay uygulamasında, tasarım hakkı sahibinin maruz kaldığı zararın adil bir biçimde denkleştirilmesi amaçlandığından zarar miktarı net olarak tespit edilemiyorsa dolaylı bir yoldan yani BK hükümlerine göre belirleme yapılması gereklidir. Davacı ve davalının mali kayıtlara yansıyan ticari faaliyetlerinin boyutu ,tasarımı taşıyan ürünlerden ne kadar sipariş alındığının tespit edilememesi , ne kadar üretim ve satış yapıldığı, ne kadar stok bulunduğu bilinmemekle birlikte , davacının tescil başvurusuna konu gelinlik/nişanlık tasarımının özel günlerde dikilen –kiralanan ve belirli bir bedel ödenerek satın alınabilecek nitelikte bir ürün olduğu, davacı ve davalının sosyal medya hesapları aracılığıyla da takipçiler tarafından belirli bir oranda izlendiği, tasarımın başvuru tarihi, davacı yanca kamuya sunulma tarihi , davalının üründen diktiğini ikrar etmesi, davacının ise tazminat seçim yöntemini SMK 151/2-a kapsamında talep etmiş olup, yıllık gelir kaydına esas 2019 ve 2020 tarihli kayıtlar ile ekindeki faturalarda gelinlik nişanlık satışı/kiralanmasına ilişkin faturalar sunulduğu, sektör bilirkişi görüşüne göre karlılık oranına göre bir ürün 700 TL olarak kabul edilmiş olup, davalının ise bu üründen ne kadar satış yaptığı belli olmamakla birlikte tasarımın kullanıldığı süre, tasarımın niteliği, ihlalin boyutu davalının daha önce davacı tasarımına vakıf olması nedeniyle (davacı iş yerinde çalışan …’un davalı iş yerinde çalışmaya başlaması) dikip satabileceği makul sayı 3 olarak kabul edilmiş ve dava konusu tasarımdan ihlal nedeniyle davacıya TBK’nın 50. maddesi uyarınca 2100 TL maddi tazminat ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı yan manevi tazminatta talep etmiştir. Manevi tazminat için davalının kusurlu olması gerekir. Davada davalının başkası adına tescilli tasarımı bildiği halde izinsiz olarak ticarete konu ettiği Tarafların mali kayıtlara yansıyan sosyal ve ekonomik , TMK’nun 4. Maddesindeki hakimin takdir hakkı ilkesi ve bunun sınırları hakkaniyet ölçüsü, davacının olayı delillerle ispat sınırı ve çerçevesi, hayatın olağan akışı da dikkate alınarak manevi tazminatın miktarı takdiren 5.000 TL olarak takdir edilmiş, manevi tazminat sebepsiz zenginleşme aracı olamayacağından((zira manevi tazminatta takdir edilecek para zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır) fazlayı ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Tasarım hakkının ihlal nedeniyle somut olayın özelliklerine göre takdiren 2.100- TL maddi tazminatın ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminatta fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-485 TL ilam harcının peşin ve ıslah harçtan mahsubu ile eksik kalan 411,60 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 2.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 54,40 TL başvuru harcı 54,40 TL peşin harç 3.126,50 TL tebligat ve bilirkişi ücreti, (İst.2.FSHHM 2019/90 D.iş sayılı dosyasında yapılan toplam 1.456,40 TL masraf) olmak üzere toplam 4.691,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 12/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır