Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/215 E. 2021/82 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/215
KARAR NO:2021/82

DAVA:MARKA (MARKA HÜKÜMSÜZLÜĞÜNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ:18/09/2015
KARAR TARİHİ:18/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 1982 yılından İtibaren faaliyet göstermekte olduğunu; müvekkilinin yıllardır süren bu çabası ve hizmet kalitesi ile haklı bir üne kavuştuğunu, bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini; … tescil no.lu “… …+şekil” ve … tescil nodu “…-… …+şekil” markasının adına tescilli olduğunu davalı adına TPE nezdinde telcilli olan ( … no.lu) “…” markasının müvekkili markası İle davalı markası arasında bağlantı kurulabilecek türden global bir baskı-algılama oluşturabilecek, özellikle farklılığı gösteren noktalar değil de benzerliği sergileyen noktalara dikkat yoğunlaştırılarak ve kullanılan kelimelerin o marka altında pazarlanan malın hitap eettiği kişilerin üzerinde, işitsel, görsel yönden, hem umumi bakımdan, hem de biçimsel ve görsel açıdan bıraktığı etkiler nazara alındığında markanın esas unsurunun … ibaresi olduğunu, müvekkili markasının tescillerinden çok daha öncesinden beri kullanılmakla olduğunu; bu nedenle davalı adına tescilli olan… no.lu … markanın 35. ve 39. hizmet sınıflan bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 18.11.2015 havale tarihli dilekçelerinde ise 39. sınıf bakımından sehven yapılmış olan taleplerinden vazgeçtiklerini, açılan davanın 35. sınıf yönünden olduğunu beyan etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin temellerinin 1967 yılında atılmış olduğunu, 45 yılı aşkın deneyimi ve sahip olduğu marka değeri ile her geçen gün daha da güçlenerek faaliyetlerine devam eden bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin, enerji piyasasının dünyaca tanınmış firmalarından biri olduğunu, KHK 7/1-B ve 8/1-B markalar arasında benzerlik bulunmadığını, yetkili mahkemenin Ankara FSHHM’si olduğunu, asıl davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
KARŞI DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı adına tescilli olup kullanılmayan … tescil no.lu “… …+şekil” ve … tescil no.lu “…-… …+şekil” markasının, KHK 14. maddesi gereğince iptalini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 08.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı adına tescilli markaların tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tescil edilmiş bir markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde kullanım zaruretinin olduğunu, kendilerine ait markalar bakımından bahse konu 5 yıllık sürenin henüz dolmadığını, karşı davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkememizin … E. … K. ve 29/03/2018 tarihli kararı ile; “…ASIL DAVADA( … AŞ tarafından davalı … AŞ aleyhine açılan) … nolu “…”ibareli markanın 35.sınıfta ( Büro hizmetler, ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri,Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için … hizmetler (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)) emtia sınıfları yönünden DAVANININ KABULÜ ile markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, karar kesinleştiğinde TPMK Marka Daire Başkanlığına hükmün gönderilmesine, diğer sınıflardaki hükümsüzlük isteminin REDDİNE,
KARŞI DAVANIN ( … tarafından … AŞ aleyhine açılan ) … ve 21178 nolu markaların kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğü davasında yargılamanın devamı sırasında; Anayasa Mahkemesinin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı RG.yayınlanan 148/… sayılı ilamları ile 10.1.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun yürürlük tarihi dikkate alındığında , 6.1.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğundan DAVANIN REDDİNE …” şeklinde karar verilmiştir.
Anılan karara karşı, davalı-karşı davacı vekili İSTİNAF yasa yoluna başvurmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.H.D. 2018/2604 E. 2019/1083 K. ve 15/05/2019 tarihli ilamı ile; “…Uyuşmazlığın niteliği itibari ile konun yolu incelemesi Yargıtay nezdinde temyiz incelemesi olduğundan, dosyanın Yargıtay ilgili dairesine gönderilmek üzere İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine Geri Çevrilmesine…” karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı, Yargıtay 11.H.D.’nin 2019/2667 E. 2020/974 K. ve 05/02/2020 tarihli ilamı ile; “… Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin asıl davaya yönelik olan tüm temyiz itirazlarının reddiyle asıl davaya ilişkin hükmün onanması gerekmiştir.
Karşı dava; kullanmama nedenine dayalı olarak karşı davalıya ait … ve … sayılı markaların hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece, KHK hükmünün iptali nedeniyle davanın reddine ve yargılama giderlerinin karşı davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı ile 556 sayılı K.H.K 14. maddesinin iptali nedeniyle dava yasal dayanaktan yoksun kaldığından mahkemece esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan 6100 sayılı HMK 331/1 maddesinde “davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği” düzenlenmiş olup, somut uyuşmazlıkta dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları değerlendirilmeksizin yargılama giderlerinin doğrudan karşı davacı üzerinde bırakılması da isabetli bulunmamış, karşı davada verilen kararın karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçeli ile bozulmuştur.
Taraflarca karar düzeltme talebinde bulunulmamıştır.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay 11.H.D.’nin 2019/2667 E. 2020/974 K. ve 05/02/2020 tarihli bozma ilamına uyulmuştur.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRMESİ
Asıl Dava: … sayılı “… …+şekil” ve … sayılı “…-… …+şekil” markasının davacı adına tescilli olduğu, ancak davalı adına tescilli olan … sayılı “…” markasının davacı markası ile iltibas yaratacak şekilde benzer olduğu, markaların esas unsurunun … ibaresi olduğu, davacı markasının davalı markasının tescilinden çok daha önce kullanılmakta olduğu, davalı adına tescilli olan … sayılı “…” markasının 35. ve 39. hizmet sınıfları bakımından hükümsüzlüğüne ilişkin olup davacı vekili 18.11.2015 havale tarihli dilekçesi ile 39. sınıfa yönelik hükümsüzlük talebinden vazgeçmiştir.
Mahkememizin … E. … K. ve 29/03/2018 tarihli kararı ile; “…ASIL DAVADA ( … AŞ tarafından davalı … AŞ aleyhine açılan) … nolu “…”ibareli markanın 35.sınıfta ( Büro hizmetler, ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri,Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için … hizmetler (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)) emtia sınıfları yönünden DAVANININ KABULÜ ile markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, karar kesinleştiğinde TPMK Marka Daire Başkanlığına hükmün gönderilmesine, diğer sınıflardaki hükümsüzlük isteminin reddine…” dair verilen karar, Yargıtay 11.H.D tarafından onanarak kesinleştiğinden, bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Karşı Dava: Kullanmama nedenine dayalı olarak davalı – karşı davacıya ait … tescil no.lu “… … + şekil” ve … tescil no.lu “…-… …+şekil” markasının KHK 14. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin olup, davacı vekili 08.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı – karşı davacı adına tescilli markaların tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargıtay 11.H.D.’nin 2019/2667 E. 2020/974 K. ve 05/02/2020 tarihli ilamında da belirtildiği üzere; Dava, kullanmama nedenine dayalı olarak davalı – karşı davacıya ait … ve … sayılı markaların iptali istemine ilişkin olup, 06.01.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarih ve … E. … K. sayılı kararı ile 556 sayılı K.H.K 14. maddesinin iptali nedeniyle dava yasal dayanaktan yoksun kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 331/1 maddesinde “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder…” hükmünün yer aldığı bilinmekle; Dosyada mevcut 15/01/2016 tarihli rapor dikkate alınarak, davacı …Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren 1/3 nün davalı (karşı davacıdan) alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Asıl davaya ilişkin verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karşı davada: 06/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin … E – … K ve 14/12/2016 tarihli kararı ile 556 sayılı KHK nın 14.maddesinin iptali nedeni ile dava yasal dayanaktan yoksun kaldığından, ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-59,30 TL ilam harcından peşin harcın düşümü ile 34,10 TL harcın davacıdan tahsiline,
4-Davanın dayanağı olan 556 Sayılı KHK.’nın 14.maddesi yargılamanın devamı sırasında 06.01.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarih ve … E. … K. sayılı kararı ile iptal edildiğinden HMK 331. maddesi dikkate alınarak taraf vekillerine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı …tarafından yapılan 1.800-TL bilirkişi ücreti, 70-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.870-TL nin, 1/3’ü oranına tekabül eden 623,50 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve taleplerii halinde iadesine,
Dair davacı – karşı davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı – karşı davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 18/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır