Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/214 E. 2022/128 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO :2020/214
KARAR NO : 2022/128

DAVA : Sözleşmeye Dayalı Komisyon Alacağı ve Cezai Şart
DAVA TARİHİ : 27/06/2012
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizin 24.4.2018 tarih ve 2017/108 esas-2018/179 karar sayılı kararının temyizi üzerine Yargıtay 11.HD’nin esas no 2018-3765 esas- 2020/896 karar 4.2.2020 tarihli bozma ilamı üzerine dava dosyası mahkememizin 2020/214 esas sırasına kayıtlanmış olup, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yapılan sözleşme gereğince davalının müvekkilinin menajerlik hizmetleri karşılığı sözleşmeye konu faaliyetlerde elde edeceği gelirin %20 lik kısmını komisyon olarak ödemesinin öngörüldüğünü, buna KDV’nin dahil olmadığını, davalının sözleşmeye aykırı olarak sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi davalının müvekkiline haber vermeksizin başka bir dizide rol aldığını ileri sürerek, şimdilik 7.500 TL komisyon ücreti ve 3.060 TL KDV olmak üzere toplam 10.560 TL alacağın 01.12.2011 keşide tarihinden ve 30.000 ABD doları cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 1 yıl boyunca üzerine düşen hiç bir görevi yerine getirmediğini, hiç bir projede iş teklifi yapılmadığını, bunun üzerine tarafların bu konuyu görüşerek müvekkilinin sözleşmeyi sözlü olarak feshettiğini, menajerin herhangi bir iş temin etmemesi nedeniyle komisyon alacağının bulunmadığını, vicdani nedenlerle davacının talebi üzerine 15.02.2012 tarihinde 15 bölüm karşılığında 7.500 TL ile 15.03.2012 tarihinde 4 bölüm karşılığı 2.000 TL’yi elden ödediğini, davacının cezai şart talep edemeyeceğini, cezai şartın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Davanın konusu; Menajerlik sözleşmesine dayalı komisyon alacağı ve cezai şart istemine ilişkindir.
Yargıtay 11.HD’nin esas no 2018-3765 esas- 2020/896 karar 4.2.2020 tarihli bozma ilamı kapsamına göre; “…Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davalının “Avrupa Avrupa” isimli dizide oynadığı, davacının davalıya bir dizideki birkaç bölümlük rolü dışında herhangi bir iş temin etmediğini ve bu nedenle de görüşerek sözlü olarak sözleşmeyi feshettiği, davaya konu olan “Avrupa Avrupa” dizisindeki rolünü de davacının katkısı olmadan kendi çabasıyla temin ettiği, sözleşmenin 3. maddesiyle davalının mesleki işlerinin davacı ajans tarafından yürütülmesi öngörülüp, 4. maddesinin değişik fıkralarında davalıya ağır yükümlülükler getirilmesine ve 4.8 maddesiyle de davacının kendisine ulaşan teklifleri ajansa bildirmesi yükümlülüğü öngörülmüş ise de, davacı lehine davalının çalışma koşullarını kısıtlayan bu ağır hükümlere karşılık davacı aleyhine somut yükümlülük getirilmemesi nedeniyle sözleşmenin davalıya ağır yükümlülükler getiren maddeleri Türk Borçlar Kanunu’nun 27. maddesiyle öngörülen kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırılık içerici mahiyette olduğundan bağlayıcılığı olmadığı, sözleşmede davalının çalışma özgürlüğünü, sözleşme serbestisi hakkını, hayatını idame ettirme gibi temel kişilik haklarını ihlal edici hükümlere yer verildiği, sözleşmenin bütünü dikkate alındığında sıralanan tüm yükümlülükler oyuncunun aleyhine olduğu menajer aleyhine hiçbir yükümlülük getirilmediği, bu durumda anayasa ile korunan kişilik haklarının ihlali nedeniyle kamu düzenine aykırı bulunduğu, oyuncuya iş sağlama yükümlülüğünü yerine getirmeyen menajerin sanatçının kendi imkanlarıyla bulduğu iş kapsamında davalıdan tazminat talep etmesinin MK 2. madde kapsamında hakkaniyete uygun olmadığı gibi komisyon ücreti ve cezai şart isteminin de hakkaniyete uygun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, menajerlik sözleşmesine dayalı komisyon alacağı ve cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle, sözleşmenin davalı için bağlayıcı olmayacağı ve davalının kendi imkanlarıyla bulduğu iş nedeniyle davacının tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak taraflar arasındaki “…” incelendiğinde, sözleşmenin konusu, sanatçının yurtiçi ve yurtdışındaki mesleki işlerinin ve diğer alakalı faaliyetlerinin, pazarlama ve satış haklarının münhasıran ajansa devri ve ajans tarafından yürütülmesi hususunda tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin tespitidir. Sözleşmeye göre, sanatçı işbu sözleşme süresince tüm mesleki işlerinin satış ve pazarlamasını münhasıran ajans aracılığıyla gerçekleştirecektir. Ajans, sanatçıdan yapacağı tüm faaliyetler için net %20 komisyon alacaktır. Bu oran ve bedellere KDV dahil değildir.
Somut olaya baktığımızda, her ne kadar davalı sanatçı, sözleşme gereği davacının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kendi imkanları ile iş bulduğunu savunmuş ise de, davacının talebi üzerine davacının komisyon alacağına dair kısmi ödemelerde bulunmuştur. Kalan tutarları da ödeyeceklerini ancak davacının avukatına ulaşamadıklarını beyan etmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşme ve davalı tarafından davacıya yapılan ve kabul gören kısmi ödemeler de birlikte dğerlendirilerek sonuca varılması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi..” şeklindeki BOZMA ilamı gerekçesi ile dava dosyası bozularak mahkememize iade edilmiş olup bozma sonrasında Mahkememizin 2020-214 esas numarasına kayıtlanmış, taraflara bozma ilamı tebliğ edilerek bozma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
Bilirkişiler …, …, …, 22/04/2021 tarihli bilirkişi raporlarında; Taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen kornisyon oranına %20 +KDV olmakla davacının komisyon alacağının 26.000 TL4 KDV(4.680 TL =30.680,00-TL – olacağı, Davalı tarafça davacıya ödenen miktar olan 9.500 TL düşüldüğünde davacının alacağının 21.180 TL olabileceği, Davalının davacı aracılığı olmaksızın bir dizide oynadığı dikkate alındığında vaki durumun sözleşmenin 4.5 inci maddesi hükmünün ihlali sayılabileceği hususundaki Takdir Mahkemeye ait olacağı, bununla birlikte Mahkemece cezai şart talebinin haklı olduğu kanaatine ulaşılması ihtimalinde dahi Borçlar Kanunun 182/son’daki; “Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir” hükmünün dikkate alınıp cezai şartta indirime gidilip gidilmeyeceğinin takdirinin da yine mahkemeye ait olacağı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … 31/01/2022 tarihli bilirkişi raporlarında; Yargıtay bozma kararının cezai şart alacağı yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu, Taraflar arasındaki sözleşme, Yargıtay bozma ilamı, dosyaya sunulan ödeme belgeleri, dava dışı yapımcı … firmasından gelen yazı cevabı, 22.4.2021 tarihli bilirkişi raporu ile davalı vekilinin itirazları nazara alınarak yapılan değerlendirmede davacının sözleşmeden kaynaklanan komisyon alacağının 21.180-TL (kdv dahil) olduğu, Davacının cezai şart talebi hususunda söz konusu cezai şartın geçerliliği veya tenkise tabi olup olmadığı hususundaki takdirin tamamen Mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştirler.
Bilirkişiler …, …, … 13/04/2022 tarihli EK bilirkişi raporlarında; Raporlarında değişikliği gerektiren bir hususa rastlanmadığını bildirmişlerdir.
Komisyon alacağı yönünden inceleme: Taraflar arasındaki “Bookink Satış&Pazarlama Sözleşmesi incelendiğinde , sözleşmenin konusu sanatçının yurtiçi ve yurtdışındaki mesleki işlerinin ve diğer alakalı faaliyetlerinin, Pazarlama ve satış haklarının münhasıran ajansa devri ve ajans tarafından yürütülmesi hususunda tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin tespitidir. Sözleşmeye göre, sanatçı İşbu sözleşme süresince tüm Mesleki işlerinin satış ve pazarlamasını münhasıtan ajans aracılığıyla gerçekleştirecektir. Başka bir deyişle sözleşmede davacının davalıya menajerlik yapacağı öngörülmemiş, sanatçının sözleşme süresince tüm mesleki işlerinin satış ve Pazarlamasını münhasıran ajans aracılığıyla gerçekleştireceği öngörülmüştür. Bu doğrultuda davalının sözleşme süresi içerisinde davacı ajans aracılığı olmaksızın gerçekleştirdiği oyunculuk faaliyetlerinden elde edeceği bedelin % 20’sini davacıya ödemesi gerekecektir. Bu kapsamda tarafların da kabulünde olduğu üzere davalının davacı aracılığı olmaksızın “…” dizisinde oynadığı ve bu dizi için davacıya komisyon ödemeleri yaptığı görülmektedir.
Bilirkişiler …, …, .., ve bilirkişiler …, …, … ‘ın raporlarının HMK 266 madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından sözleşme hükümleri ile birlikte yorumlandğından mahkememizce hükme dayanak olarak alınmıştır.
Davacının davalıdan toplamda alacağı komisyon ücretinin bilirkişi raporları kapsamına göre 30.680- TL olduğu, davalı tarafından ödenen 9500 TL düşüldüğünde-(7500+2000=9500) =21.180TL davacı alacağının bulunduğu, davacının ise davasını açarken şimdilik 7.500 TL komisyon ücreti ve 3060-TL KDV olmak üzere 10.560-TL için dava açtığı gözetilerek talep ile bağlı kalınarak 10.560- TL nın ihtar tebliğ tarihi olan 3.12.2011 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazla ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Cezai şart talebi yönünden inceleme;
Bilindiği gibi cezai şart, sözleşme koşullarının ihlâli halinde, ihlâl eden tarafın asıl sözleşme veya bağımsız bir sözleşme ile diğer tarafa ödemeyi yükümlendiği fer’i nitelikte bir edim borcudur. Borçlar Kanunu’nun 160/I. maddesi hükmünce, taraflar cezanın miktarını serbestçe tayin edebilirler.
Taraflar sözleşme ile cezanın miktarını tayin etmekte serbest iseler de, BK. 161/son maddesi hükmüne göre, taraflar ileri sürmese bile hakim önüne gelen davada fahiş gördüğü cezaları resen tenkis edebilecektir.
Burada kararlaştırılan cezai şart hükmüne esas bedelin aşırı olup olmadığını belirlemede başvurulması gereken ölçütler her somut olayın özelliğine göre belirlenmelidir. Bu yönde belirli bir kıstas olmamakla birlikte; ceza koşulunun sözleşenler arasındaki ilişkiye uygun düşmeyecek ölçüde yüksek tutulması ve açıkça hakseverliğe aykırı bulunması durumunda aşırılığın varlığı kabul edilmelidir. Böyle bir sonucun benimsenebilmesi için, alacaklının asıl edimi yerine getirmesindeki çıkarı ile ceza koşulu olarak saptanan miktar arasındaki oranın ve borçlunun borca aykırı davranmasındaki kusur derecesinin ve de borçlunun ekonomik durumunun göz önünde tutulması gerekir. Öte yandan alacaklının çıkarların hesabında, borçlunun ifa etmeme yüzünden sağlayacağı kazançlar da göz ardı edilmemelidir. Alacaklının, borcun yerine getirmemesinin yol açtığı zararları kapsamı üzerinde de durulmalıdır. Aşırılığın belirlenmesinde, ceza koşulunun borcun yerine getirilmesi için borçlu üzerinde ruhsal bir baskı yaptığı da gözetilmeli, böyle bir baskının ortadan kalkmasına yol açacak biçimde indirimden kaçınılmalıdır. Başka bir deyişle ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranış ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınan ceza miktarı, hak, adalet ve nesafet en önemlisi iyiniyet kurallarına( MK 2.) uygun olarak tespit edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarih ve 2009/18- 421 Esas, 2009/526 Karar sayılı ” ilamında Borçlar Kanunu’nun 161. maddesi uyarınca cezai şartın tahsili istemiyle açılan davada, cezai şart miktarının fahiş olup olmadığının takdirini hakime bırakmıştır.
Somut olayda; dosya içindeki sözleşme kapsamında sözleşmenin süresi, taraflara yükledikleri borç ve sorumluluklar,davacının ajans hizmeti vermesi, davalının ise tüm mesleki faaliyetlerini münhasıran ajansın satış ve pazarlaması ile gerçekleştirmek üzere bir sözleşme akdetmesi, davacının ise menajerlik hizmeti kapsamında gerektiği gibi davalıya iş temin etmemesi, davalının da davacıya edimini yerine getirmesi için ihtar göndermeden kendi imkanları ile iş bulması nedeniyle her iki tarafında kusurlu olması, davacının tacir niteliğinin bulunması, dolayısıyla tarafların dosyaya yansıyan ekonomik durumları, gözetildiğinde , Borçlar Kanunu 182 ve 161. maddesi dikkate alınarak cezai şartta takdiren indirime gidilmesi gerektiği anlaşılmış, Mahkememizce takdiren 10.000 Amerikan Doları cezai şartın dava tarihinden itibaren merkez bankasınca döviz hesaplarına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, cezai şartta fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davacının davalıdan toplamda alacağı komisyon ücretinin bilirkişi raporları kapsamına göre 30.680- TL olduğu, davalı tarafından ödenen 9500 TL düşüldüğünde-(7500+2000=9500) =21.180TL davacı alacağının bulunduğu, davacının ise davasını açarken şimdilik 7.500 TL komisyon ücreti ve 3060-TL KDV olmak üzere 10.560-TL için dava açtığı gözetilerek talep ile bağlı kalınarak 10.560- TL nın ihtar tebliğ tarihi olan 3.12.2011 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazla ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-Borçlar Kanunu 182 ve 161. maddesi dikkate alınarak takdiren 10.000 Amerikan Doları cezai şartın dava tarihinden itibaren merkez bankasınca döviz hesaplarına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, cezai şartta fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-1.966,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 997,75 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Kabul edilen alacak miktarı yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 10.560 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul edilen ceza-i şart yönünden dava tarihindeki TC merkez Bankasının efektif satış kuru 1.8225 TL olup, bu kur üzerinden hesaplanan 10.000 USD nin karşığı 18.225 TL üzerinden avukatlık asfari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen ceza-i şart yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına( Sözleşme ile tayin edilen ceza-i şart tutarının tahsilini istemek hakkını haiz olan davacının açtığı dava sonucunda ceza-i şartın hakim tarafından fahiş görülerek tenkis edilmesi halinde tenkis edilen miktardan dolayı davacı aleyhine avukatlık ücreti ve yargılama masrafına hükmedilmemesi gerekmektedir.) Aynı yönde; Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin14.06.2021 tarih, 2020/2971 Esas, 2021/2711Karar sayılı ilamı)
7-Davacı tarafın bozma öncesi ve sonrası yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 21,15 TL başvuru harcı 968,55 TL peşin harç 1.068 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 7.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.057,70 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 inin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafın bozma öncesi yapmış olduğu 166 TL ve bozma sonrası yapmış olduğu 3.013,90 TL olmak üzere toplam 3.179,90 TL yargılama giderinin taktiren 1/3 inin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi .20/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır