Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/210 E. 2023/27 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/210 Esas
KARAR NO : 2023/27

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından, müvekkili aleyhine, … 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti davası açıldığını, Bu tespit dilekçesinde davalıya ait olduğu bildirilen, …sayılı tasarım tesciline konu şişenin, müvekkili tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespitinin istendiğini, yapılan bu tespitle birlikte; müvekkiline ait tasarımın gasp edilerek davalı adına gizlice tescil ettirildiğinin öğrenilmiş olduğunu, müvekkilin ticari yaşantısına zarar verecek davranışlarda bulunulduğunu, davalının tescil ettirdiği tasarımın müvekkiline ait olduğunu, ilk defa müvekkili tarafından kamuya sunulduğunu, Taraflar arasındaki “Fason Üretim Sözleşmesi” gereğince de müvekkilinin haklarını korumakla yükümlü olan davalının, aksine tasarımı gizlice gasp ettiğini, tasarımın münhasıran “…” markası için … tarafından tasarlandığını, Tüm hakları davacı … A.Ş ‘ye ait olduğunu, Davalının tasarımın gaspı ile lehine yaptırdığı tescile konu tasarımın, tescil tarihinden önce, Müvekkili adına “…” tarafından tasarlanan tasarımdan farklı olmadığını, aynı olduğunu, İnternet Üüzerinde yapılan araştırmalarda, başvuru tarihinden çok önce bu tasarımın kullanılageldiği ve hârcıalem olduğunun da görüldüğünü, Davalı tarafın … başvuru ve tescil numaralı tasarımının, 6769 sayılı yasanın 55. ve devamı maddeleri uyarınca yeni ve ayırt edici niteliği haiz olmaması, hak sahipliğinin müvekkiline ait olması nedenleriyle hükümsüzlüğüne, karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sahibi bulunduğu … (“…”) ve eski unvanı … A. Ş. Olan …, 15 Ocak 2013 tarihinde “…” markalı güneş yağı, güneş kremi ve taraflarca karşılıklı mutabakatla belirlenecek sair ürünlerin Müvekkili tarafından münhasıran üretilmesine ilişkin bir sözleşme “Fason Üretim Sözleşmesi” akdettiğini, …, bir şahıs şirketi olan…’in sahibi, Kerim …’in ve bu suretle …’in çalışanı ve aynı zamanda imza yetkilisi olduğunu, …’in Fason Üretim Sözleşmesi kapsamındaki temel yükümlülüğü, sözleşmede belirlenen kozmetik ürünlerini içerik formülü, ambalajı ve kutusu gibi bütün özellikleriyle birlikte geliştirerek hammadde malzeme tedarikini de sağlamak suretiyle üretmek ve Davacı’nın siparişlerine uygun şekilde nihai ürün olarak “…” markasıyla bu Fason Ürünleri Davacı’ya tedarik ettiğini, … şirketleri 1953 yılından bu yana ticari faaliyet göstermekte olup, 2001 yılından beride kozmetik ticaret ve imalatı yaptığını, …, Fason Üretim Sözleşmesi’nin imzasından itibaren öncelikle güneş yağı, güneş kremi ve güneş losyonu olarak başlayan ve akabinde Davacı’nın talebi ve …’in de kabulüyle karşılıklı mutabakatla Fason Ürünlerin yelpazesine eklenen çeşitli özeliklerde bronzluk koruyucu nemlendirici, at kılı fırçası, ice gel, body mist, saç şampuanı, duş jeli ürünlerinin tedarikini Fason Üretim Sözleşmesi kapsamında Davacı’ya sorunsuz şekilde sağladığını, Tasarım’ın ilk olarak ortaya atılması ve geliştirilmesi sürecine ilişkin olarak …, dava Dilekcesi’nde bazı e-posta yazışmalarına hiç ver vermediğini, bazı e- posta yazışmalarının tarihlerini yanlış belirtmiş ve e-posta yazışmalarının içeriklerinde yanlış bilgi vermiş olduğu için …’ndan … ve …’ten …arasında yapılan tüm yazışmaların incelenmesi gerektiğini Tasarım’ın bir fikir olarak ortaya atılmasından tesciline kadar gecen sürecin kronolojik olarak Mahkeme’nin dikkatine sunulduğunu, 2019 yılında … ve … arasında uyuşmazlıklar yaşanmaya başladığını, Bu uyuşmazlıkların temelinde esasen …’nın … ile olan sözleşme ilişkisine devam etmek istememesi yattığını, müvekkilinin TPMK nezdinde 9 Mart 2016 tarihinde Tasarım tescili yapmış olup, bu tescilin 11 Nisan 2016 tarihli bültende yayınlandığını, …’e ait bir şahıs şirketi olan …, belirtildiği üzere beş yıldan fazla süredir …markalı ürünlerin münhasır üreticisi olduğunu, bu kapsamda yeni geliştirdiği ve piyasada benzeri olmayan bir ürün olan Tasarım’a ilişkin bir üretim yapmaya başladığında ise, doğal olarak hem kendisini hem de …markasını korumak üzere Tasarım tescilini yaptığını, …ise bu tescilin ardından dört yıldan fazla zaman geçtikten sonra, taraflar arasındaki diğer uyuşmazlıklar kapsamında tamamen kendisine bir argüman ve dayanak zemini yaratmak adına bu davayı açtığını, Davacının Dilekçesi’nde taraflar arasındaki e-posta yazışmalarının bir kısmına ve bazı e- posta yazışmalarının ise eklerine yer vermediğini, içeriğini değiştirmek suretiyle kendi lehine bir sonuç doğurmaya çalıştığını, Tasarım’a ilişkin ilk taslağın, Müvekkilinin oğlu ve aynı zamanda …’in çalışanı … tarafından 6 Mayıs 2015 tarihinde Burak Ufuk ile paylaşılmış olup Tasarım taslağı ve ilgili e-posta yazışmasını sunduklarını, …tarafından …’in iletmiş olduğu ilk taslak revize edilerek oluşturulmuş görsel ile dilekçelerinde yer verdikleri Kerim Yeşil tarafından paylaşılmış olan ilk taslağa ait görsel karşılaştırıldığında Yıldız Dükkanının ilettiği fikirlerin, … tarafından tasarlanmış Tasarım’a hiçbir ayırt edici unsur bir başka deyişle farklılık katmamış olduğunun görüldüğünü, Şişe üzerine eklenen görsellerin ve artırılan halka sayılarının bile ayırt edici bir unsur katmadığı dikkate alındığında, …’nın iletmiş olduğu revize Tasarım taslağının … tarafından paylaşılan ilk taslak üzerine hiçbir ayırt edici unsur katmadığının aşikar olduğunu, Davacı’nın ya da …’ın bu Tasarım’a ilişkin herhangi bir katkısı olmadığını ve salt Fason Üretim Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerini yerine getirmeme amacına hizmet etmek üzere huzurdaki davayı kötü niyetle açtıklarını , haksız rekabete ilişkin taleplerinin asliye ticaret mahkemesince görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesini, Gasp iddiası bakımından zamanaşımı dolduğunu, kötü niyetle bu davayı açan Davacı’nın HMK m. 329 uyarınca 5.000 Türk Lirası disiplin para cezasına ve Müvekkilleri tarafından vekillerine ödenmiş ve ödenecek vekalet ücretini ödemeye mahküm edilmesine, karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalı tarafa ait … nolu ETB’nin SMK 70-71-77-81.maddelerine göre tasarım gaspı kabul edilerek hükümsüz kılınması , ayırca dilekçe sayfa 30’da belirtildiği şekliyle yeni ve ayırt edici olmaması (kamuya davacı yanca arz edilmiş olması dolayısıyla davalı tescilinin yeni ve ayırt edici olmadığı) nedeniyle hükümsüzlüğü , sicilden terkini, tasarım hakkı sahipliğinin davacıya devri, gerçek hak sahibi olduklarının tespiti , tecavüzün önlenmesi, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespit ve men’i ile verilecek kararın ilanına ilişkin olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, her ne kadar görevsizlik, hak düşürücü süre itirazında bulunulmuş ise de bu itirazlar yerinde görülmemiş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, …ve… tarafından düzenlenen 10/02/2022 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; Dava konusu yenilik ve ayırt edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarımın ”ŞİŞE” tasarımı olduğunu, Tasarımın el bombası biçiminde olduğunu, genel geometrik oranları ve yüzey özelliği ile ayırt edici nitelik kazanmakta olduğunu, karşılaştırılan tasarımların dikey konumlanmış elipsoit biçiminde olup yüzey üzerinde dengede durabilmesi amacıyla alt bölgesinin düzleştirilmiş olduğunu, Şişenin ağız kısmı kesilmiş üst bölgeden silindir formundan çıkmakta olduğunu, dış yüzeyi helezonik vida dişlisinde olduğunu, şişenin dış yüzeyi elispoit kontur ile uyumlu dikey konumlandığını, araları eşit boşluk mesafesinde dörtgen rölyef deseninde olduğunu, … numaralı tasarım tescilinde şişenin yüzeyi merkezinde yatay konumlanmış düz bir bant yüzeyin yer aldığını, karşılaştırılan tasarımları oluşturan ve yukarıda tanımlanan bütün öğeler benzer biçim, oran, yerleşim ve yüzey özelliklerinde olduğunu, tasarımlar arasında bulunan farkların küçük ayrıntılarda olduğunu, tasarımlara ayırt edici nitelik kazandırmamakta olduğunu, tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen 09/03/2016 başvuru tarihli … numaralı tasarım tescili ile resen yapılan araştırmalar sonucunda tespit edilen geçmiş tarihli tasarım tescil görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları sonucuna varılmış olduğunu, davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 09/03/2016 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığını bildirmişlerdir.
İkinci Bilirkişi heyeti …,…,…’ tarafından düzenlenen 02/09/2022 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; “grenade shaped bottle/bomba şeklinde şişe” kelimeleri ile ilgili arama yapıldığında toplama 6.010.000 adet sorgulama sonucu çıktığı, sonuçlar incelendiğinde bomba şeklinin içecek, kozmetik, araba eşyaları, matara vb. birçok sektörde kullanıldığını, İnternet üstünden yapılan sorgulamalarda 04.03.2006 yılında “Grenade-shaped perfume sets off airport alarm/El bombası şeklindeki parfüm, havaalanı alarmını çalıştırıyor” başlıklı bir haberin yayınlanmış olduğunu, E-posta incelemelerinde, ilk olarak davacının davalıya “Bronzing Bomb” fikrinden bahsettiği, ambalajın bomba şeklinde olacağı gibi detaylar verdiği, davalının yapmış olduğu çalışmadan sonra, davacının kendi arasında bir tasarım yaptığı, davalının teknik olarak davacıyı yönlendirdiği, davacının ise tasarım olarak davalıyı yönlendirdiğinin tespit edildiğini, Sektörel yönden yapılan inceleme sonucunda; Dava konusu Tasarım’ın kullanıldığı güneş yağı ürününün bir kozmetik ürün olmasından hareketle, kozmetik sektörü çerçevesinde yapılan incelemede; El bombası şeklindeki şişe ambalajın sektörde farklı firmalar/üreticiler tarafından parfüm, şampuan, deodorant gibi farklı kozmetik ürünlerin ambalajlarında kullanıldığı, ayrıca el bombası şeklinde üretilmiş sabunların bulunduğu, Dava dışı bir kozmetik firmasının ilk üretimlerinden olan el bombası şeklindeki bir parfüm şişesinin internet üzerinde bir antika sitesinde yer aldığı, Yapılan incelemede, el bombası şeklinde ambalajlarda satışa sunulan farklı türde kozmetik ürünlerin yanı sıra, yine el bombası şeklinde boş parfüm şişesi ambalajların da satıldığının tespit edildiğini, Tasarım yönünden yapılan inceleme sonucunda; Dava konusu Davalı … Sanayi ve Ticaret – …’e ait 09.03.2016 başvuru tarihli … numaralı tasarım ile Davacı … Tic. A.Ş.’ne ait … İmzalı ürün karşılaştırıldığında; Tasarımcının seçenek özgürlüğü göz önünde bulundurularak, Dava konusu iki ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıklarını, Dava konusu Davalı … Sanayi ve Ticaret – …’e ait 09.03.2016 başvuru tarihli … numaralı tescilli tasarım ile önceki tarihli tasarım örnekleri karşılaştırıldığında; Tasarımcının seçenek özgürlüğü göz önünde bulundurularak, Dava konusu iki ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıklarını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Tasarımlarda yenilik SMK md. 56/4’de “Bir tasarımın aynısı; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.” şeklindedir.
Ayırt edicilik kriterinin ise SMK md. 56/5’de ise “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” hükmü amirdir.
Ayırt ediciliğe ilişkin olarak değinilmesi gereken bir diğer husus “Bilgilenmiş kullanıcı” kavramıdır. Herhangi bir tasarımın ayırt edici nitelik açısından kıyaslandığı diğer bir tasarımın, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin belirgin bir farklılık arz etmesi gerekmektedir. Bilgilenmiş Kullanıcı; tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı olarak tanımlanmaktadır. Öğretide, bilgilenmiş kullanıcının bir uzmanı ifade etmediği; tasarım konusu ürünleri daha önce görmüş ve bu ürünlerin ne olduğunu bilebilecek satış sürecine dâhil olmuş bir ara kullanıcı olarak anlaşılması gerektiği ifade edilmiştir.
Ayırt edici nitelik bakımından birbirleri ile kıyaslanan tasarımlarda tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınacağı da hükme bağlanmıştır.
Somut davaya konu tasarımlar karşılaştırılırken ve uyuşmazlık konusuna ilişkin değerlendirmeler yapılırken yasada öngörülen kurallara riayet edilerek rapor tanzim edilmesi gereklidir. Bu açıdan tahkikat aşamasında alınan her iki raporun alanında uzman olan heyet tarafından yenilik karşılaştırması da yapılarak incelenmiş olması gözetildiğinde mahkememizce HMK 266 madde kapsamında sunulu raporlar denetim ve hüküm kurmaya elverişli olarak kabul edilmiştir
Bilindiği üzere şişe /kozmetik ürünün yer aldığı tasarımlarının tasarım korumasından yararlanabilmesi için tasarıma konu ürün görünüm özelliklerinin, kendisinden önce kamuya sunulmuş olan tasarımlardan belirgin ölçüde farklılaşması gerekmektedir.
SMK m. 56/5’te ve SMK m. 56/6’da yer alan düzenlemeye göre, tasarımda ayırt edici nitelik değerlendirmesi, belirli bazı ölçütler çerçevesinde yapılır. Genel izlenimde farklılık, bilgilenmiş kullanıcı ve gözü ve tasarımcının tasarımını geliştirmede seçenek özgürlüğünün derecesi göz önünde bulundurulan hususlardır.
6769 sayılı “Sınaî Mülkiyet Kanunu” (SMK) 55. Maddesine gore: “Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünüm” olarak tanımlanmıştır.
Bilindiği üzere Tüketiciler bilgilenmiş kullanıcılar olarak asgari koşullarda genel olarak kozmetik ürünü seçerken görsel ögeden ziyada hangi marka tarafından piyasaya sunulduğunu araştırmaktadırlar. Dolayısıyla ürünün tasarımı özellikle kozmetik alanında 2. Planda önem arz etmektedir.
SMK Mad. 56-6 kapsamında (Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesinin…) dikkate alınması önem arz etmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 06.06.2018 tarih, 2017/ 11-99 Esas, 2018/1173 Karar sayılı kararında; “554 Sayılı KHK’nın 11. maddesi uyarınca tescilli tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna 7. maddeye uygun olarak o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır ve tasarımcının tasarımını geliştirirken seçenek özgürlüğü de göz önünde tutulur. Bu kural dört alt kural içerir: (1) Bir tasarımın daha önceki bir tasarımdan doğan tasarım hakkını ihlal ettiği, yani korunan tasarıma benzediği, korunan tasarım yönünden karıştırılma tehlikesi yarattığı iddia edildiğinde değerlendirme bilgilenmiş kullanıcı esas alınarak yapılır. (2) ihlal iddiasına muhatap tasarımın bilgilenmiş kullanıcıda bıraktığı genel izlenim ile öncekinin yarattığı genel izlenimin benzer olup olmadığı incelenir; yoksa ayrıntı değerlendirmesi yapılmaz. (3) inceleme ve değerlendirmede tasarımcının seçenek özgürlüğünün ne olduğuna bakılır; olayda böyle bir özgürlük yoksa benzerlik kaçınılmaz olduğundan koruma reddedilir. Ancak, olağan bir tüketicinin dikkatinden kaçabilecek, fakat bilgilenmiş kullanıcının gözüne çarpabilecek farklılıklara önem verilir. (4) Değerlendirmede “bütün tasarımlar dikkate alınır”. 554 Sayılı KHK’nın merkez yönergeden aldığı bu hüküm, değerlendirme yapılırken tasarımın uygulandığı ürünün dikkate alınmayacağı, ürün farklı olsa bile, korunan tasarımın “benzerlik”inin bir ihlal olduğunu ileri sürebileceği anlamına gelmektedir. (Tekinalp, s.683-684)” şeklindeki karar ile tasarıma tecavüz iddiasının incelenme ölçütlerini açıklamıştır. Ancak tasarım sahibinin korumadan yararlanabilmesi için öncelikle anılan hükümlerde yazılı koşulları sağlaması gerekir.
Bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Bir başka deyişle tasarım tescilinde, mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla, küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir. Burada bahsi geçen kamu, dünyanın herhangi bir yerinde, dar veya geniş, belirli veya belirsiz üçüncü kişilerdir. Bahsi geçen ‘kamu’ kavramına örnek olarak; konferans, seminer vs. katılımcıları, TV seyircileri, yazılı basın okuyucuları, internet kullanıcısı vd. verilebilir. (Tekinalp, y.a.g.e.; s. 285) (Yargıtay 11. H.D’nin 19.09.2012 tarih 2011/6793 E, 2012/13617 K).
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 79/1. maddesi gereğince hükümsüzlük kararı verildiğinde geçmişe etkili sonuç doğuracağı ve tasarıma bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılacağı düzenlenmiştir.
Dava konusu yenilik ve ayırt edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarım “ŞİŞE” tasarımıdır.
Tasarım El bombası biçiminde olup genel geometrik oranları ve yüzey özelliği ile ayırt edici nitelik kazanmaktadır. Davalının başvuru tarihinden önceye ait karşılaştırılan tasarımlar dikey konumlanmış elipsoit biçiminde olup yüzey üzerinde dengede durabilmesi amacı ile alt bölgesi düzleştirilmiştir , Şişenin ağız kismi kesilmiş üst bölgeden silindir formunda çıkmakta olup, dış yüzeyi helezonik vida dişlisindedir , Şişenin dış yüzeyi elipsoit kontur ile uyumlu dikey konumlanmış araları eşit boşluk mesafesinde dörtgen rölyef desenindedir. …numaralı tasarım tescilinde şişenin yüzevi merkezinde yatay konumlanmış düz bir bant yüzey yer almaktadır. Karşılaştırılan tasarımları oluşturan ve 1. Raporun 4,5,6,7,8,9,10,11,1,2,13. Sayfasında yer olan ve davalı başvurusundan önce kamuya sunulan renkli görseller incelendiğinde davalı ürününde yer alan bütün öğeler benzer biçim, oran, yerleşim ve yüzey özellikleri ile daha öncesinde piyasada var olan tasarımdır. Tasarımlar arasında bulunan farklar küçük ayrıntılar olup, tasarımlara ayırt edici nitelik kazandırmamaktadır. Tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda Davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen 09.603.2016 başvuru tarihti … numaralı tasarım tescilinin raporda tespit edilen geçmiş tarihli tasarım tescil görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı gencl izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı. bu sebep ile benzer olarak algılandıkları , dolayısıyla hükümsüzlük şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır. İtiraz üzerine alınan 2. Heyet raporunda da aynı şekilde hükümsüzlüğü talep edilen 09.603.2016 başvuru tarihli… numaralı tasarım tescilinin ile geçmiş tarihli tasarım tescil görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı gencl izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı belirlenmiş olup, öte yandan sektörel inceleme de Dava konusu Tasarım’ın kullanıldığı güneş yağı ürününün bir kozmetik ürün olmasından hareketle, kozmetik sektörü çerçevesinde yapılan incelemede;El bombası şeklindeki şişe ambalajın sektörde farklı firmalar/üreticiler tarafından parfüm,şampuan, deodorant gibi farklı kozmetik ürünlerin ambalajlarında kullanıldığı, ayrıca el bombası şeklinde üretilmiş sabunların bulunduğu,dava dışı bir kozmetik firmasının ilk üretimlerinden olan el bombası şeklindeki bir parfüm şişesinin internet üzerinde bir antika sitesinde yer aldığı,el bombası şeklinde ambalajlarda satışa sunulan farklı türde kozmetik ürünlerin yanı sıra, yine el bombası şeklinde boş parfüm şişesi ambalajların da satıldığı , sunulu ürün görsellerinin ise davalının başvuru tarihinden çok öncesinden piyasada bulunduğu hususu tespit edilmiş, hükümsüzlük koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı yan hükümsüzlük talep ederken aynı zamanda kendisinin gerçek hak sahibi olduğunu , tasarımın gasp edildiğini, tasarımın kendilerine devrini de talep etmişlerdir .Ancak Yargıtay 11.HD’nin 11.11.2019 tarih ve 2018/5632 esas-2019/7020 karar sayılı ilamlarında da işaret edildiği üzere, bir ürünün tasarım olarak tescil edilebilmesi için yeni ve ayırt edici olması gerekmektedir. bir tasarımın yeni olarak kabul edilebilmesi için daha önceden dünyanın herhangi bir yerinde kamuya açıklanmamış olması, ve ayırt edici olarak kabulü için ise, tasarım konusu ürünün nihai kullanım sırasında bilgilenmiş kullanıcısının, üzerinde yarattığı genel izlenime göre değerlendirme yapılması, daha önceden kamuya açıklanan benzer başka tasarımlara nazaran tasarımın bütünü itibariyle, kullanıcıda yarattığı genel izlenim ile dava konusu tasarım arasında belirgin bir farklılığın olması gerekmektedir. Tasarım değerlendirmesinde, tasarıma konu ürünün büyüklük/küçüklük, oran/orantı gibi unsurlar ile tek başına tasarımın uygulandığı ürün tipolojisi tasarımın yenilik ve ayırt ediciliğini etkilemeyecektir. Keza ürünün kullanıma ilişkin işlevsel kısımları da koruma kapsamının dışında tutulacaktır. Ayırt edicilik incelemesi yapılırken öncelikle her iki görselin de ortak yönlerinin tespiti, daha sonra farklı yönlerinin tespiti, son olarak da tasarımın bütününe göre, farklı yönlerin tasarımı önceki tasarımdan farklı kılmaya yetecek bir fikri emek ve çaba mahsulü olup olmadığı değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.04.2017 tarih, 2015/13749 Esas, 2017/2336 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, dava konusu tasarımın mutlak yenilik kriterine sahip olup olmadığı resen gözetilmelidir. Bu nedenle dava konusu tasarımın, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıyıp taşımadığı, davaya konu tasarımların tescil belgesindeki ürün tasarımı ile söz konusu ürünün piyasada mevcut, bilinen tasarımlarla arasında belirgin bir farklılığın bulunup bulunmadığı, davaya konu tasarımın yeni mi, yoksa harcı alem bir tasarım mı olduğu hususları, tasarımın ilgili bulunduğu alanda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle tespit edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Dolayısıyla Mahkememizce her iki bilirkişi heyetince denetime uygun şekilde inceleme yapılmış olup, Davalı …’e ait 09.03.2016 başvuru tarihli … numaralı tescilli tasarım ile önceki tarihli tasarım örnekleri karşılaştırıldığında; Tasarımcının seçenek özgürlüğü göz önünde bulundurularak, Dava konusu iki ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları anlaşılmıştır.
Somut olayda davalı yanca zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; … numaralı tescilli tasarım bültende 11.4.2016 tarihinde yayınlanmış ve 5 yıl süre ile korunacağı öngörülmüştür. 6769 sayılı yasının 78. Madde düzenlemesinde ise tasarımın hükümsüzlüğünün menfaati olanlarca talep edileceği, tasarımın hükümsüzlüğünün koruma süresi boyunca veya tasarım hakkının sona ermesini izleyen 5 yıl içinde açılacağı öngörülmüş olup, dava da kayden 16.7.2020 tarihinde açılmıştır.Dolayısıyla zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Gerek davacının gerekse davalının basiretli bir tacir olmasının beklenmesi nedeniyle de (TTK m.20/2), kendisinin de içinde bulunduğu ilgili piyasada daha önce kamuya sunulmuş olan ürünler hakkında yeterli derecede bilgiye sahip olduğunun kabulü gereklidir. Buna rağmen tarafların harcı alem bir tasarım üzerinde hak sahipliği iddiasında bulunmaları MK 2. Maddesine aykırıdır. Zira Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişinin iyiniyet iddiasında bulunamayacağında da şüphe yoktur (TMK. m.2).
Bu itibarla, davalının Türkiye’deki endüstriyel tasarım tescillerinde uygulanan incelemesiz sistemden yararlanarak tescilini sağladığı, ancak daha sonra yeni ve ayırt edici niteliğinin bulunmaması nedeniyle koruma kapsamında olmadığı hususu belirlenerek hükümsüzlüğüne karar verilen tasarım tescili ve bu tescile dayalı haklar, hükümsüzlük kararı ile hiç “doğmamış” sayılacağından gerçekte var olmayan bir hak iddiası ile davacının da tasarımın gasp edildiği iddiasında bulunmasının hukuken korunacak haklar kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. Aynı yönde ( Yargıtay 11.HD’nin 5.7.2017 tarih ve 2016/517 esas, 2017/4028 karar sayılı ilamları) Yüksek yargı uygulamalarında işaret edildiği üzere gasp iddiasına dayalı olarak devri istenen dava konusu tasarımın tescil başvuru anında yenilik unsuruna sahip bulunmadığından grenade shaped bottle/bomba şeklinde şişe” kelimeleri ile ilgili arama yapıldığında toplama 6.010.000 adet sorgulama sonucu çıktığı, sonuçlar incelendiğinde bomba şeklinin içecek, kozmetik, araba eşyaları, matara vb. birçok sektörde kullanıldığı hususunun bilişim uzmanınca tespit edildiği keza 04.03.2006 yılında “… alarm/El bombası şeklindeki parfüm, havaalanı alarmını çalıştırıyor” başlıklı bir haberin yayınlanmış olduğu, sunulu E-posta incelemelerinde, ilk olarak davacının davalıya “Bronzing Bomb” fikrinden bahsettiği, ambalajın bomba şeklinde olacağına ilişkin detaylar verdiği ancak meydana gelen tasarımın korumaya haiz olmadığı, yenilik unsuru bulunmadığı dolayısıyla yasal mevzuat gereğince tescil ve korunma koşulları bulunmayan bir tasarım için gasp iddiasının dinlenmeyecek olmasından hareket ile tasarım hakkı sahipliğinin davacıya devri, gerçek hak sahibi olduklarının tespiti , tecavüzün önlenmesi, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespit ve men’i taleplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmış ve bu talepler yönünden davanın reddine, tasarım başvuru anında yani 2016 yılında yeni ve ayırt edici bulunmadığından hükümsüzlük isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
DAVANIN KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
1-Davalı adına … nolu tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığı gözetilerek HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
2-Karar kesinleştiğinde kararın SİCİLE İŞLENMEK ÜZERE TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU’na bildirilmesine,
3- Davacının diğer istemlerinin REDDİNE,
4-179,90 TL ilam harcının 54,40 peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 125,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Kabul edilen hükümsüzlük istemi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen tasarımın devri, tecavüzün önlenmesi, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespit ve men’i talepleri yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 54,40 TL başvuru harcı 54,40 TL peşin harç 233,5 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.342,3 TL yargılama giderinin taktiren ½ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafın yargılama giderlerinden olan bilirkişi ücreti 3.000 TL olan yargılama giderinin ret/kabul oranına göre taktiren ½ sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ NEZDİNDE İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.02/02/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸