Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/168 E. 2021/259 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/168 Esas
KARAR NO : 2021/259

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri kapsamında mimari projeye ilişkin izin verilmesi
DAVA TARİHİ : 22/06/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri kapsamında mimari projeye ilişkin izin verilmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … mahallesi, 15 pafta, 291 ada, 91 parsel numaralı taşınmazın müvekkili ve kardeşi … adına kayıtlı olup, aralarında anlaşmazlık yüzünden Kat Mülkiyeti Kanunu 19.Maddesi Hükümlerince hakim müdahalesi ile sözü geçen taşınmazın güçlendirilmesi için … 14. Sulh Hukuk Mahkemesi …esas sayısı ile dava açıldığını, … karar numarası ile hissedar muvafakati olmaksızın taşınmazın güçlendirilmesine karar verilerek müvekkilinin güçlendirme işlemleri için yetkilendirilmiş olduğunu, … 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu taşınmazın güçlendirilmesi yönündeki karar sonrasında müvekkilinin … Belediye Başkanlığına güçlendirme müracaatı işlemlerine başladığını, iskana esas mimari proje müellifi davalı Mimar … olduğundan başkanlık makamınca Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamında kendisinin muvafakatnamesinin istenilmiş olduğunu, davalıya her ne kadar sözlü ve … 40. Noterliği … tarih … sayılı ihtarnamesi gönderilerek muvafakat vermesi talep edilmişse de sonuç alınamadığını, davalının proje müellifi olarak herhangi bir ücret alacağının bulunmadığını, yapılacak işlemde cephe değişikliği veya kat çıkma gibi ana yapıya fikir ve senet eserleri kapsamında zarar verici ve değiştirici hiç bir işlem yapılmayacak olup sadece güçlendirme yapılacağını, ancak davalının aradan geçen bir yılı aşkın sürede kendilerine gerekli muvafakatnameyi vermeyerek güçlendirme işlemlerinin başlamasına engel olduğunu, mahkeme kararı ile yapılması gereken zorunlu güçlendirme işlemlerinin başlamasının gecikmesinden dolayı müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğramadığını ve süresi içerisinde yapması gereken müracaat ve işlemlerin gecikmekte olduğunu, taşınmazın aynı zamanda Beşiktaş’ın en işlek caddesinin üzerinde olup güçlendirme işlemlerine başlanamamasından dolayı binadan kopacak beton parçalarının düşme, binanın depremde zarar görme vs sebepleri ile can ve mal güvenliği de tehdit altında olduğundan davalı …’ un muvafakati alınamaması sebebi ile güçlendirme ruhsatı alınamadığını iddia ederek … Belediye Başkanlığına yapılan müracaat dosyasına acilen tedbir kararı verilmesini, davalının muvafakatı olmasa da Beşiktaş Belediyesi ruhsat müdürlüğü nezdindeki işlemlerin tedbir kararı ile başlatılarak devamına, Fikir ve Sınat Eserleri Kanunu gereğince davalı tarafından muvafakat yerine geçmek üzere mahkemenin davanın kabulü yolunda vereceği karar ile müvekkili tarafından güçlendirme ruhsatı alınarak işlemlerin yaptırılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davaya konu taşınmaza ilişkin mimari proje müellifi olarak “güçlendirme projesine ve ruhsatına” izin verip vermeme yetkisine sahip olmadığını, Güçlendirme projesine ruhsat veren makam /mercinin Yasa gereği … Belediye Başkanlığı olduğunu, … 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …E., … K. sayılı ve 14.03.2019 tarihli kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 36. HD.’nin 2020/716 E., 2020/1887 K. sayılı ve 20.11.2020 tarihli kararı ile “KESİN” olarak ortadan kaldırıldığını, bu nedenle ortada “güçlendirme yapılabilecek yargı veya Kat Malikleri Kurulu” kararının olmadığını, var olan bir güçlendirme veya yargı kararı olmadığından, proje müellifinin de iznini gerektiren bir durumun da söz konusu olmayacağını, davaya konu taşınmazın 6306 Yasa ve Uygulama Yönetmeliği’ne uygun olarak “Riskli Yapı”tespit edildiğini, Davacı tarafından, riskli yapı kararına karşı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne itiraz edildiğini, itiraz komisyonu tarafından itirazın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu durumdaki yapının zaten yıkılmasının zorunlu olup, güçlendirilmesinin de mümkün olmadığını, kesin olarak yıkılacak olan bir bina için davalıya böyle bir dava açılmasının hukuki dayanağının olmadığını iddia ederek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; … Belediye Başkanlığına yapılan müracaat dosyasına acilen tedbir kararı verilmesi, davalı mimarın muvafakatı olmasa da … Belediyesi ruhsat müdürlüğü nezdindeki işlemlerin tedbir kararı ile başlatılarak devamı, Fikir ve Sınat Eserleri Kanunu gereğince davalı tarafından muvafakat yerine geçmek üzere gerekli iznin verilmesinin sağlanması ve güçlendirme ruhsatı alınarak işlemlerin devamını talep ve dava etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava , davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, tedbir isteminin ve davanın esasının değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve … 04/01/2021 tarihli raporunda; Mahkemece … Belediye Başkanlığından celp edilen belgeler arasında davaya konu mimari proje bulunmadığından davalının mimari projenin müellifi olup olmadığının değerlendirilemediğini, dosyada mübrez deliller dikkate alındığında davaya konu taşınmazın riskli yapı kapsamında olması nedeniyle güçlendirilmesinin zorunluluk arz ettiği, güçlendirme işlemi yapılmadığı takdirde binanın beton düşme, depremde zarar görme ihtimalinin söz konusu olabileceği, bu doğrultuda da proje müellifinden izin alınmasına gerek olmadığını bildirmişlerdir.
Toplanan deliller, Dosyada mübrez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 10.04.2020 tarihli yazıları kapsamı, … 14.Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı ilamı, İstanbul BAM 36.HD’nin 2020/716 esas, 2020/1887 karar ve 20.11.2020 tarihli ilamı, … 5.idare Mahkemesinin … sayılı dava dosyasına sunulan bilirkişi raporu, … ilçesi, … mahallesi, 15 pafta, 291 ada, 91 parsel numaralı taşınmaza ilişkin tapu kaydı, denetim ve hüküm kurmaşa elverişli bilirkişi raporu yasal mevzuat ile birlikte incelendiğinde;
Bilindiği üzere, Bir mimari eser üzerinde hem malikin hem de eser sahibinin haklarının olması FSEK m.57’deki; “asıl veya çoğaltılmış nüshalar üzerindeki mülkiyet hakkının devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça fikri hakların devrini ihtiva etmez” hükmünün bir neticesidir. Bu nedenle uygulamada mimari eserlerle ilgili uyuşmazlıklar genel olarak bu iki hakkın çatışmasından ortaya çıkmaktadır. Zira FSEK m. 16/11, FSEK m. 17/11, FSEK m.67/İV hükümleri, mimara, mimarlık eseri üzerinde malike ve herkese karşı ileri sürebileceği hak ve yetkiler sunmuş iken, Medeni Kanun 683’ te, yapının malikine hukuk düzeninin sınırları gerisinde yapı üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkı vermiştir. Dolayısıyla iki hak ve menfaat çatışması arasında bir dengenin kurulması gereklidir . Mimari eserlerde kullanım amacı estetik mülahazalardan önce geldiğinden, hiçbir hukuk düzeni mimarın sübjektif estetik değerinin korunması uğruna, kullanım amacından uzaklaşmış yahut yetersiz kalmış bir yapının orijinal haliyle korunmasına ve malikin bu estetik değerleri korumak uğruna ağır mali külfetler altına sokulmasına izin vermez . Mimari eser sahibi, malikin, mimari eserin dış görüntüsünü bozmayacak şekilde arzın altında ek inşaat yapılması, teknik tesisler ilavesi ya da teknolojik imkanlara bağlı olarak binanın baştan yalıtımının yapılması, güneş ışığından yararlanma için kolektör ilavesi, kalorifer sistemi kurulması gibi, eser sahibinin haklarını etkilemeyecek ve zaruri görülen değişikliklere engel olamaz . Zira FSEK m.16/ll’ye göre; “Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işleyen, umuma arzeden, çoğaltan, yayımlayan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse; işleme, çoğaltma, temsil ve yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir”.
Dosyada mübrez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 10.04.2020 tarihli yazısına göre; “…İlgide kayıtlı yazılara konu edilen yapının güçlendirilmesine ilişkin olarak … 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/03/2019 tarihli ve E. …, K. … sayılı kararında “ davaya konu taşınmazda bulunan bağımsız bölümlerin büyük bir kısmın kullanılmaması , hazırlanan güçlendirme projesinin halen yürürlükte olan standart ve yönetmeliklere uygun olması , güçlendirme projesinin uygulanabilir olması, güçlendirme maliyetinin mevcut binanın yıkılıp yeniden inşa edilmesi maliyetinden çok daha düşük olması , güçlendirme projesinin yerinde uygulanmasından sonra binanın planlanan amaç doğrultusunda kullanılabilecek olması ve binanın yıkılıp yeniden yapılmasının mümkün olmaması, taşınmaz maliklerinin mağdur olmaması gibi hususlar göz önüne alındığında mevcut binada güçlendirme yapılmasının maliklerin yararına olacağı….” Gerekçesine yer verilerek, yani dava konusu yapının güçlendirilmesinin gerektiği gerekçesine yer verilerek güçlendirme iş ve işlemleri için davacı …’e güçlendirme işlemleri yürütmek üzere yetki verilmesine karar verildiği görülmekte olup, yargı kararlarının gerekçeleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetildiğinde bu kararın 634 saydı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19 uncu maddesi kapsamında alınmış, yapının güçlendirilmesine ilişkin bir yargı kararı olduğu tartışmasızdır. Belirtilen sebeplerle, mahkeme ilamına istinaden maliklerin muvafakati aranmaksızın söz konusu yapı için güçlendirme ruhsatı düzenlenmesi ve 6306 sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nin 8 inci maddesinin beşinci fıkrasına uygun bir şekilde güçlendirme iş ve işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir….”
Ayrıca … 5,ldare Mahkemesinin … sayılı dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre: Dava konusu yapı ile ilgili Riskli yapı belirleme sürecinin irdelenmesi, Değerlendirme bölümünde ayrıntılı irdelendiği üzere; İdarelerce “Riskli yapı tespiti, şerh düşülmesi, itirazın değerlendirilmesi,nihai kararın bildirimi,tahliye ve yıkım için süre verilmesine dair sürecin” 6306 Sayılı Kanun, Uygulama Yönetmeliği ve ilgili mevzuata genel olarak uygun işletildiği, Ancak davacı malik tarafından riskli yapı için güçlendirme istenerek, Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nin 8. Md’nin 5. Fıkrası kapsamında; yıkım için kendisine verilen süre içerisinde, istenen kararları ve tespitleri yaptırarak, güncel mevzuata uygun statik güçlendirme projelerini hazırlatarak Belediyeye ruhsat başvurusunda bulunulduğu değerlendirildiğinde, hukuk mahkemesi kararı gereği maliklerin 4/5 muvafakati aranmaksızın , onaylı mimari projeye güçlendirilen taşıyıcı elemanların eklenmesi, yapı denetim yetkililerince onaylanması şartı ile yıkım yerine binanın güçlendirilmesinin teknik mevzuat kapsamında mümkün olduğu, güçlendirme ruhsatı ile inşaatı tamamlaması akabinde Uygulama Yönetmeliğine göre riskli yapı şerhi , Yapıdan alınan katotların yasal mevzuat kapsamında öngörülen standartlara uygun yerlerden alıp, alınmadığı, 6306 Sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği ekinde yaralan RYTE-2013 ilkelerine göre yapıdan bilgi toplanmasına dair işlemlerin (beton çekici okumaları,karot numune alımı ve kırımı röntgen ile donatı okuması ve sıyırma işlemlerinin) kritik kat olan zemin katta yapıldığı kantların uygun yerlerden ve izin verilen asgari sayıda alındığı, standartlara uygun deneyler yapılarak mevcut hesap beton dayanımının hesaplandığı, Dava konusu riskli yapı belirlemesi işleminde yer verilen teknik veriler ve riskli yapı tespit raporu irdelenerek, teknik yönden aykırılık bulunup bulunmadığı, var ise hangi yönlerden aykırı olduğu, İdari işlemin dayanağı Riskli Yapı Tespit Raporu’nun deprem etkileri altında bina performanslarının değerlendirilmesinde uygulanacak esasların belirtildiği … öngörülen ilkelere uygunluğu incelendiğinde, değerlendirme bölümünde detaylandırıldığı üzere rapor için yürütülen ölçüm, deney ve rolöve çalışmalarının belirlenen standartlara göre gerçekleştirildiği, yapının fiili durumunu doğru temsil eden taşıyıcı sistem hesap modeli kurularak performans analizi sonuçlarının değerlendirilmesi için gerekli hesap çıktılarının sunulduğu, dava konusu riskli yapı belirleme işlemine dair raporda yer verilen teknik verilerde teknik yönden aykırılık bulunmadığı , dava konusu yapının riskli yapı ile ilgili mevzuat kapsamında riskli yapı olup olmadığı, Uyuşmazlık konusu … Yapı Kimlik Notu (…) … adlı binaya ait Tespit Raporu’nu performans analizi hesap çıktılarında ; kritik kattaki kolon kesme kuvvetleri dağılımlarının her iki yönde ve doğrultuda, kapasiteye göre kat kesme kuvveti ve (m) etki değerinin izin verilen sınır değerlen aştığından Uygulama Yönetmeliği Ek-2 (RYTE-2013) düzenlemesinin 3.6 Md. ‘ne göre yapının riskli bina olarak kabulünün gerektiği, başka bir ifade ile yapının gerekli dayanım koşullarını taşımadığının söz konusu Riskli Yapı Tespit Raporları ile belgelendirilmiş olduğu 6306 Sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği hükümlerine göre bunların riskli yapı niteliğinde olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce atanan bilirkişi heyetinin de idari makamlar nezdinde verilmiş rapor ve mahkeme ilamlarını inceledikleri, bu kapsamda davaya konu taşınmazın hali hazır durumu dikkate alındığında taşınmazın riskli yapı kapsamında olması nedeniyle güçlendirmesinin zorunluluk arz ettiği, güçlendirme işlemi yapılmadığı takdirde binanın beton düşme, depremde zarar görme ihtimalinin söz konusu olabileceği, bu doğrultuda da proje müellifinden izin alınmasının gerekmediği anlaşılmıştır.
Davalı yanca sunulan mahkeme ilamları ve idare mahkemesi ilamı ile İstanbul Bölge idare Mahkemesi 6.idare dava dairesinin 2020/941 esas- 17.8.2020 tarihli kesin ilamı içeriği kapsamına göre; Davacı ( …) tarafından, Davalılar … BELEDİYE BAŞKANLIĞI ve İSTANBUL VALİLİĞİ aleyhine açılan yürütmenin durdurulması istemli davada; “ … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 15 pafta, 291 ada, 91 parselde bulunan paydaşı olduğu taşınmazın riskli yapı olduğundan bahisle tahliye edilmesine ilişkin … Belediyesi Başkanlığı’nın 18.02.2019 tarih ve … sayılı işlemi ile işleme dayanak alınan 23.01.2019 tarih ve … sayılı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü itiraz ret kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada; yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin … 5. İdare Mahkemesinin 07/07/2020 tarih ve …sayılı kararının; … 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin… nolu dosyasında dava konusu taşınmazın güçlendirilebilir olduğu yolunda bilirkişi raporu alındığı, söz konusu rapor ile huzurdaki davada alınan rapor arasında çelişkilerin olduğu iddialarıyla itirazen incelenerek kaldırılması ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 61/2. maddesi uyarınca karar vermeye yetkili İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Nöbetçi İstinaf Dairesince işin gereği görüşüldü: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenler karşısında, itiraz istemine konu edilen mahkeme kararı Dairemizce de uygun görülmüş olup, itiraz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü edilen yürütmenin durdurulması isteminin reddi yolundaki kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından itirazın reddine, dosyanın mahkemesine iadesine, 17/08/2020 tarihinde kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.” Şeklindeki ilamının kesin olarak verildiği anlaşılmıştır.
Dolayısıyla ilam içerikleri, bilirkişi raporları bir bütün olarak incelendiğinde; gerek yapıya güçlendirme yapılması gerekse yıkılarak yeniden yapılması halinde taşınmazın önceki mimarından FSEK 16. Madde kapsamında izin alınmasına gerek olmadığı, öte yandan idari kurumlar yönünden ileri sürülen şart ve koşulların denetim yerinin mahkememiz olmadığı, idari yargı yeri olduğu, dar yetki ile yargılama yapan mahkememize müracaat edilmesi suretiyle idari makamlara emir ve talimat verir şekilde teknik önem arz eden konularda tedbir kararı verilemeyeceği, dolayısıyla bu yönde dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, davalının davaya konu taşınmaza ilişkin mimari proje müellifi olarak “güçlendirme projesine ve ruhsatına” izin verip vermeme yetkisine sahip olmadığı, Güçlendirme projesine ruhsat veren makam /mercinin Yasa gereği … Belediye Başkanlığı olduğu, yapının güçlendirmeye ihtiyacı olup olmadığının ve buna yönelik itirazlarının çözüm yerinin de mahkememiz olmadığı, yasa ve imar yönetmelikleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı teknik raporları ve idari makamların verdiği kararlar gereği güçlendirme yapılması gerektiği hallerde proje müellifinden de izin alınmasına gerek olmadığı, davaya konu taşınmazın 6306 Yasa hükümleri, imar mevzuatı, FSEK 16/2 Maddesi gözetildiğinde davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı olmadığından, güçlendirme yapılması için davalıdan izin alınması gerekmediğinden davanın ve tedbir isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davanın reddine,
2-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 4,90 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu 23,50 TL giderin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır