Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/122 E. 2022/218 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/356 Esas
KARAR NO : 2022/214

DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …’ın … isimli belgeselin sahibi olduğunu, davalı taraf olan …, … A.Ş. Bünyesinde bulunan … kanalında … isimli belgeselin telif hakkı ödenmeksizin izinsiz olarak yayınlanmış olduğunu, bu durum üzerine davalı olan kanala müvekkili tarafından ihtarname çekilmiş olduğunu, ancak davalı tarafından ihtar cevapsız bırakılmış olduğunu, FSEK m. 68 uyarınca eser, eser sahibinin izni alınmadan basılmış, işlenmiş, temsil edilmişse, izni alınmamış eser sahibi sözleşme yapmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın üç katını için 30.000 TL maddi tazminat, 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, esere yönelik tecavüzün ref’i ne karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…” programını yapan …’in önerisiyle … eski yönetimi başkanı …’a danışılarak bir seçim yapıldığını ve … seçilen filmlere destek için televizyon kanalında yayınlanmış olduğunu, Dava konusu belgeselinde …katılmış olduğunu, yayın nedeniyle kar amacı güdülmediğini, elde edilen bir kazancın söz konusu olmadığını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; “…” isimli belgeselin davacı … tarafından yaratıldığı, davalının izinsiz olarak davacıya ait belgeseli bünyesinde bulundurduğu, Tv kanalında yayınladığı, bu kapsamda FSEK 68.maddeye göre şimdilik 30.000 TL’ maddi ve FSEK 70 kapsamında 1.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili, esere yönelik tecavüzün ref’i ne ilişkin olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, …, …’ın 24/05/2021 tarihli bilirkişi raporlarında; Somut olayda davacının manevi haklarından adın belirtilmesi yetkisinin eserde değişiklik yapılmasını men yetkisinin ihlal edilmediğini, eserde değişiklik yapılmamış ve eser sahibi olarak jenerikte davacının ismine yer verilmiş olduğunu, ancak davacının FSEK m.14/1 uyarınca kamuya sunma hakkının ihlalinden dolayı manevi hak tazminatı talep etme yetkisinin bulunduğunu, (Yarg. 11. HD, 28.02.2008 T 2007/576 E, 2008/2292 K, 19.06.2008 T, 2007/740 E, 2008/8212 K; 11. HD, 31.03.2011 T, 2009/10711 E, 2011/3624 K; 11. HD, 08.12.2015 T,2015/5432 E, 2015/13111 ) ,Dava konusu kısa filmin FSEK m.5 uyarınca sinema eseri kapsamında olduğunu, Bu eser üzerinde davacının eser sahibi olarak hak sahibi olduğu, Davalı kanalda bu eserin yayınlanması ile davacının mali haklarından umuma iletim hakkının ihlal edildiği, Bu yayın sebebiyle davacının talep edebileceği rayiç bedelin 10.000-TL olabileceğini, davacının bu bedelin üç katını talep edebileceğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişiler …, …,…’ın 24/01/2022 tarihli EK bilirkişi raporlarında; Davacının hak sahibi olduğu sinema eseri … katılmış ve o festivalde izleyiciyle buluşarak alenileşmiş olduğunu, ancak eser sahibinin eserini festivalde yayınlanması bu eserin daha çok izleyici kitlesinin faydalanmasına olanak sağlayacak bir basamakta yayınlanmasına müsaade ettiği şeklinde yorumlanamayaacğını,eserin TV kanalında yayınlanması farklı bir basamak oluşturmakta olduğundan ve bu yayın için eser sahibinden izin alınması gerektiğinden ,izin alınmadığı takdirde eser sahibinin mali hakkı ihlal edilmiş olacağını, eser sahibi / hak sahibinin mali haklarına tecavüz suçlarında mütecavizin bu eylem sebebiyle ticari bir kazanç elde edip etmemesi eylemin hukuka aykırılığı bakımından öneminin bulunmadığını, zira bu eylem sebebiyle 3. Kişilerin eserden ücretsiz olarak faydalanmalarına imkan verildiğini, dolayısıyla eser/hak sahiplerinin mali yarar elde etmelerinin önüne geçtiği için telif hakkının ihlalini doğurduğunu, Dolayısıyla davalı yayın kuruluşunun eser sahibinden izin almaksızın dava konusu eseri yayınlaması davacının mali haklarından umuma iletim hakkının ihlalinin gerçekleştiğini, rayiç bedelin tespiti yönünden ise ; sektör bilirkişilerinin de belirttiği üzere bu tür sinema eserleri için standart bir fiyatlandırma bulunmadığı,herbir eserin beğeni ölçüsü, toplumdaki bilinirliği, bu eserin popülaritesi, yapımcı firmaların eserin tanıtımı için yaptıkları reklamlar gibi unsurlar bu rakamın tespitine rol oynadığını, dava konusu eserin televizyonda ilk gösteriminin davalı kanalda yapılmış olması, kanalın ulusal çapta yayın yapan bir kanal olması, eserin yayınlandığı gün ve saat, eserin ilk gösterimi gibi kriterler nazara alındığında filmin tv kanalında tek gösterim bedelinin 10.000-TL bedelin rayiç bedel olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu değerlendirme objektif ve sübjektif kriterler nazara alınarak belirlendiğinden takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Ayrıca Raiç bedel araştırması için meslek birlikleri … ve … a müzekkere yazılmış, daha önceki dosyalar kapsamında da bu tür yazılara gerek meslek birlikleri gerekse film yapım şirketlerinin olumlu bir cevap vermedikleri salt bu nedenle yargılamanın makul surede bitirilemediği , dolayısıyla rayicin ancak ve ancak sunulu delillere göre bilirkişi heyetince incelenerek tespit edilmesi gerekli olduğundan sunulu rapor ve ek rapor HMK 266 madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş ve mahkememizce hükme dayanak olarak alınmıştır.
Bilindiği üzere Eser sahibinin kullanabileceği mali haklar, FSEK 21 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, mali haklar, FSEK’nun, 21. maddesindeki işleme hakkı, 22. maddesinde düzenlemesini bulan eserin aslı veya kopyalarının herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli çoğaltma hakkı; 23. maddede belirlenen eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla yayma hakkı; 24. maddede doğrudan veya dolaylı olarak bir eserden ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynatmak, göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı; 25. maddedeki işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
FSEK’nun 48.maddesi uyarınca mali haklar süre, yer ve içerik itibariyle sınırlı veya sınırsız; karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredilebilir. Mali hakların sadece kullanma yetkisi de bir başkasına bırakılabilir.Davalı yan mali hakları izinle kullandığına dair belge sunamamıştır.
Manevi haklar ise Yasa’nın 14-17.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, eser sahibi, eserinin umuma arz ve yayımlanma zamanı ve tarzını belirleme (FSEK md.14); adın belirtilmesi (FSEK md 15); eserde değişiklik yapılmasını men (FSEK md. 16) ve bir kısım eserler yönünden geçerli bulunan zilyed ve malike karşı ileri sürülebilecek eserin aslına ulaşma haklarına sahiptir. Manevi haklar mali hakların aksine, bir başkasına devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Ancak bu hakların kullanılması yetkisi bir başkasına bırakılabilir.
Bilindiği üzere sinema eserlerinin türlü alanlarda kullanımında nasıl fiyatlandırılacağı konusunda herhangi bir somut ölçü ve maktu bir bedel biçme yöntemi bulunmamaktadır. Bu durumda her eserin popülarite, kullanım alanı, kullanıldığı yer ve süre, eser sahibinin bilinirliği gibi sübjektif ve objektif bir takım kriterlerin incelenmesini gerekli kıldığından konusunda uzman bilirkişi heyetince incelenip rayiç belirlenmiştir.
Fsek 66/son maddesinde “tecavüzün şümulü, kusurun olup olmadığı ve ağırlığının takdir edileceği” öngörülmüş, Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiş, Dolayısıyla taraflar arasında davalının kullanımlarına dayanak oluşturacak bir sözleşme yapılmış olsaydı, somut olaydaki kullanımlar karşılığı hangi miktarda bir bedel ödenecekti ise bunun belirlenmesi ve somut olayda, ihlalin niteliği, süresi ve kastın ağırlığına göre, FSEK m 66/4 hükmü koşulları da dikkate alınarak varsayımsal bedelin ne alabileceği yönünde mahkememizce BİLİRKİŞİ incelemesi yapılmıştır. Bu çerçevede raporda belirlenen bedel rayiç açısından denetime uygun bulunmuş, HMK 266 madde kapsamında alınan rapor kapsamı hükme dayanak yapılmıştır.
Davacının hak sahibi olduğu ve FSEK 5. kapsamında sinema eseri(…) … katılmış ve o festivalde izleyiciyle buluşarak alenileşmiştir. Ancak eser sahibinin eserini festivalde yayınlanması bu eserin daha çok izleyici kitlesinin faydalanmasına olanak sağlayacak bir basamakta yayınlanmasına müsaade ettiği şeklinde yorumlanamayacaktır. Eserin TV kanalında yayınlanması farklı mecra olduğundan bu yayın için eser sahibinden izin alınması gerekmektedir , davalı yan bu yönde alınmış bir izin olduğuna dair bir delil sunmamış olup, izin yayın nedeniyle eser sahibinin mali haklarından umuma iletim hakkı ihlal edilmiştir. Davacı yanca emsal bir rayiç sunulmadığından raiç bedel sektör bilirkişilerince belirlenmiştir. Raporda da isabet ile belirttiği üzere bu tür sinema eserleri için standart bir fiyatlandırma bulunmadığından , herbir eserin beğeni ölçüsü, toplumdaki bilinirliği, bu eserin popülaritesi, yapımcı firmaların eserin tanıtımı için yaptıkları reklamlar gibi unsurlar bu rakamın tespitine rol oynamaktadır. Dolayısıyla dava konusu eserin televizyonda ilk gösteriminin davalı kanalda yapılmış olması, kanalın ulusal çapta yayın yapan bir kanal olması, eserin yayınlandığı gün ve saat, eserin ilk gösterimi gibi kriterler nazara alındığında filmin tv kanalında tek gösterim bedelinin 10.000-TL bedelin rayiç bedel olarak kabul edilmesi gerektiği belirlenmiş, bu değerlendirme objektif ve sübjektif kriterler nazara alınarak belirlendiğinden mahkememizce de BK hükümleri ve hakkaniyete uygun bir bedel olarak kabul edilmiştir.
Somut olaydaki kullanım biçimine göre rayiç bedelin(10.000 TL) olarak belirlendiği ve bu bedelin mahkememizce takdiren 3 katı tazminatın (10×3=30.000 TL olarak ) davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.Zira somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, estetik nitelik ve niceliği, İhlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler de dikkate alındığında filmin ulusal bir kanalda ve geniş halk kitlesine ulaşmış olması, davalının hiçbir çaba ve masraf yapmadan bu eseri yayınlamış olması gözetildiğinde raiç bedel 3 kat olarak takdir edilmiştir.
Davacı FSEK 70 hükmüne göre manevi haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Somut olayda davacının ismine yayında yer verilmiştir ancak yayın nedeniyle davacıdan izin alınmaksızın yayın yapılması nedeniyle yani eser sahibi, eserinin umuma arz ve yayımlanma zamanı ve tarzını belirleme (FSEK md.14) hakkına sahip olup, bu yönde davacıdan alınmış bir izin olmadığından FSEK 14. Madde kapsamındaki manevi hakkın ihlali , ihlal dedilen hakkın niteliği gözetilerek 1000 TL manevi tazminat makul bir talep olduğundan mahkememizce 1000 TL manevi tazminatın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı yan ayrıca esere tecavüzün men’ini de talep etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07.07.1987 tarih, 1836/4131, 13.10.2009 tarih 5561/10516, 13.09.2011 tarih 10929/10277 ve HGK’nın 20.03.2002 tarih, 176/214 sayılı kararlarında açıklandığı ve öğretide de benimsendiği üzere, hak sahibinin FSEK’in 68. maddesi uyarınca telif tazminatı talebinde bulunduğu ve mahkemece de telif tazminatına hükmedildiğinden taraflar arasında farazi sözleşme yapılmış gibi bir hukuki durum meydana geleceğinden ve bu durumda, davalının eyleminin de farazi sözleşme kapsamında yasal kullanım haline dönüşeceğinden; davacı hak sahibi farazi sözleşmenin kapsadığı kullanımın refini ve menini isteyemeyeceğinden bu yöndeki istemin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE
1-FSEK 68. maddeye göre hesaplanan 10.000 TL nin 3 katı olan 30.000 -TL maddi tazminatın 14.3.2019 tarihinden itibaren davalıdan reeskont faizi ile birlikte tahsiline,
2- 1.000 –TL manevi tazminatın 14.3.2019 tarihinden itibaren davalıdan reeskont faizi ile birlikte tahsiline,
3-Esere yönelik ref isteminin reddine,
4-2.117,61 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 2.073,61 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Esere yönelik Ref isteminin reddi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 44,00 TL başvuru harcı 44,00 TL peşin harç 207,8 tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.295,8 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin ve davacı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 14/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸