Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/89 E. 2021/56 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/89
KARAR NO : 2021/56

DAVA : FSEK MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT VE KAL
DAVA TARİHİ : 05/04/2011
KARAR TARİHİ : 04/02/2021

HSK’nun 02/08/2017 tarih ve 1071 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, kapatılan İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/136 E. 2016/268 K. ve 22/12/2016 tarihli kararı, Yargıtay 11. H.D.’nin 2017/1727 E. 2018/7985 K. ve 17/12/2018 tarihli ilamı ile bozulması üzerine davanın Mahkememize tevzi edilerek 2019/89 E. sırasına kaydı yapılmakla, Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK Maddi-Manevi Tazminat ve Kal davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … adresinde mukim 451 ada, 13 parsel üzerinde konumlu “…” adıyla bilinen villalardan … kapı numaralı villanın tüm projelerinin müvekkiline ait olduğunu, ancak tesadüfen müvekkilinin o bölgeden geçerken görmesi sonucu incelemeler başlatıldığında, tüm projenin değiştirildiği, eserin bütünlüğünün bozulduğu, aslına aykırı, uygun olmayan malzemeler kullanılması sonucunda projenin özgünlüğünün yitirildiğinin gözlemlendiğini, bunun üzerine noter aracılığı ile davalıya ihtarname gönderildiğini ve kal’in sağlanması bildirilmiş ise de, davalı hiçbir girişimde bulunmadığı gibi inşaata devam ettiğini ve bu durumun müvekkili haklarına zarar verdiğini, projesi müvekkiline ait … adresinde mukim … ada, 13 parsel üzerinde konumlu … kapı numaralı binanın izinsiz ve imar yasasına aykırı değişikliklerinin bedeli davalıdan peşin alınmak suretiyle kal’ine hükmedilmesini, 10.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın, tebliğ tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının aksine, müvekkili tarafından yapılan bir inşaat bulunmadığını, zira dava tarihi itibariyle taşınmazın malikinin müvekkili olmadığını, izinsiz ve imar yasasına aykırı olarak yapılan bir tadilatın bulunmadığını, kullanım amacıyla yapılan zorunlu tamirlerin eserin bütünlüğünü bozucu mahiyette olmadığını, bu nedenle maddi ve manevi hakların ihlalinin de söz konusu olamayacağını, davanın reddini beyan etmiştir.
(Kapatılan) İstanbul 3.FSHHM’nin 2011/48 E. 2013/106 K. ve 02/05/2013 tarihli kararı ile; “…Davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL. maddi ve takdiren 5.000,00 TL. manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin ve kal talebinin reddine, karar kesinleştiğinde özetinin, masrafı davalıdan alınmak suretiyle ülke genelinde yayınlanan tirajı yüksek gazetelerden birinde bir kez ilanına,..” şeklinde karar verilmiştir.
Taraf vekilleri, kararı temyiz etmiştir.
Anılan karar, Yargıtay 11.H.D.’nin 2013/15987 E. 2014/4498 K. ve 10/03/2014 tarihli ilamı ile; “… Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu konuttaki değişikliklerin davalının mülkiyet hakkına sahip olduğu dönemde gerçekleştirilmiş olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda davacı tarafından gerçekleştirilen mimari projenin ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu ve yine bu projeye uygun olarak inşa edilen konutun da 5846 sayılı FSEK’in 4/3. maddesi anlamında mimari eser vasfına haiz olduğu, burada yapılan dava konusu tadilatların da eserin bütünlüğünü bozucu mahiyette bulunduğu mütalaa edilmiştir. Ancak dava konusu konutun da dahil olduğu proje esasen aynı tipte birden fazla konutun inşa edildiği site projesi olarak bir bütün halinde meydana getirilmiş ve bu projeye uygun olarak site halinde yapım gerçekleştirilmiştir.
Dairemiz kararlarında da belirtildiği üzere (… tarih …) güzel sanat eserinin özelliği bu eserlerin estetik değere sahip olması ve özellikle mimari eserler bakımından emsali az rastlanabilecek özelliklere sahip tek ve özgün yapı niteliğinde olmalarıdır. Oysa, az önce de belirtildiği üzere davacı tarafından gerçekleştirilen projede de aynı tipte birden fazla yapı bulunduğuna göre, dava konusu bina değerlendirilirken aynı projede yer alan ve aynı tipteki diğer binalardan bağımsız ve eşsiz bir özelliğinin bulunması halinde ancak bu bina tek başına güzel sanat eseri olarak kabul edilebilir. Bilirkişi raporunda ise projenin bütünü ile birlikte site halinde ortaya çıkartılan yapılar topluluğunun 5846 sayılı FSEK 4/3. maddesi anlamında bir güzel sanat eseri olup olmadığı ya da bizatihi dava konusu binanın diğerlerinden bağımsız şekilde tek başına güzel sanat eseri vasfına sahip bir yapı olduğu hususları ayrı ayrı değerlendirilmemiştir. Şayet, davacı tarafından meydana getirilen site projesi tüm yapıları da içerecek şekilde bir bütün olarak 5846 sayılı FSEK’in 4/3. maddesi anlamında güzel sanat eseri niteliğinde ise, bu durumda davalı konutundaki projeye aykırı değişikliklerin sadece bu binadaki bütünlüğü bozucu değişiklikler olup olmadığına değil site projesinin tümü bakımından bütünlüğü bozucu mahiyette değişiklikler olup olmadığı ve yine bu değişikliklerin zorunlu tadilat niteliğinde olup olmadığının ayrı ayrı belirlenip tartışılması gerekir. Mahkemece bu hususlarda yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Taraflar karar düzeltme talebinde bulunmamıştır.
(Kapatılan) İstanbul 3.FSHHM’nin 2014/136 E. 2016/268 K. ve 22/12/2016 tarihli kararı ile; “…Davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL maddi ve takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin ve KAL talebinin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
Taraf vekilleri, kararı temyiz etmiştir.
Anılan karar, Yargıtay 11.H.D.’nin 2017/1727 E. 2018/7985 K. ve 17/12/2018 tarihli ilamı ile; “…6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasanın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Öte yandan, yazılacak kararın gerekçesiyle hüküm kısmı arasında bütünsellik esastır. Başka bir anlatımla, gerekçe ile hüküm birbirine bağlı olup, çelişki bulunmaması gerekir. Nitekim, HMK’nın 298/2. maddesinde de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiştir.
Somut olayda, mahkemece, hükmün gerekçe kısmında karar kesinleştiğinde hüküm özetinin ilanına karar verilmesi gerektiği yönünde ifadeye yer verildiği halde hüküm fıkrasında fazla talebin reddine şeklinde hüküm tesis edilmek suretiyle hükmün ilanı talebinin reddedildiği ve bu itibarla gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluştuğu anlaşıldığından hükmün anılan nedenle re’sen bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Taraflar karar düzeltme talebinde bulunmamıştır.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay 11.H.D.’nin 2017/1727 E. 2018/7985 K. ve 17/12/2018 tarihli bozma ilamına uyulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dava: Eser niteliğindeki mimari projede, izinsiz ve projeye aykırı şekilde bütünlüğü bozarak yapılan değişikliğin kal’i ile 10.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline ilişkindir.
Bilirkişi raporları, dosyada mevcut mimari proje, yapılan değişiklikleri gösterir görseller, …’den istenilen ve henüz tadilatsız olarak davalıya satıldığını gösteren görseller, ekspertiz raporları ile ihaleye ilişkin diğer belgelerden anlaşıldığı üzere; Davacının çizdiği mimari eser niteliğindeki projenin gerek komşu parsellerle birlikte site halinde inşa ettiği ve üzerinde iki ana tipte konut projeleri çizilerek inşa edilen sitenin parsellerin kodlu olması sebebiyle, irtifa farklarını da giderir şekilde konutların site üzerinde yerleştirilmiş olmasından dolayı ana sitenin ve her bir konutta olduğu gibi, davaya ilişkin konutta da yön tayini, yerleştirme şekli, kat planlarının site içindeki konumlandırılmaları, konutlarla bütünlük arz eden bahçe düzenlemeleri, üç parsel üzerine inşa edilen binalardaki kontur ve gabarilerin farklı çizilmiş olması ve binanın genel tasarımının değerlendirilmesi sonucunda 5846 Sayılı Kanunun 4/1-3 maddesi kapsamında mimari eser niteliğinde olduğu, müellifinin davacı olduğu, davalının ise eser sahibi olan davacıdan izin almaksızın bu binada mimari projedeki tespitleri bozar şekilde ve tadilat projesi gerektiği halde, bu hususta gerekli yasal işlemleri yapmaksızın çatı yükselttiği, iç bölmeleri kaldırdığı, yine zorunluluk arz etmeyen teknik durumdan kaynaklanmayan değişiklikler yaptığı, tüm bu fiillerin eser sahibinin mali ve manevi haklarına tecavüz oluşturur nitelikte olduğu anlaşıldığından, eser sahibinden izinsiz olarak yapılan değişiklik sebebiyle taleple bağlı kanılanarak, 10.000,00 TL maddi ve takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine, projeye aykırılık sebebiyle yapılan değişiklikler imar mevzuatına göre belediyenin ilgili bölümünde değerlendirilecek nitelikte ve dolayısıyla idari iş niteliğinde olduğundan kal talebinin reddine ve karar kesinleştiğinde hüküm özetinin ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1- 10.000,00-TL maddi ve takdiren 5.000.00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-KAL TALEBİNİN REDDİNE
3-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
4-1.024,65 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 504,89-TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Maddi tazminat yönünden, Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.900-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden, Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.000-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kal talebinin reddi nedeni ile, Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.900-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Manevi tazminatın kısmen reddi nedeni ile, Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 519,75-TL peşin harç, 18,40-TL başvuru harcı,116,60 TL tebligat posta gideri, 5.900-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.569,65-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre 3.800,00 TL sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan 70 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre 30 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde YARGITAY YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 04/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır