Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/81 E. 2020/241 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/81
KARAR NO : 2020/241

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ, SİCİLDEN TERKİN
DAVA TARİHİ : 08/03/2019
KARAR TARİHİ : 24/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Arabistan’da kurulmuş bir aile şirketi olduğunu, gıda sektöründe, özellikle pirinçte dünya çapında tanınan bir marka olduğunu, müvekkilinin faaliyet alanında kullandığı … ibaresi ve logosu için … işlem numarasıyla OH1M nezdinde Avrupa Birliği Topluluk Markası olarak 30 ülkede 16.10.2012 tarihinde tescil başvurusunda bulunduğunu, 25.03.2013 tarihinden bu yana 21., 29., ve 30. Sınıflar bakımından tescil koruması altında olduğunu, dünya çapında toplamda 47 ülkede müvekkilinin markasının bulunduğunu, müvekkiline ait olan marka ve logonun, davalı tarafın tescil tarihinden çok önce tescil edildiğini gösteren belgeler sunduklarını, müvekkiline ait olan logoda yer alan çapraz şekilde konumlandırılmış 2 adet bayrak tasarımlı logonun, Türk Patent nezdinde… başvuru ve tescil numarası ile 29., 30., 31, sınıflarda “…” ibaresi ile 01.12.2014 yılında başvurusu yapılarak 11.01.2016 tarihinde de tescile bağlandığını, bu tescil belgesine ek olarak müvekkilinin markasının ve logosunun yaratıcısı ve gerçek hak sahibi olduğu, dava konusu markanın başvuru tarihi olan 18.01.2018 tarihinden daha eskiye dayalı kullanımları olduğuna dair delilleri dosyaya sunduklarını, 18.07.2012 tarihinde … Gazetesinde müvekkiline ait ürünlere ilişkin gazete reklamlarının yer aldığını, http://…alan adının 1998 yılında müvekkili tarafından tescil edildiğini gösterir who.is web sitesi kayıtlarının bulunduğunu, bir çok broşür, bilboard ve youtube gibi kanallarda müvekkilinin ürün tanıtımının yapıldığını, müvekkil şirketin marka ve logosunun tam anlamıyla kendi fikir eserinin ürünü olduğunu, dünyanın birçok ülkesinde işbu markayı ve logoyu taşıyan ürünlerin bulunduğunu, ayrıca … 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nın… E. – … K. sayılı davasında müvekkilinin uluslararası alanda sektörel tanınmışlığının bulunduğunu, karşı tarafın ise davacı tarafın tanınmışlığından haksız yararlanma, tanınmışlığa ve ayırt ediciliğe zarar verme sonuçlarını doğurabileceği yönünde kararının bulunduğunu, emsal yerel mahkeme kararına paralel olarak … 1. FSHHM ‘nin … E – … K. sayılı kararında da müvekkiline ait olan “…” ibareli markanın pirinç sektöründe tanınmış olduğunu belirttiğini, … 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı davasında aynı alanda faaliyette bulunan karşı tarafın, davacı tarafın markalarından haberdar olmadığının kabulünün ticaretin olağan akışında mümkün olmadığının, açıklanan nedenlerle tescilin kötü niyetle yapıldığının anlaşıldığının, müvekkilinin marka ve logosu ile hükümsüzlüğü talep edilen davalı tarafın marka ve logosunun birebir aynı olduğu ve aynı emtiaları kapsadığını, davaya konu marka ile müvekkiline ait markanın logosu incelendiğinde çapraz bayrakların ve logonun çerçevesinin ayniyet derecesinde benzer olduğunu, davaya konu markanın el-şehlen ibaresinin müvekkiline ait … markasının telaffuzu niteliğinde olduğunu, pirinç sektöründe yüksek bilinirliğe sahip olan müvekkilinin markasının davalı tarafın markasında pirinç türü olan “…” ibaresini ekleyerek müvekkilinin markasına yaklaştığını, 2015 yılından beri tescilli olan müvekkilinin markası ile dava konusu markanın 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi uyarınca benzer olduğunu, logoları benzer olan markaların, benzerliklerine ilişkin Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, müvekkilinin markasının 21., 29. ve 30. sınıflarda birçok tescile sahip olduğunu, müvekkili ile aynı ticari alanda faaliyet gösteren davalı tarafın dünyanın bir çok ülkesinde kullanılan ve tescilli bir markayı bilmediklerini iddia edemeyeceklerini, davalı tarafın müvekkilinin tanınmışlığından yararlanma kastının bulunduğunu, müvekkilinin markasının özgün ve yaratım bir marka olduğunu, davalı tarafın markasını, müvekkilinin markası ile aynı emtia ve sınıflarda seçmesinin tesadüf eseri olamayacağını, davanın kabulü ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın yabancı tüzel kişi olduğunu, MÖHUK 48. Md. uyarınca adli mütekabiliyet bulunmadığını ve HMK 114. md. gereği dava şartı olarak teminat yatırmak zorunda olduğunu, tanınmış markanın SMK 6/4 md., Avrupa Birllği’nin 207/2009 sayılı Birlik Markası Tüzüğü 8/2-c ve 8/5 maddesinde meşhur marka kavramının tanımının ve kıstaslarının yapıldığınını, tanınmış markanın ne olduğuna dair Yargıtay kararları da bulunduğunu, davacı tarafın ülkemizde ticari faaliyetinin bulunmadığınını, Paris Sözleşmesi anlamında davacı tarafın tanınmışlığının bulunmadığını, birkaç tacir tarafından bilindiğini ancak Paris Sözleşmesi kapsamında olmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği örneklerle müvekkilinin tescilli markasının herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili açısından kötü niyetli bir tescilden söz edilemeyeceğini, davacının dava açmakta hukuki menfaati olmadığını, MÖHUK 48 maddesi gereği davacı tarafın teminat yatırması zorunlu olduğundan ve dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, davacının Paris sözleşmesi uyarınca başvuru hakkının bulunmadığını ve davanın reddedilmesi gerektiğini beyan etmiştir
TPMK kayıtları istenmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 06/02/2020 tarihli bilirkişi raporu ibraz edilmiştir.
06/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraf markalarının benzer olduğu, ortalama tüketiciler nezdinde 30. sınıf emtiasında yer alan: ”… ” açısından karıştırılma ihtimali bulunduğu ve SMK 6/1 maddesi koşullarının oluştuğu, davacının SMK 6/3 maddesi gereği önceye dayalı kullanımı ispat edecek düzeyde dosyaya delil sunduğu, davacının SMK 6/4 maddesi gereği Paris sözleşmesi l. Mükerrer 6, maddesi gereği tanınmışlığının Türkiye’deki kullanımları ile ispat edemediği lâkin dosyadaki mevcut delillerle sektörel anlamda tanınmışlığının bulunduğu, davacının SMK 6/6 maddesi gereğince, davalı tarafın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, sınai mülkiyet haklarını kapsaması durumunu içerecek şekilde davalı tarafın tescil işlemini gerçekleştirdiği, davalı tarafın davaya konu marka tescilinin SMK 6/9 maddesi gereğince kötü niyette yapıldığı hususunda kanaat oluştuğu, davalı tarafın “Besmeti El- Şehlan Turk” markası hakkında SMK 25. maddesi gereği hükümsüzlük koşullarının oluştuğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davalı adına tescilli … numaralı markanın benzerlik, gerçek hak sahipliği, tanınmışlık ve kötü niyetli nedenlerine dayalı olarak hükümsüzlüğü ve sicilinden terkinine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmıştır.
Hükümsüzlük halleri 6769 sayılı SMK’nun 25. maddesinde düzenlenmiştir.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu ve bütün dosya kapsamından: … numaralı “… (latince ve arapça)” ibareli markanın davacı adına tescilli olduğu, davaya konu ve hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…” ibareli markanın 29/05/2018 tarihinde 30.sınıftaki emtialar açısından davalı şirket adına tescilli olduğu, taraf markalarının benzer olduğu, ortalama tüketiciler nezdinde 30.sınıf emtiasında yer alan: ”… (…) ” açısından karıştırılma ihtimali bulunduğu ve SMK 6/1 maddesi koşullarının oluştuğu, davacının SMK 6/3 maddesi gereği önceye dayalı kullanımını ispat edecek delil sunduğu, davacının SMK 6/4 maddesi gereği Paris sözleşmesi l. mükerrer 6, maddesi gereği tanınmışlığının Türkiye’deki kullanımları ile ispat edemediği ancak dosyada mevcut delillerle sektörel anlamda tanınmışlığının bulunduğu, başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, sınai mülkiyet haklarını kapsaması durumunu içerecek şekilde davalı tarafın marka tescil işlemini gerçekleştirdiği, davalı tarafın davaya konu marka tescilini SMK 6/9 maddesi gereğince kötü niyetle yaptığı kanaati oluştuğundan davanın kabulüne, davalı adına tescilli … numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-Davalı adına tescilli … numaralı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine,
4-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 10,00 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yapılan yargılama giderlerinden 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 peşin harç, 168 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.256,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır