Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/78 E. 2023/29 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/78 Esas
KARAR NO : 2023/29

DAVA : Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü,tazminat,tecavüzün önlenmesi
DAVA TARİHİ : 07/03/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarımın hükümsüzlüğü,tazminat,tecavüzün önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin … no.lu faydalı model ve aynı ürünü için … no.lu tasarım tesciline sahip olduğunu, ayrıca … no ile uluslararası tasarım tescilinin de bulunduğunu, muhatap şirketin tescil ettirdiği “…” isimli 3 adet tasarım başvurusuna Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde itiraz edildiğini ancak bu itirazın kabul edilmediğini, … no ile tescil edilen tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığından dolayı hükümsüz kılınmasına, tasarım gaspının önlenmesine ve ihtiyati tedbire hükmedilmesine, dava konusu tasarımın davacı şirkete ait tescilli tasarım ve faydalı model belgesine tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti ile tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması , maddi zararın belirlenmesi ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkkili tarafından huzurdaki davaya konu tescilli endüstriyel tasarımın, hiçbir zaman üretimi, satışı, imalatı ya da ihracatını yapmadıklarını ve yenilik vasfını haiz tasarım hakkında usul ve yasaya açıkça aykırı şekilde davanın ikame edilmiş olduğunu, davacının 30.10.2020 tarihli beyan dilekçesinde maddi zararının tespiti talebinin tamamen haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili …’ın tasarimlarının ayırt edicilik ve yenilik vasfına haiz tasarımlar olduğunu, detantöre ilişkin standardın nasıl olması gerektiğinin TSE tarafından TSE belgeli ya da bu belgeyi alacak detontörlere ilişkin standardı belirlemiş olduğunu, Müvekkili tasarımı ile davacı yanın tasarımının belirlenen bu standartlara göre ortak özellikler taşımasının yasal ve teknik zorunluluk olduğunu, Görsel benzerlik iddiasının da kabul edilebilir olmayıp işlevinin dikkate alınmasının gerektiğini, Zira dedantör tasarımında seçenek özgürlüğünün TSE tarafından belirtilen standartlar sebebiyle sınırlı olduğunu, davacının ayrıca hatalı dava ikame ettiğini, taraf değişikliğine muvafatlarının bulunmadığını, gerek usul gerekse esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN DAVA(İstanbul 1.FSHHM’nin 2019/139 esas-2019/189 karar sayılı )
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin … no.lu faydalı model ve aynı ürünü için …no.lu tasarım tesciline sahip olduğunu, ayrıca … no ile uluslararası tasarım tescilinin de bulunduğunu, muhatap şirketin tescil ettirdiği “…” isimli 3 adet tasarım başvurusuna Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde itiraz edildiğini ancak bu itirazın kabul edilmediğini, …. ve …’a tasarım hakkına dayanarak üretim ve satış yapmaması hususunda ihtar gönderildiğini ancak davalının tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunu , …no ile tescil edilen tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığından dolayı hükümsüz kılınmasına, tasarım gaspının önlenmesine ve ihtiyati tedbire hükmedilmesine, dava konusu tasarımın davacı şirkete ait tescilli tasarım ve faydalı model belgesine tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti ile tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması , maddi zararın belirlenmesi ve hükmün ilanına, HMK 166.maddesi gereği … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini talep ve dava etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Asıl davada davalıya ait … no ile tescilli End.Tasarım belgesinin hükümsüzlüğü , tasarım gaspının önlenmesi ve ihtiyati tedbir kapsamında ayrıca dava konusu tasarımın davacı şirkete ait tescilli tasarım ve faydalı model belgesine tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti, tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması , maddi zararın belirlenmesi ve hükmün ilanı kapsamında açıldığı, Birleşen davada; davalı … davalı gösterilmek suretiyle asıl davadaki taleplerin birleşen davada da talep edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 18.4.2022 tarihli dilekçesiyle maddi tazminatın belirlenmesi talebini geri çektiğini beyan etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Türk Patent ve Marka kurumundan hükümsüzlüğü talep edilen … nolu tasarım tescil belgesi celp edilmiş ve … adına 29.12.2017 başvuru tarihli tasarımın 29.12.2017 tarihinde tescil edildiği ve bültende 26.2.2018 tarihinde yayınlandığı ve bir başkasına lisans verilmediği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve …’in 15/06/2021 tarihli bilirkişi raporlarında özetle ; Davacının ürün ibraz etmediğini, hükümsüzlüğü talep edilen davalı …’a ait …numaralı tasarım tescilinin 29.12.2017 başvuru tarihi itibarı ile , dosya sunulu bilgiler ışığında, yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğunu, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığını, davalılara ait … numaralı tasarımına konu davacıya ait tasarım görselleri ve dosyaya ibraz edilen, prototip ürün örnekleri oldukları ifade edilen dedantörlerin vede imal edilecek dedantörlerin davacı …Şti. ne ait “…” buluş başlıklı … nolu … belgesinin ana isteminde yer alan tüm unsurlara ve özelliklere sahip olduklarını ve izin alınmadan imal edilmeleri durumunda faydalı modelin koruma kapsamında kalacağını, Davacının ürün ibraz edemediğini,davalının ibraz ettiği prototip olduğu ifade ettiği ürünlerde bir kod bulunmadığını,davacı tarafından maddi zararın tespiti ile ilgili hesaplama yöntemi seçiminde bulunmadığını , bir tazminat hesabı yapılmasının mümkün olmadığını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …ve …’in 14/02/2022 tarihli bilirkişi EK raporlarında ; davacı yanın huzurdaki dava ile ilgisi bulunmayan … numaralı faydalı modeli yalnızca Lpg dedantörlerinde gaz yolu açık pozisyonda sökülüp takılamama emniyet sistemi başlıklı olup işbu faydalı model yalnızca emniyet sisteminin tekniği ile ilgili olduğunu, kaldı ki TSE’nin büton, propan ve bunların karışımları için azami 4 bar basınca ayarlı, azami kapasitesi 150kg/h olan basınç regülatörleri, otomatik geçiş tertibatları ve ilgili güvenlik tertibatları ve adaptörler başlıklı aralık 2013 tarihli kılavuzunun ilgili kısmında işbu detantörlerin tekniği ve nasıl olması gerektiği hem metin olarak ve hem de detantörlerin işleyişini ve çalışmasını gösterir teknik resimler, şekiller ve figüratif dizaynlarla açıkça düzenlendiğini, ancak raporlarında yer alan karşılaştırmadan da anlaşılacağı üzere davacı yanın faydalı modelinin TSE de ürünlerden ve bu ürünlerin vasıflarından farklı olmadığını, birebir aynı olduğunu, davacının faydalı modelinin, TSE tarafından daha önce kamuya sunulması sebebiyle yenilik özelliğine haiz olmadığını, keza ana raporlarında “Mevcut standart davacıya ait FM in çözdüğü teknik problemi açıklamakla beraber, referans belgede teknik problemin çözüm yöntemi ve FM ye de yer alan çözüme olanak sağlayan unsurların görünmemekte olduğunu, Mevcut TSE belgesi karşısında davacıya ait … nolu FM belgesinin yeniliğinin muhafaza edildiğinin tartışıldığını, aynı teknik problemin birden fazla çözümü olabileceğinin aşikar olduğunu,dosyaya ibraz edilen 120 sayfalık TSE belgesinde davaya FM de ana istemde yer alan unsurların mevcut olmadığını, kök raporlarında bu konuda yapılan değerlendirmelerde bir değişikliğin söz konusu olmadığını, davacı yanın davasına dayanak gösterdiği faydalı modelin dünya çapında yenilik vasfına haiz olup olmadığının kamu düzenini ilgilendirmesi sebebiyle resen incelemesinin yapılması yönünden yapılan incelemede; “…”, “…” — ve “…” anahtar kelimeleri ile … ve … internet siteleri üzerinde yapılan değerlendirmede 26.06.2015 başvuru ve 21.03.2016 tescil tarihli … nolu FM in istemlerinde yer alan unsurların tamamının bulunduğu bir yapının belirlenememiş olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …ve …’in 09/08/2022 tarihli bilirkişi raporlarında özetle ; … adresinde görselleri sunulan ürünlerin …no.lu tasarımın koruma kapsamının içinde olmadığı, … adresinde görselleri sunulan ürünlerin … no.lu faydalı modelin koruma kapsamının içinde olmadığı, Dosyada … no.lu tasarıma veya … no lu faydalı modele tecavüz teşkil edebilecek başka bir fiile yönelik başka bir delil bulunmadığı, … no.lu tasarımların, başvuru tarihinden önce kamuya sunulmuş olan … no.lu faydalı model görselleri, … no tescilli tasarımlar ve … no tescilli tasarımlar karşısında yeni olduğu ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu, bu nedenlerle … no.lu tasarım için hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı görüş ve kanaate vardıklarını bildirmişlerdir.
YASAL MEVZUAT
6769 sayılı SMK’nun 56. maddesi; “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 58. maddesi göre; “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 59.maddesi göre “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
6769 sayılı SMK’nun 81.maddesine göre “a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir” hükmü amirdir. Ancak “özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller; deneme amaçlı fiiller; ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar” ile belirli koşullarda onarım amaçlı fiiller tasarım hakkının kapsamı dışında kalır. (6769 sayılı SMK madde 59/3- a, b, c)
Madde 141 ” (1) Aşağıdaki fiiller, patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılır:
a) Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek.
b) Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
c) Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek.
d) Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) Patent konusunun, bir ürün veya maddenin elde edilmesine ilişkin bir usul olması hâlinde mahkeme, aynı ürün veya maddeyi elde etme usulünün patent konusu usulden farklı olduğunu ispat etmesini davalıdan isteyebilir. Patent konusu usulle elde edilen ürün veya maddenin yeni olması hâlinde, patent sahibinin izni olmadan üretilen aynı her ürün veya maddenin, patent konusu usulle elde edilmiş olduğu kabul edilir. Aksini iddia eden kişi bunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda, davalının üretim ve işletme sırlarının korunmasındaki haklı menfaati göz önünde tutulur.
(3) Patent başvurusunun veya faydalı model başvurusunun 97 nci maddeye göre yayımlandığı tarihten itibaren, patent başvurusu veya faydalı model başvurusu sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.
(4) Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143 üncü maddenin onuncu veya onikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.” düzenlemelerine amirdir.
USUL İTİRAZLARININ İNCELENMESİ;
“Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, Ankara 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir.
Taraf ehliyeti, 6100 Sayılı HMK’nın 50. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 8. maddesinde düzenlenen medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Davacının gerçek kişi ise sağ olması, tüzel kişi ise tüzel kişiliğinin bulunması taraf ehliyeti ile ilgili olup 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarındandır. Dava şartlarının varlığının yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir.
Taraf sıfatı bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece resen nazara alınması gereklidir.
Öte yandan davacı bir tacir olup, vekil ile temsil edilmekte olup, sıradan bir vatandaş değildir. 7.3.2019 tarihli harç tahsil müzekkeresi ekindeki dava dilekçesinde açıkça davalı olarak … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ‘ni davalı olarak göstermiş olup, … nolu endüstriyel tasarım üzerine devrin önlenmesi için mahkememizce 8.3.2019 tarihli tensip zaptının 10 nolu ara kararı ile tedbir konulduğu , kurumdan kayıt geldiğinde ise tasarımın dava dilekçesinde yer alamayan gerçek kişi … adına kayıtlı olduğunun anlaşılması üzerine, mahkememizce res’en 15.3..2019 tarihli ara kararı ile tedbirin kaldırılmasına karar verildiği, ara kararın taraflara tebliği edildiği, davacı vekilinin mahkememizin bu ara kararı sonrasında 18.3.2019 tarihli talep dilekçesiyle dava dilekçesinde yer almayan …’ın davaya davalı olarak eklenmesini talep ettiği, bu talep dilekçesinin davalı yana tebliğ edildiği ancak davalı yanın muvafakatlarının bulunmadığına dair 11..4.2019 tarihli dilekçe sundukları kaldı ki 18.3.2019 tarihli dilekçede davalı olarak eklenmesini talep ettiği gerçek kişinin açık adresinin yer olmadığı ve dilekçenin dahi HMK 1119. Maddesindeki unsurları taşımadığı anlaşılmıştır.
Hmk 124. maddesi hükümleri dikkate alındığında bir tüzel kişi tacir tarafından davalı sıfatının yanlış gösterilmesi maddi bir hata olarak değerlendirilemez, tasarım sicili herkese açık olup basit bir araştırma ile dahi tasarımın kimin adına kayıtlı olduğu hususu tespit edilebilmektedir. Davacının dava açarken hükümsüzlük istemi yönünden doğru davalıya dilekçede gösterilmemesi HMK 124. maddesine göre maddi bir hata olarak kabul edilmemiştir. Zira maddi hukuk alanında sorumluluk adına dava açılan gerçek yada tüzel kişiye yani davanın taraflarına aittir. Davacı yanca hükümsüzlük istemi yönünden doğru kişi adına dava açılmadığı anlaşıldığından Tasarımın hükümsüzlüğü talebi yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜMSÜZLÜK ve TECAVÜZ İSTEMİNİN İNCELENMESİ:
HMK’nın 194. maddesi uyarınca; taraflar dayandıkları vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdır. Kanun, buna vakıaları somutlaştırma yükü demektedir. Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi, vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi söz konusu olacaktır. Taraflar, haklarını dayandırdıkları hukuk kuralının aradığı koşullara uygun, somut vakıaları açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi, ilgili taraf için bir yüktür; bu yükü yerine getirmeyen taraf ya da taraflar sonuçlarına katlanmak durumundadır.
Somut olayda ise davacı yan faturasız olarak nereden temin edildiği belli olmayan bir ürün ile yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebinde bulunmuş ise de , delil bildirme süresi geçtikten sonra nerden temin edildiği belli olmayan şüpheli bir delil bildirmiş olduğundan keza davalının ise davanın başından beri üretimlerinin bulunmadığını ileri sürmeleri , davacının yeni delil sunmasına muvafakat etmediklerini beyan etmeleri, keza sözlü yargılama oturumunda da davacının ürünü nerden temin ettikleri yönünde somut hiçbir delil ve beyanda bulunmaksızın ara kararından dönülmesini talep ettikleri anlaşılmışsa da , bu talep yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili 2.2.2023 tarihli oturumda her aşamada delil sunulacağını ileri sürmüş ise de; bu durum ancak hükümsüzlük davalarında sahih deliller için geçerlidir. Nereden temin edildiği yönünde ciddi şüphe olan faturasız ürüne ilişkin hükümsüzlük incelemesinin yapılması halinde adil yargılanma hakkının ihlal edileceği şüphesizdir. Kaldı ki Yüksek yargı uygulamalarında kataloğ ,ürün vb belgelerin hükümsüzlük incelemesi için sunulması halinde kaynağı hakkında bilgi sunulmadığı takdirde buna yönelik düzenlenen raporlara itibar edilerek hüküm tesis edilmesi yasaya aykırı bulunmaktadır. Davacı vekili bir yandan sunduğu ürünün davalının ürünü olduğunu ileri sürmekte bir yandan da davacının ürünü ile davalının ürünlerinin web sitesi üzerinden incelenmesi nedeniyle adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedirler. Oysa İstanbul BAM 16.HD’nin 2018/2707 Esas, 2021/946 Karar ve 29.4.2021 tarihli ilamlarında “….faydalı modele konu ürün üzerinde inceleme yapılması gerektiği yolundaki istinaf talebinin yerinde olmadığını, yenilik giderici olarak sunulan belgelerde belirtilen ürünlerin görselleri ile tek tek karşılaştırılarak sonuca gidilmesi gerektiğine işaret etmektedirler. Dolayısıyla web sayfasında yer alan ürünler yoluyla hem hükümsüzlük hemde tecevüz incelemesi yapılacağı çok açık şekilde içtihat edilmiş olup, aksine nereden temin edildiği yönünde hiçbir açıklamada bulunmadan ve delil bildirme süresi geçtikten sonra yeniden inceleme yapılması yönündeki talep ise gerek HMK hükümlerine, gerekse yerleşik yüksek Mahkeme uygulamalarına aykırı bulunduğundan davacının yeni bir inceleme yapılması yönündeki isteminin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 06.06.2018 tarih, 2017/ 11-99 Esas, 2018/1173 Karar sayılı kararında; mülga “554 Sayılı KHK’nın 11. maddesi uyarınca tescilli tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna 7. maddeye uygun olarak o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır ve tasarımcının tasarımını geliştirirken seçenek özgürlüğü de göz önünde tutulur. Bu kural dört alt kural içerir: (1) Bir tasarımın daha önceki bir tasarımdan doğan tasarım hakkını ihlal ettiği, yani korunan tasarıma benzediği, korunan tasarım yönünden karıştırılma tehlikesi yarattığı iddia edildiğinde değerlendirme bilgilenmiş kullanıcı esas alınarak yapılır. (2) ihlal iddiasına muhatap tasarımın bilgilenmiş kullanıcıda bıraktığı genel izlenim ile öncekinin yarattığı genel izlenimin benzer olup olmadığı incelenir; yoksa ayrıntı değerlendirmesi yapılmaz. (3) inceleme ve değerlendirmede tasarımcının seçenek özgürlüğünün ne olduğuna bakılır; olayda böyle bir özgürlük yoksa benzerlik kaçınılmaz olduğundan koruma reddedilir. Ancak, olağan bir tüketicinin dikkatinden kaçabilecek, fakat bilgilenmiş kullanıcının gözüne çarpabilecek farklılıklara önem verilir. (4) Değerlendirmede “bütün tasarımlar dikkate alınır”. 554 Sayılı KHK’nın merkez yönergeden aldığı bu hüküm, değerlendirme yapılırken tasarımın uygulandığı ürünün dikkate alınmayacağı, ürün farklı olsa bile, korunan tasarımın “benzerlik”inin bir ihlal olduğunu ileri sürebileceği anlamına gelmektedir. (Tekinalp, s.683-684)” şeklindeki karar ile tasarıma tecavüz iddiasının incelenme ölçütlerini açıklamıştır. Ancak tasarım sahibinin korumadan yararlanabilmesi için öncelikle anılan hükümlerde yazılı koşulları sağlaması gerekir.
Bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Bir başka deyişle tasarım tescilinde, mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla, küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir. Burada bahsi geçen kamu, dünyanın herhangi bir yerinde, dar veya geniş, belirli veya belirsiz üçüncü kişilerdir. Bahsi geçen ‘kamu’ kavramına örnek olarak; konferans, seminer vs. katılımcıları, TV seyircileri, yazılı basın okuyucuları, internet kullanıcısı vd. verilebilir. (Tekinalp, y.a.g.e.; s. 285) (Yargıtay 11. H.D’nin 19.09.2012 tarih 2011/6793 E, 2012/13617 K).
Alınan tüm bilirkişi raporlarında TR 2017 08947 no.lu tasarım için hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı görüş ve kanaate vardıkları anlaşılmıştır.
TECAVÜZ İDDİASI KAPSAMINDA İNCELEME
6769 s. SMK’nin 89(1) maddesi gereği, bir Faydalı modelin sağladığı korumanın kapsamı istemlerle belirlenir.Bununla birlikte istemlerin yorumlanmasında tarifname ve resimler kullanılır. … no.lu FM’de koruma kapsamını belirleyen 1 adet bağımsız istem mevcuttur. İstem 1’e göre koruma kapsamını tesis eden unsurlar Bilirkişiler …, …ve …’in 09/08/2022 tarihli bilirkişi raporlarında Tablo 2’de ayrıştırılmış ve bağımsız istem 1’in toplamda 6 ayrı unsura (A-F) sahip olduğu anlaşılmıştır. Tablo 2’ de … no.lu FM’nin tecavüz incelemesi icin istem 1 analizi yapılmıştır. Patent ya da faydalı model tecavüzü incelemesinde bağımsız istem unsurlarına ayrılır ve her bir unsurun, suçlanan ürün üzerinde mevcut olup olmadığı incelenir. Raporda bağımsız İstem 1 içerisinde yer alan tüm unsurların, eksiksiz bir şekilde tamamı eğer suçlanan ürün üzerinde mevcut ise, suçlanan ürünün faydalı modelin kapsamına girdiğini ifade etmek gerekecektir. Unsurlardan bir tanesi bile suçlanan ürün üzerinde mevcut değilse bu durumda suçlanan ürünün, belgenin koruma kapsamına girmeyecektir. İstem 1’ de raporda hangi unsurların mevcut olduğu, hangi unsurların ise mevcut olmadığı açıklanmıştır. Tablo 3’te ayrıntılı olarak karşılaştırma yapılmış olup, Tablo 3’den görüleceği üzere 6 adet unsurundan yalnızca 3 tanesi tecavüz teşkil ettiği iddia edilen ürünler üzerinde bulunmaktadır. İstem 1’de geçen “emniyet kolu yataklama yuvası (1.1)” ve “emniyet kolu (3.1)” unsurları ise söz konusu ürünlerde mevcut değildir. Bu nedenlerle söz konusu ürünlerin … no.lu FM’nin koruma kapsamına girmediği denetime uygun şekilde raporlanmıştır.
Tecavüz iddiası kapsamında ise HMK 266 madde kapsamında Bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen 09/08/2022 tarihli bilirkişi raporları denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş ve hükme dayanak olarak alınmıştır. Bilirkişi raporu, faydalı model ve tasarım tescil belgeleri, TSE yönetmeliği, dedantör görselleri, bir bütün olarak incelendiğinde; Davacı tarafından dosyaya …no.lu tasarım ve … no.lu faydalı model belgelerinden doğan haklara tecavüz teşkil ettiği iddia edilen bir ürün sunmadığı da anlaşılmıştır.
Davalı tarafından dosyaya sunulan ürünlerin prototip olduğu ve üretilen ya da piyasada satışa sunulan bir ürün bulunmadığı , bunun aksini iddia edenin ispat yükümlülüğü altında olduğu, da vacı yanın iddiasını ispat edemediği, bizatihi tescil belgesi alınmasının tecavüz teşkil etmeyeceği, nitekim 6769 s. SMK 59(3) maddesine göre özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller ve deneme amaçlı fiillerin tasarım hakkının kapsamı dışında olduğu keza 6769 s. SMK 85(3) maddesine göre sınai veya ticari bir amaç taşımayan ve özel maksatla sınırlı kalan fiiller ve patent ya da FM konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller patentin sağladığı hakkın kapsamı dışındadır. Bu nedenle prototip ürünlerin tecavüz teşkil etmeyeceği hususu da son bilirkişi raporunda isabet ile değerlendirilmiştir.
Davalıya ait … adresi üzerinde teknik bilirkişilerce web sitesinde çeşitli detantör ürün görselleri incelenmiş ve denetime uygun olarak de raporlarında renkli çıkışlarının alındığı anlaşılmıştır. Tecavüz incelemesi söz konusu web sitesinde sunulan görseller üzerinde gerçekleştirilmiş olup, Bunun dışında davacı yanca dosyada tasarım ya da faydalı model hakkına tecavüz sayılan bir filden bahsedilmediği gibi davalının üretimi olduğu iddia edilen bir ürün sunulmadığı da anlaşılmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları, Türk Patent ve marka Kurumundan celp edilen tasarım tescil belgesi , faydalı model belgesi, http://www.muratdetantor.com ibareli alan adında yer alan ürün görselleri, TSE tarafından bu belgeyi alacak detontörlere ilişkin getirilmiş standardlar, hükme dayanak alınan ve tüm itirazların incelendiği, diğer raporlar ile çelişmeyen HMK 266 madde kapsamında Bilirkişiler …, … ve …tarafından düzenlenen 09/08/2022 tarihli bilirkişi raporu kapsamına göre; …adresinde görselleri sunulan ürünlerin … no.lu tasarımın koruma kapsamının içinde olmadığı, … adresinde görselleri sunulan ürünlerin …. no.lu faydalı modelin koruma kapsamının içinde olmadığı , davacının … no.lu tasarım hakkına ve …no lu faydalı model hakkına tecavüz teşkil ettiği iddiasını ispat edecek bir delil sunulmadığı, …no.lu tasarımların başvuru tarihinden önce kamuya sunulmuş olan … no.lu faydalı model görselleri, …no tescilli tasarımlar ve … no tescilli tasarımlar karşısında yeni olduğu ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu, … no.lu tasarım için hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı anlaşılmış olmakla yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
I-ASIL DAVADA:
1-Maddi tazminatın belirlenmesi talebi yönünden davacı 18.4.2022 tarihli dilekçesi ile talebini geri çektiğini beyan ettiğinden bu talep yönünden HMK 123. Madde kapsamına göre davanın açılmamış sayılmasına,
2- Tasarımın hükümsüzlüğü talebi yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE
3-Tasarım gaspının önlenmesi,tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, tedbir, ilan istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
4-179,90 TL ilam harcının 44,40 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 135,50 TL harcın davacıdan tahsiline
5-Tasarımın Hükümsüzlüğüne ilişkin talebin reddi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tasarım gaspının önlenmesi,tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması taleplerinin reddi yönünden; Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
II- BİRLEŞEN DAVADA
1- Maddi tazminatın belirlenmesi talebi yönünden davacı 18.4.2022 tarihli dilekçesi ile talebini geri çektiğini beyan ettiğinden bu talep yönünden HMK 123. Madde kapsamına göre davanın açılmamış sayılmasına
2- Tasarımın hükümsüzlüğü şartları oluşmadığından talebin REDDİNE
3-Tasarım gaspının önlenmesi,tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, tedbir, ilan istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
4-179,90TL ilam harcının 44,40 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 135,50 TL harcın davacıdan tahsiline
4-Tasarımın Hükümsüzlüğüne ilişkin talebin reddi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Tasarım gaspının önlenmesi,tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması taleplerinin reddi yönünden; Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davalı tarafın yargılama giderlerinden 20,10 TL tebligat gideri 1500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.520,109 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 02/02/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸