Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/66 E. 2020/325 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/66 Esas
KARAR NO : 2020/325

DAVA : 556-Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Unvanının Terkini
DAVA TARİHİ : 10/06/2014
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Taraflar arasında unvan terkini, marka hakkına tecavüz davası Kapatılan İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30.06.2016 tarih ve 2014/144 esas-2016/158 karar sayılı ilamı ile görülüp sonuçlandırılmış, kararın taraflarca temyizi üzerine dava dosyası yüksek mahkeme denetimindeyken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş , Yargıtay 11.HD’nin 2017/244 esas, 2018/6807 karar ve 6.1.2018 tarihli bozma ilamı ilamı üzerine dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2019/66 esas numarasına kayıtlanarak , bozma ilamına uyularak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Asıl davada davacı–birleşen davada davalı vekili müvekkilinin TPE nezdinde … sayı ile tescilli “…” ve …sayı ile tescilli “ …” markaları bulunduğunu, “…” ibaresini unvanda da kullanıldığını, davalı şirketin kurucularından …’nin müvekkili şirketteki hisselerin devrettikten sonra davalı şirketi kurduğunu, davalı şirket tarafından müvekkiline ait marka ve unvanın ayırt edici unsurunun markasal olarak ve unvanında kullanıldığını, ayrıca bu ibarenin davalı şirkete ait internet sitesinde de alan adı olarak yer aldığını, bu durumun müvekkili markalarına ve unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalı unvanından “…” ibaresinin terkinine, davalı kullanımlarının müvekkili markasına ve unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada, müvekkilinin hissedarlarınca boşanma davasında düzenlenen protokolün müvekkili şirketi bağlamayacağını, bu nedenle müvekkilinin üstün hak sahip olduğu markasının müvekkilinin taraf olmadığı ve müvekkilini bağlamayan protokole göre iptalinin talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA; Asıl davada davalı–birleşen davada davacı vekili, müvekkili şirketin kurucusu olan …’nin davacı şirketin 2006’dan 2012 yılına kadar hissedarı olduğunu, davacı şirketin diğer hissedarı olan … ile boşandığını ve boşanma davasında 10.04.2012 tarihli protokol tanzim edildiğini, bu protokole göre de “…” ibaresinin kullanımın …’nin kuracağı şirkete bırakıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada, protokole göre “…” ibaresinin müvekkili şirkete bırakıldığını, davalı tarafça kötüniyetle “…” ibaresinin marka olarak tescil ettirildiğini ileri sürerek markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştirb
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; asıl davada; davacı yanın … ve … markalarına, davalı yanın … ibaresinin ticaret ünvanında kullanmak suretiyle tecavüz sebebiyle bu ünvanın ticaret sicilinden terkinine, yine davalının bu fiilinden dolayı ayrıca bu ibareleri markasal olarak kullanmak suretiyle markaya tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, men ve ref’i, bozma öncesi kesinleşen birleşen davada uyuşmazlık konusunun ise, davalı adına tescilli … sayılı … ibareli markanın ibare üzerinde öncelik hakkına sahip olduğu iddiasıyla “…” ibaresini içeren davalı adına tescilli “… Tic. A.Ş” ticaret ünvanından … ibaresinin terkini, davacının “…” , “…” ve “…” şeklindeki ticaret ünvanına iltibas yaratmak suretiyle yaratılan marka ve unvan tecavüzü ile haksız rekabetin tespiti, durdurulması talebine ilişkindir.
Bozma öncesinde Kapatılan … 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30.06.2016 tarih ve … esas-…karar sayılı ilamına göre; asıl dava yönünden; dinlenen tanık beyanlarına göre dava dışı … ve … tarafından markaların oluşturulduğu, dava dışı … ve … tarafından tanzim edilen 10.04.2012 tarihli Boşanma Protokolü doğrultusunda … tarafından asıl davalı-birleşen davalı şirketin kurulduğu, …’nin “…” ibaresini davacı şirketin ortağı ve yetkilisi Menekşe Uçar ile birlikte oluşturduğu ve markayı ihdas edenlerden biri olduğu, bu ibareyi şirket unvanında kullanmasının ya da protokol doğrultusunda markasal kullanmasının marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturmayacağı, yine düzenlenen protokol doğrultusunda “…” ibaresini markasal olarak ve ticaret unvanında kullanmasına …’nun muvafakat ettiği bu durumda davalı şirketin kullanımının hukuka uygun bulunduğu, Birleşen Dava yönünden ise; “…” markası üzerinde birleşen dosya davacısı şirketin öncelikli ve üstün bir hakkı olduğunun kanıtlanamadığı, hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verildiği, tarafların temyizi üzerine Yüksek Yargıtay 11.HD’nin 2017/244 esas, 2018/6807 karar ve 6.1.2018 tarihli bozma ilamı ilamı kapsamına göre, “..1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, birleşen davada davacı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, mahkemece inceleme konusu yapılan 10.04.2012 tarihli protokol, davacı şirketin protokol tarihi itibariyle ortaklarından olan … ve … arasında düzenlenmiştir. Her ne kadar, protokolde “…” markasının davalı şirketçe kullanımı ve unvanında bu ibareye yer verilmesine izin verilmiş ise de, söz konusu protokol tarihinde davacı şirket tüzel kişiliğe haiz olup, ticaret unvanının ve tescilli markanın sahibi olan dava şirket Protokolün tarafı değildir. Ayrıca Boşanma Protokolü tarihi itibariyle davacı şirketin, protokolde adları geçen ortaklar dışında başkaca ortaklarının da bulunması karşısında, protokolün davacı şirket tarafından verilmiş geçerli bir izin olarak kabulü de mümkün olmadığı halde, mahkemece aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile birleşen davanın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA,” 06/11/2018 tarihinde karar verildiği bozma ilamı kapsamından anlaşılmış, usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
BOZMA SONRASINDA DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığından gelen kayıtlardan, …sayılı … ibareli markanın 35, 36, 37 ve 41. Sınıflarda 18/06/2012 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı birleşen dosya davalısı adına tescil edildiği, … sayılı … Şekil markasının 35, 36 ve 37. Sınıflarda 03/07/2006 tarihinden, … sayılı … ibareli markanın 41. Sınıfta 18/06/2012 tarihinden, … sayılı … ibareli markanın 35, 36 ve 37. Sınıflarda 19/04/2012 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına tescil edildiği tespit edilmiştir.
Asıl davacı adına … ‘nin 14.10.2005 tarihinde tescil edilmiş olduğu, … TİCARET A.Ş ‘nin ise 7.5.2012 tarihinde ticari sicile kayıt olduğu, …TİCARET A.Ş ‘nin Tasfiye halinde olduğu, tasfiye memurunun … olduğu, anlaşılmış, sözlü yargılama davetiyesinin bu şahıs adına tesliğ edildiği ancak duruşmaları takip etmediği anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte 556 sayılı KHK hükümleri yürürlükte olup, daha sonra yürürlükten kalktığı ve 6769 sayılı SMK’nun yürürlüğe girdiği anlaşılmışsa da 556 sayılı KHK hükümlerine göre davanın görülüp sonuçlandırılması gerekmiştir. 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmış olup, 1. fıkranın (a) bendine göre, 9. maddenin ihlali ve (b) bendine göre de, marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markaya tecavüz fiilini oluşturacaktır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet başlıklı bölümünün, dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar başlıklı 55. maddesinde haksız rekabet oluşturan haller açıkça sayılmış olup, başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek, paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişcesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak, kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek, seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak fiilleri haksız rekabet olarak belirtilmiştir.
… 4. FSHHM’nin… D.İş sayılı dosyası incelendiğinde, asıl davacı … AŞ vekilinin talebi üzerine … Tic.A.Ş hakkında dosyamız davacısının … adlı web sitesindeki içeriklerin ve kaynak kodlarının karşı yanın … web sitesinde aynen kullanıldığının tespitinin talep edildiği, bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve 07/03/2014 havale tarihli raporda, web site içeriklerinin ve kaynak kodlarının davalı tarafından kopyalandığı yolunda görüş bildirdikleri anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin tanık dinlenmesine yönelik talepleri taraf şirketlerin öncesinin birbirleri ile evli olan … ve … ile birlikte markaların oluşturulduğu yolundaki iddiaları karşısında bozma öncesinde dava dosyasında tanıklar dinlenmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, ticari sicil kayıtları, … 4. Aile Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında anlaşma şartlarının belirlendiği protokol, … 4. FSHHM’nin… D.İş sayılı dosyası ve usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay 11.HD’nin 2017/244 esas, … karar ve 6.1.2018 tarihli bozma ilamı ilamı gerekçesi nazara alındığında; 10.04.2012 tarihli protokol, davacı şirketin protokol tarihi itibariyle ortaklarından olan … ve … arasında düzenlenmiştir. Her ne kadar, protokolde “….” markasının davalı şirketçe kullanımı ve unvanında bu ibareye yer verilmesine izin verilmiş ise de, söz konusu protokol tarihinde davacı şirket tüzel kişiliğe haiz olup, ticaret unvanının ve tescilli markanın sahibi olan davacı şirket Protokolün tarafı değildir. Ayrıca Boşanma Protokolü tarihi itibariyle davacı şirketin, protokolde adları geçen ortaklar dışında başkaca ortaklarının da bulunması karşısında, protokolün davacı şirket tarafından verilmiş geçerli bir izin olarak kabulü de mümkün olmadığı gözetildiğinde , … 4. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyasında davacısnın … adlı web sitesindeki içeriklerin ve kaynak kodlarının davalı yanın … web sitesinde aynen kullanıldığı 07/03/2014 havale tarihli raporda, web site içeriklerinin ve kaynak kodlarının davalı tarafından kopyalandığının bildirildiği, … sitesinin tescil tarihinin 27.8.2011 tarihi olup, davalının … web sitesini 16.4.2012 tarihinde oluşturduğu,tarafların aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri, davalının birçok seçenek olmasına rağmen sayfa linkleri ve kaynak kodları dahil davacı sitesini kopyaladığı ve bu kullanımın markasal ve ticari unvana tecavüz teşkil eder nitelikte bir kullanım olduğu bu durumun ise aynı iş kolunda faaliyet göstermeleri nedeniyle iltibasa neden olacağı, asıl davada davalı eyleminin marka ve ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmıştır. Asıl dava davacısının ticaret unvanını, markasını alan adını oluşturma tarihi davalıdan önce olup, davacının unvan terkini talebinin de yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket niteliği itibariyle tüzel kişi tacirdir. 6102 sayılı TTK’nda tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Davalı şirket bir tüzel kişi tacir olması sebebiyle, TTKm.18/2 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre, faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır. Davalı şirketin birebir davacının markasını kendisine ticaret unvanı ,alan adı olarak seçmesi , siteyi birebir kaynak kodları ile birlikte kopyalaması iyiniyetli olarak düşünülemeyeceğinden ASIL DAVADA; Davalı adına tescilli “…Tic. A.Ş” nin ticaret ünvanından … ibaresinin terkininine, karar kesinleştiğinde ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmesine, Davalı eyleminin iltibas yaratmak suretiyle emarka ve ticaret Unvana tecavüzünün ve haksız rekabet eyleminin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
I-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN KARAR KESİNLEŞMİŞ OLMAKLA YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
II- ASIL DAVADA;
1-Davalı adına tescilli “…Tic. A.Ş” nin ticaret ünvanından … ibaresinin terkininine, karar kesinleştiğinde ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmesine,
2-Davalı eyleminin iltibas yaratmak suretiyle marka ve ticaret ünvana tecavüzünün ve haksız rekabet eyleminin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
3-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 29,20 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
4-Ünvan terkini talebinin kabulü nedeniyle Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Marka ve ticaret ünvana tecavüzünün ve haksız rekabet eyleminin tespiti talebi yönünden, Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 25,20 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı ve 440,60 TL tebligat müzekkere masrafı olmak üzere toplam 491 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.04/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır