Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/62 E. 2020/262 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/62 Esas
KARAR NO:2020/262

DAVA:FSEK (Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ:17/11/2014
KARAR TARİHİ:07/10/2020

Taraflar arasında görülmekte olan FSEK (Manevi Tazminat) davası ….Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … karar numarasında işlem görmekteyken temyiz denetimi için dosyanın yüksek Yargıtay makamında bulunduğu,HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul .. ve … FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, … FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verildiği ve bozma sonrasında dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2019/62 esas numarasına kayıtlanmış bozma ilamı usul ve yasaya uygun bulunduğundan uyularak yargılamaya mahkememizde devam olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının http://…/ adlı internet sitesinin sahibi olduğunu, müvekkilinin adını kullanarak, müvekkilinin beyanıymış gibi ticari amaçlı olarak açıklamalar yayınladığını, davalının müvekkilinin resmini ticari amaçlarla kullandığını ileri sürerek, müvekkilinin kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi, ön inceleme gün ve saatinin tebliğ edildiği, davalının davaya karşı cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREÇE:
Davada uyuşmazlık konusunun, davacının eserinden izinsiz olarak davalının alıntı yapmak suretiyle http://…/ adlı web sitesinde kullanarak davacının eserden kaynaklanan haklarını vaki tecavüzün men’i ile, siteye erişimin engellenmesine ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi taleplidir.
Bozma öncesinde …Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/11/2015 tarih ve … sayılı ilam kapsamına göre; … adlı sitede davacının adı kullanılmak suretiyle yapılan açıklamalarla ilgili durum tespit edilerek davalıya bilgi verildiğinde, davalının mail atarak sitenin kendisi ile ilgisinin olmadığını, … isimli …’da bulunan şahsa ait olduğunu belirttiği, davanın site ile ilgili davalı tarafından açıklamalar yapıldıktan sonra açılmış olması hususu da nazara alındığında, fiili gerçekleştiren olmayan davalının sorumluluğunun olmadığını belirtmesine rağmen hakkında dava açılmış olduğu, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmiş, yüksek Yargıtay 11.HD’nin 2016/14186 esas, 2018/5463 karar sayılı bozma ilamı ile” 1- Davacı tarafça, davalıya ait internet sitesinde davacının görüntüsü ve resmi ile onun tarafından yapılmayan açıklamaların onun tarafından yapılmış gibi kullanıldığını, davalının müvekkilinin tanınmışlığından haksız olarak yararlandığını, eylemin FSEK m. 86’ya aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek, ref, men ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuş davalı ise internet sitesinin kendisi tarafından oluşturulduğunu kabul etmiş ancak sitenin daha sonra … isimli arkadaşına devredildiğini, sitedeki içeriğin de bu kişi tarafından oluşturulduğunu dava açılmadan da sitenin erişime kapatıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Somut olayda davalı yanca sitenin … isimli şahsa devredildiği ve internet sitesinin dava tarihinden önce erişime kapatıldığı ileri sürüldüğüne göre HMK m. 288 vd. uyarınca çözümü teknik bilirkişi raporunu gerektiren konularda bilirkişi raporu alınarak uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği, bu nedenle mahkemece aralarında bilgisayar ve internet siteleri ile telif hakları konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyetten rapor alınarak, sitenin hangi tarihte kimin tarafından oluşturulduğu, sitenin yasal olarak başkalarına devredilip devredilmediği, dava tarihinden önce sitenin erişime kapatılıp kapatılmadığının belirlenmesi, kapatılmış olsa bile gelecekte böyle bir muhtemel saldırının tekrarlanmasının önlenmesi talebi hakkında olumlu/olumsuz karar verilmesi, site erişime kapatılmış olsun ya da olmasın, eylemin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı ve manevi tazminatı gerektirip gerektirmediği hususlarında FSEK 86. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken, mahkemece bilirkişi raporu alınmaksızın ve mesnetsiz olarak yanlardan birinin beyanına üstünlük tanınarak yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle davanın reddi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle (1) nolu bentte yer alan davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte yer alan davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 19/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” şeklindeki bozma ilamı gerekçesi dikkate alınarak FSEK ve internet uygulamaları konusunda uzman hukukçu bilirkişi … ve ve bilişim konularında uzman bilirkişi …’ bilirkişi olarak atanmış, bozma konularında denetim ve hukum kurmaya elverişli olarak rapor hazırladıkları anlaşılmıştır.
Bilirkişilerin 28/01/2020 tarihli raporunda; Davaya konu belirtilen internetweb sitesinin … güncel olarak açık ve faaliyette olduğu, fakat dava konusu ilgili internet sitesinin içeriğinin olmadığı, başkaca içeriklerin bulunduğu tespit edildiği, Dava konusu olan ilgili internet web sitesinin … dava tarihine en yakın 2014 yılında 27 Eylül 2014 tarihinde arşivleme/yedek detaylıca kontrol edildiğinde sitenin içeriğinin dava konusu içeriklerin olup olmadığını tespit edebilmek adına sitede bulunan ‘… … isimli bir başlık bulunduğu ve bu “http://www….” sayfaya tıklandığında sayfa içeriğinde davacının beyan etmiş olduğu gibi içeriklerin olduğu tespit edildiği, 19.09.2018 tarihli Yargıtay Bozma İlamında “…sitenin hangi tarihte kimin tarafından oluşturulduğu, dava tarihinden önce sitenin erişime kapatılıp kapatılmadığının belirlenmesi, …” karar vermesi üzerine; Dava konusu olan … ilgili internet web sitesinin dava tarihinden önce erişime kapatılıp kapatılmadığının tespit edebilmek adına dava tarihinden geriye doğru 2009 – 2014 yılları arasında yapılan incelemede “dava tarihinden önce sitenin erişime kapatılmadığı” ve sitede bulunan “HAKKIMDA” sayfası İncelendiğinde 17 Ağustos 2014 tarihli arşivde Adım …, …, …’de öğretmen olarak yaşamımı sürdürüyorum…” şeklinde, 24 Ocak 2009 tarihli arşivde “Bu arada bana sormak istediğiniz bir şey falan varsa … msn adresinden iletişime geçebilirsiniz.” şeklinde davalının beyan etmiş olduğu gibi sitenin içerik yöneticisinin “…” isimli bir şahsın olduğu hususunda açıklamaların olduğu tespit edildiği, Her ne kadar dava tarihinde ilgili sitenin alan adı (domain) whois bilgilerinde davalının adına gözükse de alan adını (domain) başkasına transfer/devredilmis olasılığının mümkün bulunduğunu, Tespit edilen deliller çerçevesinde ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde dava konusu ilgili sitenin içerik sağlayıcısı/yöneticisinin … isimli şahsın olduğu, Dosya İçerisinde dava konusu sitede daha önce davacının resminin kullanıldığına dair bir tespit veya bir ekran görüntüsü bulunmamadığı, Heyetinteknik bilirkişisi tarafından yapılan arşiv araştırmasında da bu yönde bir bulguya rastlanmadığı, Ancak davacı … … ’nin isminin dava konusu sitede izinsiz olarak kullanıldığı ,bu durumda davacının “adın korunması” kapsamında TMK 26 ve TBK 58 hükümleri gereğince talepte bulunma hakkının mevcut olduğu bildirilmiştir.
Haksız fiilden dolayı tazminata hükmedilmesi mütecavizin kusurlu davranması şartına bağlı olmasına karşın, tecavüzün durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için kusurun varlığı şart değildir. Buna karşın, tecavüz fiillerine iştirak veya yardım etmek ya da bu fiilleri teşvik etmek veya yapılmasını kolaylaştırma eylemini gerçekleştirenlerin sorumlu tutulabilmeleri için ise, asıl mütecavizin fiilinin tecavüz oluşturduğunu bilmeleri veya bilebilecek durumda bulunmaları gereklidir. Bu nedenle, huzurdaki davalının web sitesinde üçüncü kişilerce gerçekleştirilen tecavüzleri bildiği yada bilebilecek durumda olduğu hususu davacı yanca ispat edilememiştir.Davalının sorumluluğuna gidilebilmesi için de kusur şartının gerçekleşmesi gerekir.
Oysa alınan son rapor kapsamında bilirkişilerin çok açık şekilde dava konusu ilgili sitenin içerik sağlayıcısı/yöneticisinin … isimli şahsın olduğunu tespit etmeleri, davalının hukuki sorumluluğunu gerektirecek delillerin davacı yanca ispat edilemediği, nitekim dava tarihinden geriye doğru 2009 – 2014 yılları arasında yapılan incelemede “dava tarihinden önce sitenin erişime kapatılmadığı” ve sitede bulunan “hakkımda” sayfası İncelendiğinde 17 Ağustos 2014 tarihli arşivde Adım …, …, …’de öğretmen olarak yaşamımı sürdürüyorum…” şeklinde, 24 Ocak 2009 tarihli arşivde “Bu arada bana sormak istediğiniz bir şey falan varsa … msn adresinden iletişime geçebilirsiniz.” şeklinde paylaşım bulunduğu hususu teknik bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup, dolayısıyla sitenin içerik yöneticisinin “…” isimli bir şahsın olduğu hususu tartışmasız olarak tespit edildiğinden, davalının savunmalarının aksini gösterir delil bulunmadığından hükme dayanak yapılan denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamını göre ;
1-Davanın Reddine,
2-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 31 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalıvekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZYASA yoluaçık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 07/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır