Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/61 E. 2021/336 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/61
KARAR NO : 2021/336

DAVA : FSEK-TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 13/04/2012
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

HSK’nun 02/08/2017 tarih ve 1071 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiği, (Kapatılan) İstanbul 3. FSHHM’nin 2012/111 E. 2015/36 K. ve 17/02/2015 tarihli kararı, Yargıtay 11. H.D’nin 2015/11865 E. 2016/5811 K. ve 26/05/2016 tarihli ilamı ile bozulduğundan dava Mahkememize tevzi edilerek 2019/61 E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasındaki FSEK-Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Film yapımcısı sıfatını taşıyan müvekkilinin, bugüne kadar çok sayıda sinema filmi ve televizyon dizisi yapımcılığını üstlendiğini, müvekkilinin yapımına devam ettiği önemli televizyon dizilerinden birinin de … isimli televizyon kanalında yayınlanmakta olan “…” isimli dizi olduğunu, müvekkilinin FSEK hükümlerine uygun biçimde, eser sahipleriyle sözleşme yaparak, meydana getirilen dizinin hak sahibi olduğunu, hal böyle iken davalıların herhangi bir karşılık ödemeksizin ve müvekkilinden izin almaksızın, müvekkilinin üzerilerinde hak sahibi olduğu tiplemeleri kullanarak haksız kazanç elde etmeye çalıştıklarını, davalıların müvekkilinin hak sahibi ve yapımcısı olduğu … isimli diziye ilişkin bazı önemli unsurları kullanmalarına rağmen, müvekkilinden herhangi bir izin alınmadığını ve müvekkili ile herhangi bir sözleşme de akdedilmediğini, ayrıca …’ın internet sitesinde yapılan reklamda, müvekkilinin dizisine ait karakterlerin kullanıldığını ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz teşkil ettiğini iddia ederek, tecavüzün durdurulmasını, FSEK’in 68. maddesi uyarınca müvekkili ile davalılar arasında sözleşme yapılması halinde istenebilecek bedel de nazara alınarak ihlal nedeniyle hesaplanacak emsal bedelin üç katını davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edildiğinden şimdilik 100.000,00 TL.’lik kısmının karar altına alınmasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu reklam …’ın internet sitesinde yapılan bir reklam olduğunu ve kesinlikle müvekkili tarafından talep edilmediğini, müvekkili tarafından ne internet sitesinde, ne de diğer mecralarda yayınlanarak umuma arz edilmediğini, dolayısıyla davanın müvekkili açısından husumet eksikliği nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili ile diğer davalı arasında “Üye İş Yeri Sözleşmesi” imzalandığını ve bu sözleşmeye göre … adı, …, … gibi ibarelerin, reklam faaliyetleri sırasında diğer davalı tarafından kullanılabilmesi için izin verildiğini davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş (eski unvan: … A.Ş) vekili cevap dilekçesinde özetle: Söz konusu kullanım ile ilgili olarak …’in Mahkememizin 2012/89 E. sayılı, …’ın … 2. FSHHM’nin … E. sayılı ve…’nin de … 2. FSHHM’nin …E. sayılı davaları ile dizi üzerinde hakların ihlal edildiği iddiasıyla tazminat davası açtıklarını, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşmelerden, eser sahiplerinin … isimli dizi üzerindeki hangi haklarını devrettiklerinin teker teker sayıldığını, ancak tipleme ve karakterlere ilişkin hiçbir düzenlemeye yer verilmediğini, … platformunda yer alan … kanalında yer alan tv programları üzerinde müvekkili şirketin de komşu haklara sahip olduğunu, bu nedenle dava konusu kullanımın hukuka uygun olduğunu, dava konusu tanıtımlarda dizi filmin afişinin kullanıldığını, afişin de dizin filmden ayrı bağımsız bir ürün olduğunu, hak ihlali var ise de, afişin kullanımından kaynaklı olabileceğini, davanın reddini talep etmiştir.
(Kapatılan) İstanbul 3. FSHHM’nin2012/111 E. 2015/36 K. ve 17/02/2015 tarihli kararı ile “…Davanın kabulü ile, davacının yapımcısı olduğu “…” isimli televizyon dizisinin ana cast oyuncularının tiplemeleri ile ilgili ve dizi filmi karakterize eder şekildeki afiş görünümündeki eser niteliğindeki görselin davalılarca izinsiz olarak kullanımı sebebiyle takdiren 100.000,00 TL maddi tazminatın, 01/03/2012 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden önceki tecavüzün men’ine ilişkin talebin reddine, ancak muhtemel tecavüzün ref’ine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri temyiz yoluna başvurmuştur.
Yargıtay 11. H.D.’nin 2015/11865 E. 2016/5811 K. ve 26/05/2016 tarihli ilamı ile: “… 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin ve davalı … A.Ş. vekilinin aşağıdaki (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, FSEK’nundan kaynaklanan hakların ihlali nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacının hak sahibi olduğu dava konusu dizinin tanıtımı için ana cast oyuncularının dizideki karakterlerini canlandırır afiş niteliğindeki görselin davalı …’ın internet sitesinde yayınlanan reklamda kullanıldığı, aynı reklamda “…” ibaresi ve davalı … AŞ’nin reklam ve tanıtımlarında kullandığı “…” isimli karakterin yer aldığı uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece, eser niteliğindeki dava konusu görselin davalı … AŞ reklamlarında ve davalı … tarafından … televizyon yayını reklamında kullanıldığı, bu kullanımın FSEK’nun 35. maddesinde belirtilen iktibas serbestisi kapsamında olmadığı gerekçesiyle davalı bankanın da sorumluluğuna hükmedilmiş ise de dava konusu reklamının yayınlandığı internet sitesi davalı … A.Ş.’nin resmi internet sitesi olup anılan sitede yayınlanan reklamın hazırlanmasında ve sitede yayınında davalı … AŞ’nin dahili olduğu somut delillerle kanıtlanmış değildir. Davalı banka vekili yargılamanın başından itibaren diğer davalı … A.Ş.ile müvekkili arasında üye işyeri sözleşmesi akdedildiğini, dava konusu reklamın hazırlanması ve yayınında müvekkilinin bir eylemi bulunmadığını, sitenin ve sorumlusunun diğer davalı olduğunu savunmuştur. Bu durumda mahkemece davalı … AŞ yönünden 5846 sayılı Kanunda tanımlanan tecavüz fiillerinin somut uyuşmazlıkta gerçekleşmediği nazara alınmadan yanılgılı değerlendirme ile davalı bankanın da sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.
3-6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı(Mülga 1086 sayılı HUK’nun 275 ve devamı) maddeleri uyarınca mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, tarafların talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir. Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer kanıtlarla birlikte serbestçe değerlendirir. Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendirebileceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.
Somut olayda mahkemece uyuşmazlığın çözümü bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, birinci bilirkişi kurulu dava konusu reklamın içerisinde kullanılan eserin kullanımı ile ilgili rayiç bedelin 16.000,00 TL olduğu yönünde görüş bildirmiş, taraf vekillerinin itirazı üzerine alınan ikinci raporda ise rayiç bedelin 25.000,00 TL ile 50.000,00 TL arasında olabileceği açıklanmıştır. Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi kurulundan dosyada mevcut raporları irdeleyen ve tarafların bu raporlara yapmış oldukları itirazları da karşılayan gerekçeli ve denetime elverişli yeni bir rapor alınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Hakimin bir kere bilirkişiye gittikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceği kabul edilemez. Kaldı ki, somut uyuşmazlığın çözümü de bilirkişinin rey ve mütaalasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir. Mahkemece de uyuşmazlığın çözümünün bilirkişi incelemesini gerektirdiği kabul edilen somut olayda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına rağmen alınan raporlara itibar edilmeyerek ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden resen belirlenen rakama hükmedilmesi doğru görülmediği gibi dava konusu dizinin oyuncuları tarafından açıldığı beyan edilen dava dosyalarıda celp edilip incelenerek dosyaların birleştirilerek görülmesi gerekip gerekmeyeceği hususununda değerlendirilmemiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle davacı vekili ve davalı … İşletmeciliği A.Ş yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Davacı vekili ve davalı … (Eski ünvan … A.Ş.) vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 11. H.D.’nin 2016/12896 E. 2018/7296 K. ve 22/11/2018 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteminin oy çokluğu ile reddine karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
08/07/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalılar tarafından kullanılan söz konusu eserin kullanım mecrası, kullanılan fotoğrafın büyüklüğü, dava konusu fotoğrafın yer aldığı dizinin popülaritesi nazara alındığında emsal rayiç bedelin 88.333 TL olduğu, söz konusu rakamın 3 katına hükmedilip hükmedilemeyeceği hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
11/01/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök raporda belirtilen hususların geçerliliğini koruduğu, emsal rayiç bedelin 88.333 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili 13/09/2021 tarihli dilekçesinde: Duruşma günü beklenmeksizin dosyanın ele alınarak yokluklarında davadan ve dava ile ilgili kanun yollarından feragat ettiklerini, davalı tarafın da feragatı kabul beyanlarına binaen konusu kalmayan davanın feragat nedeniyle reddini, ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan kısmın taraflarına iadesini, taraflar karşılıklı olarak mahkeme masrafı ve avukatlık ücreti talep etmediklerinden masrafların taraflar üzerinde bırakılmak suretiyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ve fazla yatırılan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talepleri halinde taraflara iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş (eski unvan: … A.Ş) vekili 14/09/2021 tarihli dilekçesinde: Feragatı kabul ettiklerini yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. vekili 15/09/2021 tarihli dilekçesinde: Feragatı kabul ettiklerini yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
HMK’nun 309/2. maddesi gereği feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığından, feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-FERAGAT NEDENİ İLE DAVANIN REDDİNE,
2-59,30 TL ilam harcının, peşin harçtan mahsubu ile fazla 1.425,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Taraflar vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Tarafların yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere karar verildi. 15/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır