Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/437 E. 2020/349 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/437
KARAR NO : 2020/349

DAVA : TECAVÜZÜN MENİ, TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 13/11/2007
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Tecavüzün Meni, Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin yazar …’nın varisi … ile yapılan 10/08/2004 tarihli sözleşme ile …’nın Türkçe ve diğer dillerde tüm yayın, basım, yayma, dağıtım, satış ve çoğaltma haklarını, tüm dünyada geçerli olmak üzere 49 yıl süre ile sınırlı olmak üzere münhasıran eserlerin mali ve manevi haklarını devraldığını, bu hususun … 3. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya bildirildiğini, ancak davalının …’nın eserlerini basmaya, yaymaya, çoğaltmaya ve satmaya devam etmemeleri hususun ihtar edildiğini, hal böyle iken davalının …’nın eserlerini basmaya devam ettiğini ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek, tecavüzün men’ini, davalı tarafından basılan kitapların FSEK 79. Maddesi uyarınca yayınının durdurulmasını, basılan tüm baskıların toplatılmasını ve imhasını, FSEK 68. Maddesi uyarınca, talep edilebilecek bedelin ve uğranılan zararın üç katı fazlasının, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 20.000,00 TL.’nin, eserin piyasaya sürüldüğü tarihten itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28/11/2012 havale tarihli dilekçesi ile, 20.000,00 TL. olan tazminat miktarını, 336.135,52 TL. arttırarak 356.135,52 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı yana hak devrinde bulunan …’nın ideolojik nedenlerle …’nın mirasını reddettiğini, ayrıca …’nın …’nın tek mirasçısı olmadığını, …’nın da …’nın mirasçısı olduğunu, veraset ilamının iptali için dava açtıklarını, … ile davacının yaptığı sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin …’nın mirasçıları ile yapmış olduğu sözleşmeler kapsamında kitapları yayınladığını ve taleplerin yersiz olduğunu davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
(Kapatılan) İstanbul 3. FSHHM’nin 2007/277 E. 2014/85 K. ve 11/04/2014 tarihli kararı ile; “…Davanın kısmen kabulü ile, davacının mali hak sahibi olduğu “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ve “…” adlı eserlerin davacının hak sahibi olduğu oranda telif bedeli ödenmeksizin ve izinsiz olarak davalı tarafça basıldığı anlaşılmakla, FSEK68. Maddesi de nazara alınarak, 422.372,46 TL.’den davada talep edilen ve ıslah edilen miktar nazara alınarak, 356.135,52 TL’nin, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihi itibariyle davalı tarafından basılarak piyasaya sürülen eserler yönünden tecavüzün men’i ve kitapların toplatılmasına yönelik talebin reddine, ancak davalının bu eserlere yönelik muhtemel tecavüzünün önlenilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Anılan karar, Yargıtay 11. H.D.’nin 2014/14353 E. 2015/10965 K. ve 22/10/2015 tarihli ilamı ile; “…Dava, mali ve manevi haklarının davacıya devredildiği bildirilen eserin, davalı tarafından basılmaya devam edilmesi nedeniyle, tecavüzün men’i, davalı tarafından basılan kitapların FSEK 79. maddesi uyarınca yayınının durdurulması, basılan tüm baskıların toplatılması ve imhası, FSEK 68. maddesi uyarınca, uğranılan zararın üç katı fazlasının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece kararda; dosyaya celbedilen … 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …Esas ve … Karar sayılı reddi miras kararında, mahkeme başlığının kaşe ile yapıldığı, yazım stili ve şeklinin farklı olduğu, başında karar yazıldığı, 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü’nün tasdiki ile dosyaya gönderilen reddi miras kararında mahkeme başlığının elektronik daktilo benzeri bir alet ile yazıldığı, karar olduğuna dair her hangi bir işaret bulunmadığı, yazım stilinin farklı olduğu, ancak ifadelerin kısmen benzer olduğu gibi, 1961/40 esas sayılı dosyadaki dava dilekçesinin 24/03/1961 tarihli, 1961/46 esas sayılı dosyamızla ilgili olduğu iddia olunan veraset ilamındaki dava tarihinin ise 17/07/1961 olduğu, mahkemeye yaklaşık dört ay gibi bir sürede sadece 5-6 dosyanın gelmiş olmasının, yani esasa bu kadar dosya kaydının makul olmadığı, 40 esaslı dosyadaki esas numarası nazara alındığında asgari ayda 15 dosyanın gelebileceği hususu değerlendirildiğinden esasın 110-120 arasında olması gerektiği hususları nazara alındığında ve ayrıca bu kararda kesinleşme şerhi olmadığı gibi, kesinleştiğine dair herhangi bir bilgi ve kayıt olmaması nedeniyle ayrıca bu hususların … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yazılan tezkere cevabıyla da giderilmesinin mümkün olmaması nedeniyle reddi miras kararına itibar edilemeyeceği gerekçesine yer verilmişse de; … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce, mahkemeye devredilen … 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dosyasının yapılan incelemelerde bulunamadığı imha kararına rastlanılmadığı 1961 yılına ait ilgili mahkeme esas defteri karar defteri ve karar kartonunun mevcut olmadığı, ancak kapatılan … 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararlarının gömlek dosya içinde bulunduğundan karar aslının onaylı örneğinin gönderildiği bildirilerek, …’ya ait eserlerin mali ve manevi haklarını davacıya devrettiği bildirilen …’nın varisi Behçet Sefa’nın amcası Osman …’nın mirasını red talebinin tesciline dair bulunan ilamın dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İlamların ve resmî senetlerin ispat gücü” başlıklı 204. maddesi “İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar. İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar. Mahkeme, yukarıdaki belgelerden biri hakkında şüphe uyandıran bir hâl görürse, ilgili daireden açıklama isteyebilir.” hükmünü; benzer şekilde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 295. maddesi de “Mahkeme ilamlariyle katibiadillerce re’sen tanzim olunan senetler sahteliği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikalar hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil eder. Şu kadar ki mahkeme işbu evrak hakkında şüpheyi davet eden haller görürse bunları tanzim ve tasdik eden daireden izahat itasını istiyebilir.” hükmünü haiz olup, mahkemece resmi yazıyla gönderilmiş mirasın reddi ilamının sahteliği konusunun ön sorun olarak değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi, sözkonusu reddi miras kararının sahteliği ispat edilemezse, dosyada bulunan veraset ilamının iptali davası da nazara alınıp değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken yerinde bulunmayan gerekçeyle reddi miras kararına itibar edilemeyeceğine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 11. H.D.’nin 2016/2823 E. – 6365 K. ve 09/06/2016 tarihli ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
(Kapatılan) İstanbul 3. FSHHM’nin 2016/159 E. – 250 K. ve 06/12/2016 tarihli kararı ile “…1- Mahkememizin 11/04/2014 tarihli önceki kararda direnilmesine, 2-Davanın kısmen kabulü ile, davacının mali hak sahibi olduğu “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ve “…” adlı eserlerin davacının hak sahibi olduğu oranda telif bedeli ödenmeksizin ve izinsiz olarak davalı tarafça basıldığı anlaşılmakla, FSEK68. Maddesi de nazara alınarak, 422.372,46 TL.’den davada talep edilen ve ıslah edilen miktar nazara alınarak, 356.135,52 TL’nin, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihi itibariyle davalı tarafından basılarak piyasaya sürülen eserler yönünden tecavüzün men’i ve kitapların toplatılmasına yönelik talebin reddine, ancak davalının bu eserlere yönelik muhtemel tecavüzünün önlenilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 11. H.D. 2017/1458 E. -2115 K. ve 12/04/2017 tarihli ilamı ile direnme kararının yerinde olmadığı, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay HGK’ya gönderilmesine karar vermiştir.
Yargıtay HGK’nun 2017/11-2226 E. 2017/1302 K. ve 08/11/2017 tarihli ilamı ile “… Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut uyuşmazlıkta yazar …’nın yeğeni …’nın amcasının mirasını reddettiğine ilişkin İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1961/46-108 E., K. sayılı kararının sahteliği konusunun ön sorun olarak değerlendirilmesinin gerekip gerekmediği, bu durumun tarafların hak sahipliğini etkileyip etkilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme, bozma kararından esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
Eş söyleyişle, mahkemenin yeni bir delile dayanmak veya bozmadan esinlenmek suretiyle gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ilk yargılamada, “yazı işleri müdürünün tasdiki ile dosyaya gönderilen … 12. Sulh Hukuk Mahkemesine ait … E., K. sayılı mirasın reddi kararının aynı mahkemeye ait başka bir kararla (1961/40-102 E., K.) karşılaştırıldığında yazım stili, şekli ve benzeri açılardan bazı farklılıklarının olduğu, kararda kesinleşme şerhinin bulunmadığı, bu nedenle reddi miras kararına itibar edilmediği” gerekçesiyle davacının haklarını devraldığı yazar …’nın yeğeni …’nın miras payı oranı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Özel Dairece, “dosyaya sunulan mirasın reddine ilişkin kararın sahteliğinin ön sorun olarak değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma sonrası önceki gerekçelerine ek olarak “mahkeme mübaşirinin yardımlarıyla arşiv araştırması yapıldığı, 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1961 yılına ait kararlarının bulunduğu kartonlara ulaşıldığı, bu kartonda yer alan 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile karar numaraları baz alınarak yapılan araştırmaya göre …K. sayılı dosyasının dosyaya sunulan reddi miras kararı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, keza dosya davacısının aynı sebebe dayalı olarak davalı … hakkında açtığı ve devam etmekte olan … 2. FSHHM’nin …E. sayılı dosyasında da redd-i miras kararının geçerliliği konusunda aynı sonuca ulaştıran 1961 yılına ait karar örneklerinin bulunduğu belirtilmiş, ayrıca bozma sonrası dosyaya sunulan ve …’nın mirasçılığını sona erdiren veraset ilamının iptaline dair … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E., … K. sayılı yargılamanın yenilenmesi davasının sonucu da değerlendirilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Şu hale göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, ilk kararda tartışılıp değerlendirilmemiş yeni bir gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir…” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 11. H.D’nin 2017/5250 E. 2018/769 K. ve 05/02/2018 tarihli ilamı ile “…Davacı şirkete 10.08.2004 tarihli sözleşme ile mali haklarını devreden dava dışı …’nın mirasçılığına ilişkin … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.12.2008 tarihli veraset ilamının iptali için adı geçen hasım gösterilerek açılan dava … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. ve … K. sayılı kararı ile reddedilmiştir. Bu kez, bahsedilen dosyanın davacısı … A.Ş. tarafından …’nın mirası reddettiğine dair elde ettiği yeni belgeye dayalı olarak aynı mahkemeden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulmuş olup, davalı … aleyhine yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile mahkemenin 08.03.2016 tarih, 2015/1342 E. ve 2016/195 K. sayılı kararı ile davalı …’nın amcası …’nın mirasını reddetmesi nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybettiğinden mirasçılık belgesinin iptali ile murisin mirasının tamamının TMK m. 501 gereğince hazineye aidiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nin 378. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebinin incelenmesinde ilk kararı veren mahkeme görevlidir. Bu mahkeme tarafından verilen karar taraf olan …’ya da tebliğ olunmak suretiyle kesinleşmiştir. Öte yandan, mahkemece belirlenen bu husus itibariyle, esasen davalı Behçet Sefa’nın mirasın reddine dair irade beyanının … 5. Sulh Hukuk Mahkemesince onaylanmak suretiyle de adı geçen mirasçılık sıfatını yitirdiğinden; 5846 sayılı FSEK m. 54 uyarınca, salahiyetli olmıyan kimseden hak devralan davacı şirketin, iyi niyetli olsa dahi, himaye görmesi mümkün değildir. Bu durumda, davacının aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulü doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 11 H.D.’nin 2018/2846 E. 2019/7510 K. ve 26/11/2019 tarihli ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verimiştir.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay 11. H.D’nin 2017/5250 E. 2018/769 K. ve 05/02/2018 tarihli bozma ilamına uyulmuştur.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRMESİ
Dava: Mali ve manevi haklarının davacıya devredildiği bildirilen eserin, davalı tarafından basılmaya devam edilmesi nedeniyle, tecavüzün men’i, davalı tarafından basılan kitapların FSEK 79. maddesi uyarınca yayınının durdurulması, basılan tüm baskıların toplatılması ve imhası, FSEK 68. maddesi uyarınca, uğranılan zararın üç kat fazlasının tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay 11. H.D’nin 2017/5250 E. 2018/769 K. ve 05/02/2018 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere: Davacı şirkete 10.08.2004 tarihli sözleşme ile mali haklarını devreden dava dışı …’nın mirasçılığına ilişkin … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.12.2008 tarihli veraset ilamının iptali için adı geçen hasım gösterilerek açılan davanın, … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. ve … K. sayılı kararı ile reddedildiği, bu davanın davacısı … A.Ş. tarafından …’nın mirası reddettiğine dair elde ettiği yeni belgeye dayalı olarak aynı mahkemeden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, davalı … aleyhine yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne , Mahkemenin 2015/1342 E. 2016/195 K. ve 08.03.2016 tarihli kararı ile davalı …’nın, amcası …’nın mirasını reddetmesi nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybettiğinden mirasçılık belgesinin iptaline, murisin mirasının tamamının TMK 501. maddesi gereğince hazineye aidiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nin 378. maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesi talebinin incelenmesinde ilk kararı veren mahkeme görevlidir. Bu mahkeme tarafından verilen karar, taraf olan Behçet Sefa’ya da tebliğ olunmak suretiyle kesinleşmiştir. Mahkemece belirlenen bu husus itibariyle, davalı Behçet Sefa’nın mirasın reddine dair irade beyanının … 5. Sulh Hukuk Mahkemesince onaylanmak suretiyle de adı geçenin mirasçılık sıfatını yitirdiğinden, 5846 sayılı FSEK 54. maddesi uyarınca, salahiyetli olmayan kimseden hak devralan davacı şirketin, iyi niyetli olsa dahi himaye görmesi mümkün olmadığından davacının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-54,40 TL ilam harcının, 270,00-TL peşin harç ve 4.991,65-TL ıslah harcından mahsubu ile artan 5.207,25-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bozma öncesi 65,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.865,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/11/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır