Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/432 E. 2021/256 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/432 Esas
KARAR NO:2021/256

DAVA:Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/12/2019
KARAR TARİHİ:08/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı vekili, “…” markasının Türk Patent Ve Marka Kurumu nezdinde “…” tescil numarası ile davacı şirket yetkilisi adına kayıtlı olduğununu ve sicilde marka hakkı sahibi olarak kayıtlı olan kişi İle davacı şirket arasında akdedilmiş olan 15.05.2019 tarihli Lisans Sözleşmesi ile; “…” ibareli markayı kullanma, marka adı altında her türlü ticari faaliyette bulunma, markaya tecavüz eylemlerine karşı dava açma ve markanın korunması için her türlü tedbir ve önlemleri alma hak ve yetkisinin davacı şirkete verildiğini, davalı tarafından …’ne yapılan başvurulardan ve piyasadan, davalı şirketin “…” markası altında, aynı sektörde usulsüz olarak sahte markalı ürün ithal etmeye çalıştığının öğrenildiğini, davacı şirketin ihtarlarına karşın davalının marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerine devam ettiğini, davalı şirket tarafından ithal edilen ürünlerin, Bakanlığa ithalat izni almak için yapılan bildirim belgesinde yer alan içerikten farklı ve gıda güvenliği ve toplum sağlığı için zararlı olduğunu, bu durumun basına yansıması halinde davacının hak sahibi olduğu markanın zarar göreceğini ve davacı şirketin geri dönüşü olmayan zarara ve itibar kaybına uğrayacağını İleri sürmüş ve maddi ve manevi tazminat talep haklarını saklı tutarak; … Gümrük Müdürlüğü’nde keşif ile delil tespiti yapılmasını, davalı tarafından ithal edilmeye çalışılan “…” markalı ürünlerin gümrüklerde toplatılmasını ve muhafaza altına alınmasını, “…” markalı ürünler hakkında yapılan ithalat izni başvurularının durdurulması yönünde tedbir karan verilmesini, davalı tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülen tecavüzün tespitini, menini, durdurulmasını ve marka hakkına tecavüz niteliğindeki eylemlerin sona erdirilmesine, “…” isimli tüm sahte ve taklit ürünlerin toplatılmasını, muhafazasını ve imha edilmesine karar verilmesini, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kararın tirajı yüksek ulusal bir gazetede ilan edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle, şirketin markasız olarak kendi şirketi adına ithal etmiş olduğu ürünlerin “…” markası ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığını, ithal edilen ürünlerin üreticisinin, ithal edilen ülke olan …’da kurulu … …. şirketi olduğunu bununla birlikte “… …” ibaresinin …’da ticaret siciline kayıtlı bir şirketin ticaret unvanı olduğunu ve ticaret unvanları ve markaların farklı disiplinler olup her iki hususun birbirine karıştırılmaması gerektiğini, huzurdaki davanın haksız yere ikame edildiğini, yapılan araştırmalar neticesinde davalının ticaret yapmakta olduğu … … …. Ltd. Şirketi ile davacı şirketin yetkilisinin arasında mevcut bir hukuki uyuşmazlığın olduğu bilgisine ulaşıldığım, … …ve … … şirketi tarafından …’a Öncelikli hak sahipliği ve kötü niyete dayalı marka hükümsüzlük davasının açılmış olduğunu, … ile … …. ve … Türkiye arasında, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. saydı dosyası ile “…” markasının hükümsüzlüğüne ilişkin devam etmekte olan bir derdest davanın bulunduğunu, bu nedenle davacı şirket yetkilisinin “…” markasının gerçek sahibi olduğu hususunun tartışmalı olduğunu, ayrıca …’ın, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … sicil numarası ile kayıtlı … Türkiye’nin eski çalışanı ve müdürü olduğunu, … ile … Türkiye arasında işçilik alacağı talepli derdest dava dolayısıyla husumet bulunduğunu ve bu itibarla …’ın başvurduğu yasal yolların tamamının hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıdığını, ayrıca araştırmalarda yine … ile … Türkiye şirketi arasında devam etmekte olan …. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas saydı marka tecavüzüne ilişkin de bir davanın mevcut olduğu bilgisinin edinildiğini, nitekim dava dosyası kapsamında … …. tarafından Türkiye’deki şirketi olan … Türkiye’ye göndermiş olduğu ürünlere, müşteki yetkilisinin talebiyle ihtiyati tedbir konulduğu ancak itiraz üzerine İstinaf Mahkemesi tarafından tedbirin kaldırıldığını, müşteki yetkilisi tarafından aynı hususa İlişkin başka bir mahkemeden ihtiyati tedbir karan konulmasının talep edildiği ancak bu talebin de reddedildiğini, bu uyuşmazlıklarla hiçbir ilgisi olmayan davalı şirketin ise, yalnızca ithalatçı konumda olup, … bu dürüstlük kuralına aykırı davranışlarından haksız yere etkilendiği ,bu nedenle davacı tarafından sunulan ihtarnamelerin herhangi bir hüküm ifade etmeyeceğini, “…” markasının dünya çapında elliyi aşkın birçok ülkede olduğu gibi, … Türkiye’nin tek ortağı olan Dailant …’ya ait olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olarak “…”nin unvanını değiştirdiğini ve “… …” olarak tescil ettirdiğini, bu şirketin müdürünün de davacı şirket yetkilisi olduğunu ve şirketin kurucusunun davacı şirket yetkilisinin eşi olduğunu, 3 Temmuz 2019 tarihine kadar, 2018’de kurulan davacı şirketin unvanın “…” bile olmadığını, bu tarihten önce davacı şirketin “…” markası ile herhangi bir faaliyeti olmadığını, yalnızca … … şirketinde müdür olarak görev aldığını bu durumun kayıtlardan açıkça anlaşılacağını, davacı tarafın ekte sunmuş olduğu tescil belgelerinin dahi 2019 yılında yapılan başvurulara ilişkin olduğunu ve söz konusu şirketteki müdürlük görevinin sona ermesinden sonraki tarihe tekabül ettiğini, bu davanın konusu olmamakla birlikte davalının ithal ettiği ürünlerin kamu sağlığını riske sokacak oranda alkol içerdiği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, aynı ürünün 2015 senesinden bu yana Türkiye’ye 30’dan fazla kez ithal edilmiş olduğunu, ürünlerin üzerinde … marka veya logosunun yer almadığını ve davacı şirketin tamamen kötü niyetli olarak hareket etmekte olup gerçeğe aykırı İddialarda ve beyanlarda bulunmakta olduğunu ileri sürmüş; haksız açılan davanın reddine karar verilmesini, …. Asliye Hukuk Mahkemesi …E. Saydı Markanın hükümsüzlüğü davasının işbu davaya bekletici mesele yapılmasını, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELLİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlık; davacının “…” ibareli tescilli markası bulunduğunu, davalı yanca ithal edilmeye çalışılan ürünler üzerinde markalarının izinsiz olarak kullanıldığını, bu nedenle müvekkili aleyhine yaratılan marka hakkına tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına, Gümrük Müdürlüğü nezdinde bulunan ürünler üzerinde tedbir kararı verilmesini, muhafaza ve imhası istemine ilişkindir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve … 09/07/2020 havale tarihli bilirkişi raporlarında; Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve … Gümrük Müdürlüğü’ne gidilerek yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu; davalı şirket tarafından ithalat işlemine konu edilen ürünlerde marka hakkına konu olabilecek herhangi bir ibare ya da şeklin yer almadığı, yalnızca ithalata konu ürünleri gönderen firmanın unvanı dolayısıyla marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceği, açıklanan nedenlerle davalı tarafından ithalatı gerçekleştirilen ürünlerle davacı şirket adına lisans hakkı tanınmış olan markaya tecavüz teşkil eden bir fiilin gerçekleştirilmediği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
… nolu … markasının 3.12.2015 tarihinde dava dışı … adına tescil edildiği ve emtia sınıfının 1,2,29,30,32,35,40 olduğu anlaşılmıştır. Markanın 1 yıl süre ile 30.7.2019 tarih … yev nolu marka lisans sözleşmesi uyarınca davacıya lisans verildiği anlaşılmıştır.
Ticari sicil kaydına göre davacı …’nin odaya 18.7.2018 tarihinde kayıt edildiği ve alkollü alkolsüz içecek kapsamında faaliyette bulunmak üzere kurulduğu anlaşılmıştır.
Davacının huzurdaki iddiası ithalat yoluyla ülkemize gönderildiği beyan edilen ürünlere el konulması ve tecavüzün tespiti ve önlenmesi istemlidir.
Bilirkişilerce ürünler bizzat yerinde incelenmiş ve marka tecavüzünü oluşturabilecek nitelikte ürün tespit edilememiştir.
Toplanan deliller, marka tescil belgesi, lisans sözleşmesi, ticari sicil kayıtları, davacı ve davalı beyanları bilirkişi raporu ile birlikte incelendiğinde El koyulan mallar üzerinde görev verilen bilirkişilerce … Gümrük Müdürlüğü’ne gidilerek inceleme yapılmış ve görsel kayıtları ise raporda renkli olarak fotoğraflanmıştır. El koyulan ve davalı şirket tarafından ithal edilen ürünler üzerinde herhangi bir marka ya da marka hakkına esas teşkil edebilecek bir İşaretin yer almadığı görülmektedir. Davacı yanca bu işaretlerin söküldüğü ileri sürülmüş ise de bu iddianın ispat edilmediği hususu açıktır. Kaldı ki Ürünün üzerinde yer alan etiketler içeriğinden ürünü gönderen firmanın …/…’da mukim … …. firması olduğu anlaşılmaktadır. Öte yöndan ithalat işlemine konu edilen ürünün gönderen firmanın ticaret unvanının … …. olması marka hakkına tecavüz fiilinden bahsedilebilmesi için yeterli olmayacaktır. Nitekim ithalata konu ürünü gönderen firmanın unvanı ürünün üzerinde marka olarak yer almamakta olup sadece etiketlerde gönderici firma olarak … …. ibaresine yer verilmiştir. Ticaret unvan kullanımı ile marka kullanımı farklı hukuki sonuçlar doğuran durumlar olduğu da izahtan varestedir. Yapılan inceleme sonucunda … Gümrük Müdürlüğü’nde bulunan ürünlerin ve … konteynerin kendisinin üzerinde “…” markası bulunmamaktadır ve gümrükte içinde yalnızca gıda ürünlerinde kullanılan sıvı maddesinin bulunduğu bir … konteyner bulunmaktadır.
Bu itibarla marka hakkına tecavüz hallerinden sayılan markaya ilişkin “işareti taşıyan malın ithal ya da İhraç edilmesi” ya da “Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak” fiillerinin gerçekleştirildiğinden söz edilemeyecektir.
Her ne kadar davalı Söz konusu hukuki uyuşmazlığın … …ve … … şirketi tarafından …’a açılan öncelikli hak sahipliği ve kötü niyete dayalı hükümsüzlük davası olduğunu , davaya da dayanak gösterdiği “…” markasının gerçek sahibi olmadığını ve …, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … sicil numarası ile kayıtlı … Türkiye’nin eski çalışanı ve müdürü olduğunu, …’ın, … Türkiye’den işçilik alacağı talepli derdest davası dahi bulunduğunu, … ile … …. ve … Türkiye arasında, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyası ile “…” markasının hükümsüzlüğüne ilişkin devam etmekte olan bir derdest davası bulunduğunu, marka üzerinde gerçek hak sahibi olmadıkları için hükümsüzlük davasının beklenmesi gerektiğini ileri sürmüşlerse de. Toplanan deliller kapsamına göre somut olayda her hangi bir marka tecavüzü söz konusu bulunmadığından, yerinde incelemeye dayalı olarak hazırlanan denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu dikkate alındığında; bekletici mesele yapılması yönündeki talebin yerinde olmadığı anlaşılmış ve davalı şirket tarafından ithalat işlemine konu edilen ürünlerde marka hakkına konu olabilecek herhangi bir ibare ya da şeklin yer almadığı, yalnızca ithalata konu ürünleri gönderen firmanın unvanı dolayısıyla marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceği, davalı tarafından ithalatı gerçekleştirilen ürünlerle davacı şirket adına lisans hakkı tanınmış olan markaya tecavüz teşkil eden bir fiilin gerçekleştirilmediği, ispat hukuku ilkelerine göre sübut bulmayan davanın esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 14,9 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır