Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/393
KARAR NO : 2021/303
DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 1999 yılında …’da kurulduğunu, kadın/erkek bakım ve kozmetik ürünleri üzerine pek çok ülkede ticari faaliyet gösteren tanınmış bir firma olduğunu, günde 200 tonluk üretim yaptığını, ürünlerin dünya üzerinde 25 ülkede satılmakta olduğunu, müvekkilinin Türkiye’deki ticari faaliyetleriyle ilgili “… Limited” firması ile sözleşme imzalandığını, müvekkiline ait ürünlerin söz konusu bu firma tarafından piyasaya sunulduğunu, bunun yanında … Ltd. Şti. ve … Şti. adına da müvekkili tarafından faturalar düzenlendiğini, “…” markalı ürünlerin satışının yurt içinde gerçekleştirildiğini, pek çok ülkede “…” ve “…” markalarının kozmetik ve bakım ürünleri üzerinde kullanan müvekkilinin, 2004 yılında Fransa’da verilen “…” ödülünün de sahibi olduğunu, müvekkilinin marka tescillerine ve Türkiye’de gerçekleştirilen kullanımlara ilişkin olarak, dava dışı … numaralı “…” marka başvurusuna yapmış oldukları itiraz neticesinde başvurunun reddedildiğini, dava dışı, “…ŞİRKETİ” adına kayıtlı ve… numaralı “…” marka ve … numaralı endüstriyel tasarımlarının hükümsüzlüğüne karar verildiğini, aynı şekilde yine dava dışı “… LİMİTED ŞİRKETİ” aleyhine açılmış olan YİDK kararının iptali davasının devam ettiğini, müvekkilinin markası ile davalı markasının aynı ve ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik olduğunu, markalar aynı tür ve benzer malları kapsadığını, davalı tarafın, müvekkiline ait markanın ününden ve dünya piyasasında edindiği tanınmışlıktan haksız biçimde, müvekkilinin marka haklarından istifade etmek maksadıyla hareket ettiğini, müvekkilinin markası ile birebir aynı olan ibareyi kendi adına tescil ettirmek istediğini, bu nedenle 6769 sayılı SMK 6/9 ve 25.maddesi hükmü uyarınca, kötü niyetli marka tescilinin hükümsüzlüğü koşullarının varlığı nedeniyle, markanın hükümsüz kılınması gerektiğini, davalı şirketin tek sahibinin dava dışı … olduğunu, aynı zamanda davalı şirketin tek sahibi olan …aleyhine de yine marka hükümsüzlüğü davası ikame edildiğini ancak … ısrarlı bir şekilde “…” ibaresini içeren marka başvurularını tekrar ettiğini, … ve …adreslerinde yer alan kullanımlarda da açıkça görüldüğünü, söz konusu çevrimiçi kullanımların varlığı ile kötüniyeti ispat etmek açısından bir bilirkişi tarafından çevrimiçi kullanımların tespit edilerek rapor oluşturmasını talep etmek zorunluluğu doğduğunu, davalı şirket aleyhine açılan ve … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde … E. sayısı ile görülmekte olan dava kapsamında, davalının kötü niyetli olduğu hususunda ve müvekkilinin markasından haberdar olduğunu, izahtan vareste olduğunu, tasarım tescillerinde müvekkiline ait “…” ticaret unvanının varlığının tespit edildiğini, müvekkilinin herhangi bir zarar görmemesi için, davalı adına tescilli … “…” marka tescilinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini, davalı şirket müvekkiline ait tanınmış markayı Türkiye’de TÜRK PATENT nezdinde kendi adına tescil ettirdiğini, … “…” marka tescilinin üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, davalı taraf adına TÜRKPATENT nezdinde kayıtlı … “…” markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin … ibaresinin tasarımcının hatası olarak basıldığını kabul ettiğini, bu kabule istinaden mahkemenin 22.10.2019 tarihinde ”DAVALI ADINA TESCİLLİ MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜK TALEBİNİN REDDİNE” şeklinde karar verdiğini, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyası istenildiğinde gerçeklerin ortaya çıkacağını, dava dilekçesi ekinde yabancı dilde bazı deliller sunduğunu, HMK 223. maddesine göre bu delillerin Türkçe tercümelerinin sunulması gerektiğini, itiraz dilekçesi okunduğunda ”…TİC. LTD. ŞTİ. adına kayıtlı … markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir” denildiğini, davacı tarafça sunulan emsal kararın bu dava ile ilgisinin bulunmadığını, davacı tarafından sunulan faturalar incelendiğinde müvekkili şirketin tescilinden sonra Türkiye’de ticari faaliyete geçildiğinin ortada olduğunu, tanınmışlık seviyesi bakımından müvekkili şirketten sonra kozmetik sektöründe yer alan davacı tarafın Türkiye sınırlarında tanınmadığının açık ve net bir şekilde ortada olduğunu, farklı beyanlarla müvekkilinin ticari itibarını zedelemeye çalışan davacı tarafın beyanlarını ve sunulan delilleri kabul etmediklerini, davacı yanın TPMK nezdinde herhangi bir tescili bulunmadığından dolayı müvekkili şirketin haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürdüğü iddiaları da kabul etmediklerini, davacı tarafın, müvekkilinin tamamen bilgisi ve görgüsü dışında iken müvekkilinin hakkında hukuksal sürece girdiğini, müvekkilinin hiçbir şeyden haberi olmaksızın sürdürmüş olduğu ticaret hayatını mahvedecek boyutta haksız ve hukuka aykırı işlemde bulunduğunu, müvekkilinin ihtiyati tedbir talebinin incelendiği yargılamaya hiçbir şekilde davet dahi edilmediğini, tedbir talebi konusunda kendisi dinlenilmeden karar verildiğini, bu şekilde bir haksız uygulama sonucu kişilerin mağduriyet yaşamamasını sağlamak üzere kanun koyucunun 6100 Sayılı HMK’nun 394. maddesinde, açıkça karşı tarafın kendisi dinlenmeden verilen tedbir kararına itiraz edebileceğini hüküm altına aldığını, bu dosyada ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmadığını, öncelikle Mahkemenin müvekkilinin aleyhine koymuş olduğu ihtiyati tedbirin bir an evvel kaldırılmasını, müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak açılan bu davanın öncelikle usulen ve mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, Mahkememizin 2018/352 E. 2019/408 K. ve 22/10/2019 tarihli kararı dosya arasına alınmış, HMK 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
24/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu ibraz edilmiştir.
24/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalının markasının 6769 sayılı SMK’nun 6/3. ve 25. maddeleri uyarınca hükümsüzlük şartları oluşmadığı, davalının markasının 6769 sayılı SMK’nın 6/4 ve 25.maddeleri uyarınca hükümsüzlük şartları oluşmadığı, davalının markasının 6769 sayılı SMK’nın 6/9. ve 25. maddeleri uyarınca hükümsüzlük şartları oluşmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalı adına TPMK nezdinde tescilli … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK’nun 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK.nun 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK.nun 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir… Hükümleri yer almaktadır.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK hükümleri, TPMK kayıtları, mevzuat ve Mahkememizce itibar edilen 24/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere:Davalı adına TPMK nezdinde tescilli … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü şartları oluşmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN REDDİNE
2-54,40 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 14,90- TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/07/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır