Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/39 E. 2021/130 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/39
KARAR NO : 2021/130

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/11/2017
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin … ve … markaları ile mutfak gazı olarak bilinen sıvılaştırılmış petrol gazı dağıtım ve tevzi işi ile iştigal ettiğini, müvekkilleri adına tescilli markaları ihtiva eden ve mülkiyeti müvekkillerine ait olan tüplerin depozito karşılığı bayii ve abonelere verildiğini, müvekkili şirketlerinin kendi bayilerinin dahi tüpleri LPG dağıtım amacı ile kullanılmak dışında yetkisi olmadığını, müvekkillerinin bayisi olmayan … A.Ş.’ye ait işyerinde, işyeri yetkilisi davalı … nezaretinde arama – tespit işlemi yapıldığını, … Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2017 tarih ve … numaralı dosyasından verilen talimat ile kolluk kuvvetlerince yapılan 07.06.2017 tarihli tespit işleminde davalı şirketin adresinde 6 adet … marka 12 Kg. lık boş mutfak tüpü, 1 adet … marka 45 Kg. lık boş sanayi tüpü, 65 adet … marka 2 Kg. lık boş piknik tüpü, 456 adet … marka 12 Kg. lık boş mutfak tüpü, 2 adet 45 Kg. lık boş sanayi tüpü olmak üzere davacı firmalara ait toplam 523 adet muhtelif ebatlarda boş tüpün tespit edildiği, tüplerin bağımsız bir yeddiemin deposu olan … teslim edildiğini, davalıların … ve … markalı tüpleri piyasadan topladıklarını, müvekkili şirketlere ait markaları taşıyan tüpleri ticari faaliyete konu ettiklerini, bu durumun marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, davalının boş tüpleri kendi yedinde bulundurarak tüplerin piyasa dolaşımının engellendiğini, bu durumun müvekkili şirketlerin abone ve kar kaybına sebep olduğunu davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkili şirketlerin maddi-manevi zarara uğradıklarını, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin tespitini, men’ini, maddi ve manevi zararlarının tazminini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: HMK 6. maddesi gereği genel yetkili mahkemelerin müvekkili şirketin yerleşim yeri olan … … Mahkemeleri ya da müvekkili …’ nın yerleşim yeri olan … Mahkemeleri olduğunu, mahkemenin bu davaya bakmaya yetkili olmadığını, dosyanın … … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine ya da … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, tespitin … Dolum tesisi giriş kapısı karşısında bulunan ve hazine arazisi olduğu tespit edilen alanda tespit edildiğini, müvekkili …’nın söz konusu tutanakta ve 08.06.2017 tarihli ifadesinde belirttiği üzere söz konusu tüplerin bayilere ait olduğu, müvekkili şirketin diğer şirketlere ait tüpleri almaması nedeniyle bayilerin muhtelif markalardaki boş tüpleri hazine ait alana bıraktıklarını ve bayilerin bu alanda anlaşmış oldukları takasçı ile tüp değişimini bu alanda yaptıklarını ifade ettiğini, müvekkil şirket bayilerinin tüpleri bu şekilde takas etmesine karışmadığı gibi bu işe aracılık da etmediğini, 19.10.2017 tarih ve 30215 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişikliğe göre 16.09.2005 tarihli LPG Piyasası Kanunu Yönetmeliğinin 20/f maddesindeki “boş” ibaresinin yeni yapılan değişiklik yönetmeliğin 11/f maddesi gereğince yönetmelikten çıkarıldığını, söz konusu yönetmelik değişikliğine göre LPG dağıtıcı şirketlerinin tesislerinde ve ikmal araçlarında başka dağıtıcı şirketlere ait boş tüpleri bulundurmanın mevzuata aykırı olmaktan çıkarıldığını , davacının tüplerin patlayıcı yapımında kullanıldığından yola çıkarak davalı … terörist ilan ettiği, davacının bu söyleminin hakaret ve iftira suçunu oluşturduğu, müvekkili şirketin kendi tüp üretim fabrikası olduğu ve davacı tüpüne ihtiyacı olmadığı, davacının tüplerini piyasadan toplamadığı ve haksız rekabet fiilini işlemediğini, tüplerin müvekkilleri yedinde tespit edilmediği, tüplerin hepsinin boş olduğu bu durumun … Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma numaralı dosyadan alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacıların piyasada 10 milyon tüpü olduğu sektör bilirkişisinden alınacak rapor ile 530 tüpten dolayı zarara uğrayıp uğramadığının ortaya çıkacağı, tüplerin müvekkilleri yedinde olmadığı için tüp bedellerinin istenemeyeceği, manevi tazminat taleplerinin koşullarının oluşmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin 2017/746 E. 2018/336 K. ve 18/09/2018 tarihli kararı ile :”…Dava dilekçesinin YETKİ NEDENİYLE REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … … FSHHM’ne GÖNDERİLMESİNE,
HMK 20. madde uyarınca Dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL ANADOLU FSHH’ne Mahkemesine gönderilmesine,
Harç , masraf ve vekalet ücretinin nihai karar ile birlikte hüküm altına alınmasına,…” şeklinde karar verilmiştir.
Anılan karara karşı davacılar vekilleri İstinaf yasa yoluna müracaat etmiştir.
İstanbul BAM 16.HD nin 2018/3706 E – 2699 K ve 19/12/2018 tarihli ilamı ile :”…HMK 19/2 maddesinde “yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Davanın davacıların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti meni, maddi ve manevi tazminatın tahsili talebiyle açıldığı, davanın konusu göz önüne alındığında yetkinin kesin olmadığı, davalılar vekilinin cevap dilekçesi ile birlikte süresinde yetki itirazında bulunduğu,ancak yetki itirazında bulunurken müvekkillerinin adreslerinin bulunduğu … … FSHHM ya da … FSHHM mahkemelerinin yetkili olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Davalılar vekilinin yetki itirazında birden fazla mahkemeyi yetkili olarak gösterdiği seçtiği mahkemeyi bildirmediği göz önüne alınarak HMK 19/2 maddesinin açık hükmü karşısında yetki itirazının usulüne uygun olarak yapılmadığı, bu durumda seçim hakkının davacıya geçeceği, esasen markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve menine yönelik davanın haksız fiilden kaynaklandığı ve HMK 16.madde gereğince zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin usulüne uygun olmayan yetki itirazının reddine karar vermesi gerekirken yetkili gösterilen mahkemelerden birini seçmek suretiyle yetkisizlik kararı vermesinin yerinde olmadığı kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiştir.
… 3.ASCM nin …E. … K. ve 21/06/2018 tarihli kararı istenmiş, incelendiğinde: Davacının K.H, katılanın … … A.Ş, sanığın …, suçun TTK muhalefet, suç tarihinin 07/06/2017 olduğu, 21/06/2018 tarihinde suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı anlaşıldığından CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verildiği, kararın 08/09/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
02/03/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalıların davacı tarafa ait orijinal markalı ürünleri ellerinde bulundurmak yönündeki dava konusu eylemlerinin; SMK’nun 152. maddesi ile düzenlenmiş olan amir hükmü de göz önünde bulundurulduğunda davacının markasına tecavüz teşkil etmediği, davalıların dava konusu eylemlerinin davacılar ile haksız rekabet teşkil eder mahiyette olduğu, davalıların eylemlerinin haksız rekabet fiilini oluşturduğu ve her iki davalının müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacı … A.Ş.’nin davalının haksız rekabet fiilini oluşturan eylemleri için, emsal yargı kararları doğrultusunda, tespit tarihinden dava tarihine kadar olan süre için 916,27 TL kar kaybı ve toplam: 465,OO-TL tüp bedeli olmak üzere TOPLAM: 1.381,27 TL tazminat talep edebileceği, davacı … A.Ş.’nin davalının haksız rekabet fiilini oluşturan eylemleri için, emsal yargı kararları doğrultusunda, tespit tarihinden dava tarihine kadar olan süre için 64.828,06 TL kar kaybı ile 24.592,50-TL tüp bedeli olmak üzere toplam: 89.420,56 TL tazminat talep edebileceği, davacının manevi tazminat talepleri bakımından takdir yetkisinin Mahkemenin yetkisinde olduğu bu sebeple manevi tazminat konusunda heyetlerince bir değerlendirme yapılmadı bildirilmiştir.
18/01/2021 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davacı … A.Ş.’nin davalının haksız rekabet fiilini oluşturan eylemleri için, emsal yargı kararları doğrultusunda, tespit tarihinden dava tarihine kadar olan süre için 916,27 TL kar kaybı ve toplam 465,00-TL tüp bedeli olmak üzere toplam: 1.381,27 TL tazminat talep edebileceği, davacı … A.Ş.’nin davalının haksız rekabet fiilini oluşturan eylemleri için, emsal yargı kararları doğrultusunda, tespit tarihinden dava tarihine kadar olan süre için 64.828,06 tl kar kaybı ile 24.592,50-TL tüp bedeli olmak üzere toplam: 89.420,56 TL tazminat talep edebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalıların eylemlerinin, davacıların tescilli markasından kaynaklı haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile tutularak davacı … için 500 TL, davacı … için 1.500 TL olmak üzere şimdilik toplam 2000 TL maddi tazminat, davacı … için 5000 TL, davacı … için 20.000 TL olmak üzere toplam 25.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline ilişkindir.
Davacı … A.Ş (Eski Ünvan: … A.Ş) vekili 01/02/2021 tarihli dilekçesi ile: Maddi tazminat talebini ıslah ederek 1.381,27-TL talep etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Davacı … A.Ş vekili 03/02/2021 tarihli dilekçesi ile: Maddi tazminat talebini ıslah ederek 89.420,56-TL talep etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
“Hakkın Tüketilmesi Başlıklı” 152. maddede: (1) Sınai mülkiyet hakkı korumasına konu ürünlerin, hak sahibi veya onun izni ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulmasından sonra bu ürünlerle ilgili fiiller hakkın kapsamı dışında kalır.
(2) Marka sahibi, birinci fıkra hükmü kapsamına giren ürünlerin üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı kullanılmasını önleme hakkına sahiptir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
… 3.ASCM nin … E. … K. ve 21/06/2018 tarihli kesinleşmiş kararında: Tutanağı düzenleyen kolluk görevlilerinin tanık olarak beyanına başvurulduğu, beyanlarında özetle söz konusu tüpleri tesisin girişine yaklaşık 20 metre uzaklığında boş bir alanda bulduklarını, tüpleri iş yerinin içerisinde bulmadıklarını, iş yerinin içerisinde arama yaptıklarını ancak bir suç unsuruna rastlamadıklarını beyan ettikleri, davalı …’nın da; … Beldesinde faaliyet gösteren … dolum tesislerinde işletme müdürü olarak çalıştığını, …’ın kendisine ait tüplerinin olduğunu, bu tüplerin üzerinde …’ın kendi marka kabartmasının bulunduğunu, … ve … ile herhangi bir sözleşmelerinin bulunmadığını, suça konu tüplerin tesisin dışında ve tesise ait olmayan boş bir alanda ele geçirildiğini konu ile alakalı ilgilerinin bulunmadığını, tüplerin iş yerlerinin karşısındaki boş arazide ele geçirildiğini, boş arazilerin şirketlerine ait olmadığını, suçsuz olduğunu savunduğu ve Mahkemece CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verildiği, kararın 08/09/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yargıtay HGK nun 2013/4-1008 E. 2014/490 K. ve 09/04/2014 tarihli ilamında: Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak gerek öğretide gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza Mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına ve öğretideki genel kabulü göre, maddi olgunun tespitine dair ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabulü rağmen aynı konunun hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir, şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay HGK nun 2013/4-1008 E. 2014/490 K. ve 09/04/2014 tarihli ilamında da belirtildiği üzere: Ceza Mahkemesinde verilen kararlarda maddi olayların ve özelikle “filin hukuka aykırılığı” konusunda hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı, aynı konunun hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılamayacağı bilinmekle, ceza mahkemesinde yapılan yargılamada; Söz konusu tüplerin davalılara ait tesisin girişine yaklaşık 20 metre uzaklıkta boş bir alanda bulundukları, tüplerin iş yerinin içerisinde bulmadıkları, kolluk güçlerince iş yerinin içerisinde arama yapıldığı ancak bir suç unsuruna rastlanmadığı görülmekle açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN REDDİNE,
1-59,30 TL ilam harcının peşin harç ve ıslah harcından mahsubu ile fazla 1.100,20 TL harcın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
2-Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi talepleri yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.900- TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
3-Reddedilen Manevi Tazminat talebi yönünden, Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.900- TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-Reddedilen Maddi Tazminat talebi yönünden, Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.900- TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5-Yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan 50,00 TL yapılan yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 11/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır