Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/352 E. 2021/431 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/352 Esas
KARAR NO:2021/431

DAVA:Endüstriyel Tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ:01/11/2019
KARAR TARİHİ:15/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … tescil numarası ile tescil başvurusunda bulunduğu 5 ve 9 numaralı tasarımlar ile Müvekkil itarafından yapılmış ve Türkiye de ilk kez kamuya sunulmuş ve üretilmiş (dikilmiş) tasarımlarının davalı … … tarafından üretim ve satışının yapıldığını, yine aynı davalıya ait olan @… instagram satış sayfasında , http://…/… adlı internet sayfasında da satışının yapıldığını, davacıya ait orijinal ürün örneği ile İhbar olunan … … satın alınarak temin edilen taklit ürün örneğinin İstanbul 1. FSHHM … D. İŞ sayılı dosyasına ibraz edildiğini, Davalının “… Mh. … Sk. No:4 … / …/ …” adresindeki iş yerinde ve yine davalıya ait “@…” adlı instagram sitesinde ve http://../… adlı internet sitesinde keşif ve bilirkişi incelmemesi yapıldığını, , … D. İŞ sayılı delil tespit dosyasından alınan bilirkişi raporu ile tasarım hakkına tecavüzün varlığının tespit edildiğini, Ortalama olarak bir tasarımdan 2500 -3000 adet kesim üretim yapıldığını, Müvekkilin ürün başına üretim maliyeti ile satış fiyatı arasındaki fark ürün başına mahrum kalınan karı gösterdiğinden, Ürün başına kar ile 3000 üretim adedinin çarpılması halinde de mahrum kalınan karın hesaplanmasını,bu kapsamda Davalının davacıya ait … nolu ETB’nin 5 ve 9 nolu formundaki ETB’lere tecavüzü nedeniyle SMK 151/2-a kapsamında şimdilik 1000 TL maddi 30.000 TL manevi tazminatın delil tespitini yapıldığı 09/09/2019 tarihinden işleyecek değişik orandaki ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili , tasarım hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulmasına, tedbire hükmedilmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 8.7.2021 tarihli talep artırım dilekçesiyle maddi tazminat istemini 47.382 TL olarak talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde: Davacının talebi kendi beyanına göre davaya konu 3 ürün x 3.000 adet x ürün başına kar olduğuna ilişkin iddiasının dayanaksız olduğunu, , Tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun hiçbir şekilde işbu davada esas alınamayacağını, davalının davacının iddia edildiği gibi her üründen farklı renklerde ve farklı bedenlerde binlerce ürün üretecek ne yeterli bir alt yapısı ne de ekonomik gücü bulunmadığını, ürünü satacak müşteri çevresine de sahip olmadığını, Davaya konu ürünlerin, hukuken koruma altına alınabilecek nitelikte birer tasarım olmadıklarını, ,dava konusu ürünlerin hiçbir yeniliğinin ve ayırt ediciliğinin bulunmadığı, Davacı tarafın haksız kazanç sağlamak adına ve kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, Bu sebeple açılmış davanın tüm talepler yönünden reddi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalının davacıya ait … nolu ETB’nin 5 ve 9 nolu formundaki ETB’lere tecavüz iddiası kapsamında 6769 sayılı SMK 151/2-a kapsamında şimdilik 1000 TL maddi (Davacı vekili 8.7.2021 tarihli talep artırım dilekçesiyle maddi tazminat istemini 47.382 TL olarak talep etmiştir. ) 30.000 TL manevi tazminatın delil tespitini yapıldığı 09/09/2019 tarihinden işleyecek değişik orandaki ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili , tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, tedbir ve hükmün ilanı kapsamında açılmış bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış , mali kayıtlar celp edilmiş, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … 08/02/2021 tarihli bilirkişi raporlarında özete; Davacı tarafa ait 05.03.2019 başvuru tarihli … – 5 numaralı tasarım tescili Davalı tarafa ait @… instagram sitesinde yer alan 26 Mart 2019 tarihli “…” kod numaralı ürün arasında ve … – 9 numaralı tasarım tescili ile Davalı tarafa ait @… instagram sitesinde yer alan 29 Mayıs 2019 tarihli “0165” kod numaralı ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını, Davacı tarafa ait olduğu iddia edilen @… instagram adresinde 03 Temmuz 2019 tarihinde kamuya sunulan tescilsiz tasarım ile Davalı tarafa ait @… instagram sitesinde yer alan 30 Ağustos 2019 tarihli “…” kod numaralı ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, Davalı ve Davacı ticari defterlerin; TTK Md.64-66 ve V.U.K. madde 220-226’ya göre açılış ve kapanış tasdiklerinin ticari usul ve kanunlara uygun olarak süresi içerisinde yapıldığını ve işlendiğini, ,Davalı kayıtlarından ve ticari defterlerinden davaya konu ürünlerin satış adetlerinin ayrılmasının mümkün olmadığını, mahkemenin tazminata hükmetmesi durumunda davalı tarafın mikro işletmeler sınıfında bulunduğu davacı firma talepleri gibi her bir model için 3000 adet üretim yapıp satabilecek bir kapasitede bulunmadığını, Sektörel üretim değerlendirmesi sunucu minimum her model için 300 adet üretim yapılabileceği, buna istinaden davacı firmanın 6967 Kanunun 151/2-A maddesi gereği yoksun kalacağı karın minimum 47.382,00 TL olarak tespit edilebileceğini, mahkemenin … D.İş dosyası kapsamında tespit edilen 48 adet ürün üzerinden tazminata hükmetmesi durumunda ise tazminatın 2.526,72 TL olacağını, Manevi tazminatın mahkemenin takdirinde olduğunu, ,Davacı tarafa ait … 5 numaralı tasarımın dayanak olarak sunulan 23 Ocak 2018 tarihli ürün görseli arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler … 15/06/2021 tarihli EK raporlarında özetle; Davalı kayıtlarından ve ticari defterlerinden davaya konu ürünlerin satış detaylarının (süre-adet vs. ) ayrılmasının mümkün olmadığı, Davaya konu ürünlere ait birim karın davacının mali verileri ve maliyet detaylarına dayandırılarak hesaplandığı ve 52,64 TL birim kar tespit edildiğini, ,Kısa süreli kullanım olmasına rağmen sektör olarak davaya konu ürünün kök raporda da aksettirildiği üzere her model için 300 adet optimum üretim adeti olabileciğini,, Kök raporda yapılan hesaplama dışında başkaca mali bir hesaplama yapılamayacağını, Kök raporda değerlendirildiği üzere davalı tarafın mikro işletmeler sınıfında bulunduğu ve davacının her bir model için 3000 adet üretim yapıp satabilecek bir kapasitesinin bulunmadığını, Manevi tazminatın mahkemenin uhdesinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Uyuşmazlığa Uygulanacak Hükümler, Mahkememizin Kabulü
Dava, tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Uyuşmazlığın özü, davalı eylemlerinin davacıya ait … nolu ETB’nin 5 ve 9 nolu formundaki tasarımlara tecavüz oluşturup oluşturmadığı , tecavüz varsa SMK 151/2-a kapsamında tazminatın belirlenmesinden ibarettir.
6769 sayılı SMK’nun 56. maddesi; “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 58. maddesi göre; “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 59.maddesi göre “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
6769 sayılı SMK’nun 81.maddesine göre “a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir” hükmü amirdir. Ancak “özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller; deneme amaçlı fiiller; ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar” ile belirli koşullarda onarım amaçlı fiiller tasarım hakkının kapsamı dışında kalır. (6769 sayılı SMK madde 59/3- a, b, c)
6769 sayılı SMK’nun 149.maddesi; “(1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması.
e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması.
f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda, söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak sahibince karşı tarafa ödenir.
(3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer.
(4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Bu yasal açıklamalar kapsamında somut uyuşmazlık konusu olaya sunulu deliller ışığında baktığımızda; tasarımın dava tarihi itibariyle geçerli olduğu, bir başkasına lisans verilmediği, devir edilmediği anlaşılmaktadır.
Toplanan deliller ve bilirkişi kök ve ek raporu ile değişik iş dosyası kapsamında alınmış rapor içeriğine göre, davaya dayanak tasarımın davacıya ait tescilli tasarım olduğunun anlaşıldığı, tasarım için 5.3.2019 tarihinde başvuru yapıldığı ve bültende ise 9.4.2019 tarihinde yayınlandığı, davalı yanca ileri sürülen yeni ve ayırt edici olmadığı yönündeki itirazın davalı yanca ispat edilemediği, dolayısıyla Tespit ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan ve davacı adına koruma altında olan tasarıma dayalı olarak davacının dava açma hakkı bulunduğu, davacı tarafın SMK’nun 151/2-a maddesi uyarınca hesaplama yapılmasını talep ettiği, dosya kapsamında toplanan delillere göre ve mali inceleme kayıtlarına göre davalının tecavüze konu ürünlerden kaç adet sattığının ve bu ürünlerin satışından ne miktarda kar elde ettiğinin tespit edilemediği, davacının da dayanak tasarımdan ne kadar satış yaptığına dair hiçbir delil sunmadığı, bu durumda tasarımın kullanıldığı süre, tasarımın niteliği, ihlalin boyutu gözetilerek TBK’nın 50. maddesi uyarınca, bir tazminata hükmedilmesi gereklidir.
Her ne kadar davacı yan dilekçesinde Ürün başına kar ile 3000 üretim adedinin çarpılması halinde de mahrum kalınan karın hesaplanmasını talep etmiş ise de; Davacının bu talebinin kabul görmesi için muhtemel kazanç kaybının oluşması için davacı şirketin büyüklüğü, çalışan sayısı, ödenmiş sermayesi, cirosu, karı, yurt çapında ve yurt dışında sahip olduğu dağıtım kanalları, şubeleri, bayilikleri, servis ağı, ödediği vergi, ihraç miktarları, piyasasına hakimiyeti , ticari defter ve belgelerinde bu tasarım ile yaptığı siparişler, sattığı ürünleri ispat etmesi gerekirken bu yönde hiçbir delil sunmadığı ancak buna rağmen bilirkişilerden farazi ihtimale dayalı olarak hesaplama yapılmasını talep ettiği, bilirkişilerinde farazi olarak davacı beyanına göre bir inceleme yaptığı ve 300 adet üretim yapılabileceğini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Oysa bilindiği üzere tazminat hukukuna egemen olan görüş sebebsiz zenginleşmeye neden olmayacak şekilde bir tazminat belirlenmesidir. Farazi ihtimallere göre üretim adedi belirlenemez ,bu şekilde bir belirleme genel hukuk ilkelerine aykırıdır. Mahkememizin ihtisas mahkemesi olması dolayısıyla her yıl /dönem tekstil sektörünün yani sezon itibarıyla rağbet gören ve satışı yapılan ürün modellerinin farklılık gösterdiği, hatta iklimin dahi ürünler üzerinde satışa doğrudan etkisinin bulunduğu bilinmektedir. Dolayısıyla bir önceki dönem daha çok satılabilen tescilli yada tescilsiz bir tasarım ürününün diğer dönem de aynı hızla ve sayıda satılması her sezonun (yılın) modası, rengi ve trendi farklılık gösterdiğinden, tüketicinin içinde bulunduğu ekonomik ortam dahi satış rakamlarını etkilemektedir. Somut dosyada gerek davacı gerek davalı satışlarında ürünlerin bizatihi satış kodu vb hiçbir kayıt içermediği anlaşılmaktadır. Davacının farazi kesim ve dikim üretimleri ancak sektörde bir çok kişinin peşin ve iş garantisi olarak çalıştığı yurtdışında dahi şubeleri olan tanınmış firmalarda dahi söz konusu değilken gerek davacı gerekse davalının küçük çaplı işletmeler niteliğinde oldukları, gelen mali kayıtlarından anlaşıldığı , bilirkişi raporunda da davalının her model için 3000 adet üretim yapabilecek kapasite olmadığının belirtildiği, davacının farazi ihtimale göre bir tazminat hesabının yapılmasını talep etmesinin tazminat hukuku ilkelerine aykırı olacağı ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı anlaşılmıştır
Eylemin haksız rekabet olduğu ve tasarıma tecavüz teşkil ettiği anlaşılmıştır. . Böyle bir durumda hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği (TBK m.51/I); özellikle uğranılan zararın miktarının tam olarak ispat edilememesi halinde hakimin, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirlemesi (TBK m.50/II) gerekmektedir. Davalı eyleminin devam ettiği süre, elde ettiği gelir, tasarımın bilinirliği, gücü, ihlalin boyutu ve niteliği, tarafların dosyaya yansıyan mali durumu, ihlal eyleminin gerçekleşme şekli ile kusurun ağırlığı, tasarımın ekonomik önemi, tasarım hakkına tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi (davaya dayanak tasarım için 5.3.2019 tarihinde başvuru yapıldığı ve Türk Patent ve Marka kurumunun resmi bülteninde ise 9.4.2019 tarihinde yayınlandığı, delil tespitinin ise 3.9.2019 tarihinde talep edildiği ve tespitin ise işyerinde 9.9.2019 tarihinde yapıldığı ve dolayısıyla ihlal için 5 aylık sürenin dikkate alınmasının gerektiği) başka firmalara üretim lisansı verildiğine, tasarımın çok tutulan , trend olmuş bir tasarım olduğu yönünde de belge sunulmadığı dolayısıyla TBK’nın m.50/II.maddesi hükümleri gözetilerek, maddi tazminatı SMK 151/2-a kapsamında 2.526.72 TL olarak belirlenmesi hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmıştır. . Zira davacı delil tespit dosyasına sunduğu 2.9.2019 tarihli fatura da 3 elbise için 200, 250 TL ve 260 TL olarak fatura bedeli belirlenerek fatura kesildiği anlaşılmış olup, toplamda 48 adet ürün tespit edildiği ancak bu ele geçen ürünlerden kaç adet satıldığının tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Davacı SMK 151/2-a kapsamında yani davalının haksız rekabeti nedeniyle mahrum kaldığı karı talep etmektedir. Daha önce sunulu faturada 3 adet elbise için toplamda 710 TL ödendiği görülmektedir. 710 TL satıcının net karı olmayıp, bu bedel üzerinden işçilik , vergi ve genel işletme giderleri de düşülecektir. Bu durumda da kar birimi mali kayıtlara göre bilirkişi raporunda denetime uygun şekilde 52.64 TL olarak belirlenmiş olup, 48 ürünün tamamının satılması faraziyesine göre dahi ancak 2.526.72 TL kar elde edilebileceğinden , davacının ancak bu miktarı maddi tazminat olarak talep edilebileceği anlaşılmıştır. Davacının talep artırım dilekçesindeki bedel farazi ihtimale dayalı olarak talep edildiğinden sebepsiz zenginleşmeye yol açacağından ve ispat hukuku kurallarına göre ispat edilemediğinden , talep artırım dilekçesindeki fazla istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Bir tür haksız eylem niteliği taşıyan davalının tasarıma tecavüzü sonucu, davacı tasarım sahibinin piyasada edindiği manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve zararlar ,, davalının basiretli tacir gibi davranmayarak, gerekli izni almaksızın davacı tasarımını kullanması davacı adına tescilli tasarımı ticari faaliyetlerinde kullanmaya devam etmesi kusurlu bir davranış olup, izinsiz olarak davacıya ait tasarımın kullanılması suretiyle oluşan haksız eylemin manevi tazminatı da gerektirdiği sonucuna ulaşılmış bu nedenle tarafların sosyo ekonomik durumları ve manevi tazminat ile elde edilebilecek manevi tatmin, gözetilerek 5.000- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, maddi ve manevi tazminatta fazlaya dair istemlerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davalının davacıya ait tescilli tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-tasarım hakkını ihlal nedeniyle SMK 151/2-a Maddesi vesomut olayın özelliklerine göre 2.526.72- TL madditazminatın 9.9.2019tarihinden itibaren değişir oranlıticarifaiz ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-5.000 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 9.9.2019 tarihinden itibaren değişir oranlıticarifaiz ile davalıdan tahsiline,, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davacının dava konusu tasarımının davalı yanca üretiminin, satışının, önlenmesine,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdantahsiline,
6- 514,15 TL ilam harcının peşin ve ıslah harçtan mahsubu ile artan 777,74 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
7- Haksız rekabetin tespiti ve tasarıma tecavüzün tespiti talebinin kabulü yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 378. TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Red edilen Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 6.631. TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10- Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca … 750- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11- kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 750- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 514,15 TL ilam harcı, 44,40 TL başvuru harcı, 217 TL tebligat masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam, 3.775,55 TL’nin taktiren 2/3 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13- Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yoluaçık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 15/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır