Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/304 E. 2021/366 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/304 Esas
KARAR NO : 2021/366

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1986 yılında … ve … tarafından kurulduğunu; müvekkilin LPG dolum ve depolama tesisleri, demirbaşlar, makineler ve satış sonrası hizmetlerin üretimi, pazarlanması, montajı sektöründe ulusal ve uluslararası alanda faaliyet gösterdiğini; müvekkili şirketin kurulduğu günden bu yana nizasız ve fasılasız bir şekilde ticaret unvanının kılavuz unsuru olan “…” ve “…” ibarelerini marka olarak kullandığını; marka başvurusunun müvekkil şirket yetkilisi … adına yapılmış olduğunu ve sonradan müvekkil şirkete devretmiş olduğunu; davalının, dayanak markanın başvuru tarihinden beş ay sonra marka tescil başvurusunda bulunmuş olduğunu; huzurdaki davanın ikamesinden önce davalıya markalarını geri çekmesi için bir mail gönderildiğini; davalı şirket, müvekkili şirketten haberdar olmasına rağmen müvekkil şirketin marka hakkını ihlal eder nitelikte, marka tescilinden feragat etmediğini ve bu durumun davalı şirketin kötü niyetini açıkça gözler önüne serdiğini; müvekkil şirketin “…” ve “…” ibareleri üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu; dava konusu … no.lu “…- şekil”, … no.lu “…” şekil” markalarının SMK m. 5/1/ç, 6/1, 6/3, 6/4, 6/5, 6/6, 6/9 ve 25 uyarınca hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Türkiye’de uzun yıllardır faal olarak LPG sektöründe tanınmış markaların yetkili servisi hizmetini veren, itibarlı bir ticari hayatı olan ve geniş müşteri kitlesine sahip, otomotiv, alternatif yakıt sistemleri ve bilimum yedek parça ve madeni yağ ürünlerinin ticaretine ilişkin faaliyet gösteren bir firma olduğunu; basiretli bir tacir olmanın gereklerine uygun olarak dava konusu … no.lu “…” şekil”, … no.lu “…” şekil” markalarının müvekkili şirket adına tescilli olduğunu; davacı şirket adına tescilli olan markalar ile müvekkil şirket adına tescilli olan markaların aynı olmadığı gibi markalar arasında karıştırılmaya sebebiyet verecek bir benzerliğin bulunmadığını; taraf markalarının farklı sınıflarda tescil edilmiş olduğunu; davacı ve davalının birebir aynı sektörde faaliyet göstermeleri gibi bir durumun söz konusu olmadığını; her ne kadar ticari faaliyetlerinin konusu LPG olsa da, müvekkili şirketin hizmet, bakım ve montaj firması olduğunu, davacı şirketin ise makine ve ekipman üreten üretici bir firma olduğunu; bu nedenle, davacı şirketin iddia ettiği üzere “…” ibaresini gören kişiler tarafından karıştırılma ihtimalinden söz edilemeyeceğini; açıklanan tüm nedenlerle davacı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık, davalı adına TPMK nezlinde … no ile tescilli “…” … no ile tescilli “… ” ibareli markaların 6769 sayılı SMK nın 5/1-c , 6/1, 6/3-4-5-6-9 ve 25.maddeleri uyarınca hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce alınan 28/05/2021 tarihli bilirkişi raporunun HMK 266. madde kapsamında dosyadaki deliller ile uyumlu, marka hukuku ilkelerine göre hazırlandığı anlaşıldığından hükme dayanak alınabileceği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda; … tescil nolu … şekil markasının 07, 09, 35. sınıflarda, .. tescil no.lu … şekil markasının 07, 09. sınıflarda ve … tescil no.lu … şekil markasının 07, 35. sınıflarda davacı adına tescil edilmiş olduğunu; davalının … tescil nolu … şekil markası 04. sınıfta tescilli olduğunu, markalar bir bütün olarak incelendiğinde, davalının… tescil no.lu markasının davacının… tescil no.lu ve … tescil no.lu markaları ile aynı/benzer olduğu, Davacı markalarının 07. sınıfta tescilli olduğu emtialar ile davalı markalarının 04. Sınıfta tescilli olduğu “Sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları” emtiaların birbiri ile bağlantılı oldukları, Hükümsüzlüğü talep edilen … tescil no.lu marka davacının … tescil no.lu ve … tescil no.lu markaları ile aynı olduğunu, SMK m. 6/1 uyarınca hükümsüzlük şartlarının olduğunu, Davalı, davacı markalarının tescilinden önceki tarihlerde markasal kullanımını gösterir bir delil ibraz etmemiş olmakla, SMK m. 6/3’e dayalı hükümsüzlük şartlarının olduğunun kabul edilebileceğini; Davacı “…” ve “…” esas unsurlu markalarının tanınmış marka ve sektörel olarak bilinir marka olduğunu iddia etmişse de dosya kapsamında yapılan incelemede bu yönde bir iddiayı tespit edecek delillerin dosyada mevcut olmadığından SMK m. 6/4 ve 6/5’e dayalı hükümsüzlük şartlarının oluşmadığını; Davacı şirket unvanının çekirdek unsuru ile dava konusu markaların esas unsuru “…” ibaresi olduğu; davacı şirket unvanı daha önceki bir tarihte tescil edilmiş olmakla, dava konusu … tescil no.lu “…”şekil” ve … tescil no.lu “… ” şekil” markalarının SMK m. 6/6’ya dayalı hükümsüzlük şartlarının olduğu; Hükümsüzlüğü talep edilen … tescil no.lu markanın davacının … tescil no.lu ve … tescil no.lu markaları ile aynı olduğu; taraf markalarının bir bütün olarak aynı olması tesadüf ile açıklanamayacağından SMK m. 6/9’a dayalı hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğunun kabul edilebileceğini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu, markalara ait görsel logolar, tarafların faaliyet alanları , marka hukukuna ait temel prensipler ,yüksek yargı içtihatları ile birlikte incelendiğinde;
Davacı firmanın tescilli markalarından … tescil nolu markasının davalının …tescil nolu markası ile hem isim, hem de logo olarak aynen (tamamen) birbiri ile aynı olarak oluşturulduğu , sadece sınıflarının farklı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı firmanın … tescil nolu markası, tarih olarak davalı firmanın … tescil nolu markasından önce tescillenmiştir. 2 ayrı firmanın markanın logolarının birbirinin aynısının tescil edilmesi marka hukuku kapsamında kabul edilemez. Zira logo da markada yer alan asli unsurlardan olup, marka sahibinin adeta mührü gibidir. Davalının hiçbir gerekçe göstermeden aynı logoyu aynı isim ile tescil ettirmesi kötüniyetli bir davranış olup hukuki olanak korunmaya mazhar değildir.
Taraf markalarını bir bütün olarak görsel, işitsel ve kavramsal yönden incelendiğinde; davalının … tescil nolu markası davacının … tescil nolu ve … tescil nolu markaları ile aynı ve benzerdir. Davalının … tescil nolu markası davacı adına tescilli markalar ile benzerdir.”
Davalının… tescil nolu markası ve… tescil nolu markası ile davacının ve markaları karıştırma yaratmaktadır. Ayrıca markaların tescilli olduğu emtialar da sektör bilirkişisince karşılaştırılmıştır. Buna göre davalı adına 04.sınıfta tescilli emtialar ile davacı markalarının tescil edildiği 07.sınıf emtialar birbiri ile bağlantılıdır. Emtia sınıfı incelendiğinde birlikte kullanım alanı olan hatta kullanım zorunluluğu olan ürün niteliğinde oldukları, dolayısıyla dava konusu… tescil nolu marka ile … tescil nolu markanın 04.sınıfta sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları emtiaları yönünde SMK m.6/1 uyarınca hükümsüzlük şartlarının olduğu da anlaşılmıştır.
Davacı şirket ünvanının çekirdek unsuru ile dava konusu markaların esas unsuru … ibaresidir. Davacı şirket ünvanı daha önceki bir tarihte tescil edilmiş olup, dava konusu … tescil nolu …+şekil ve … tescil nolu … +şekil markalarının SMK m.6/6’ya dayalı hükümsüzlük şartlarının oluştuğu da sabittir. Zira davacının ticari sicile kayıt tarihi 1987 yılı olup, marka tescili de davalının marka tescilinden öncedir.
… tescil nolu marka davacının … tescil nolu ve …tescil nolu markaları ile aynıdır. Markalardaki kelime, şekil ve renk unsurları bulunmaktadır. Taraf markalarının bir bütün olarak aynı olması tesadüf ile açıklanamaz. Zaten davalıda bu yönde geçerli bir savunma ileri sürememiştir. Dolayısıyla SMK m.6/9’a dayalı hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Davalı her ne kadar davacı ve davalı firmaların farklı iş kollarında faaliyet gösterdiği, şirket isimlerindeki … kök ismi dışında bir benzerlik bulunmamadığını ve çatı sektörleri LPG olsa bile farklı işleri yaptıklarını ileri sürmüş ise de, davalı adına 04.sınıfta tescilli emtialar ile davacı markalarının tescil edildiği 07.sınıf emtialar birbiri ile bağlantılıdır. Yani birlikte kullanım alanı olan hatta kullanım zorunluluğu olan ürünlerdir. … tescil nolu marka ile …tescil nolu markanın 04.sınıfta sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları emtiaları yönünde SMK m.6/1 uyarınca hükümsüzlük şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı yan aynı zamanda davalının kötüniyetli olması nedeniyle markaların hükümsüz kılınmasına da talep etmiştir.
556 sayılı mülga KHK’nın 35. maddesi aynen “Tescil başvurusu yapılmış markanın 7’nci ve 8’inci madde hükümlerine göre tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar ile başvurunun kötü niyetle yapıldığına ilişkin itirazlar ilgili kişiler tarafından marka başvurusunun yayınından itibaren üç ay içerisinde yapılır” demek suretiyle, marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapılmasını başlı başına bir ret nedeni olarak düzenlenmişti. Eski KHK döneminde Kötü niyet halinin, hukukun genel prensipleri çerçevesinde markanın hükümsüzlüğü ile ilgili bir neden oluşturabileceği doktrin ve yüksek yargı ilamları ile kabul edilmekteydi. 6769 sayılı SMK’nun 6.maddesinin 9.fıkrası ile kötüniyete nispi ret nedenleri arasında yer verilmiştir. Ayrıca SMK’nun 5 ve 6. maddelerindeki mutlak ve nispi ret nedenlerine atıfta bulunulduğundan ,kötüniyetin aynı zamanda bir hükümsüzlük nedeni olduğu hususu açıklığa kavuşturulmuştur. (Sınai Mülkiyet Kanunu Şerhi, Hamdi Yasaman ve diğerleri,Cilt II, syf; 1139)
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.7.2008 tarih ve 2008/11-501E. 2008/507 K. sayılı kararı da “kötü niyet” halini başlı başına bir hükümsüzlük sebebi olarak kabul etmiştir.
“Kötü niyet” ifadesi ile anlatılmak istenilen, “iyiniyetli olmamak” yani markanın varlığını bilmek veya öğrenebilecek durumda bulunmaktır. Bunun dışında, mutlaka, bir hilenin, aldatmanın, dolanmanın varlığının bulunup bulunmadığının araştırılmasına ayrıca gerek yoktur
Davalının, davacının markasından haberdar olmaksızın söz konusu logonun aynısını ve birebir marka adını tesadüfen yaratmış olduğunu söyleyebilmek somut deliller kapsamına göre mümkün değildir.( … tescil nolu marka yönünden) Zira davacının markası ve logosu ilk tescil sahibi olan davacı tarafından yaratılmış bir logo ve ibaredir. Davalının tescil anında iyiniyetli olmadığı, Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırı olarak tescilin gerçekleştirildiği, davalının marka tescilinde kötüniyetli olduğu subut bulduğundan … tescil nolu marka yönünden davalı adına tescilli markanın bu yönde ileri sürülen hükümsüzlük sebebi de yerinde görüldüğünden kötüniyetli tescil gözetilerek 6769 sayılı SMK’nun 6/9 ve 6/6 maddeleri gözetilerek hükümsüzlüğüne, ayrıca yine hükümsüzlüğü talep edilen … şekil nolu markanın da 6769 sayılı SMK’nun davanın SMK 6/6 maddesi gereğince hükümsüzlüğüne karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davalı adına … nolu … şekil ve … nolu … ŞEKİL ibareli markaların ayrı ayrı HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
2- mahkememizin tensip zaptının 9 nolu ara kararı ile oluşturulan 6.9.2019 tarihli tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına,
3-Karar kesinleştiğinde kararın sicile işlenmek üzere TPMK’na bildirilmesine,
4-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan14,90 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 44,40 TL Peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı, 140,40 TL tebligat gideri, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.229,2 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ NEZDİNDE İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır