Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/296 E. 2021/140 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/296 Esas
KARAR NO : 2021/140

DAVA : Markanın Kullanmama Nedeniyle Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 17/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın kullanmama nedeniyle Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye’de ve … de turizm sektöründe “…” adı ve unvanı altında işletmekte olduğu otel ile tanınmakta olduğunu, “ …” ibaresinin 21.04.2015 tarihinde … Kollektif ve Komandit Şirketler ve Ticari Unvanlar Yasası Fasıl 116 uyarınca ticari unvan olarak kaydettirdiğini, müvekkilinin Türkiye’de marka koruması elde etme amacı ile Türk Patent Enstitüsü nezdinde başvuru gerçekleştirdiğini, bu kapsamda davalı şirketin bu marka başvurusuna “…” ibareli markayı gerekçe göstererek itiraz ettiğini, ve SMK md. 6 uyarınca marka başvurusunun reddine karar verildiğini, markanın davalı tarafından kullanılmadığını iddia ederek; davalı adına… başvuru numarası ile tescil edilen “…” ibareli markanın 6769 Sayılı SMK madde 26 vd. hükümleri gereğince iptal şartlarının oluştuğu 21.02.2019 tarihi itibariyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait “…” markasının 12.02.2015 tarihinde tescil edildiğini, iptal için öngörülen 5 yıllık sürenin dolmadığını, ayrıca müvekkilinin tescil tarihinden bu yana markasını da kullandığını, iptal davasının süre dolmadan açıldığını, kötüniyet iddialarının mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı adına .. başvuru numarası ile tescil edilen “…” ibareli markanın 6769 Sayılı SMK madde 26 vd. hükümleri gereğince iptal şartlarının oluştuğu 21.02.2019 tarihi itibariyle iptali istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişilerin raporlarının denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiler mali bilirkişi … ve marka vekili … 25/11/2020 tarihli raporunda özetle; iptali talep edilen … numaralı “…” markasının 13.03.2013 tarihinde başvurusunın gerçekleştirilmiş olduğunu, anılan markanın 21.02.2014 tarihinde davalı şirket adına tescil edildiğini, huzurdaki kullanmama nedeniyle iptal davasının 17.09.2019 tarihinde açılmış olduğunu, davalının iptali talep edilen … numaralı “…” markasının (21.02.2014 + 5 = 21.02.2019) davanın ikame edildiği tarihte halihazırda 5 yılı aşkın süredir tescilli olduğunu, davalının davanın süresi dolmadan ikame edildiği şeklindeki savunmalarının yer bulmayacağını, iptali talep edilen,… numaralı “…” markasının tescil kapsamının, 09/ 35/ 36/ 37/ 38/ 41/ 42/ 45. Sınıflarda yer alan mal emtiaları ile hizmet sınıflarından oluştuğunu, davalı yanın … numaralı “…” markasını tescil kapsamı olan 09/ 35/ 36/ 37/ 38/ 41/ 42/ 45. Sınıflarda yer alan emtia ve hizmet sınıfları grubunda, kesintisiz, yoğun, ciddi bir şekilde kullanıldığını ispat ile yükümlü olmasına rağmen, kullanımlarını ispatlayamadığını, kullanımı ispat eder delillerin dosya kapsamında bulunmadığını ve defter incelemesi için defterin hazır edilmediği göz önünde bulundurularak, davalı markasının tescil kapsamındaki tüm emtialar bakımından iptal koşullarının oluştuğunu, davalının markasını gerek beş yıl kesintisiz ara verilmeden kullanıldığını, gerekse de son beş yıllık dönemde ciddi, pazar payı oluşturacak şekilde, tescilli olduğu tüm emtialar bakımından ayırt edici unsurunu değiştirmeden kullandığını ispat edememiş olduğunu bildirmişlerdir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9.maddesi uyarınca tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması, markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması ve markanın marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.
6769 sayılı SMK’nın 26.maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle markanın iptali yetkisi Türk Patent Kurumuna aittir. Ancak bu hüküm SMK’nın 192/1.maddesi uyarınca kanunun yayım tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe girecektir.
6769 sayılı SMK’nın GEÇİCİ MADDE 4.maddesi uyarınca, SMK’nın 26. madde hükmü yürürlüğe girene kadar, iptal yetkisi, anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılır. 26. maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mahkemeler tarafından görülmekte olan iptal davaları mahkemeler tarafından sonuçlandırılır. Mahkemelerin bu madde hükmüne göre vermiş olduğu kararlar kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından Kuruma resen gönderilir. ” hükümleri düzenlenmiştir.
Türk Patent ve Marka Kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir. … numaralı “…” markasının 13.03.2013 tarihinde tescilinin gerçekleştiği, markanın 21.02.2014 tarihinde sicile kayıt edildiği ve resmi marka gazetesinde 31.3.2014 tarihinde yayınlandığı ve markanın 9, 35, 36, 37, 38, 41, 42, 45. Sınıflar için ticaret ve hizmet markası olarak davalı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Markanın kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin işbu davaya bakma görev ve yetkisi davanın açılma tarihi itibarıyla mahkememize ait olup, markanın tescil edildiği tarihten itibaren 5 yıllık süre geçtikten sonra iptal davası açıldığından davalının ileri sürdüğü itirazın da yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Zira Kullanmama nedenine dayalı iptal davası açabilmek için hak düşürücü bir süre bulunmamaktadır. Önemli olan dava tarihinden geriye doğru tescil anına kadar beş yıllık sürenin dolmuş bulunmasıdır. Bu nedenle markanın tescil edildiği tarihten itibaren bu süre hesaplanacağı için dava süresindedir.
SMK’nın markanın kullanım külfetine ilişkin 9.maddesi hükmü hem geçmişte tescil edilen markalar için, hem de gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma yüklentisi getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait marka da kullanma külfeti veya yüklentisi altıntadır. Markanın kullanımının SMK’nın 7.maddesinin 2.fıkrasının a, b ve c bentlerinde öngörülen şekilde olmak üzere; anılan 7.maddenin 3. Fıkrasıyla SMK’nın 9.maddenin 2 ve 3. fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
İptali istenilen markanın kullanımının, söz konusu markanın, tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla, temel işlevine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir. Bu kullanımın markanın, tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini, bu ürün ya da hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde, yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil, piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddî olarak gerçekleşmelidir.
Doğal afetler, savaş, ağır bir ekonomik buhran, ambargo, ithâlat kısıtlamaları gibi durumlar elbetteki markanın kullanılmaması için haklı bir neden olabilir. Fakat davalının bu yönde bir savunması bulunmamaktadır. Davalı bilirkişilere inceleme için ticari defter ve belgelerini hazır etmemiştir. Öte yandan davalının dosyamıza markayı kullandığına ilişkin fatura, haber, lisans sözleşmesi, ticari kayıt adı altında hiçbir belge sunmadığı anlaşılmıştır. Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca, yargılama konusu markanın tescilli olduğu sınıflar yönünden kullanıldığını ispat yükü davalıdadır.
Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi yasa gereği olan davalının, kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Davalı kullanıma ilişkin kanıtları açık ve anlaşılabilir biçimde mahkemeye sunmalıdır. Davalı bilirkişi heyetinin inceleme gününde ticari defter ve begelerini sunmamış olup, bu husus rapor içeriği ile da sabittir. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir hizmet sınıf için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir.
Sunulan rapor kapsamı, marka tescil belgesi, davalının ciddi kullanıma ilişkin hiçbir delil sunamamış olması gözetildiğinde; Davalı adına … no ile tescilli … ibareli tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürede ciddi olarak kullanılmadığı anlaşıldığından kullanmama nedeniyle 6769 sayılı SMK 26 vd maddesi gözetilerek İPTALİNE, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalı adına … no ile tescilli … ibareli tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürede ciddi olarak kullanılmadığı anlaşıldığından kullanmama nedeniyle 6769 sayılı SMK 26 vd maddesi gözetilerek İPTALİNE,
2-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna Enstitüsüne gönderilmesine,
3-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 14,90 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 peşin harç, 2.000 TL bilirkişi ücreti ve 102,30 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.191,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.17/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır