Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/270 E. 2021/34 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/270 Esas
KARAR NO :2021/34

DAVA: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 23/08/2019
KARAR TARİHİ: 26/01/2021

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/345 ESAS SAYILI DOSYASINDA;

DAVA: Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i
DAVA TARİHİ: 25/10/2019
KARAR TARİHİ: 26/0/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının yetkilisi ve sorumlusu olduğu … internet sitesinde müvekkili adına tescilli “…” ibareli markasının izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullanıldığını, müvekkili şirketin ve markalarının tanınmışlığından haksız bir şekilde fayda sağlandığını, müvekkilininitibarının zedelendiğini, tüketicilerin aldatıldığını iddia ederek maddi ve manevi tazminat talepleri de dahil olmak üzere fazlaya ve faize ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile, HMK md. 389 vd, 6769 sayılı SMK md 59 ve TTK md. 61 uyarınca dava sonunda verilecek karar kesinleşinceye dek … ve bu sitenin diğer bir görünümü olan … internet sitelerine erişimin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … internet sitesinde müvekkilinin ticaret unvanı ve tescilli markalarının hukuka aykırı olarak kullanılması ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29 uncu maddesi anlamında vekil edenin marka tescillerinden doğan haklarına vaki tecavüzün 149. madde hükmü uyarınca durdurulmasını, TTK.’nın 54 vd. maddeleri uyarınca, davalıların eylemleriyle oluşan haksız rekabetin tespitini, önlenip yasaklanmasını, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını ,karar özetinin; masrafı davalılardan alınmak üzere Türkiye çapında yayın yapan ve hükmün kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak açılan davaya cevap vermemiştir.
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/345 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının yetkilisi ve sorumlusu olduğu … internet sitesinde müvekkili şirketin, tescilli markasının izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullanıldığını, müvekkili şirketin ve markalarının tanınmışlığından haksız bir şekilde fayda sağlandığını,müvekkilinin itibarının zedelendiğini, tüketicilerin aldatıldığını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin başta olmak üzere fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirketin marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i,ref’ini, hükmün ilanına karar verilmesini, … internet sitesine ihtiyati tedbir kararı verilerek erişimin engellenmesini,vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak açılan davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Asıl davada uyuşmazlık konusu; davalının yetkilisi ve sorumlusu olduğu … alan adında davacının tescilli “…” ibareli markasının izinsiz olarak haksız rekabet teşkil edecek şekilde kullanıldığı iddiasıyla marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, hükmün ilanı, siteye erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir karar verilmesi talebine ilişkindir.
Birleşen davada uyuşmazlık konusu; davalının yetkilisi ve sorumlusu olduğu … alan adında davacının tescilli “…” ibareli markasının izinsiz olarak haksız rekabet teşkil edecek şekilde kullanıldığı iddiasıyla marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, hükmün ilanı, siteye erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir karar verilmesi talebine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalıya tebliğ olunmuş, davalının ticari sicilide kayıtlı adresine yapılan tebligata rağmen açılan davaya cevap vermemiş, mahkememizce dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi … 23/09/2019 tarihli raporunda; davacı adına tescilli “…” ve “… …” ifadeleri ile yapılan internet aramalarında, kullanıcıların bu ifadeleri ararken, yanlış yönlendirme ile Davalıya ait “…” internet sitesine gitme ihtimalinin çok düşük olduğunu, Davalıya ait “…” alan adlı internet sitesi üzerinden yapılan teknik incelemede “… …” ibaresinin … sisteminde kullanıldığının tespit edilmiş olduğunu, davalıya ait … internet sitesinin randevu sayfası en alt kısmında küçük fontlar ile “ … ile herhangi bir şekilde ilişiğimiz; ve iş ortaklığımız yoktur.” ibaresini kullanıcıların farketmelerinin zor olduğunu, davalıya ait … sitesi ana sayfasında … logolu bir … istasyonu fotoğrafı ve randevu sayfasında birebir aynı resim ve yazılar ile sayfanın bütününde … randevu web sayfası ile büyük benzerlik oluştuğunun tespit edildiğini, davalıya ait … sitesinin … markası ile organik bağının olduğu izleniminin oluşmadığını, fakat davalıya ait … sitesinde … markasına ait içeriklerin kullanıldığı bildirilmiştir.
Birleşen dosyada marka vekili … ve…’ın 22/01/2020 tarihli raporunda; Davalı web sitesi üzeride yapılan teknik inceleme ve davacı ile davalı web site görsellerinin karşılaştırılması neticesi ile … web sitesinin ana sayfası kaynak kodlarında “…” isminin geçtiği linklerin tespit edildiğini, davalı web sitesinin ana sayfasında davacıya ait marka logosunun ve davalının randevu sayfasında davacı randevu sayfasına ait görsellerin kullanılmakta olduğunu, davalının web sitesinde davacıya münhasır olan ve ücretsiz verilen bir hizmeti ücretli hale getirerek “…” açıklaması ile tüketiciye sunduğunu, bu hizmeti sunarken de davacı web sitesinde yer alan logo ve görsellere yer verdiğini, bu durumun davacı marka hakkını ihlal ettiğini, tüketiciyi hizmet satın alırken yanıltabileceğini ve davacının marka itibarını zedeleyebileceğini bildirmişlerdir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir. Davacının “…” ibareli markasının 37.sınıf için( kara araçlarının tamir ve bakım hizmetleri sınıfı dahil olmak üzere) 7.6.2007 tarihinden itibaren davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından alınan raporlar, davacı markasının 37.sıınfta tescilli olması ve davalının kullanımı dikkate alındığında marka hakkının ihlal edildiği,haksız rekabete neden olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiler … web sitesinin ana sayfası kaynak kodlarında “…” isminin geçtiği linklerin tespit edildiğini, davalı web sitesinin ana sayfasında davacıya ait marka logosunun ve davalının randevu sayfasında davacı randevu sayfasına ait görsellerin kullanılmakta olduğunu, davalının web sitesinde davacıya münhasır olan ve ücretsiz verilen bir hizmeti ücretli hale getirerek “…” açıklaması ile tüketiciye sunduğunu, bu hizmeti sunarken de davacı web sitesinde yer alan logo ve görsellere yer verdiğini, bu durumun davacı marka hakkını ihlal ettiğini, tüketiciyi hizmet satın alırken yanıltabileceğini ve davacının marka itibarını zedeleyebileceğini bildirmişlerdir.
Markanın itibarından haksız yararlanmadan bahsedilebilmesi için, her şeyden önce imaj transferinin gerçekleşmesi gerekir (Berlit, W., Grur 2002, s. 577; Şenocak, Kemal; Batider, 2009 Sa. 2, s. 149). İmaj transferi, markanın özdeş veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılması suretiyle, tüketicinin markanın imajı ile ilgili olumlu düşüncelerinin, ikinci markanın kullanılacağı ürünlere aktarılması ve bu suretle satışların arttırılması stratejisidir (Schaeffer, M; Grur 1988, s. 513; Şenocak, Kemal, Batider, 2009 Sa. 2, s. 150). Dolayısıyla tüketici zihninde oluşan olumlu çağrışımlar, davacının markasına ait imaj, istismar eden tarafından kendi lehine haksız yere değerlendirilmiş ve menfaat sağlanmış olur.
Somut olayda da hükme dayanak alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında; … …” ibaresinin … sisteminde kullanıldığı hususu teknik bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilmiş olup,, davalıya ait … internet sitesinin randevu sayfasının en alt kısmında küçük fontlar ile “ … ile herhangi bir şekilde ilişiğimiz; ve iş ortaklığımız yoktur.” İbaresi yazılmış ise de kullanıcıların bunu farketmelerinin zor olduğu , davalıya ait … sitesi ana sayfasında … logolu bir … istasyonu fotoğrafı ve randevu sayfasının da birebir aynı resim ve yazılar ile sayfanın bütününde … randevu web sayfası ile büyük benzerlik oluştuğunun hususunun tespit edildiğini, dolayısıyla davalıya ait … sitesinin … markası ile organik bağı bulunduğu intibaının uyanacağı hususu asıl dava dosyasında alınan rapor kapsamından anlaşılmıştır. Yine birleşen dosya kapsamında alınan raporda … web sitesinin ana sayfası kaynak kodlarında “…” isminin geçtiği linklerin tespit edildiğini, davalı web sitesinin ana sayfasında davacıya ait marka logosunun ve davalının randevu sayfasında davacı randevu sayfasına ait görsellerin kullanılmakta olduğunu, davalının web sitesinde davacıya münhasır olan ve ücretsiz verilen bir hizmeti ücretli hale getirerek “…” açıklaması ile tüketiciye sunduğunu, bu hizmeti sunarken de davacı web sitesinde yer alan logo ve görsellere yer verdiğini, bu durumun davacı marka hakkını ihlal ettiğini, tüketiciyi hizmet satın alırken yanıltabileceğini bildirmişlerdir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10.01.2017 yürürlük);
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.” düzenlemesi ile
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” Olarak düzenlenmiştir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 52 ” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” hükmü yer almaktadır. Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmü,
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; ” hükmü,
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.
Yukarda hükme dayanak alınan bilirkişi raporları, davacı markasının davalı tarafından dürüstlük kuralarına aykırı olacak şekilde ve marka hakkı ihlali yaratacak şekilde ve haksız rekabete neden olacak şekilde kullanıldığı anlaşıldığından; 6769 sayılı SMK’nun 7,29 ve TTK’nun 55/1-c, 56/1/b maddeleri gözetilerek; davalı aynı eylemi farklı tarihlerde gerçekleştirdiğinden asıl dava ve birleşen davanın kabulüne, marka hakkını ihlal, haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesini, mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye de trajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
I-ASIL DAVANIN KABULÜNE,
Davacıya tescilli markanın davalı yanca haksız rekabet teşkil edecek şekilde ve marka ihlali yaratacak şekilde kullanıldığı anlaşıldığından, marka hakkını ihlal, haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesini, mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye de trajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalıdan tahsiline,
2-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 14,90 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 44,40 başvuru harcı, 44,40 peşin harç,1.000 TL bilirkişi ücreti ve 296,60 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.385,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
II-BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacıya tescilli markanın davalı yanca haksız rekabet teşkil edecek şekilde ve marka ihlali yaratacak şekilde kullanıldığı anlaşıldığından, marka hakkını ihlal, haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesini, mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye de trajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalıdan tahsiline,
2-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 14,90 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 44,40 başvuru harcı, 44,40 peşin harç, 2.000 TL bilirkişi ücreti ve 118,50 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.207,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır