Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/254 E. 2020/219 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/254 Esas
KARAR NO : 2020/219

DAVA : Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2014
KARAR TARİHİ : 16/09/2020

Taraflar arasında ALACAK davası İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/01/2018 tarihli 2014/43 Esas – 2018/1 Karar sayılı GÖREVSİZLİK kararın istinaf edilmesi üzerine BAM 16.HD’nin 2018/2396 Esas,2019/1472 karar ve 05/07/2019 sayılı ilamları gereği mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin 2019/254 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya görevli mahkeme sıfatıyla mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ,
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkette kullanılmak üzere davalı tarafa ait bir program için görüşmeler yapıldığını, sistemde kullanılmak istenen hususlara ilişkin davalı tarafa bilgi verildiğini, davalı tarafça hiçbir itirazda bulunulmadığını, sipariş mektubunun davalı tarafından müvekkili şirkete gönderildiğini ve yazılımın satın alındığını, sistemin tespit edilen süreden sonra tamamlandığını, kullanıldığında ise programın projeleri doğru olarak çizemediğinin tespit edildiğini, talep edilen diğer sistemlerin için ise hiçbir işlem yapılmadığını, davalı tarafa ilgili hususlarda bilgi verildiğini, ancak davalı tarafça kusurların ve eksiklerin tamamlanamadığını beyan ederek, yapılan ödemelerin ve müvekkilinin uğradığı zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşme gereği Fransız kanunlarının geçerli olduğunu, davacı tarafça davalı şirketten bir talebinin olmadığını, yalnızca davacı tarafça kendisine ait broşür ve … detaylarının gönderildiğini, diğer hususların müvekkili şirkete gönderilmediğini, davacı tarafça talep edilen hususların sözleşmeden sonra ortaya konduğunu, öncesinde bu taleplerden söz edilmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık; 22 Aralık 2011 tarihli sipariş mektubu ile taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisinin, davalının temerrüdü nedeniyle haklı nedenle sonlandırıldığı ve bu nedenle davalıya ödenen yazılım ve servis bedeli 28.600,00 EURO ile uğradıkları zarardan şimdilik 10.435,00 EURO zararın tahsili talebine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip Görevsizlik kararı veren mahkemece davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, tanık dinlenmiş,bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/01/2018 tarihli … Esas – … Karar sayılı kararıyla; dosyada mübrez taraflar arasındaki lisans, program yazılımına ilişkin düzenlenen sözleşmeden doğan yükümlülüklerin eksik ve ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak alacak isteminin dava konusu yapıldığını, somut olayda uyuşmazlığın mülkiyeti ve patenti davalı tarafa ait olan ‘…’ isimli yazılım programına ilişkin olup, hizmetin ayıplı olduğu iddiasıyla edimlerini yerine getirmeyen davalı tarafa ödenen bedelin iadesinin talep edildiği, bu hali ile dava kapsamında FSEK 1, 48, 52 ve 53. maddelerinin tartışılmasının gerektiği, bu nedenlerle davaya bakma görevinin 5846 sayılı Kanunun 76. maddesi uyarınca Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca Ticaret mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Davalı yan somut olayda Fransız hukukunan uygulanmasını talep etmişse de, bu talebin sunulu deliller kapsamına göre ve MÖHUK’nun 40. madde düzenlemesi dikkate alınıdğında yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce HMK 226. vd maddeleri kapsamında görev verilen Bilirkişiler …, …, … tarafından sunulan 05/02/2020 tarihli bilirkişiraporunda; Dava konusu yazılımın çalışabilir durumda olmadığı,Dosyada mevcut verilerden söz konusu programın teslim tarihi itibariyle kendisinden beklenen faydayı sağlamaması sebebiyle davacı tarafından sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığının anlaşıldığı, Bilgisayar programlarının özellikleri gereği bünyelerinde barındırdıkları hataların minör veya majör hata olarak nitelemenin mümkün olmayacağı, dolayısıyla bu hatalarla sipariş verenin programı kabule zorlanamayacağı, sonuç olarak dönme hakkını kullanan davacının davalıya ödemiş olduğu 28.600-EURO bedeli talep hakkı bulunduğu,bununla birlikte 10.435-EURO zarar kalemi ile ilgili olarak herhangi bir somut veriye rastlanmadığı, davacının bünyesinde istihdam edildiği iddia edilen 2 kişinin salt bu İş için istihdam edilip edilmediği hususunun dosya İçeriğinden anlaşılamadığı, bu kişilerin davacının başkaca işleri için de kullanılmalarının mümkün olduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır.
Görevsizlik kararı verilen mahkemede dinlenen tanık … beyanında: 2013 yada 2014 aralık ayında davacı şirkette yazılım stajeri olarak çalışmaya başladığını, 9 ay çalıştıktan sonra ayrıldığını,. Çalıştığı süreçte … isimli stajerle birlikte yazılım işi ile uğraştığını,. Başlarında … isimli mimar bulunduğunu,dava konusu proje ile ilgili yaptıkları çalışmalarda şirkete gönderilen yazılımın bir kısım sorunlara cevap vermediğini tespit ettiklerini, Yazılımın çalıştığını, ancak istenen seviyede olmadığını,İhtiyaçlarını karşılamadığını,Prograın hatalı çalıştığını, 2 metrelik duvar çizimi uygulandığında fiziki olarak programla uyumlu olmadığını, Yazılımın eksikliğinden dolayı işlemlerin yapılamadığını, kendisinin Stajer olarak çalışdığını, mimarlık öğrencisi olduğunu bildirmiştir.
Toplanan deliller, görevsizlik kararı veren mahkece alınmış bilirkişi raporları, hükme dayanak alınan mahkemize sunulan denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve dosyadaki deliller ile uyumlu rapor kapsamı dikkate alındığında; taraflar arasındaki akdi ilişkinin 22 aralık 2011 tarihli sipariş mektubu ile kurulduğu, 6 Ağustos 2015 ve 7 Ağustos 2015 tarihlerinde görevsizlik kararı veren mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde heyetin davacının merkez ofisinde yerinde inceleme gerçekleştirdiği, raporun 8. sayfasında, bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen kusur ve hataların belirlendiği, keza mahkekemizce alınan bilirkişi raporunda da : davalı tarafından davacıya teslim edilen bilgisayar programının eksiklikler içerdiği ve bu hali ile kullanılamaz durumda olduğu keza daha önce tanzim edilen bilirkişi raporunda tespit edilen huhuslara teknik bilirkişinin katıldığı, , bu programın çalışmaması nedeniyle davacının bu program ile elde etmeyi umduğu fonksiyonların icra edilememesi anlamına geleceğini, Bilgisayar programlarını diğer ürünlerden ayıran en temel özelliğin bünyesinde barındırdığı bir kusurun tüm sistemi çalışmaz hale getirmesi olduğunu, Dolayısıyla bilgisayar programında var olan eksikliğin büyük veya küçük (majör veya minör) nitelikte olup olmamasının önemi bulunmadığını, Zira bu tür değerlendirmeler sübjektif değerlendirmeler olup sipariş veren kişiyi bu haliyle programı kabule zorlamanın hakkaniyete aykırı olduğunu bildirmişlerdir.
Dolayısıyla bir bilgisayar programı ya eksiksiz olarak çalışır veya çalışmaz. Somut olayda da dava konusu programın kendisinden beklenen faydayı sağlamaması sebebiyle davacı tarafça sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığı anlaşıldığından, davalı şirketin Fransa’da mukim yabancı bir şirket olmakla birlikte, taraflar arasındaki akdi ilişkiye esas olan sipariş mektubunda yabancı para üzerinden düzenlendiğinden davacının talebini Euro olarak talep etmesinde hukuki yararının bulunduğu anlaşılmış, davacının davalıya ödemiş olduğu bedeli (28.600-EURO) talep hakkı bulunduğu toplanan delillerle subuta erdiğinden , Davacının davalıya ödediği 28.600 EURO’nun 15.10.2013 tarihinden itibaren devlet bankalarının euro üzerinden açılmış bir yıl vadeli mevduatlara ödediği en yüksek fazi oranı ile hesaplanacak faziyle birlikte EURO olarak davacıya ödenmesine, ,bununla birlikte 10.435-EURO zarar kalemi ile ilgili olarak davacı yanca herhangi bir somut delil sunulmadığı, davacının bünyesinde istihdam edildiği iddia edilen 2 kişinin salt bu İş için istihdam edilip edilmediği hususunun ispat edilemediği, bu kişilerin davacının başkaca işleri için de kullanılmalarının mümkün olduğu dolayısıyla 10.435 euro’ luk tazminat istemi yönünden davacı davasını ispat edilemediğinden bu talep yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davacının davalıya ödediği 28.600 EURO’nun 15.10.2013 tarihinden itibaren devlet bankalarının euro üzerinden açılmış bir yıl vadeli mevduatlara ödediği en yüksek fazi oranı ile hesaplanacak faziyle birlikte EURO olarak davacıya ödenmesine,
2- 10.435 euro’ luk tazminat istemi ispat edilemediğinden reddine,
3-6.018,85 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 3.963,75 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Kabul edilen talep yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 12.251,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen talep yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 25,20 TL başvuru harcı 2.055,10 TL peşin harç 1.064 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.144,30 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafın yargılama giderlerinden olan toplam 1.200 TL’nin taktiren 1/3 inin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır