Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/246 E. 2022/151 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/246 Esas
KARAR NO : 2022/151

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; … ibareli markaların davacı tarafların ortak seri hizmet markaları olduğunu, “…” ile “…” şirketlerinin kurum nezdinde tescilli “…” esas ibareli ortak seri hizmet markaları olarak halihazırda 7 adet ve halen devam eden seri tescilleri olup ayrıca … ortak seri hizmet markasının uluslararası (OHİM ) tescilli bir marka olduğunu, müvekkillerinin markayı tanınmış hale getirmiş olduğunu, müvekkili tanınmış markası ile davalı “…” esas unsurlu markasının hem esas ibare hem de aynı sınıfta (… Sınıf) çakışmakta olduğunu, müvekkiline ait … ve … projesinin …’nın en büyük 10 mimari projesi içinde yer almış ve … projesinin … Dergisine de haber olmuş olduğunu, … esas ibareli ortak seri hizmet markasının marka sahiplerinin çok büyük emek ve büyük yatırım ve tanıtım faaliyetleri sonucu, sadece ülkemizde değil Avrupa nezdinde bilinmekte olduğunu,, davalının aynı sınıfta “…” marka başvurununun haksız olduğunu, iki markanın halk nezdinde karıştırılma ihtimalinin olduğunu, … markası ile ilgili emsal kararların bulunduğunu , davalı adına kayıtlı “…”ibareli … tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde ve ikinci cevap dilekçesinde ; müvekkilinin 1978 yılında kurulmuş inşaat sektöründe önde firmalardan olduğunu, davacı markaları ile müvekkili markasının görünüş, renk, okunuş ve teleffuz açısından hiçbir benzerlik taşımadığını, işitsel ve anlamsal olarak farklı olduğunu, fonotik benzerlik olmadığını, bütünsel değerlendirme de markaların benzer olmadığını, birçok unsurdan oluşan markalarda, markanın bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, markaların tüketici nezdinde farklı algılanacağının açık olduğunu, davacı itirazlarının da kurum tarafından reddedilmiş olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalı adına … “…” ibareli markanın tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, her ne kadar davalı yanca ikinci cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuş ise de , itiraz ilk cevap dilekçesinde ileri sürülmediğinden yerinde görülmemiş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış,HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
İlk bilirkişi heyeti …, …, … 21/05/2021 tarihli bilirkişi raporlarında: Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve raporda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu; Davacı “…” markası için, ilgili tüketiciden oluşan toplumun önemli bir kesiminin markayı bildiğinin kabulü gerektiği, Davalı “…” markası ile davalı markasinin … Sinifta örtüşmekte olduğu Davacı markası ile davalı markasının orta derecede benzerlik taşıdığı, Davacı ve davalının markaları aynı sınıfta tescilli olmaları yanı sıra davacı markasının belirli bir kesimde bilinir bir marka olduğu dikkate alındığında davacı tarafa ait markalar ile davalı tarafa ait … numaralı marka tescili arasında ortalama tüketici üzerinde yarattığı genel izlenimde iltibas tehlikesinin olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İkinci bilirkişi heyeti …, …, … 25/03/2022 tarihli bilirkişi Raporlarında: Taraflar adına tescilli markaların Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 37. Sınıfında aynı sınıf ve aynı/benzer alt sınıflarda tescile konu edildiği, Davacı yana ait olan “…” esas ibareli markasının kurum nezdinde “tanınmış marka” sıfatına haiz olmamasına rağmen toplumun ilgili kesimince tanındığı, markanın gerek kullanım gerek reklam ağına bağlı olarak geniş kitlelere ulaştığı, hizmet gösterdiği alanında ödüller kazanarak medyada adının sıkça geçtiği, markanın ulaştığı markasal değerin büyüklüğü gibi markanın tanınmışlığını ortaya … kriterleri sağladığı ve buna binaen ilgili tüketici dahilinde bulunan toplumun hatırı sayılır bölümünce “…” markasının tanınmışlığa ulaştığı, Global değerlendirme bağlamında birbirleri ile benzer olduğu değerlendirilen ve aynı (37.) sınıf – aynı/benzer alt sınıflarda tescile konu edilen karşılaştırmaya tabi markaların nihai tüketici nezdinde markalar arasında bağlantı kurmaya sebebiyet verebileceği ve işbu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimalinin doğacağı ve bu nedenle davalı adına tescilli … sayılı markanın tescilli olduğu … sınıf bakımından tümden hükümsüz kılınabileceği yönündeki görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları, Türk Patent ve marka kurumundan celp edilen marka tescil belgeleri, HMK 266 madde kapsamında birbirini teyit eden ve marka hukuku ilkelerine göre hazırlanmış her iki heyet raporu içerikleri bir arada incelendiğinde;
Türk Patent ve marka kurumundan celp edilen marka tescil belgelerine göre davalı adına … nolu … şekil ibareli markanın …sınıf için 22.12.2017 tarihinden itibaren tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı … ANONİM ŞİRKETİ … şekil markasının 14.6.2004 tarihinde …sınıf da dahil olmak üzere tescil edildiği, keza … tescil nolu …, … nolu … Markalarının bulunduğu ve 26.2.02007 tarihli marka devir sözleşmesi kapsamına göre her iki davacının da marka üzerinde tasarruf hakkının bulunduğu, huzurdaki davada hükümsüzlük davası açmaya yetkili oldukları anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu … ibaresi üzerinde davacının ilk tescil ettiren sıfatıyla …sınıf yönünden tescilde öncelik hakkı bulunmaktadır. Davalı ise … ibareli markasının yanına yıllar içinde yan ekler ile birçok seri marka oluşturmuştur. Ancak huzurdaki uyuşmazlıkta “…”ibareli … nolu marka yönünden inceleme yapıldığında davalı markasında … ibaresinin da asli unsur olarak ve markada dikkat çeken unsur olarak yer aldığı ve her iki tarafın … Sınıf hizmetler yönünden faaliyette bulunduğu dolayısıyla markaların orijini konusunda ortalama tüketicinin aldanma ihtimalinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Marka hukukundaki ilkelere göre markada yer alan yazı ve şekil ibareleri parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar gözden uzak tutulmamalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı bütüncül etki dikkate alınmalıdır.
Davalının dava konusu markası yazı ve şekil unsurundan oluşmakta olup, marka tescil belgesine göre markada esaslı dikkat çeken unsur … ibaresidir. Markada yer alan … ibaresi yada park evleri ibareleri ayırt ediciliği düşük bir ibare olup davalının markasında yer alan esaslı unsurlar … ve … ibaresidir.
Davacının markalarına bakıldığında, … ibaresi ile siyah, turuncu, kırmızı renklerden oluşan bir şekil unsuru ile yer aldığı gibi (109106) , … sayılı markanın kelime markası olup … ibaresinden oluştuğu … ibaresi Türk Dil Kurumu kayıtlarına göre Fransızca kökenli olup bir akarsuyun kalkerli bir alanda oyarak oluşturduğu, bir kıvrımı keserek iki yandaki çukurlukları birleştiren, dar ve boğaz biçimindeki vadi, dar boğaz, kapuz, kısık, klüz anlamına geldiği ve davacının markalarında asli unsur olarak yer aldığı ve … Sınıf için tescilli olduğu dolayısıyla davalının markasının başında … ibaresinin bulunmasının davamında … ibaresinin bulunması her iki firma arasında ilişkilendirme , bağlantı kurulması ihtimalini yarattığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporlarında da isabetle belirtildiği üzere taraf markalarını bütünsel olarak karşılaştırdığında ve tüketicilerin markaları her zaman yan yana görme olanağının bulunmadığı hususu da dikkate alındığında markaların birbiri ile ilişkilendirilmesinin mümkün olduğu ,iltibasa neden olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan aynı zamanda tanınmış marka olmasa da belirli bir bilinirliğe sahip olduğu sunulu deliller ve bilirkişi raporlarındaki tespitler kapsamından anlaşılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Somut davada; davacı vekilince dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan … ibareli tescil belgeleri, OHIM tescil belgesi , … hizmet markası adı altında 2006 yılı mimari ödülü, Time Dergisi’nde yer alan haber, 2009 yılı ICSC ödülü, 2011 yılı Altın Örümcek Ödülü, 2012 Yılı Mercury Ödülleri, 2015 yılında alınan 6 farklı ödül, google (adworks) arama sonuçları, Basın de yer alan haberler, davacının internet lan adı içinde yer alan bilgiler, tanıtım dökümanları, emsal kararlar incelendiğinde … ibareli markalarının inşaat sektöründe belirli bir bilinirlik düzeyine ulaştığı anlaşılmaktadır.
Hükme dayanak alınan bilirkişi raporlarında da işaret edildiği üzere; Taraflar adına tescilli markaların Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in … Sınıfında aynı sınıf ve aynı/benzer alt sınıflarda tescile konu edildiği, Davacı yana ait olan “…” esas ibareli markasının kurum nezdinde “tanınmış marka” sıfatına haiz olmamasına rağmen toplumun ilgili kesimince tanındığı, markanın gerek kullanım gerek reklam ağına bağlı olarak geniş kitlelere ulaştığı, hizmet gösterdiği alanında ödüller kazanarak medyada adının sıkça geçtiği, markanın ulaştığı markasal değerin büyüklüğü gibi markanın tanınmışlığını ortaya koyan kriterleri sağladığı ve buna binaen ilgili tüketici dahilinde (…) sınıf – aynı/benzer alt sınıflarda tescile konu edilen karşılaştırmaya tabi markaların nihai tüketici nezdinde markalar arasında idari anlamda da bir birliktelik söz konusu olacağı ihtimalinin de bulunduğu bu nedenle karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gözetilerek davalı adına tescilli … sayılı markanın tescilli olduğu … sınıf bakımından tümden hükümsüzlüğüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
Davanın KABULÜNE ;
1-Davalı adına … tescil nolu markanın (… ibareli) HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, Karar kesinleştiğinde sicile işlenmek üzere Türk patent ve Marka Kurumuna bildirilmesine,
2-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç 3.225,50 TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.314,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ NEZDİNDE İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır