Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/232 E. 2020/340 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/232 Esas
KARAR NO : 2020/340

DAVA : UNVAN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 13/02/2019
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan UNVAN TERKİNİ davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketin uzun yıllar boyu süt sektörü tecrübesine sahip …’ın girişimleri ile 1985 yılında beyaz peynir üretimi ile faaliyetlerine başladığını, kısa bir süre içinde hem işletme kapasitesinin hızla arttırıldığını, hem de kaşar peyniri, yoğurt, ayran, tereyağı gibi her zaman beğeni ile aranan ürünlerin piyasaya arz edildiğini, 1988 yılında da süt tozu ve hemen ardından peyniraltı tozu üretimlerine başlayarak Türkiye’de ilklere imza attığını, davacı şirketin kapasitesini her gün biraz daha arttırdığını, , 1995 yılında ”…” markasını kendi adına tescil ettirdiğini, aynı yıl ”…” markasını da kendi adına tescil ettirdiğini, davalı şirketin 12.06.2018 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan olunarak kurulduğunu,25.12.2018 tarihinde ayrıca ”…” adı altında … başvuru numarası ile marka başvurusunda bulunduğunu, bu başvurunun sınıflarına bakıldığında davacı şirketin marka sınıfı olan 29 nolu sınıfta başvuru yaptığını ve açıkça davalının kötüniyetli olduğunu, davacı tarafından iş bu başvuruya 28.01.2019 tarihinde itiraz edildiğini, değerlendirme sürecinin halen devam ettiğini, ticaret ünvanının tamamen taklit amaçlı, tüketiciler nezdinde iltibasa neden olacak şekilde ve kötüniyetli olarak kullanıldığını beyanla, davalı şirketin ticaret unvanının ticaret sicilden silinmesine, bu talep kabul görmez ise , davalı şirketin unvanından ”…” ibaresinin çıkarılmasına, bu talep de uygun görülmez ise, davalı şirketin ticaret unvanına ayırt edici bir ek yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA; Davalıya usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir. Davalı şirket yetkilisi sözlü yargılama oturumunda davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı şirketin ticaret unvanının ticaret sicilden silinmesine, bu talep kabul görmez ise , davalı şirketin unvanından ”…” ibaresinin çıkarılmasına, bu talep de uygun görülmez ise, davalı şirketin ticaret unvanına ayırt edici bir ek yapılmasına ilişkin bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dilekçesi davalı şirkete tebliğ olunmuş, davalının cevap vermediği anlaşılmış, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca unvan terkini, unvana iltibas , tecavüz değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan mahkememizce bilirkişi incelemesine gerek görülmemiştir.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve … 28/02/2020 tarihli bilirkişi raporlarında; Davacı yan … TİC. A.Ş. nin odaya kayıt tarihinin 06.12.1985 olduğu, davalı … LTD.ŞTİ. nin odaya kayıt tarihinin 06.06.2018 tarihi olduğu, Davalı yanın ticaret unvanında, davacının ticaret unvanının esaslı unsuru olan “…” ibresinin yer aldığı, davalı ticaret unvanında esaslı unsur bakımından davacı ticaret unvanından farklılaşacak başkaca bir unsurun bulunmadığı, Taraflann iştigal konulannın aynı şekilde, süt ve gıda ürünlerine ilişkin olduğu, davalının davacının iştigal konusu ile ticari işletmesi ve faaliyetleri ite İltibas yarattığı; bu kapsamda 6102 Sayılı TTK nın 52. Maddesi uyannca, davacının dava konusu taleplerinin yerinde olduğu,29. ve 30. Sınıf kapsamında “…” markalarının hak sahibi olan davacı yan tarafından 6769 Sayılı SMK nın 7. Maddesinin 3. bendinin e fıkrası uyannca, … numaralı “…” ve … numaralı “…” markaları gerekçe gösterilerek, davalının “ …“ ibaresini ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının önlenmesini talep etme hakkı bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TTK m.52 vd. maddelerinde “Ticaret unvanı’ ve “İşletme adı’nın korunması sistemi getirilmiştir. Davacı, davalı şirket ticaret unvanında yer alan … ibarenin terkinini talep etmiştir.Haksız kullanılan bir ticaret unvanı tescil edilmişse, ilgili kişi tarafından, haksız kullanıma son verilmesi talep edilebilir.
Ticaret hukukunda tacirin ve şirket ortağının ad/soyadı kullanımı, sınırsız sorumlu gerçek kişi tacirler ve ikinci dereceden sınırsız sorumlu şahıs şirketleri için getirilmiş bir zorunluluktur ve ad/soyadın birlikte kullanılması gerekir (TTK m41, 42). Şahıs şirketlerinde unvan ve ortakların (en azından birinin) ad/soyadı ile birlikte kullanılır. İsimlerde herhangi bir kısaltma yapılmaz.
Davalı Şirket niteliği itibariyle bir LİMİTED şirkettir. Dolayısıyla tüzel kişi tacirdir. 6102 sayılı TTK’nda tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Davalı şirket bir tüzel kişi tacir olması sebebiyle, TTKm.18/2 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre, faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
Ticari hayatta, müşteri ve tedarikçiler arasında şirketler genellikte kısaca asıl ve baştaki unsuru ile anıldığı da bilenen bir gerçektir. Davalının ticaret unvanı davacının tescilli markası ile başladığı gibi aynı ticaret unvanını kullanmaktadır.. Tescilde öncelik ilkesi gereğince davacının, davalı unvanının terkini talebi yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davacının tescilli markalarının … esas unsurunu taşıyan ve 29,30sınıfta 2001 yılından beri tescilli olması, davalının ise … ibaresi üzerinde davacıdan önce gerçek hak sahibi olduğunu ispat edememiş olması gözetilerek, HMK 266. Madde kapsamında dosyadaki deliller ile uyumlu bilirkişi raporu da dikkate alınarak Davanın kabulüne karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davanın kabulüne, davalı şirketin ticaret ünvanından … ibaresinin silinmesine, karar kesinleştiğinde ilamın ticaret sicil müdürlüğüne gönderilmesine,
2-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 10 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 44,40 TL başvuru harcı 44,40 TL peşin harç 137,70 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.226,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekili ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 11/11/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır