Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/220 E. 2022/96 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/220 Esas
KARAR NO : 2022/96

DAVA : Maddi ve manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Maddi ve manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı …’in gerek ülkemizde gerekse dünyada tanınmış bir doktor olduğunu, dünyanın en önemli doktorları arasında sayılmakta olduğunu,
Davacı ile davalı arasındaki 01.10.2016 tarihinde iş sözleşmesi imzalandığını ve Çalışmalar Direktörü” olarak görevini yürütmüş olduğunu, Bahsedilen iş sözleşmesinin 2/a-4 hükmü uyarınca, …’ün davacının önceden bilgilendirilerek isminin/unvanının/uzmanlığının ve görüntüsünün tanıtım amacıyla kullanılabileceğinin kararlaştırılmış olduğunu, Taraflar arasındaki Sözleşmenin 30.09.2017 tarihinde sona erdiğini, Sözleşme sona ermesine rağmen davacının isminin, resminin ve unvanının … ve …’e ait …’ın web sayfalarında ticari amaçla kullanıldığının tespit edildiğini, …’ün … adlı web sitesinde, davacının mütevelli heyeti üyesi ve hastane çalışanı olarak gösterilmiş olduğunu, …’ın … adlı internet sayfasındaki doktorlar listesinde davacının isminin, uzmanlığının fotoğrafıyla birlikte yer almakta olduğunu, bazı tanıtım broşürlerinde de davacının isminin ve resminin yayımlandığının tespit edildiğini, Davalı Şirket’e … 7. Noterliği’nden … tarih ve … yevmiye numarası ile kayıtlı ihtarname gönderildiğini, ancak Davalı Şirketin söz konusu haksız kullanımına devam etmekte olduğunu, bu durumun davacıya açıkça zarar vermekte ve kişilik haklarını zedelemekte olduğunu, Ad üzerindeki hakkın kişilik hakkı niteliğinde olduğundan, ‘TMK’nun 26, Maddesi ile özel olarak koruma altına olunmuş olmakla birlikte, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (“FSEK”) hükmü kapsamında da korunduğunu, TMK m. 25,26 İle F.S.E.K’nun 86.maddesi yollamasıyla B.K.nun 49,Maddesi şartları gerçekleştiğinden davacı nezdinde meydana gelen maddi zararların Davalı Şirket tarafından tazmini gerekmekte olduğunu. Davalı Şirketçe davacı isminin ve fotoğrafının hukuka aykırı olarak kullanımı dolayısıyla davacının kar kaybı yaşamakta olduğunu, nitekim davacı, isminin ve fotoğrafının kullanılması için davalı taraftan yeni bir sözleşme ile ücret alması gerekirken bu ücreti alamamakta olduğunu, davacı … için davanın niteliği gereği belirsiz alacak hükümlerine göre ve vekaletsiz iş görme hükemlerine göre kazancın iadesi kapsamında şimdilik 10.000.-TL maddi, 15.000TL manevi tazminatın faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline, Haksız kullanımın ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19.11.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 35.000 TL olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde; … uzantılı sitede davacının görselinin yer almadığını, Davacının herhangi bir görseli izinsiz kullanılmamış olduğunu, sitenin tetkikinden de görüleceği üzere anılan mecrada davacının herhangi bir görselinin bulunmamakta olduğunu, dava dilekçesinin ekinde yer alan broşür, davacı ile davalı arasındaki hizmet sözleşmesinin yürürlükte olduğu tarihte basılmış olduğunu, hukuka aykırı unsur bulunmamakta olduğunu, Davacı, fotoğrafının izinsiz şekilde broşürlerde kullanmasını da kişilik haklarına bir saldırı olarak göstermekte olduğunu, broşürün içeriğine bakıldığında ilgili yılın 2017 olduğu ve o tarihte taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlüğünün devam ettiğini, bilakis, davacının davalı hastanenin adını şahsi hesabında kullanmakta olduğunu, davacının herhangi bir zararı olmadığı gibi, iadesini talep edebileceği bir menfaat de vücut bulmamış olduğunu, Davacı, sözleşmenin sona erdiği tarihinden itibaren yapılan kullanımın bir bedel karşılığı yapılabileceğini ileri sürerek bir nev’i lisans değeri isteminde bulunmakta olduğunu, Taraflar arasındaki sözleşmede davacının görsel kullanımına dair herhangi bir bedel belirlemesi bulunmamakta olduğunu, sözleşmenin sona erdiği 30.09.2017 ile dava tarihi olan 17.04.2018 aralığında davacı, maddi zarar istemini belirsiz alacak davası yoluyla ileri sürmüş olduğunu ve geçici dava değerini 10.000,00 TL olarak tayin etmiş olduğunu,bu tutarın içinde vekaletsiz iş görmeden kaynaklı menfaat iadesi isteminin de bulunduğu sonucuna varılmakta olduğunu, Davacının iddiasına konu görsel kullanımından ötürü maddi zararının olsa olsa kazanç kaybına dayandırılabileceği kanısında olduklarını, zira, davalı hastanenin davacının görsel kullanımıyla elde ettiği herhangi bir maddi kazanç yani vekaletsiz iş görmeden kaynaklı elde edilmiş bir menfaati bulunmamakta olduğunu, Aksine davacı, davalı hastaneyi alanında bir numara olduğu için tercih etmiş olduğunu, davacı da verdiği röportajlarda da bu hususun altını çizmekte olduğunu, Öte yandan, davacının kazanç kaybının ne olduğu araştırıldığında da herhangi bir belirlemeye gidilememekte olduğunu, maddi zararının dayanağını ve zarar tutarını neye göre belirlediğini açıklaması uyuşmazlığın çözümü için zaruri olduğunu, davacının fotoğrafının kullanıldığı iddiasının kabulünde bile, istemine konu tutara karşılık gelen bir elemin ne olduğunun çözümlenememiş olduğunu, “Linkedin” isimli sosyal mecra, çalışanların iş yaşamındaki ilişki ağını kurdukları ve kendilerini dış dünyaya tanıttıkları bir alan haline gelmiş olduğunu, Davacı, … ile hizmet akdinin sona ermesine karşın görsellerinin izinsiz kullanıldığından yakınmakta olduğunu. Oysaki, dilekçelerinin ekindeki … 11.Noterliği’nin … gün ve … yevmiye sayılı e-tespit tutanağından, davacının kendisini bizzat davalı ile ilişkilendirdiğini (EK Il: e-tespit tutanağı) Davacının görselinin hizmet sözleşmesi son bulmasına karşın kısa bir süre internet sitesinde kullanıldığı varsayımında bile, örtülü rıza yahut müterafik kusur kavramının da davacının tazminat ve kazanç iadesi istemlerinin değerlendirilmesinde mahkemece incelenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı yanca davacının iş akdi sona erdikten sonra fotoğrafının tanıtım broşürlerinde , internet sitesinde izinsiz olarak ticari amaçla isminin ve resminin yayımlandığını, kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla şimdilik kazancın iadesi ve TMK ve BK kapsamında 10.000 TL maddi(ıslah ile 35.000 TL) 15.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsili, haksız kullanımın tedbir yoluyla durdurulması istemine ilişkin bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş,tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen kök ve ek raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmıştır.
Bilirkişiler … , …, …, … 27/01/2021 tarihli bilirkişi raporlarında; Davalıya ait olduğu belirtilen … ”internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, ilgili web sitesi içerisinde davacı “…” ismiyle genel bir arama yapılmış ve “36 Adet” içeriğin bulunduğu, bulunan içeriklerin detaylarına bakıldığında “Haberler ve Makalelerin” içeriklerinde davacının isminin geçtiği, “Haberler ve Makalelerin” tarihlerinin “2005 ile 2016″ aralığında olduğu, Davalıya ait olduğu belirtilen “…”internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, internet web sitesinde davacının “Mütevelli Heyeti Üyesi” ve Hastane çalışanı” olarak gösterilmiş olduğunu beyan etmesi üzerine, bahse konu internet sitesi incelenmiş ancak güncel olarak “…” bir sayfa olmadığı görülmüş olup, ne Zamandan itibaren yayında olduğunu tespit etmek için web arşiv üzerinden kontrol edildiğinde 28 Mart 2018″ tarihli en son arşivinin bulunduğu ve geçmiş arşiv içeriğinde davacının “Tıbbi Direktör” olarak gözüktüğü, Davaya konu fotoğrafların FSEK anlamında eser vasfını haiz olmadığı, Takdiri Mahkemeye ait olmak kaydıyla vaki kullanımın FSEK m.86/I ve MK 24 hükmüne aykırı olduğu, Davacıya ait fotoğrafın ve mesleki bilgilerinin davalıya ait internet sitesinde yer almasının haklarına aykırılık oluşturacağı, Davacının manevi tazminat talep etme koşulları gerçekleştiğini, davalı defterleri incelense bile sırf davacının görüntüsünün kullanılması ile davalının elde edeceği kazancın tespiti mümkün olamamakla maddi tazminatın TBK 50 ve 51 hükümleri doğrultusunda Mahkemece Takdir edilmesinin gerekli olduğunu, bu çerçevede Takdiri Mahkemeye ait olmak kaydıyla vaki kullanımın şekli, miktarı ve/veya yoğunluğu ile niteliği, davacının tanınırlığı da dikkate alındığında TBK 50- ve 51 dikkate alınarak maddi tazminatın 20.000 TL- 35.000 TL arasında olabileceği, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler … , …, …, … 12/06/2021 tarihli EK bilirkişi raporlarında; Kök rapordaki değerlendirmelerinin aynen geçerli olduğunu bildirmişlerdir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile dosyada alınan bilirkişi raporundaki tespitlere nazaran; dava izinsiz kullanılan fotoğraf, broşür nedeniyle FSEK 86 ve MK 24. Madde hükümlerine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup; Toplumsal hayata mal olmuş veya bir haberin konusu haline gelmiş bulunanlar hariç, herhangi bir şahsın fotoğrafı karakalem, renkli veya yağlıboya portresi yalnız başına iken veya bir topluluk içinde bulunurken, ya da birkaç kişi ile birlikte çekilmiş resimleri onun izni olmaksızın teşhir veya diğer bir şekilde umuma arz edilemez ve herhangi bir tarzda kullanılamaz. Burada korunan resmin ya da portrenin ya da fotoğrafın eser niteliği olmayıp tasvir olunan kimsenin kişilik hakkıdır. Çünkü, kişinin fotoğrafı, resmi ve portresi FSEK. anlamında eser olmasa bile korunur. Somut olayda, kullanılan görüntüler, davacının davalı ile iş sözleşmesi devam ederken ve iş akdi sona erdikten sonra kullanılan fotoğraf ve broşürlerdir. Davacı yanca sunulu deliller kapsamına göre sözleşme sona erdikten sonra, keza ihtar gönderildikten sonra da kullanım devam etmiştir.
Bilindiği üzere FSEK m.86’da korunan kişilik hakkının istisnaları vardır. Kanuna göre, 1. Ülkenin siyasi ve toplumsal hayatında rol oynayan kişilerin resimleri. , 2.Tasvir edilen kişilerin iştirak ettikleri resmi geçit, resmi tören yahut genel toplantıları gösteren resimler. 3.Günlük hadiselere ilişkin resimler ile radyo ve TV haberleri için izin alınması şart değildir. Davacının fotoğraf ve broşürlerde yer alan görüntüsü fsek 86. maddedeki istisnalardan her üçüne de girmemektedir. Oysa somut olayda,davacıdan İzin almaksızın halen davacının davalı hastane ile bağlantısının devam ettiği imajı verildiği sunulu deliller kapsamı ile sabittir. Davacının alınanda bilinen bir doktor olmasından dolayı popülaritesinden faydalanıldığı ve bu nedenle davacının FSEK m,86 ve FSEK 70 yollaması ile Medeni Kanunun 24.vd hükümleri gereğince kişilik haklarına tecavüz edildiği mahkememizce sabit kabul edilmiştir.
Dosyada toplanan tüm deliller bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde; “Davacının görüntüsünü içeren fotoğraf ve broşürler izinsiz ayrıca ticari amaçlı olarak davalının sorumlu olduğu internet/web sayfasında yayınlanmış olup bu durum davacının kişilik haklarını zedeleyen hir eylemdir. Davalı ile davacı sözleşmenin geçerli olduğu dönemde yani 01.10.2016 tarihinde iş sözleşmesi imzalamış ve sözleşmesinin 2/a-4 hükmü uyarınca, Dünyagöz’ün davacının önceden bilgilendirilerek isminin/unvanının/uzmanlığının ve görüntüsünün tanıtım amacıyla kullanılabileceğinin kararlaştırılmıştır, ama sözleşmede görüntülerin kullanımı için bir bedel belirlenmemiştir, Taraflar arasındaki Sözleşmenin 30.09.2017 tarihinde sona erdiği buna rağmen davacının isminin, resminin ve unvanının … ve …’e ait …’ın web sayfalarında ticari amaçla kullanıldığı, izinsiz kullanım için davacıya herhangi bir bedel ödemediği, bu suretle hem haksız fiil işlemiş hem de davacının hu eylem nedeniyle manevi şahsiyetine zarar verilmiştir. Davacı FSEK m.86 dan kaynaklanan haklarını davalı karşı dermayan edebilir. Somut olayda, maddi tazminatın şartları olan hukuka aykırı fiil. zarar, uygun nedensellik bağı ve kusur gibi şartlar yerine gelmiştir. Somut olayda vekaletsiz iş görmeye dayalı tazminat isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla birlikte davacı yan kişilik haklarına saldırı kapsamında da tazminat yönünden inceleme yapılması gerektiğini dermeyan ettiğinden inceleme BK hükümlerine göre yapılmıştır.
FSEK m.86 kişilik hakkının korunmasına yönelik olduğundan ve olayda manevi tazminata hükmetmenin şartlarıda gerçekleştiğinden BK 56. Madde kapsamında mahkemenin uygun bir manevi tazminata hükmetmesinin şartları yerine gelmiştir. Kişilik hakkının ihlalinin internet ortamında gerçekleştirilmesi, davacının tanınmışlık ölçüsü, yayının daha çok kitlelere ulaşmış olması gibi kriterler gözetildiğinde talep edilen manevi tazminat miktarı gerek tarafların sosyo ekonomik durumları, gerekse manevi tatmin yönünden talep edilen 15.000 TL somut olaya hakkaniyete uygun görülmüştür.Zira Davacıyabilirkişi raporunda da isabet ile belirtildiği üzere davacıya ait fotoğrafının ve mesleki bilgilerinin davalıya ait internet sitesinde yer alması haklarına aykırılık oluşturur.
Türk Medeni Kanunu’nun 24 üncü maddesine göre; “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır”. TMK 25 hükmüne göre; “Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir. Davacının, maddi ve manevi tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır. Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.
Bilindiği üzere Vekaletsiz iş görmeye göre açılacak olan davayı, maddi tazminat davasından ayıracak kıstas mağdurun elde etmek istemediği ya da elde edemeyeceği kazançtır, başka bir deyişle fail, mağdurun elde etmek istediği yada elde edebileceği bir kazancı, tecavüz sonunda elde etmişse bu, mağdur yönünden mahrum kalınan kazanç anlamında bir zararı ifade edeceği için, zararın tazmin edilmesi Maddi tazminat davası yolu ile olur”. Buna karşılık mağdurun elde etmek istemediği ya da elde edemeyeceği bir kazancı, fail kişiliğe tecavüz yoluyla elde etmişse, bu kazanç ortada bir zarar bulunmadığı için BK 530’daki gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan dava ile istenmektedir.
Ancak somut olayda vekaletsiz iş görmeye dayalı haklı bir tazminat talebi ispat edilememiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı kişilik hakkına saldırı sebebiyle maddi zararın tazmini için, hukuka aykırı saldırı, maddi zarar, saldırı ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması ve ayrıca failin kusuru veya bir kusursuz sorumluluk halinin bulunması hallerinde münasip bir maddi tazminat talep edebilecektir.
Huzurdaki davada davacı maddi tazminat talebini hem kar kaybı ve hemde vekaletsiz iş göremeye dayandırmıştır.
Ancak davacının görüntüsünün kullanılması ile davalının elde edeceği kazancın tespiti mümkün olmadığından davalının ticari defter ve belgeleri incelenmemiş, maddi tazminatın TBK 50 ve 51 hükümleri doğrultusunda Takdir edilmesi gerekmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri uyarınca uğranılan zararın miktarı tespit edilirken ayrıca hakim olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri gözönünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler şeklindeki somut yasal düzenleme gözetildiğinde, sunulu delillere göre, somut olayın özellikleri, ihlalin ağırlığı ve davacıya ait isim, görüntü ve fotoğrafların kullanılmasının, davacının dünyaca ünlü bir doktor olması dolayısıyla hastaların araştırma yaparken halen davacının bu hastane de görev yapması nedeniyle davalı hastaneyi tercih edebileceği, ancak davalının da alanında başkaca iyi doktorları da istihdam ettiği ve göz alanında ülkemizde belirli bir tanınmışlığının bulunduğu, öte yandan hastaların randevu alırken doktor ismi ile randevu alabilecekleri, buna karşın bir kısım hastanın ise halen davacının bu hastanade çalıştığı izlenimi ile davalı hastaneyi tercih edebileceği, dolayısıyla davacının halen davalı hastane ile bağlantı içinde olduğu izlenimi veren görsellerin kullanıldığı süre, kullanımların hasta üzerindeki olumlu etkisi , davacının PROF unvanını sahip olması, davacının alanındaki ünü , alanında bilinen bir göz doktoru olması ve davalının ise basiretli bir tacir gibi haraket etmediği gözetilerek mahkememizce maddi tazminat 35.000 TL olarak takdir edilmiş olup,toplanan deliller, HMK 266. Madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişilerin kök ve ek raporları gözetilerek ; Davalının davacıya ait eser niteliğinde olmayan fotoğrafı kullandığı mecra, kullanım süresi , BK hükümleri gözetilerek takdiren 35.000 TL maddi tazminatın ve 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, Davacıya ait fotoğrafların davalıya ait web içeriklerinde ve tanımlarda kullanılmasının önlenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının davacıya ait eser niteliğinde olmayan fotoğrafı kullandığı mecra, kullanım süresi , BK hükümleri gözetilerek takdiren 35.000 TL maddi tazminatın ve 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline,
2- Davacıya ait fotoğrafların davalıya ait web içeriklerinde ve tanımlarda kullanılmasının önlenmesine,
3-3.415,50 TL ilam harcının peşin ve ıslah harçtan mahsubu ile eksik kalan 2.561,63 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 35,90 TL başvuru harcı 426,94 TL peşin harç, 426,93 TL ıslah harcı, 360,40 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 6.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.250,17 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 01/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır