Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/215 E. 2021/148 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/215
KARAR NO : 2021/148

DAVA : MARKA HAKKINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ, MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Markanın Hükümsüzlügü talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin 1926 yılında …’te kurulduğunu, boya sektöründe 90 yılı aşkın süredir bulunduğunu, dünya çapında tanındığını, … ibaresinin hiçbir dilde anlamı olmadığını, … renk veren firma olarak bilindiğini, davalının davacı şirketten ve … markasından haberdar olduğunu, davalı markasını kötü niyetle tescil ettirdiğini, yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu, davalının markasının kötü niyet ve haksız kullanımlarının aleyhlerine marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının … sayılı kötü niyet mahsulu tescilli markası üzerindeki kullanımlarına dayanak teşkil etmeyeceğini, davalının kendisini müvekkili şirket ile iş ilişkisi varmış izlenimi vererek tanıtarak ve herhangi bir patente konu olmayan ürünleri patentli olarak lanse ederek haksız rekabet teşkil eden fiilleri olduğunu, davalının … sayılı tescilinin SMK 6.madde uyarınca hükümsüz kılınması gerektiğini, davalının kötü niyet mahsulü ticaret unvanının terkininin gerektiği, davalının … alan adının ve varsa buna bağlı e-mail adreslerinin iptali ve … alan adına Türkiye’de erişimin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirkete ait laboratuvarın dünya standartlarında gelişmiş donanıma sahip, sınırsız renk seçeneğiyle üretim alt yapısını hazırlayabilir sınırsız doku seçeneğiyle üretime destek olabilir kapasiteye sahip olduğunu, gelecekte duvar kağıdı sektöründe uygulanmayan ve bilinmeyen yeni bir teknolojiyi üretime sokabilmek için gerekli altyapıyı hazırladığını, müvekkili tarafından “…+şekil” ibareli markanın TPMK nezdinde … numarası ile tescilli bulunan markalarını hukuka uygun şekilde kullanıldığını, davacılar tarafından isnat edilen kötü niyetin ve haksız eylemlerin ispat külfetinin kendilerine ait olduğunu, Türkiye’de … markasının tanınmışlığına dair verilmiş bir tescil belgesi bulunmadığını, hiçbir dönemde … müşterilerine, davacının dilekçesinde yer verdiği şekilde kendi şirketini ve markasını karşı yanın markası ile ilişkilendirebilecek beyanlarda bulunmadığını, müvekkilinin markaları ile davacı arasında SMK 6/1.maddesi kapsamında ayniyet/ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığını, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığını, şekil unsurunun markalarını farklılaştırdığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, davalı şirketin ticaret sicil kayıtları dosyaya eklenmiş ve HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
21/07/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalının 28.05.2018 koruma tarihli … başvuru numaralı tescilli markasının SMK 6.madde uyannca karıştırılma ihtimali, davacının markasının tanınmışlığı ve kötü niyet nedeniyle hükümsüzlük talebinin haklı olduğu, davalının kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz ettiği, davalının ticari unvanı olan … TİCARET LTD ŞTİ aynı zamanda … + Şekil olarak markasal kullanımı nedeniyle SMK 7/3 maddesi uyarınca ticari sicilden terkini talebinin haklı olduğu, SMK.7/3 maddesi uyarınca … alan adının iptali, … alan adı ile işletilen web sitesine Türkiye’de erişimin engellenmesi, davalının Linkedin hesabına Türkiye’de erişimin engellenmesi taleplerini haklı olduğu, haksız rekabete aykırılık mevcut olduğu bildirilmiştir.
02/12/2020 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalının 28/05/2018 koruma tarihli … başvuru numaralı tescilli markasını kullanımı SMK 29 ve oradan atıfla 7/2b – 3d- 3e bentleri uyarınca karıştırılma ihtimali nedeniyle davalının kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz ettiği ve ihtiyati tedbir talebinin haklı olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava: Davalının eylemlerinin, davacının marka tescillinden kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, meni, refi, TPMK nezdinde davalı adına tescilli … numaralı “…+şekil” markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, davalının “… Tic Ltd Şti” ticaret unvanının sicilden terkini, davalıya ait “…” alan adının iptali ve “…” alan adına Türkiyede erişimin engellenmesine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK.nun 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK.nun 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
6769 sayılı SMK.nun 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
Bir markanın sahibinin izni olmadan, başkası tarafından 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesinin 2. fıkrasının a, b ve c bentlerinde ve 3. maddede öngörülen şekilde kullanılması marka hakkına tecavüzdür. Zira SMK’nın 29. Maddesinde maddesin de tecavüz, 7. maddenin ihlâli olarak ifade edilmiştir. 6769 sayılı SMK’nın 7/3. maddesinde : tescilli markanın mal veya ambalajı üzerine konulması; markayı taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi; işareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi; işaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması; işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması; işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması; işaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir.
Hükmün marka sahibine sağladığı yasaklama yetkisi sadece 7/3 hükmünde sayılan hallere münhasır değildir. 6769 sayılı SMK tarafından, tescilli bir markanın ticaret hayatında kullanımı genel olarak hukuka aykırı kabul edilmiş bulunduğundan, tescilli bir markanın aynısı veya benzerinin başka bir kişi tarafından izinsiz olarak ticari yaşamda kullanılması genel olarak yasaklanmıştır.
Hakkın mutlak karakterli olması sebebiyle marka sahibinin yapılmasının önlenmesini talep edebileceği 6769 sayılı SMK’nm 7. maddesinde yazılı eylemleri gerçekleştirenin gerçek veya tüzel kişi olması yahut özel hukuk veya kamu tüzel kişisi olması arasında fark bulunmamaktadır. Diğer taraftan önceden tescil edilmiş bir markaya dayalı olarak açılmış bir ihlal davasında, sonraki tarihte başvurusu yapılmış veya tescil edilmiş bir markanın varlığı hukuka uygunluk nedeni alarak ileri sürülemez ,aynı husus sonradan devir alınan markalar içinde geçerlidir. 6769 sayılı SMK m.155. madde düzenlemesinde de açıkça bu hususa işaret edilmiştir.
6769 sayılı SMK’nın 7/2,b hükmü uyarınca, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüzdür. Hüküm kapsamında ihlal eyleminin oluşabilmesi için markaların aynı veya benzer olması; ürün ve hizmetlerin aynı veya benzer olması ve tescilli markanın ayırt edicilik seviyesinin, markaların ortalama tüketicilerde bıraktığı genel izlenim itibariyle ilişkilendirme dahil karıştırılma ihtimalini doğuracak düzeyde bulunması gerekir. Somut olayda ise tüm unsurların gerçekleştiği toplanan deliller ve sektör bilirkişilerin da dahil olduğu tüm heyet raporları ile sabittir.
UNVAN TERKİNİ TALEBİNİN İNCELENMESİ:
6102 sayılı TTK’nın 52/1. madde hükmüne göre ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteyebilir. Yine TTK’nın 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır hükmü düzenlenmiştir.
Davalı şirket niteliği itibariyle bir limited şirkettir. Dolayısıyla tacirdir. 6102 sayılı TTK’nunda tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Davalı şirketin tacir olması sebebiyle, TTK 18/2 maddesi uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre, faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Bu bağlamda alan adının ticari maksatla tescili ve marka başvurusundaki şeklin davacının markasına benzerliği göz önüne alındığında davalının eylemlerinin aldatıcılık içerdiği ve bu nedenle haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
SMK, TTK hükümleri, mevzuat, TPMK ve ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Davacıya ait TPMK nezdinde 25 adet içeriğinde “…” geçen marka tescillinin olduğu, … kelimesinin kök unsur olduğu ve bu şekilde marka tescillerinin 1994 yılında başladığı görülmüştür.
TPMK nezdinde 28.05.2018 koruma tarihli … numaralı “…+şekil” markanın 27.sınıfta davalı adına tescilli olduğu görülmüştür.
TPMK kayıtlarından; Davacının “…” kelimesini içeren tescilli markalarının tamamının, davalıya ait hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…+şekil” markasından önceki tarihli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı markaları karşılaştırıldığında markaların kök kısmının (…) aynı olduğu, şekil bakımından farklılıklar bulunmakla birlikte davalı markasının, davacının tescilli markasına atıflar taşıdığı, davacının markasında yerküre dizaynı ile davalının dünya haritasını kullanması ve bu harita ile … yazısının gökkuşağı renkleri ile bir boya markası imajı oluşturduğu, … ve … benzer olmayan yönleri olduğu esas unsuru olan … kelimesinin iki markada da mavi olduğu, … boyanmasında davacının markasının kullanılmış olması dikkate alındığında taraf markalarının benzer olduğu, davacının … kelimesini içeren 25 marka tescillinin olduğu, … markasının kelime olarak vurgulanarak reklamlarının yapıldığı, TV, radyo, gazete, dergi gibi sözlü ve yazılı basında kendini tanıttığı her iki markanın esas unsurunun … kelimesi olması, davalının şekil ile markada yeterince farklılık yaratmaması ve markaların kapsadığı malların yakınlık derecesi dikkate alındığında davalının markasının halk tarafından davacının markalarından biri olduğu düşünülerek karıştırılabileceği bu nedenle davalının eylemlerinin, davacının marka tescillinden kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, meni ve refine karar vermek gerekmiştir.
SMK 7/3-d maddesi uyarınca işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde yasaklanabilecektir.
… esas kelimesini içerecek şekilde … Wallpaper ibarelerinin davalıya ait sitelerin alan adı ve içeriklerinde kullanıldığı, … haricinde … kelimesinin tek başına da kullanıldığı görülmekle davalıya ait … alan adının iptali ve web sitesine Türkiye’de erişimin engellenmesi taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı … ŞTİ’nin 05/10/2018 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, davalının ticari unvanının aynı zamanda … + Şekil olarak markasal kullanımı nedeniyle SMK 7/3 maddesi uyarınca ticari sicilden terkini talebinin haklı olduğu kanaatine varıldığından, davalı şirketin ticaret unvanından “…” ibaresinin silinmesine karar vermek gerekmiştir.
SMK 6/5-9. maddeleri gereğince hükümsüzlük koşulları oluştuğundan, TPMK nezdinde davalı adına tescilli … numaralı “…+şekil” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacının tescilli markasından doğan haklarına davalının tecavüz ve haksız rekabet ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenilmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
2-Davalının “…+şekil” markası üzerindeki kullanımlarına konu ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela, her türlü malzeme ve tanıtm malzemesinin, basılı evraklar, faturalar, benzeri her türlü ticari evrak ve malzemelerinin karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak sureti ile imha edilmesine,
3-Davalının TPMK nezdinde … tescil numaralı “…+şekil” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine,
4-Davalı şirketin ticaret unvanından “…” ibaresinin silinmesine,
Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ticaret sicil müdürlüğüne gönderilmesine,
5-… alan adının iptaline,
6-… alan adı ile işletilen web sitesine ve … linkinden erişilen linkedin hesabına Türkiyede erişimin engellenmesine,
Karar kesinleştiğinde Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına,
7-59,30 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 14,90 TL harcın davalıdan tahsiline,
8-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafın yapmış olduğu 44,40 TL başvuru harcı 44,40 peşin harç, 238 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.326,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 25/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır