Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/198 E. 2021/16 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/198 Esas
KARAR NO:2021/16

DAVA :Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ:12/06/2019
KARAR TARİHİ:20/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin başta enerji içecekleri olmak üzere meşrubat vs. Ürünleriyle dünya çapında bilinen ve tanınan bir şirket olduğunu, müvekkilinin “…” markalı ürünleri dünya çapında 172 ülkede dağıtıp sattığını, ürünleri ile pazar lideri konumunda olduğunu, markanın Türkiye dahil dünya çapında … ülkede tescille korunmakta olduğunu ve tüketiciler nezdinde ayırt edicilik kazandırdığını, “…” markalı ürünlerin ambalajında kullanılan mavi ve gümüş renkler ile oluşturulmuş kompozisyonların da yine tüm dünyada tüketiciler nezdinde müvekkil markasını çağrıştırdığını, müvekkilinin … renk kombinasyonundan oluşan markalarının dünya çapında … ülkedeve TPE nezdinde de tescilli olduğunu, müvekkilinin tescilli … renk kombinasyonu markalarının ve “…” … ambalaj kompozisyonunun benzerinin davalının”…” ibareli enerji içeceklerinin ambalajında kullanıldığını ve satışa sunulduğunu, …ana sayfa internet sitesinde de mevcut olduğunu, “…” ibareli … ürününün müvekkilinin tescilli … renk kombinasyonu markalarına ve … … ambalaj kompozisyonuyla iltibas suretiyle tecavüz ve haksız rekabet yarattığını iddia ederek; müvekkilin tescilli ve tanınmış markalarına ve ambalaj kompozisyonuna karıştırılacak derecede benzer “…” ibareli … ürünlerine ilişkin olarak davalının tüm kullanımlarının engellenmesini, … ürünlerinin ve ürün ambalajlarının üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, yurt içinde ve yurtdışında satışa sunulmasının önlenmesini, her türlü ürün, basılı yayın, ambalaj, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, fatura ve sair her türlü ticari evrak ile alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, Türkiye’de ya da yurtdışında kullanılmasının önlenmesini, “…” ibareli … ürün ambalajlarını ihtiva eden ürünlerin, ambalajların, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıt, fatura ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin bulundukları yerlerden toplanarak emin bir yerde muhafaza altına alınmasını, el konulan her türlü ürün ve malzemelerin hükmün kesinleşmesini müteakip imhasını, müvekkilinin tescilli markalarına ve ambalaj kompozisyonlarına iltibas suretiyle yaratılan marka tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekilinin … … tasarımı çalışmasındaki “…” harfinin müvekkili şirketin markasındaki o harfini ve aynı zamanda yerküre olan dünyayı temsilen yuvarlak olduğunu, Davacı …’un logosunun ise …, müvekkiline ait … markalı ürünün hiçbir kısmında …renge ait kombinasyon bulunmadığını, benzerlik olmadığını, müvekkilinin marka tescilini de davacıdan önce aldığını, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetten bahsedilemeyeceğini, haksız davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı eylemlerinin, davacının marka hakkına(… RENK kombinasyonu markasına, … … ambalaj kompozisyonuna) tecavüz, haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması ve önlenmesi, davalının eyleminin davacının tescilli ve tanınmış markalarına ve ambalaj kompozisyonuna karıştırma derecesinde benzer olduğu iddiasıyla “…” ibareli enerji içeceğine ilişkin olarak davalının tüm kullanımlarının, üretim, satış, ithal, ihracın engellenmesi, tanıtımlarda kullanılmasının internet de dahil olmak üzere önlenmesi, her türlü materyalin toplanarak muhafaza altına alınması, sonuçlarının ortadan kaldırılması, ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerine ilişkindir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış,ürün örnekleri bilirkişilerce incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler Bilirkişi … ve …13/09/2019 tarihli raporunda; TPMK resmi web sitesinde çevirimiçi olarak yapılan incelemeye göre … no.lu … renk markası, … no.lu mavi renk markası, … no.lu …renk markasının 32. sınıfta (… vb.) davacı adına tescil edilmiş olduğu, davalının … no.lu … … şekil başvurusu olduğu, … no.lu … ve … no.lu … şekil markaların olduğunu, Davalının ürün ambalajındaki markasal kullanımın genel görünüm,görsel, işitsel, okunuş ve yazılış itibariyle iltibasa neden olacak şekilde davacının… no.lu marka tescili ile bütünsel bakışta etken zemin görseli ile benzer olduğunu, davacı ve davalı markalarında mal ve hizmetlerin aynı/benzer nitelikte olması nedeniyle de ortalama zeka sahibi tüketiciler nezdinde bu markalar arasında bağlantı olduğunu düşünme ve karıştırma ihtimali bulunduğunu, taraf markalarının orta düzey alım sahibi tüketicinin satın alma tercihinde etken KONSEPT/TEMA olan “…/…” ambalajı üzerinde Grafik/Görsel Tasarımda, Özgün ve Yaratıcı odaklı farklılık sağlayacak zengin seçenek Özgürlüklerinin mevcut olduğunu, davalının markasal kullanımının davacı tarafın markasına tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunu bildirmişlerdir.
Davalı tarafından sektörde faaliyet gösteren marka vekili … tarafından sunulan mütalaada; piyasada mavi renk içeren diğer içeceklerin genel görüntüsünü gösteren kutu örnekleri sunduğu ve renklerin ayırt edici özelliğinin zorluğu gözetilerek renklerin tek bir firmanın tekeline verilemeyeceğini bildirdiği anlaşılmıştır.
İkinci Bilirkişi heyeti …, … ve … 18/02/2021 tarihli raporlarında; Her iki … ambalajının aynı ölçülerde teneke kutular olduğunu, ürün sınıfı, ambalaj kutu boyut ve malzemesi aynı olmasına karşın, ambalaj üzerinde bulunan markaların; ibare, şekil, anlam, karakter, işitsel açıdan karıştırılmayacak ölçüde farklı olduğunu, markanın bütün olarak yaratacağı algıda baskın olan etkenin markanın asli unsurları olduğunu, markaların tali ve/veya jenerik unsurlarının benzerliği, özellikle de renk ve basit geometrik şekil benzerlikleri iltibas iddiasına dayanak teşkil edemeyeceğini, davacının marka ibaresini oluşturan “… …” ile davalının marka ibaresini oluşturan “… …” arasında asli unsurlar açısından benzerlik olmadığını; “…” ibaresinin de ürünü tanımlayan ve genel kullanıma açık bir ibare olup, markalara ayırt edicilik sağlamadığını, her iki markada da daire biçiminde bir çizimin yer almasının salt geometrik şekil benzerliği olup; iltibas iddiasına dayanak teşkil edemeyeceğini, daire şeklinin bu markalarda kullanılma biçimlerinin de birbirinden farklı olduğunu, daire şeklinin davacının markasında … renkte, asli şekil unsurunu oluşturan “…” figürünün arka fonunu tamamlamak için tasarlanan … çiziminde kullanıldığını, davalının markasında ise, daire, markada herhangi bir şekil unsurunun arka fonu olarak değil,… renk kombinasyonuyla ve özgün bir çizimle oluşturulan markanın asli şekil unsurunun çerçevesi olarak kullanıldığını, bu açıdan, iki marka arasında markaların tüketici nezdinde bütün olarak bırakacağı algıyı etkileyecek herhangi bir benzerliğin olmadığını, davacı markasının arka fonunu oluşturan renk kombinasyonunun diyagonal şekilde (dama biçiminde) tasarlandığı ve ancak bu özgün şekliyle marka ile bütünlük arz ettiğini, davalının ürünleri üzerinde ise aynı renk kombinasyonu farklı ve yatay şekillendirilmiş bir tasarımla kullanıldığını, bu durumda, markayı bir bütün olarak algılayacak ortalama algı ve dikkat seviyesine sahip tüketicilerin tümüyle farklı tasarıma sahip olan bu markalan sırf … renk benzerliği sebebiyle karıştıracağını veya bu markaları kullanan işletmeler arasında bağlantı kurabileceğini ileri sürülemeyeceğini, sonuç olarak davalının “…” kutu şekli ve markası ile davacının “… …” kutu şekli ve markası arasında iltibas oluşturabilecek nitelikte bir benzerlik saptanamadığını bildirmişlerdir.
Üçüncü bilirkişi heyeti Bilirkişiler … ve … 25/09/2020 tarihli raporlarında; davacının davaya konu ürün ambalaj kompozisyonları ile davalının davaya konu ürün ambalaj kompozisyonlarının birbirleri ile farklı olduklarını, davalının fiili uygulamalarında tescil ettirdiği markadaki renklerden farklı renk kombinasyonu kullandığı ve sınai mülkiyet hakkı ihlal edilmese dahi, renk kombinasyonundaki ayniyet ya da benzerliğin, ortalama dikkati haiz tüketici nezdinde iltibas yaratabileceğini, davacı ve davalı işletme markalarında ortak renkler olarak mavi, gri ve kırmızı renklerin kullanıldığı, bu anlamda karışıklık olabileceği, davacı markasındaki sarı daire figürünün logolarda ayırt edici olduğunu ve bu yüzden marka lagosunda farklılaştırıcı bir durum olduğunu, renkler dışında, davacı markasındaki sarı dairenin içindeki iki adet … resminin davalı firması markasından ayırt edici olduğu ve etkili bir durum olduğunu, bu anlamda çok belirleyici ve ayırt edici bir durum olduğunun görüldüğünü, davacı ve davalı taraf marka isimleri olan “…” ve “…” ibarelerinin ayırt edici olduğu ve ortalama halk ve müşteri kitlesi üzerinde karışıklığa yol açmayacağını, marka isimlerinin yazım ve fonetik olarak karıştırılmaya olanak vermeyecek şekilde farklı olduğunu, bu anlamda marka isimlerinin müşteri tercihlerinde karışıklığa yol açmayacağını, davacı markasında bulunan kırmızı “…” figürünün marka ismindeki “…” kelimesinin Türkçe karşılığı olduğunun görüldüğü, bu anlamda da ayırt edici bir durumun sözkonusu olduğunu, tüm unsurların toplam olarak değerlendirildiğinde, davalı işletmesinin davacı işletmesi markası ile iltibasının bulunmadığını, markanın taklit edilmediğini bildirmişlerdir.
Bilirkişi … 25/09/2020 tarihli Ayrık Raporunda; davalının ürün ambalaj tasarımının Davacınınkine benzerliğinin %70 civarında olduğunu, bunun da tüketiciler tarafından yine %70 civarında iltibasa yol açabileceğini (benzerlik orantısı maksimum %15’leri geçmeye başladığında aynı orantıda iltibasın da arttığını ) bildirmiştir. Ancak bilirkişinin bu oran yönünden raporunda hiçbir gerekçe yazmadığı anlaşıldığından mahkememizce hükme esas alınmamıştır.
Zira Yüksek 11. HD nin ilamlarında iltibas değerlendirilmesinde yüzdeye dayalı bir iltibas oranlaması yönünde içtihadı bulunmadığı bilinmektedir. Öte yandan Alman Federal Mahkemesi ( Bundesgerichtshof) 1.HD’nin 9. 7. 2015 tarih ve 1 ZB 65/13 sayılı kararında bir değerlendirme yaparak %75 oranında bilinirlik oranını haklı çıkaracak bir hukuki dayanağın bulunmadığı ve soyut renk markalarında görselliğin söz konusu olduğu bir sektörde kullanılması , bu kullanımın sektörde olağandışı yada çok nadir görülmesi ve soyut rengin uzun süredir marka olarak kullanıldığına dair bir tereddüt bulunmaması koşullarının gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yapmıştır.( üstelik bu karar NİVEA firmasının krem kutuları üzerindeki lacivert tonlu renk için olup , yani günlük olarak çokça tüketilen bir ürün gurubuna dahi dahil değildir) Bu durumda da açıkça Alman Yüksek Mahkemesince ayırt edicilik hususu ön planda tutulmuştur.
DELİLLERİN TAKDİRİ VE MAHKEMEMİZİN HUKUKİ NİTELENDİRMESİ
Dava, davacı adına tescilli markaya /ambalaj kompozisyonuna yönelik tecavüz ve haksız rekabet iddiasına dayalı, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, sonlandırılması önlenmesi isteminden ibarettir.
KARIŞTIRMA İHTİMALİ YÖNÜNDEN İNCELEME
Bilindiği üzere Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın, ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaya göre,” tüm faktörler” bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması gereğine ilişkindir (Cornısh / Llevvelyn / Aplın, s. 755, Trıtton S. 241, Holyoak / Torremans s. 436, Baınbrıdge s. 634, CJEU C-251/95 Puma-Sabel paragraf 22). Zira ortalama dikkat ve algılama yeteneğine sahip bir tüketici, detaylarına girmeyip, markayı bir bütün olarak algılar (C-254/09, Calvin Klein Trademark Trust vs. Zafra Marroquineros SL, paragraf 44). Ayrıca ortalama dikkat ve algılama düzeyine sahip bir tüketici, çoğunlukla markaları yan yana koyarak kıyaslama imkanına sahip değildir. Bu kişi, markaları aklında kaldığı ve çağrışım yaptığı kadarıyla kıyaslar (Çolak, Uüğr; a.g.e. S.199). Global değerlendirme, görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı da dahil olmak üzere, tüm faktörler dikkate alınarak, ilgili toplum kesiminde markaların bıraktıkları “genel izlenim’e göre yapılır.
Bu genel inceleme yöntemi nazara alındığında huzurdaki dosyada mahkememizce İkinci Bilirkişi heyeti …, … ve … 18/02/2021 tarihli raporu,, Davalı tarafından sektörde faaliyet gösteren marka vekili … tarafından sunulan mütalaada ve Üçüncü bilirkişi heyeti Bilirkişiler … ve …’in 25/09/2020 tarihli çoğunluk raporlar içerikleri mahkememizce bilimsel yöntemle ve , marka hukuku ilkelerine göre hazırlandığından mahkememizce denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
6769 sayılı SMK’nun 4.maddesinde açıkça renk markalarının tescil edilebileceği öngörülse dahi, ayırd edicilik ve koruma fonksiyonu yönünden güçlükler mevcuttur. Zira insanoğlunun zihninde hatırlayacağı renklerin sayıları sınırlı olduğundan ,renklerin tek başına ayırt ediciliğinin çoğu kez mevcut olmadığı bilinmektedir. Doğadaki ana renklerin sınırlı olması nedeniyle tek başına marka olamayacağı yönünde görüşlerde mevcuttur(Uğur Çolak Türk Marka Hukuku, sayf. 78-79,) OHIM ( EUIPO) uygulamasında renk yada renk kombinasyonlarının ikincil bir anlam kazandıkları yani kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanmadıkları kanıtlanmadıkça marka başvuruları dahi iptal edilmektedir.
Her iki enerji içeceğinin ambalajlarının renkli görselleri bilirkişi raporlarında sunulmuş olup, öte yandan piyasada içecek sektöründe kullanılan diğer firmaların … renkli kutu görseleri de mahkememizce incelenmiştir. Davacı ve davalının kıyaslanan kutuları aynı ölçülerde teneke kutular olup, ürün sınıfı, ambalaj kutu boyut ve malzemesi piyasadaki tüm benzerleri gibi aynı olmasına karşın, ambalaj üzerinde bulunan markaların; ibare, şekil, anlam, karakter, işitsel açıdan karıştırılmayacak ölçüde farklı olduğu hususu mahkememizce de müşahade ediilmiştir, zira markanın bütün olarak yaratacağı algıda baskın olan etkenin markanın asli unsurları olduğu, markaların tali ve/veya jenerik unsurlarının benzerliği, özellikle de renk ve basit geometrik şekil benzerliklerinin iltibas iddiasına dayanak teşkil edemeyeceği , bu tarz bir yorumun piyasada özellikle renk markaları yönünden tekel oluşturma riskinin bulunduğu , davacının marka ibaresini oluşturan “… …” ile davalının marka ibaresini oluşturan “… …” arasında asli unsurlar açısından benzerlik olmadığı; “…” ibaresinin de ürünü tanımlayan ve genel kullanıma açık bir ibare olduğu ve markada ayırt edici unsur olarak kabul edilemeyeceği, İngilizce olarak … anlamında markada tali bir unsur olduğu, bu ibarenin markalara ayırt edicilik sağlamadığı, her iki markada da daire biçiminde bir çizimin yer almasının salt geometrik şekil benzerliği olup; iltibas iddiasına dayanak teşkil edemeyeceği, daire şeklinin bu markalarda kullanılma biçimlerinin de birbirinden farklı olduğu, daire şeklinin davacının markasında sarı renkte, asli şekil unsurunu oluşturan “…” figürünün arka fonunu tamamlamak için tasarlanan güneş çiziminde kullanıldığı, davalının markasında ise, dairenin markada herhangi bir şekil unsurunun arka fonu olarak değil, kırmızı-mavi renk kombinasyonuyla ve özgün bir çizimle oluşturulan markanın asli şekil unsurunun çerçevesi olarak kullanıldığı, bu açıdan, iki marka arasında markaların tüketici nezdinde bütün olarak bırakacağı algıyı etkileyecek herhangi bir benzerliğin olmadığı,( Marka ve ambalajda kullanılan rengin tek başına bir markasal ayırt ediciliğinin olmadığı ve genel kompozisyon itibariyle marka-ambalaj görsellerinin farklı olduğu anlaşılmaktadır) davacı markasının arka fonunu oluşturan renk kombinasyonunun diyagonal şekilde (dama biçiminde) tasarlandığı ve ancak bu özgün şekliyle marka ile bütünlük arz ettiği, davalının ürünleri üzerinde ise aynı renk kombinasyonu farklı ve yatay şekillendirilmiş bir tasarımla kullanıldığı, bu durumda, markayı bir bütün olarak algılayacak ortalama algı ve dikkat seviyesine sahip tüketicilerin tümüyle farklı tasarıma grafik özelliklerine sahip olan bu markaları sırf … renk benzerliği sebebiyle karıştıracağı yada bu markaları kullanan işletmeler arasında bağlantı kurabileceği hususunun ispat edilemediği, davalının “…” kutu şekli ve markası ile davacının “… …” kutu şekli ve markası ile oluşturdukları ambalajın sunum şekilleri arasında iltibas oluşturabilecek nitelikte bir benzerlik bulunmadığı anlaşıldığından davacının gerek markaya gerek ambalaja yönelik tecavüz ve haksız rekabet iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
… rengini ve … kutu şekli ve markası ile davacının “… …” markasını bir arada görme imkanı bulunmayan yani kıyas yapma imkanı bulunmayan tüketicinin algıda seçicilik gereği, ilk dikkatlerini çekecek unsurun, okuma yazma bilmediği varsayılsa dahi iki farklı ürün bulunduğunu öngöreceği, satın alma kararında yeni bir ürün/hizmet ile karşılaştıkları zannına kapılmayacakları, davacıya duyulan güvenin sarsılmayacağı ve markanın itibarına zarar verebilmesinin , davacı markasının zarar görmesinin ve tüketicinin karıştırmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan … renginin içecek sektöründe birçok firma tarafından kullanıldığı, davacının üzerinde hak iddia ettiği rengin olağandışı yada çok nadir görülen bir renk olmadığı, hitap ettiği sektörde … rengin birçok firma tarafından yurt dışında ve yurt içinde kullanıldığı hususu da bilinmektedir. CJEU bir kararında bir rengin ayırt ediciliği değerlendirilirken ilgili mal ve hizmetler bakımından diğer işletmelerin de bu rengi kullanmasının haksız şekilde kısıtlanmaması bakımından kamu yararının da gözetilmesi gerektiğine işaret etmektedir.
Öte yandan iltibas değerlendirmesinde 11.HD’nin Yüksek mahkeme ilamlarında % lendirmeye dayalı bir iltibas incelemesi yer almamaktadır, hitap eden tüketici kesimi ya aldanır yada aldanmaz , bunun da gerekçelendirilmesi gereklidir. Dolayısıyla ayrık rapor sunan …’ın raporu bilimsel olmaktan uzak olduğundan, mahkememizce dikkate alınmamıştır. Bu emtia özellikle günlük hayatta her türlü tüketici kesimine daha çokta gençlere hitap etmektedir. Bu sebeple de iltibas eşiği normal bir eşik olup,. günümüzde gençlerin marka seçiminde daha dikkatli oldukları, hatta çocukların marka sadakati gösteren bir algı düzeyinde oldukları dahi gözetildiğinde somut olayda farazi ihtimallere yada yüzdelere göre değil bilimsel gerçeklere ve marka hukuku ilkelerine göre uyuşmazlık çözümlenmelidir. Bu nedenle mahkememizce de içinde sektör bilirkişilerinin de bulunduğu keza grafik uzmanı, marka uzmanı bilirkişilerin yani 6 kişinin görüşü ihlal olmadığı yönünde olup (uzman mütalaası ile 7 kişi) , ihlal var şeklinde rapor tanzim eden heyet ise 2 kişiden oluşturulmuş olup, deliller toplanmadan tedbir talebinin değerlendirilmesine yönelik rapor tanzim eden iki kişilik heyetin raporunun ve 3.raporda ayrık görüş sunan bilirkişinin yukarda açıklanan gerekçelerle raporunun bilimsel olmaktan uzak olduğu , marka hukuku ilkelerine göre hazırlanmadığı anlaşıldığından hükme dayanak alınmamıştır. ( benzer yönde Yargıtay 11. Hukuk Daresi’nin 30.10.2007 tarih, 2006/5063 E. ve 2007/13492 K. sayılı emsal kararında; “davacı markasının kelime, şekil ve renk kompozisyonundan oluşmasına ve somut uyuşmazlıkta marka hakkının koruma sınırlarının belirlenmesinde kırmızı renk unsurunun tek başına değerlendirilmesinin mümkün olmamasına göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir” denilmektedir. Yine Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02.12.2015 tarih, 2015/5438 E. ve 2015/12846 K. sayılı kararında; “… kelimesinin küçük taneler halinde tek tek veya birkaç tanesi bir kutu içinde satılan çikolata
ürünleri için vasıf bildirici olduğu, ambalaj üzerindeki büyük ölçekte kullanılan ürün görselinin ve farklı şekilde yazılmış bulunan markanın, renklerdeki benzerliğe rağmen davalı ambalajını davacı markasından ayırdığı, davacı markasında yer alan kırmızı rengin güçlü bir ayırt ediciliğinin olmadığı, davalı ambalaj kullanımının davacının … tescil numaralı markasından kaynaklanan marka hakkını ihlal etmediği ve bu suretle haksız rekabet oluşturmadığı” belirtilmektedir. )
Yukarda açıklanan gerekçe , marka hukuku ilkeleri, yüksek mahkeme ilamları, hükme dayanak alınan raporlar doğrultusunda davalı eyleminin davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmediği, davalının ürün ambalajının, davacının ambalaj kullanımı karşısında haksız rekabet oluşturmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN REDDİNE,
2- İhtiyati tedbir talebinin reddine,
3-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 14,90 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu 3.000 TL bilirkişi ücreti ve 72 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 3.072 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalıvekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF YASA yoluaçık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 20/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır